2017/4021 K. 2020/7579 T. 22.12.2020

11. CD., E. 2017/4021 K. 2020/7579 T. 22.12.2020

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2017/4021
Karar No.: 2020/7579
Karar tarihi: 22.12.2020
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet

HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet

İncelenen dosya içeriğine göre, sanık ... hakkında Gölcük Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07.06.2011 tarih ve 2009/2367 soruşturma sayılı iddianamesi ile “2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan da kamu davası açıldığı, ancak bu suçtan hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.

A) Sanık ... hakkında 2008 yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi:

Sahte fatura düzenlemek ve kullanmak suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, bu suçların birbirine dönüşmeyeceği göz önünde bulundurulduğunda; sanık hakkında vergi inceleme raporları ve dava şartı olan mütalaaya uygun olarak 2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan kamu davası açıldığı, hükmün gerekçesinde de sanığın sahte fatura düzenlediğinin sabit olmadığı kabul edildiği halde hüküm fıkrasında suç adı “sahte fatura kullanmak” olarak yazılmış ise de;

Sanığa yüklenen “2008 yılında sahte fatura düzenlemek” suçunun 213 sayılı VUK'nin 359/b-1 maddesindeki cezasının üst sınırına göre 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımının, zamanaşımını kesen son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 01/12/2011 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,

B) ... hakkında 2007 ve 2008 yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz taleplerinin incelenmesi:

Sahte fatura düzenlemek ve kullanmak suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, bu suçların birbirine dönüşmeyeceği göz önünde bulundurulduğunda; sanık hakkında vergi inceleme raporları ve dava şartı olan mütalaaya uygun olarak 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından kamu davası açıldığı, hükmün gerekçesinde de sanığın sahte fatura düzenlediği kabul edildiği halde hüküm fıkrasında suç adı “sahte fatura kullanmak” olarak yazılmış ise de;

2007 yılında sahte fatura düzenleme suçu yönünden suç tarihinin en son aralık ayında matrahlı beyanname verilmesi nedeniyle en aleyhe yorumla 31.12.2007 olduğu; 2008 yılında sahte fatura düzenleme suçu yönünden ise hisselerinin tamamını ve müdürlük yetkisini devrettiği 22.01.2008 olduğu, bu tarihten sonra da sanığın fatura düzenlediğine ilişkin bir tespitin bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede;

Sanığa yüklenen “2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarının VUK'nin 359/b-1 maddesindeki cezasının üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçların işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,

C) Sanık ... hakkında 2008 ve 2009 yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz taleplerinin incelenmesi:

