2017/332 K. 2017/356 T. 5.7.2017
VDDK., E. 2017/332 K. 2017/356 T. 5.7.2017
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/332
Karar No.: 2017/356
Karar tarihi: 05.07.2017
İstemin_Özeti : İç ve dış aydınlatma armatürleri imalatı faaliyetinde bulunan davacı adına, F1 Elektrik Elektronik Metal ve Petrol Ürünleri Ticaret Limited Şirketine ait sahte faturaları maliyet kaydettiği, bir kısım alış faturalarını ibraz etmediği, enflasyon düzeltme farkı kaydının hatalı olduğu yolunda düzenlenen inceleme raporu uyarınca 2004 yılının Ekim-Aralık dönemi için re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı geçici vergi davaya konu yapılmıştır.
İzmir 4. Vergi Mahkemesi 20.7.2010 gün ve E:2010/261, K:2010/1236 sayılı kararıyla; 213 sayılı Kanunun 3 ve 30'uncu maddelerine değindikten sonra, F1 Elektrik Elektronik Metal ve Petrol Ürünleri Ticaret Limited Şirketine ait vergi tekniği raporunda; elektrik malzemeleri toptan ticareti faaliyeti ile iştigal etmek amacıyla 4.8.2003 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği, 12.4.2006 tarihinde yapılan yoklamayla Eylül 2004'ten itibaren işyerini terkettiği, 17.3.2006 tarihinde yapılan yoklamada, adreste 2.3.2005 tarihinden itibaren başka bir mükellefin bulunduğu, yeni işyerinde faaliyet gösterdiğine dair bildirimde bulunmadığı, adresin terk edilmesinden sonra da fatura düzenlemeye devam edildiği, şirketin 2003, 2004, 2005 yıllarında sırasıyla toplam 674.821,70 TL, 1.377.710,10 TL, 976.723,85 TL katma değer vergisi matrahı bildirdiği ve yüksek cirolara ulaştığı halde Aralık 2003, Haziran 2005, Temmuz 2005 dönemlerinde cüz'i miktarda ödenecek vergi çıktığı, muhtasar beyannamelerinde işçi çalıştırdığına dair bildirimde bulunmadığı, 2004 yılına ait defterinin tasdikli olduğuna dair bir tespitin bulunmadığı, sahte fatura düzenlemek fiilinden dolayı hakkında vergi tekniği raporu bulunan şirket ortağı K1'nin 1.6.2006 tarihinde hissesini K2'e devrettiği, 2004 ve 2005 yıllarına ait Ba-Bs formlarını vermemesine rağmen mal alan firmaların birkaçının Ba formunda bu şirketten fatura alındığı bilgisinin yer aldığı tespit edilmek suretiyle bu şirketin gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, tamamen sahte fatura ticareti organizasyonu çerçevesinde mükellefiyet tesis ettirerek sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiğinden bahisle takdir komisyonuna sevkinin önerildiğinin anlaşıldığı, 2006 yılında yapılan yoklamalarla belirlenen olumsuz tespitlerin, dava konusu 2004 yılına ilişkin olarak kabul edilmesine imkan bulunmadığı, anılan şirket hakkında 2004 yılında sahte fatura düzenlediğine yönelik somut, hukuken geçerli bir tespit bulunmadan, düzenldiği tüm faturaların sahte olduğu kabul edilemeyeceğinden tarhiyatın bu husustan kaynaklanan kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, enflasyon düzeltme farkından kaynaklanan tarhiyatta ise hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, vergi ziyaı cezasını, üzerinden hesaplandığı geçici verginin matrahına bağlı olarak azaltmış, mahsup döneminin geçmesi nedeniyle aslı aranmayacak olan geçici vergi hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Tarafların temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 15.11.2012 gün ve E:2010/5347, K:2012/3706 sayılı kararıyla; kararın, geçici vergi hakkında karar verilmesine yer olmadığı ve enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan matrah farkına isabet eden geçici verginin bir katı tutarındaki vergi ziyaı cezası yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkralarının Dairelerince de uygun görüldüğü, davacı adına aynı maddi olay nedeniyle salınan kurumlar vergisini azaltan vergi mahkemesi kararının; tevsik edilemeyen maliyetler ve sahte faturalarla aşındırılan matrah farkından kaynaklanan tarhiyata ilişkin hüküm fıkrasının, Dairelerinin 15.11.2012 gün ve E:2010/5346, K:2012/3705 sayılı kararıyla bozulduğu, belirtilen bozma hükmü uyarınca verilecek kararın sonucunun dava konusu cezayı etkileyeceği ve yıllık vergiye mahsuben peşin alınan geçici vergi nedeniyle yol açılan vergi kaybından dolayı üç kat vergi ziyaı cezası kesilemeyeceği dikkate alınarak yeniden bir karar verilmek üzere kararın, enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan matrah farkına isabet eden geçici verginin bir katı tutarındaki vergi ziyaı cezası yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik davacı temyiz istemini reddetmiş, belirtilen miktarı aşan cezaya yönelik davacı temyiz istemi ile tevsik edilemeyen maliyetler ve sahte faturalarla aşındırılan kazançtan kaynaklanan matrah farkına isabet eden geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasına yönelik davalı idare temyiz istemini kabul ederek kararın sözü edilen hüküm fıkralarını bozmuş, tarafların karar düzeltme istemlerini reddetmiştir.
