2017/374 K. 2017/573 T. 22.11.2017

VDDK., E. 2017/374 K. 2017/573 T. 22.11.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/374
Karar No.: 2017/573
Karar tarihi: 22.11.2017

İstemin_Özeti : Davacı adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği tespitlerini içeren vergi tekniği raporunu dayanak alan takdir komisyonu kararı uyarınca, 2008 yılının Ocak ilâ Aralık dönemleri için re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

İzmir 1. Vergi Mahkemesi, 16.12.2013 gün ve E:2013/1830, K:2013/2255 sayılı kararıyla; davacı hakkında düzenlenen 1.3.2013 tarih ve VDENR-2013-A-2239/6 sayılı vergi tekniği raporunda; 23.11.2012 tarihinde defter belge isteme yazısının kendisine tebliği üzerine, 30.11.2012 tarihinde vergi dairesine gelerek, 2006 ilâ 2009 yıllarında mali müşavirinin K1 olduğu ve 2009 yılında vefat ettiği, defterlerinin bu şahısta olduğu ancak, vefatından sonra defterlere ulaşamadığı, 2010 yılı defterlerinin ise mali müşavir K2 tarafından tutulduğu ancak, defterlerini kaybettiğini ifade ettiği, geçmiş dönem beyannamelerinin çoğunlukla K2 tarafından verildiği, yasal defterlerin akıbetine ilişkin bilgi istenen K2'in, konuyla ilgili bilgisi olmadığını belirttiği, 16.1.2008 tarihinde işyeri adresine fiili sayım yapmak için gidildiği, mükellefin adreste bulunamadığı, site yönetimince de tanınmadığı, 20.8.2009 tarihinde aynı adreste yapılan yoklamada faaliyetine devam ettiği, iş yerinde bir adet masa ve sandalye ile 12.000 TL tutarında emtia bulunduğu, 1.2.2013 tarihi itibarıyla 1.682.351,48 TL vergi borcu olduğu, satış formlarına göre 2007 yılında 213.341 TL, 2008 yılında 1.495.223 TL, 2009 yılında 5.044.662 TL, 2010 yılında 8.302.976 TL satış beyan edilmişken, diğer mükellefler tarafından sırasıyla; 1.599.255 TL, 3.164.103 TL, 3.523.305 TL, 7.090.760 TL alış bildirildiği, alışlarına ilişkin olarak 2007, 2008, 2009 yıllları için herhangi bir bildirimde bulunmadığı, 2010 yılında 4 ayrı mükelleften 403.635 TL alış yaptığını bildirdiği, 31.12.2010 tarihinde mükellefiyet kaydı re'sen silinmesine rağmen 2011 yılında diğer mükellefler tarafından K3'den 357,676 TL tutarında alış yapıldığı, 8.000 TL tutarında ise satış yapıldığının bildirildiği, 2010 yılında 48.335 TL mal aldığını beyan ettiği K4 hakkında düzenlenen karşıt inceleme tutanağında; anılan şahsın mükellefe mal satmadığı ve defter kayıtlarında ve belgeleri arasında mükellef adına düzenlenmiş fatura bulunmadığının belirtildiği, K5'dan 116.000 TL, K6'den 121.550 TL, K7'den ise 117.750 TL mal aldığı, anılan şahıslara, haklarında karşıt inceleme yapmak amacıyla defter belge isteme yazısı tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir bilgi verilmediği ve defter ve belgelerin ibraz edilmediği, mükellefiyet kaydı 31.12.2010 tarihinde re'sen silinmiş olmasına rağmen 2011 yılında Ba formuyla mal aldığını bildiren 4 mükellef olduğu ve bu mükellefler hakkında karşıt inceleme tutanaklarında K3'i tanımadıkları, ödemelerin genellikle nakit yapıldığının belirtildiği, yapılan yoklamada tespit edilen işletme kapasitesinin, mükellefin beyan ettiği ve Ba-Bs formlarında düzenlediği tespit edilen fatura tutarları ile orantısız olduğu, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediği, 2007 ilâ 2011 yılları arasında gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, asıl amacının sahte belge düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde etmek olduğu hususlarının tespit edildiği, söz konusu tespitlerden davacının komisyon karşılığında fatura düzenlediği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 14.4.2016 gün ve E:2014/3641, K:2016/2871 sayılı kararıyla; davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki aynı tespitlere yer verdikten sonra, vergisel ödevlerinin bir kısmının eksik yapıldığını veya usulüne uygun olarak yerine getirmediğini gösteren söz konusu tespitlerin, davacının düzenlediği faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu hususunu açık ve somut bir şekilde ortaya koyamadığı gerekçesiyle kararı bozmuş; davalı idarenin karar düzeltme istemini reddetmiştir.

İzmir 1. Vergi Mahkemesi, 23.5.2017 gün ve E:2017/443, K:2017/604 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davacı tarafından; hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda sahte fatura düzenlediği yolunda yapılmış bir tespitin bulunmadığı, iş yerinde yapılan yoklamalarda faaliyet konusu ile ilgili emtia bulunduğunun tespit edildiği, defter ve belgeler incelenmeksizin vergi tekniği raporu düzenlendiği, tespitlerin, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olmadığı ileri sürülerek, ısrar kararının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : K8

Düşüncesi :Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile işin esası yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Dokuzuncu Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İzmir 1. Vergi Mahkemesinin, 23.5.2017 gün ve E:2017/443, K:2017/604sayılı kararının ısrar hükmü aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Vergi mahkemesi kararı, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerin düzenlediği faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu hususunu açık ve somut bir şekilde ortaya koymadığı gerekçesiyle bozulduğundan ve dava konusu vergi ve cezaların matrahına ilişkin temyiz incelemesi yapılmadığından, bu incelemenin Kurulumuzca değil, ilk derece yargı yerince verilen kararları temyizen incelemekle görevli vergi dava dairesince yapılması gerekmektedir.

Bu nedenle, temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddine, kararın, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası temyizen incelenmek üzere dosyanın Danıştay Dokuzuncu Dairesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen on beş (15) gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22.11.2017gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.