2017/525 K. 2017/533 T. 8.11.2017
VDDK., E. 2017/525 K. 2017/533 T. 8.11.2017
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/525
Karar No.: 2017/533
Karar tarihi: 08.11.2017
İstemin_Özeti : Davacı şirket tarafından, indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği vergileme döneminden sonra ortaya çıkan garanti giderleri için yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılabileceği ancak, iade hesabına dahil edilemeyeceğine ilişkin davalı idarenin 5.5.2011 tarih ve 18935 sayılı yazısına istinaden 2012 yılı Ekim dönemi için 26.11.2012 tarihinde elektronik ortamda ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinden tahakkuk eden katma değer vergisinin kaldırılması ve ödenen verginin iadesi istemiyle dava açılmıştır.
Ankara 3. Vergi Mahkemesi, 20.5.2013 gün ve E:2012/2420, K:2013/944 sayılı kararıyla; garanti giderlerinin, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 24/c maddesi uyarınca katma değer vergisi matrahına dahil unsurlar arasında sayıldığı dikkate alındığında, anılan giderler nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin yıl içinde mahsup edilememesi halinde iadesinin istenilmesinde hukuken bir engel bulunmadığı; aksi takdirde, %18 oranında yüklenilen katma değer vergisinin, indirimli orana tabi olarak teslim edilen %8 oranındaki katma değer vergisi ile mahsubunun hiç bir zaman mümkün olamayacağı gerekçesiyle tahakkuk eden vergiyi kaldırarak, iadesine karar vermiştir.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 29.3.2016 gün ve E:2013/5563, K:2016/1301 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 378'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları düzenlemesine yer verildiği, beyan üzerinden alınan vergilere ait matrahın ihtirazi kayıtla beyanının, beyannamenin vergi kanunlarında öngörülen zamanlarda verilmesi koşuluna bağlı olduğu, süresinden sonra verilen beyannameye konulan ihtirazi kaydın, bu beyan üzerine tahakkuk eden vergiye etkisi bulunmadığı, olayda, davacı tarafından 2012 yılı Ekim dönemi katma değer vergisi beyannamesinin 26.11.2012 tarihinde verildiği, bu durumda, 213 sayılı Kanunun 378'inci maddesi hükmü uyarınca mükelleflerce beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
Ankara 3. Vergi Mahkemesi, 4.7.2017 gün ve E:2017/809, K:2017/921 sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun "Beyanname verme zamanı" başlıklı 41'inci maddesinde; mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanların katma değer vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takibeden ayın yirmidördüncü günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlü oldukları hükme bağlanmış olup, 213 sayılı Kanunun "Sürelerin hesaplanması" başlıklı 18'inci maddesinde vergi kanunlarında yazılı sürelerin hesaplanmasında resmi tatil günlerinin süreye dahil olduğu, sürenin son günü resmi tatile rastlarsa tatili takibeden ilk iş gününün tatil saatinde biteceğinin düzenlendiği, dava konusu beyannamenin verilme süresinin son günü olan 24 Kasım 2012 tarihinin hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle tatili takip eden ilk iş günü olan 26 Kasım 2012 pazartesi günü elektronik ortamda ihtirazi kayıt konulmak suretiyle verildiği, Kızılbey Vergi Dairesi Müdürlüğüne sunulan 17.12.2012 tarihli dilekçenin ise 26.11.2012 tarihinde beyannameye konulan ihtirazi kaydın açıklaması mahiyetinde olduğu görüldüğünden, süresi içinde ihtirazi kayıtla verilen beyannameye istinaden gerçekleştirilen tahakukkukun dava konusu edilebileceği sonucuna varıldığı gerekçesiyle ısrar etmiştir.
Davalı idare tarafından; ilgili kanun maddeleri ile Gelir İdaresi Başkanlığının görüşü doğrultusunda yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi : K1
Düşüncesi :Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile işin esası yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Dördüncü Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Ankara 3. Vergi Mahkemesinin, 4.7.2017 gün ve E:2017/809, K:2017/925 sayılı kararının, süresi içinde ihtirazi kayıtla verilen beyannameye istinaden gerçekleştirilen tahakukkukun dava konusu edilebileceği yolundaki ısrar hükmü aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Vergi mahkemesi kararı, mükelleflerce beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle bozulduğundan ve uyuşmazlığın esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmadığından, bu incelemenin Kurulumuzca değil, ilk derece yargı yerince verilen kararları temyizen incelemekle görevli vergi dava dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle, temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddine, kararın, iptale ilişkin hüküm fıkrası temyizen incelenmek üzere dosyanın Danıştay Dördüncü Dairesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen on beş (15) gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 8.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.