İzmir 4. Vergi Mahkemesi 24.12.2015 gün ve E:2015/1413, K:2015/1844 sayılı kararıyla; ilk kararının, sahte faturadan kaynaklanan cezaya ilişkin hüküm fıkrası yönünden ısrar etmiş, diğer yönlerden ise bozma kararına uyarak karar vermiştir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, 28.12.2016 gün ve E:2016/778, K:2016/1367 sayılı kararıyla; Vergi Mahkemesi kararının ısrar hükmüne karşı davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddiaların kararın değinilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle, temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddine; kararın, Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararına uyularak verilen diğer hüküm fıkralarına yönelik temyiz incelemesi sonuçlandırılmak üzere dosyanın Danıştay Dokuzuncu Dairesine gönderilmesine karar vermiştir.
Davalı idare tarafından; sahte faturaları maliyet kayıtlarına alan davacı adına, inceleme raporu uyarınca salınan vergi ve kesilen cezalarda yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, kararın düzeltilmesi istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : K3
Düşüncesi :Davacı adına aynı nedenle salınan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin kaldırılması yolunda verilen ısrar kararı bozulduğundan ve sözü geçen bozma kararı uyarınca verilecek kararın sonucu dava konusu vergi ziyaı cezalarını etkileyeceğinden, karar düzeltme isteminin kabulüyle Kurul kararı kaldırılarak, kararın ısrara ilişkin hüküm fıkrasının söz konusu kararda yer alan esaslar doğrultusunda yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Karar Düzeltme dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54'üncü maddesi uyarınca istemin kabulünü gerektirecek nitelikte bulunduğundan, davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 28.12.2016 gün ve E:2016/778, K:2016/1367 sayılı kararı kaldırıldıktan sonra temyiz istemi yeniden incelendi.
Davacı adına, bir kısım alış faturalarının sahte olduğu, belgesiz maliyet kayıtları bulunduğu ve enflasyon düzeltme kaydının hatalı yapıldığı yolunda düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca 2004 yılının Ekim-Aralık dönemi için re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı geçici vergiye karşı açılan davada, matrah farkının, sahte faturadan kaynaklanan kısmı yönünden ilk kararında ısrar edilmesi, diğer hüküm fıkraları hakkında ise bozma kararına uyulması suretiyle verilen vergi mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkraları, davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı adına aynı nedenle salınan vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin kaldırılması yolunda verilen ısrar kararı, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 5.7.2017 gün ve E:2017/333, K:2017/357 sayılı kararıyla bozulduğundan ve sözü geçen bozma kararı uyarınca verilecek kararın sonucu dava konusu vergi ziyaı cezasını etkileyeceğinden, kararın ısrara ilişkin hüküm fıkrasının, söz konusu kararda yer alan esaslar doğrultusunda yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile İzmir 4. Vergi Mahkemesinin 24.12.2015 gün ve E:2015/1413, K:2015/1844 sayılı kararının ısrara ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 5.7.2017gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY
Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen iddialar, istemin kabulünü gerektirecek nitelikte bulunmadığından, kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.