2017/42 K. 2017/125 T. 8.3.2017

VDDK., E. 2017/42 K. 2017/125 T. 8.3.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/42
Karar No.: 2017/125
Karar tarihi: 08.03.2017

İstemin_Özeti : Davacı tarafından, 1.11.2011 tarihinde emekli maaşına haciz konulmasının ardından davalı idareye başvurularak borcun nevi ve miktarı hakkında bilgi talep edilmesi üzerine 28.8.2012 tarihli borç listesinin verilmesinden sonra, banka hesaplarına uygulanan hacizlerin kaldırılması istemiyle davalı idareye 3.10.2012 tarihinde yapılan başvurunun reddine ilişkin 16.10.2012 tarih ve 16865 sayılı işlemin aynı tarihte tebliği üzerine, 14.11.2012 tarihinde, banka hesaplarına ve gayrimenkulüne konulan hacizlerin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

İstanbul 3. Vergi Mahkemesi, 27.6.2013 gün ve E:2012/3375, K:2013/1823 sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 54, 55, 58, 62'nci maddeleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 93, 102, 103 ve 101'inci maddelerine yer verdikten sonra; davacının 2000 ilâ 2003 vergilendirme dönemlerine ait beyannamelerini vermemesi nedeniyle sevk edildiği takdir komisyonu kararı uyarınca adına yapılan tarhiyatlara ilişkin ihbarnamelerin tebliği ile ihtilafsız kesinleşen alacakların vadesinde ödenmemesi üzerine adına ödeme emirleri düzenlenerek tebliğ edilmesinin ardından borcun cebren tahsili amacıyla davacının F1 Bankası Taşova Şubesi hesabında bulunan 10.000,00 TL'sine ve Amasya İli, Taşova İliçesi, Alparslan Beldesindeki taşınmazının tapu kaydına konulan hacizlerin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun 16.10.2012 tarih ve 16865 sayılı işlemle reddi üzerine söz konusu hacizlerin kaldırılması istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, Mahkemelerinin 18.4.2013 ve 17.5.2013 tarihli ara kararları ile davalı idareden, davacı adına düzenlenen ödeme emirleri ile söz konusu ödeme emirlerine ilişkin tebliğ mazbatalarının istenilmesi üzerine gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden; e-haciz bildirisinde ve haciz varakalarında yer alan ödeme emirlerinin ve ödeme emirlerine ilişkin tebliğ alındılarının bir kısmının dosyaya sunulmadığı, dosyaya sunulan ödeme emirleri ve tebliğ zarflarına bakıldığında ise söz konusu ödeme emirleri ilanen tebliğ edilmesine rağmen ödeme emirlerinin tebliğ edilemediğine ilişkin keyfiyetin 213 sayılı Kanunun 102'nci maddesinde belirtilen kişilerin imzası alınmak suretiyle tutanak haline getirilmeksizin sadece posta memuru imzasıyla tespit edildiği, bunun haricinde davacının adresinde bulunmadığına ilişkin, ödeme emri tebliği ile ilişkilendirilmiş herhangi bir adres tespit tutanağı/yoklama fişinin dosyaya sunulmadığı, mutad tebliğ usulleri denenerek sonuç alınamadığı hususu, usulune uygun ve kesin olarak belirlenmeden, doğrudan ilan yoluyla tebliğ yoluna gidildiğinden dava konusu hacizlerde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle hacizleri kaldırmıştır.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 14.4.2016 gün ve E:2016/1780, K:2016/1627 sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2, 7 ve 11'inci maddelerine yer verdikten sonra, 1.11.2011 tarihinde emekli maaşına haciz konulmasının ardından davalı idareye başvurularak borcun nevi ve miktarı hakkında bilgi talep edilmesi üzerine 28.8.2012 tarihli borç listesinin verildiği, davacı tarafından haczin kaldırılması istemiyle 3.10.2012 tarihinde yapılan başvurunun reddine ilişkin 16.10.2012 tarihli işlemin aynı tarihte tebliği üzerine 14.11.2012 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı, davacının başvurusu üzerine verilen 28.8.2012 tarihli borç listesi ile en geç bu tarihte haciz işleminin öğrenildiğinin kabulü gerektiği, davacı tarafından 3.10.2012 tarihinde yapılan başvuru dava açma süresini canlandırmayacağından, 28.8.2012 tarihinden itibaren 30 günlük dava açma süresi ya da 2577 sayılı Kanunun 11'inci maddesi uyarınca idareye müracaat etme süresi geçirildikten sonra 14.11.2012 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur.

İstanbul 3.Vergi Mahkemesi, 14.10.2016 gün ve E:2016/2418, K:2016/2008 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare tarafından; davanın süresinde açılmadığı ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi :Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile işin esası yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Dördüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin, 14.10.2016 gün ve E:2016/2418, K:2016/2008 sayılı kararının, davada süre aşımı bulunmadığı yolundaki ısrar hükmü aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bu yönden bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Vergi mahkemesi kararı, davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle bozulduğundan ve uyuşmazlığın esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmadığından, bu incelemenin Kurulumuzca değil, ilk derece yargı yerince verilen kararları temyizen incelemekle görevli vergi dava dairesince yapılması gerekmektedir.

Bu nedenle, temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddine, kararın, hacizlerin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrası temyizen incelenmek üzere dosyanın Danıştay Dördüncü Dairesine gönderilmesine, 8.3.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.