1-Tam Isı Araç Gid. İnş. Orm. Ür. İm. Ltd. Şti.'nin 22/01/2008 tarihinden itibaren ortağı ve müdürü olan sanığın 2008 ve 2009 yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında sanığın vergi müfettişlerine verdiği ifadesinde ve mahkeme huzurunda savunmasında özetle; mahkemedeki diğer sanıkları tanımadığını, Gölcük'te bulunan tuhafiye dükkanını ...isimli kişiye devretmek için birlikte notere gittiklerinde Hüseyin Ağca'nın kendisine Tam Isı Ltd. Şti.'nden bahsederek bu şirketin %50 hissesini devralmasını teklif ettiğini, noterde beklememek için ona bu hususta vekaletname verdiğini, 15-20 gün sonra ticaret sicilinde bu şirketin kayıtlarını incelediğinde borçlarının olduğunu görmesi nedeniyle kaydı yaptırmadığını, şirkete ait hiç bir evrakı almadığını, hiç bir belge imzalamadığını, ...isimli kişinin ona verdiği vekaletnameyi kullanarak kendi adına bu sahtecilik işlemlerini yapmış olabileceğini söylemesi; sanık ...'un da vergi müfettişlerine 22.01.2008 tarihinde bütün hisselerini ...'a devrederek şirketten ayrıldığını, bu tarihten itibaren şirketle hiç bir ilgisinin kalmadığını, şirkete ait defter ve belgeleri hissesini devrederken ...'a vekalet eden ...isimli kişiye verdiğini, şirkette ortak ve müdür olduğu dönemlerde de fatura, çek, senet düzenleme gibi işlemlerin hepsini ...... isimli kişinin yönlendirdiğini, şirkete ait faturaların ......'da bulunduğunu, faturaların bu kişiler tarafından düzenlendiğini beyan etmesi; dosya arasına alınan karşıt inceleme raporlarının incelenmesinde ifadelerine başvurulan mükellef kurum temsilcilerinin özetle şirketin piyasaya göre uygun fiyat söylemeleri nedeniyle mal ve hizmet satın aldıklarını, şirket yetkililerini tanımadıklarını, ödemeyi nakit yaptıklarını, faturaların sahte olduğunu bilmediklerini beyan etmeleri, söz konusu karşıt inceleme raporları arasında bulunan ... İnş. Nak. Ltd. Şti. yetkilisi olan ...'nin vergi müfettişlerine mal ve hizmet satın aldığı kişinin kendi faturaları yerine Tam Isı Ltd.Şti.'nin faturalarını kendisine verdiğini, bu durumu sonradan anladığını beyan etmesi, yine ... Baskül Ltd. Şti.'nin yetkili temsilcisinin vergi müfettişlerine faturaları düzenleyen firmayı ve yetkililerini tanımadığını, bu kişilerin şantiyelerden ve benzeri yerlerden çıkma mal toplayıcıları olduğunu, bu malları piyasada uygun fiyata temin edebildiklerini, ödemelerde de sorun çıkarmadıklarını, ödemeleri ispat edecek belge ibraz edemeyeceklerini, mal alırken sadece faturalı olmasına dikkat ettiğini, mal ve hizmet satın aldığı kişilere faturasız mal almam dediğinde onların fatura vereceğiz diyerek sonradan bu faturaları verdiklerini beyan etmesi karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından CMK'nin 48. maddesi uyarınca tanıklıktan çekinme hakkı hatırlatılmak suretiyle ...... isimli kişilerin tanık sıfatıyla dinlenmeleri; suça konu fatura asılları ile matbaa basım ve teslim bilgilerine ilişkin belgeler getirtilip sanık ve tanıklara gösterilerek belgelerdeki yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını söyledikleri takdirde söz konusu belgelerdeki yazı ve imzaların sanık ve tanıkların eli ürünü olup olmadığı yönünden uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması; suç konusu faturaları kullanan ... İnş. Nak. Ltd. Şti. yetkilisi olan ... ile ... Baskül Ltd. Şti.'nin yetkili temsilcisinin tanık olarak dinlenilerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanık veya tanıkları tanıyıp tanımadıklarının, faturaların verilip alınmasına sanığın iştirakinin olup olmadığının sorulması, 16.05.2008 tarihinde ... Ofset Mat. San. Tic .Ltd.'den 40 cilt, 15.09.2008 tarihinde ......'dan 50 cilt irsaliyeli fatura teslim alındığı anlaşıldığından söz konusu iş yerlerinde bastırılan faturaların kimin tarafından teslim alındığının araştırılması, suç tarihlerinde mükellefiyet adına verilen matrahlı KDV beyannamelerinin kimin tarafından verildiğinin de araştırılması, muhasebeci tarafından verildiği tespit edilirse kimliği tespit edilerek tanık olarak dinlenilmesi,

Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,

2-Kabule göre de;

a) Sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, bu suçların birbirine dönüşmeyeceği; 213 sayılı VUK’nin 367. maddesi uyarınca dava şartı olan mütalaa ve iddianamenin 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme eylemlerine ilişkin olduğu gözetilmeden; hükmün gerekçesinde düzenlenen faturaların sahte olduğu kabul edilmesine rağmen, hüküm fıkrasında sanığın, “sahte fatura düzenleme” suçu yerine “sahte fatura kullanma” suçundan mahkumiyetine hükmolunması suretiyle açılan dava ve gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması yasaya aykırı,

b) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4369 sayılı Yasa ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/b maddesi ile cezanın üç yıldan beş yıla kadar hapis cezasına çıkarıldığı ve 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarında suç tarihi itibariyle alt sınırın 3 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden temel cezanın 18 ay olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,

c) Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 22.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.