2017/547 K. 2017/516 T. 25.10.2017

VDDK., E. 2017/547 K. 2017/516 T. 25.10.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/547
Karar No.: 2017/516
Karar tarihi: 25.10.2017

İstemin_Özeti : Dava; 26.4.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin, "Diğer İstisnalar" başlıklı 4'üncü bölümünün "4.9. Serbest Bölgelerde Verilen Hizmetler" alt başlıklı bölümünde yer alan "Örnek 3: Hazır betonun imal edilerek transmikserle dökülmesi işi, KDV uygulamasında inşaat taahhüt işleri kapsamında "hizmet" olarak değerlendirilmektedir. Bu hizmetin yurt içinden serbest bölgedeki inşaatlar için verilmesi de mal teslimi olarak kabul edilemeyeceğinden KDV'ye tabi olacaktır." şeklindeki düzenlemenin iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Dördüncü Dairesi, 26.1.2017 gün ve E:2014/4833, K:2017/700 sayılı kararıyla; dava konusu düzenlemenin, 21.05.2016 tarih ve 29718 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair 6 Seri Nolu Tebliğin 12'nci maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı gerekçesiyle, düzenleyici işlemin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiş ve davacı lehine vekalet ücretine hükmetmiştir.

Davalı Maliye Bakanlığı tarafından; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326'ncı maddesinde, Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceğinin hüküm altına alındığı, temyize konu kararda ise aleyhlerine bir hükme yer verilmediği ileri sürülerek kararın, vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

26.4.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin "Örnek 3" bölümünde yer alan düzenlemenin iptali istemiyle açılan davada, karar verilmesine yer olmadığına karar veren Dairece davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin hüküm fıkrası, davalı Maliye Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir.

2.1.2017 tarih ve 29936 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin, "Danıştayda, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde görülen dava ve işlerde ücret" başlıklı 15'inci maddesinin 1'inci fıkrasında, Danıştayda ilk derecede veya duruşmalı olarak temyiz yoluyla görülen dava ve işlerde, idari ve vergi dava daireleri genel kurulları ile dava dairelerinde, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde birinci savunma dilekçesi süresinin bitimine kadar anlaşmazlığın feragat ya da kabul nedenleriyle ortadan kalkması veya bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, diğer durumlarda tamamına hükmedileceği belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, 27.6.2014 tarihinde kayda giren dilekçe ile dava konusu düzenlemenin iptali istemiyle açılan davada, davalı idare tarafından 23.9.2014 tarihinde savunma dilekçesi verildikten sonra dava devam ederken, 21.5.2016 tarih ve 29718 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile yürürlükten kaldırılması nedeniyle, düzenleyici işlem hakkında karar verilmesine yer olmadığı hüküm altına alınarak, davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin yukarıda yer verilen ve olayda uygulanması gereken 15'inci maddesi uyarınca, davalı idarenin birinci savunma dilekçesi süresinin bitiminden sonra karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması karşısında, Danıştay Dördüncü Dairesinin, 26.1.2017 gün ve E:2014/4833, K:2017/700 sayılı kararının, vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasına karşı temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, değinilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 25.10.2017gününde oybirliğiyle karar verildi.