2017/337 K. 2017/493 T. 25.10.2017

VDDK., E. 2017/337 K. 2017/493 T. 25.10.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/337
Karar No.: 2017/493
Karar tarihi: 25.10.2017

İstemin_Özeti : Davacı tarafından, müdürü olduğu limited şirketin vergi borcu nedeniyle banka hesaplarına uygulanan e-haczin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

Ankara 5. Vergi Mahkemesi, 30.3.2015 gün ve E:2014/1925, K:2015/783 sayılı kararıyla; Anayasa Mahkemesinin 28.4.2011 gün ve E: 2009/39, K: 2011/68 sayılı kararıyla, 5766 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda yapılan değişikliklerin tamamının; 6.6.2008 tarihinden önce doğmuş ancak, tahsil edilememiş amme alacaklarına uygulanmasına ilişkin getirilen hükmün iptal edilmesi nedeniyle bu tarihten önce doğan amme alacakları hakkında uygulanamayacağı, olayda, 5766 sayılı Kanunla 6183 sayılı Kanunda genel olarak şirket ortakları ve kanuni temsilcilerin, kamu borcu nedeniyle sorumluluklarını arttıran, genişleten ve müteselsil sorumluluk esası getiren düzenlemeler yapılmış ise de söz konusu Kanunun geçici 1'inci maddesinin yürürlüğü, Anayasa Mahkemesince 28.4.2011 tarihinde durdurulmuş ve 15.10.2011 tarihinde iptal edilmiş olduğundan, 22.4.2003 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan 2.4.2003 tarihli ortaklar kurulu kararıyla hisselerini devretmek suretiyle şirketten ayrılan davacının 6.6.2008 tarihinden önce 1999, 2000, 2001, 2002 ve 2003 yıllarında doğmuş olan vergi borcu için bu yasal düzenlemeye dayanılarak takibinin mümkün olmadığı, bu durumda, hisselerini tüm hak ve borçları ile devrederek ortaklıktan ayrılan davacıdan, şirket ortağı sıfatıyla, adı geçen şirketten tahsil olunamayan kamu alacağının tahsil edilmesine yönelik olarak uygulanan e-haciz işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 12.4.2016 gün ve E:2015/6255, K:2016/1575 sayılı kararıyla; Türk Vergi Sisteminde, vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin tarh ve tahakkuk usullerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununda, tahsil usullerinin ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda düzenlendiği, bir kamu alacağının tahsil edilebilmesi için öncelikle 213 sayılı Yasaya göre tarh ve tahakkuk usulleri; 6183 sayılı Yasaya göre de tahsil usullerinin sırasıyla uygulanması gerektiği, bu zorunluluğun doğal sonucu olarak, sistematiğin içinde yer alan bir idari işlemin bu amaçla tesis edilebilmesi için bir önceki hukuki durumun tekemmül etmiş olması halinin aranacağı, dolayısıyla bir önceki safha tekemmül etmeksizin bir sonraki safhaya ilişkin idari işlem tesis edilemeyeceği gibi sistematik içinde yer alan herhangi bir işleme karşı dava açılması ya da açılmaması durumunda ise önceden kesinleşmiş hukuki durumların yeniden incelenmesinin yasal olarak mümkün olmadığı, bu durumda, Mahkemece yapılan incelemenin, ancak kamu alacağının tahsiline yönelik olarak ilgili adına düzenlenmiş ve tebliğ edilmiş ödeme emri safhasında ve bu işleme karşı yapılacak idari başvurular ile açılacak iptal davalarında mümkün olduğu, haciz işlemine karşı açılan davalarda hukuka uygunluk denetiminin, ancak ödeme emri safhasındaki işlemlerin hukuka uygun olup olmadığı ile bu yönüyle haciz şartlarının oluşup oluşmadığı yönünde yapılacak bir incelemeyle sınırlı olacağı gerekçesiyle, haczin dayanağı ödeme emri tebliğinin; bu tebliğ ilan yoluyla yapılmış ise ilanen tebliğin usule uygun olup olmadığı, haciz varakası düzenlenip düzenlenmediği hususları değerlendirilerek bir karar verilmek üzere kararı bozmuştur.

Ankara 5. Vergi Mahkemesi, 1.11.2016 gün ve E:2016/1566, K:2016/1468 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare tarafından; davacının, ortağı ve müdürü olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen amme alacağından sorumlu olduğu ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay DördüncüDairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Müdürü olduğu limited şirketin vergi borcu nedeniyle davacının banka hesaplarına uygulanan e-haczin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali yolunda verilen ısrar kararı, davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

Danıştay Dördüncü Dairesinin, yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü ile Ankara 5. Vergi Mahkemesinin 1.11.2016 gün ve E:2016/1566, K:2016/1468 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, kararın tebliğ tarihini izleyen on beş (15) gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25.10.2017gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.