2017/516 K. 2017/532 T. 8.11.2017

VDDK., E. 2017/516 K. 2017/532 T. 8.11.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/516
Karar No.: 2017/532
Karar tarihi: 08.11.2017

İstemin Özeti : Davacı iş ortaklığı tarafından, 1998 ilâ 2002 yıllarına ilişkin olarak ödenen fon payının iadesi istemiyle yaptığı düzeltme başvurusunun reddine ilişkin işleme karşı açılan davada, dava dilekçesinin merciine tevdiine karar verilmesi üzerine, şikayet başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İstanbul 7. Vergi Mahkemesi, 7.10.2011 gün ve E:2009/3262, K:2011/3316 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 116, 117, 118, 122 ve 124'üncü maddelerine yer verdikten sonra, idareden düzeltilmesi talep edilebilecek vergi hatalarının, kendisinden düzeltme isteminde bulunulan idari makamın veya uyuşmazlık halinde yargı yerinin, 213 sayılı Kanunun 3'üncü maddesinde öngörülen yorum tekniklerine başvurmadan, ilk bakışta anlayabileceği açıklıktaki vergilendirme yanlışlıkları olduğu, davacı iş ortaklığının, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından yapılan hakediş ödemeleri üzerinden 2.857.979,87-TL gelir (stopaj) ve bunun üzerinden de 285.797,98 TL fon payı kesintisi yapıldığı, işin bitimi sayılan 2003 yılı vergilendirme döneminde, zarar beyanı nedeniyle kurumlar vergisi çıkmadığından, mahsup imkanı bulunmayan gelir (stopaj) vergilerinin iadesi talebinin reddi üzerine açılan davanın lehlerine sonuçlandığı, bunun üzerine gelir (stopaj) vergileri üzerinden hesaplanan fon payının iadesinin istenildiği, reddi üzerine açılan davada, dava dilekçesinin merciine tevdiine karar verilmesi üzerine şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı, fon payının dayanağının, ödenen gelir (stopaj) vergileri olduğu, davacı tarafından, 2003 yılında zarar beyanı nedeniyle mahsup edilemeyen gelir (stopaj) vergilerinin iadesi isteminin reddine dair işlemin iptali yolundaki İstanbul 5. Vergi Mahkemesince verilen 13.12.2006 gün ve E:1006/1988, K:2006/3026 sayılı kararın, Danıştay Dördüncü Dairesinin 11.6.2008 gün ve E:2007/1075, K: 2008/2284 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşıldığından, fon payının da dayanağı kalmadığı, bu durumun, 213 sayılı Kanun uyarınca matrahta hata kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.

Davalı idarenin temyiz istemini 8.10.2015 gün ve E:2012/836, K:2015/4415 sayılı kararıyla reddeden Danıştay Dördüncü Dairesi önceki kararını kaldırarak verdiği 21.12.2016 gün ve E:2016/767, K:2016/5641 sayılı kararıyla, uyuşmazlığın çözümü, ödenen fon paylarının iadesi hususunda hukuki yorum yapılmasını gerektirmekte olup, hukuki ihtilaf niteliğindeki dava konusu uyuşmazlığın vergi hatası kapsamında incelenmesinin mümkün olmadığı, düzeltme isteminin reddi üzerine merciine tevdi kararı sonrası şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemde yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.

İstanbul 7. Vergi Mahkemesi, 28.4.2017 gün ve E:2017/581, K:2017/1046 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare tarafından; 5228 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 40'ncı maddesiyle 4842 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna eklenen geçici 4'üncü maddenin 2'nci fıkrası uyarınca 2003 vergilendirme dönemine ilişkin olarak beyan edilecek fon paylarının, bu işlere ilişkin kâr ve zararın beyan edildiği yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir ve kurumlar vergisinin %10'unu aşan kısmının, beyannamenin verildiği dönemin kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesine imkan tanındığı, uyuşmazlığın vergi hatası kapsamında incelenmesinin mümkün olmadığı ileri sürülerek, ısrar kararının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan İstanbul 7. Vergi Mahkemesinin 28.4.2017 gün ve E:2017/581, K:2017/1046sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, kararın tebliğ tarihini izleyen on beş (15) gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 8.11.2017gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

XX - KARŞI OY

Davacı iş ortaklığı tarafından, 1998 ilâ 2002 yıllarına ilişkin olarak ödenen fon payının iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusunun reddi işlemine karşı açılan davada, dava dilekçesinin merciine tevdii kararı üzerine, şikayet başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali yolundaki ısrar kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

3824 sayılı Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun ''Gelir ve Kurumlar Vergileri Üzerinden Alınan Fonların Birleştirilmesine İlişkin Hükümler'' başlıklı Altıncı bölümünde yer alan 18'inci maddesinin (a) bendinde, kazanç ve iratlarını yıllık beyanname ile beyan eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, gelir veya kurumlar vergilerinin %10'u oranında ayrıca fon payı ödeyecekleri, 20'nci maddesinde ise fon payının beyan, tarh, tahakkuk ve ödenmesi, ret ve iadesine ilişkin usul ve esaslar hakkında, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları, Vergi Usul Kanunu ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

213 sayılı Kanunun 116 ilâ 118'inci maddelerinde vergi hataları sayılmış, 123'üncü maddesinde, mükelleflerin vergi muamelelerindeki hataları düzeltme istemine konu yapabilecekleri düzenlenmiş; 126'ncı maddeye kadarki hükümlerde düzeltmede izlenecek yol, bu talebin reddi üzerine yapılacak şikayet başvurusunun usulü hakkında düzenlemelere yer verilmiştir.

Mezkur Yasa hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, fon payının hesabında matrah; hesaplanan vergi tutarı olup, beyanname üzerindeki vergiden yola çıkılarak fonun hesaplanması, bir tahsil yöntemi olarak benimsenmiştir.

Şu halde, fonun matrahı, vergi; verginin hesaplanacağı kaynak ise beyannamedeki gelir olup fon payı tarhiyatında bir hata varsa buna bağlı vergi tutarının da hatalı olması gerekmektedir. Ancak fon payındaki hatalı durumun, vergi tarhiyatındaki hatanın düzeltmeye konu edilmesiyle birlikte değerlendirilmesi mümkün olup tek başına düzeltme başvurusuna konu yapılması mümkün değildir. Ortada yapılmış bir başvuru üzerine tesis edilen idari işlem var ise de bu başvurunun, düzeltme başvurusu olarak kabul edilmemesi; tesis edilen idari işlemin de idari davaya konu edilmek amacıyla yapılan başvurunun neticesi doğmuş bir işlem olarak nitelendirilmesi gerekmektedir.

Olayda, davacı iş ortaklığı tarafından yukarıda belirtilen dönemlerde verilen beyannameler üzerinden hesaplanan vergi esas alınarak ödenen fon payı tutarlarının düzeltme-şikayet hükümleri çerçevesinde düzeltilerek iadesi mümkün olmadığından, temyize konu ısrar kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.