2017/528 K. 2017/594 T. 22.11.2017

VDDK., E. 2017/528 K. 2017/594 T. 22.11.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/528
Karar No.: 2017/594
Karar tarihi: 22.11.2017

İstemin Özeti : Davacı adına, F1 Metal İnşaat ve Otomotiv Ticaret Pazarlama Limited Şirketine ait gerçek bir emtia teslimine dayanmaksızın düzenlenmiş faturaları kayıtlarına dahil etmesi nedeniyle 2006 yılının Temmuz dönemi için re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353'üncü maddesinin 1'inci fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası davaya konu yapılmıştır.

İstanbul 10. Vergi Mahkemesi, 29.6.2017 gün ve E:2017/826, K:2017/1289 sayılı kararıyla; Mahkemelerince verilen kararın, bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması yolundaki ısrara ilişkin hüküm fıkrasını bozan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 8.3.2017 gün ve E:2017/75, K:2017/129 sayılı kararına uyarak, davacıya fatura düzenleyen F1 Metal İnşaat ve Otomotiv Ticaret Pazarlama Limited Şirketinin hurda metal kağıt ve alüminyum işleriyle iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, mükelefiyet kaydının 31.8.2007 tarihi itibarıyla re'sen terkin edildiği, 29.4.2008 tarihinde yapılan yoklamada adreste bulunamadığı, adresin boş bir arazi olduğu, şirket ortağının nakil gittiği adreste bulunmadığı, muhtarlık kayıtlarında 27.12.2007 tarihi itibarıyla başka bir adrese nakil aldırdığının tespit edildiği, söz konusu adreste de kendisine ulaşılamadığı, yapılan araştırmalarda yaklaşık (6) aydır cezaevinde olduğunun beyan edildiği, Ba-Bs analizine göre 2005 yılında 174.881,00 TL katma değer vergisi matrahı beyan ettiği halde Bs bildiriminde 37.076.554,020 TL mal sattığını beyan ettiği, 2006 yılında 117.034,44 TL katma değer vergisi matrahı beyan ettiği halde, Bs bildiriminde 19.444.776,00 TL mal sattığını beyan ettiği, 2007 yılında 726.542,72 TL katma değer vergisi matrahı beyan ettiği halde, Bs bildiriminde bulunmadığı, buna karşılık (29) farklı mükellefin, anılan şirketten (434) adet belge karşılığı 49.842.703,00 TL'lik mal aldığını bildirdiği, 2005 takvim yılından itibaren herhangi bir gerçek faaliyetinin olmadığının tespit edildiği, yukarıda yer verilen tespitlerden, adı geçen şirket tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir emtia teslimine dayanmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Davacı tarafından; ödemelerin banka kanalıyla yapıldığı, faturaların gerçek emtia teslimine dayandığı ileri sürülerek, kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozma kararı uyarınca verilen kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca tebligat işlemleri tamamlandığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca karar verilmesine gerek görülmeyerek ve İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 4'üncü fıkrasında,davanın incelendiği ilk derece yargı yeri kararının temyiz incelemesi sonunda bozulmasından sonra bozmaya uyulmayarak ilk kararda ısrar edilmesi halinde, bu karara karşı yapılan temyiz isteminin İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından inceleneceği ve Kurulların kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu öngörülmekle; yargılamanın bu aşamasında, ne bozulmakla kaldırılan ilk karar ve ne de ısrar edilmekle hükmüne uyulmayan bozma kararına göre temyiz incelemesi yapılamayacağı için ısrar kararı, Vergi Dava Daireleri Kurulu kararıyla bozulan vergi mahkemesi tarafından yeniden verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusunun, uyulması yasadan dolayı zorunlu olan Kurulun bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak incelenebileceğine ve bu incelemenin, uyulması zorunlu bozma kararını veren Kurulumuz tarafından yapılabileceğine; aynı nedenle temyiz isteminin Kurulumuzca incelenmesi gerektiğine; Kurul Üyeleri K2, K3, K4 ve K5'ün bu konudaki karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verilerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine vergi mahkemelerince verilen kararlar, bozma esaslarına uygunluk yönünden temyizen incelenebileceğinden, İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin 29.6.2017 gün ve E:2017/826, K:2017/1289 sayılı kararının, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararındaki esaslara uygun olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine, kararın tebliğ tarihini izleyen on beş (15) gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22.11.2017gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞIOY

Vergi Mahkemesinin ısrarkararının Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca bozulması üzerine, bu karara uyularak aynı Mahkemece verilen kararın temyizen bozulması istenilmektedir.

2575 sayılı Danıştay Kanununun 38'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, Vergi Dava Daireleri Kurulunun, vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararları ile vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği hükme bağlanmıştır. Dosyada temyizen bozulması istenilen karar vergi mahkemesince verilmiş bulunduğundan, temyiz başvurusunun Kurulca incelenebilmesi için, söz konusu kararın ısrar kararı niteliğinde olması gerekmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 4'üncü fıkrasında yer alan düzenlemeden, "ısrar" kararının, Danıştayın ilgili dava dairesince kararı bozulan ilk derece mahkemesinin bu karara uymaması, ilk kararında direnmesi olduğu anlaşılmaktadır. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun görevi, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu ile ilgilidir. Anılan 4'üncü fıkrada belirtildiği üzere Kurul, bu başvuruyu inceledikten sonra, dairenin bozma kararını uygun görürse, mahkemenin ısrar kararını bozar ve söz konusu kararı ortadan kaldırır. Israr kararı ortadan kalkan Mahkeme, bozma kararına uymak zorundadır. Bozma üzerine verilen vergi mahkemesi kararının temyizi halinde ise inceleme, kararın daire kararına uygunluğu yönünden olacaktır. Bu incelemeyi yapmaya yetkili merci de Vergi Dava Daireleri Kurulu değililk bozma kararını veren dava dairesidir.

Bu nedenle, ısrar niteliğinde bulunmayan kararı temyizen incelemek üzere dosyanın ilgili dava dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile temyiz isteminin esasının incelenmesi yolundaki karara katılmıyoruz.