2017/355 K. 2017/574 T. 22.11.2017

VDDK., E. 2017/355 K. 2017/574 T. 22.11.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/355
Karar No.: 2017/574
Karar tarihi: 22.11.2017

İstemin_Özeti : Davacı adına, K1'e ait gerçek bir emtia teslimine dayanmayan faturaları kayıtlarına dahil etmesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi suretiyle 2009 yılının Temmuz ilâ Eylül ve Kasım dönemleri için re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi davaya konu yapılmıştır.

İzmir 4. Vergi Mahkemesi, 30.9.2015 gün ve E:2015/19, K:2015/1167 sayılı kararıyla; K1 hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda; 23.11.2012 tarihinde defter belge isteme yazısının kendisine tebliği üzerine, 30.11.2012 tarihinde vergi dairesine gelerek, 2006 ilâ 2009 yıllarında mali müşavirinin K2 olduğu ve 2009 yılında vefat ettiği, defterlerinin bu şahısta olduğu ancak, vefatından sonra defterlere ulaşamadığı, 2010 yılı defterlerinin ise mali müşavir K3 tarafından tutulduğu ancak, defterlerini kaybettiğini ifade ettiği, geçmiş dönem beyannamelerinin çoğunlukla K3 tarafından verildiği, yasal defterlerin akıbetine ilişkin bilgi istenen K3'in, konuyla ilgili bilgisi olmadığını belirttiği, 16.1.2008 tarihinde işyeri adresine fiili sayım yapmak için gidildiği, mükellefin adreste bulunamadığı, site yönetimince de tanınmadığı, 20.8.2009 tarihinde aynı adreste yapılan yoklamada faaliyetine devam ettiği, iş yerinde bir adet masa ve sandalye ile 12.000 TL tutarında emtia bulunduğu, 1.2.2013 tarihi itibarıyla 1.682.351,48 TL vergi borcu olduğu, satış formlarına göre 2007 yılında 213.341 TL, 2008 yılında 1.495.223 TL, 2009 yılında 5.044.662 TL, 2010 yılında 8.302.976 TL satış beyan edilmişken, diğer mükellefler tarafından sırasıyla; 1.599.255 TL, 3.164.103 TL, 3.523.305 TL, 7.090.760 TL alış bildirildiği, alışlarına ilişkin olarak 2007, 2008, 2009 yıllları için herhangi bir bildirimde bulunmadığı, 2010 yılında 4 ayrı mükelleften 403.635 TL alış yaptığını bildirdiği, 31.12.2010 tarihinde mükellefiyet kaydı re'sen silinmesine rağmen 2011 yılında diğer mükellefler tarafından K1'den 357,676 TL tutarında alış yapıldığı, 8.000 TL tutarında ise satış yapıldığının bildirildiği, 2010 yılında 48.335 TL mal aldığını beyan ettiği K4 hakkında düzenlenen karşıt inceleme tutanağında; anılan şahsın mükellefe mal satmadığı ve defter kayıtlarında ve belgeleri arasında mükellef adına düzenlenmiş fatura bulunmadığının belirtildiği, K5'dan 116.000 TL, K6'den 121.550 TL, K7'den ise 117.750 TL mal aldığı, anılan şahıslara, haklarında karşıt inceleme yapmak amacıyla defter belge isteme yazısı tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir bilgi verilmediği ve defter ve belgelerin ibraz edilmediği, mükellefiyet kaydı 31.12.2010 tarihinde re'sen silinmiş olmasına rağmen 2011 yılında Ba formuyla mal aldığını bildiren 4 mükellef olduğu ve bu mükellefler hakkında karşıt inceleme tutanaklarında K1'i tanımadıkları, ödemelerin genellikle nakit yapıldığının belirtildiği, yapılan yoklamada tespit edilen işletme kapasitesinin, mükellefin beyan ettiği ve Ba-Bs formlarında düzenlediği tespit edilen fatura tutarları ile orantısız olduğu, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediği, 2007 ilâ 2011 yılları arasında gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, asıl amacının sahte belge düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde etmek olduğu hususlarının tespit edildiği, dava konusu olayda; K1 tarafından davacı adına 2009 yılı içerisinde düzenlenen fatura toplamının katma değer vergisi hariç 307.646,50 TL tutarında ve oransal olarak da davacı alımlarının %40,52'si olması, ödemelerin nakit yapılması, mükellefiyet tesisinden itibaren (2009 yılı dahil) hiç mal alımının olmaması, 2009 yılında 5.044.662 TL satış yapıldığı bildirilmesine karşın diğer mükellefler tarafından 3.523.305 TL alış bildirilmesi, Ba-Bs bildirimleriyle fatura tutarları arasında açık oransızlık olması, vergi borçlarının ödenmemiş olması, işyerinde yapılan tespitler ile anılan yılda işçi çalıştırmamasına rağmen yüksek ciro beyan etmesi tespitleri, yukarıda yer verilen tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu faturaların sahte oldukları sonucuna varıldığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 14.4.2016 gün ve E:2015/15680, K:2016/2868 sayılı kararıyla; K1 hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki aynı tespitlere yer verdikten sonra, vergisel ödevlerin bir kısmının eksik yapıldığını gösteren söz konusu tespitlerin, faturaların düzenlendiği tarihte anılan mükellefin faaliyette olmadığını ispatlar nitelikte bulunmadığı, faturaların sahte olduğu hususunun açık ve somut bir şekilde ortaya konulamadığı gerekçesiyle kararı bozmuş; davalı idarenin karar düzeltme istemini reddetmiştir.

İzmir 4. Vergi Mahkemesi, 26.4.2017 gün ve E:2017/314, K:2017/649 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davacı tarafından; defter kayıt ve belgelere dayanılarak tespit edilen matrah farkı üzerinden ikmalen tarhiyat yapılması gerektiği, vergi tekniği raporu adı altında bir rapor türünün kanunda yer almadığı, K1 hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun tebliğ edilmemesi nedeniyle savunma haklarının engellendiği, faturaların gerçek bir emtia teslimine dayandığı, emtianın belgesiz alındığı iddiasının ispatının davalı idareye ait olduğu, bilerek ve isteyerek sahte fatura kullanıldığı yolunda herhangi bir tespit yapılmaksızın vergi ziyaı cezasının üç kat kesildiği, anılan şahsın sahte fatura düzenlediğinden söz edilerek 2011 yılı için yapılan tarhiyatı kaldıran vergi mahkemesi kararının İzmir Bölge İdare Mahkemesince onandığı ileri sürülerek, ısrar kararının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : K8

Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca tebligat işlemleri tamamlandığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca karar verilmesine gerek görülmeyerek, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan İzmir 4. Vergi Mahkemesinin, 26.4.2017 gün ve E:2017/314, K:2017/649sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, kararın tebliğ tarihini izleyen on beş (15) gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22.11.2017gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.