2017/3614 K. 2019/2574 T. 12.3.2019

11. CD., E. 2017/3614 K. 2019/2574 T. 12.3.2019

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2017/3614
Karar No.: 2019/2574
Karar tarihi: 12.03.2019
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet

HÜKÜM : Mahkumiyet

1- 01.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2010 gün ve 6009 sayılı Kanun'un 13. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 367. maddesinin birinci fıkrasında bulunan "Yaptıkları inceleme sırasında 359 ve 360. maddelerde yazılı suçların işlendiğini tespit eden vergi müfettişleri ve vergi müfettiş yardımcıları tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık tarafından keyfiyetin Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi mecburidir." hükmü karşısında; sanık hakkında 2007 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçu ile ilgili olarak düzenlenen 26.12.2011 tarihli vergi suçu raporuna istinaden,... Defterdarlık Gelir Müdürlüğü'nün 08.03.2012 tarihli yazısı ile doğrudan doğruya suç duyurusunda bulunulduğunun anlaşılması karşısında, yukarıda açıkladığı üzere mütalaa tarihi itibarıyla Rapor Değerlendirme Komisyonu mütalaasının zorunlu olduğu gözetilmek suretiyle, durma kararı verilerek 213 sayılı V.U.K'nin 367. maddesi gereğince usulüne uygun şekilde mütalaa alınıp dava şartı yerine getirildikten sonra yargılamaya devamla hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,

2- ... Vergi Dairesi mükellefi olan sanığın 2007 takvim yılında sahte fatura kullandığı iddia ve kabul edilen kamu davasında; sanığın savunmalarında sahte fatura kullanmadığını, fatura konusu mazotu gerçekten alıp araçlarında kullandığını ve bedellerini ödediğini savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; faturaları düzenleyen ... hakkında dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde, dava dosyası getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoku olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

3- Kabule göre de;

a) 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4369 sayılı Yasa ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, aynı eylemin düzenlendiği 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde ise üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü nazara alındığında, 2007 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçunun cezasının alt sınırının 18 ay hapis olduğu gözetilmeden, temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak takdir edilmesi suretiyle fazla ceza tayini,

b) Aynı takvim yılı içerisinde birden fazla sahte fatura kullandığı kabul edilen sanık hakkında TCK'nin 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının sanığın kendi alt soyu dışındakiler için hapis cezasının infazı tamamlanana kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

d) Sahte fatura kullanma suçlarında suç tarihinin kullanılan son faturanın yer aldığı KDV beyannamesi olduğu, somut olayda sanığın en son 2007 yılının Mayıs ayında sahte fatura kullandığı iddia edildiğinden, 21.04.2007 olan suç tarihinin karar başlığında hatalı şekilde 2007 olarak gösterilmesi ;

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.