2017/565 K. 2017/508 T. 25.10.2017

VDDK., E. 2017/565 K. 2017/508 T. 25.10.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/565
Karar No.: 2017/508
Karar tarihi: 25.10.2017

İstemin_Özeti : Dava, Ulaştırma Bakanlığınca, davacı şirketin de yer aldığı konsorsiyuma ihale edilen "Gebze-Haydarpaşa, Sirkeci Halkalı Banliyö Hatlarının İyileştirilmesi ve Demiryolu Boğaz Tüp Geçidi İşi" dolayısıyla düzenlenen sözleşme uyarınca davacı şirkete yapılan hakediş ödemesi üzerinden kesilen damga vergisinin iadesi yolunda yapılan düzeltme başvurusunun reddi üzerine yapılan şikayet başvurusunun reddine ilişkin 31.7.2007 tarih ve 2612 sayılı işlemin iptali ve ödenen verginin iadesi istemiyle açılmıştır.

Ankara 4. Vergi Mahkemesi, 12.5.2017 gün ve E:2017/143, K:2017/837 sayılı kararıyla; Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun, 30.11.2016 gün ve E:2016/955, K:2016/1144 sayılı bozma kararına uyarak, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 122, 124, 116, 117 ve 118'inci maddeleri ile 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun ilgili hükümlerine değindikten sonra; idareden düzeltilmesi talep edilebilecek vergi hatalarının, kendisinden düzeltme isteminde bulunulan idari makamın veya uyuşmazlık halinde yargı yerinin, 213 sayılı Kanunun 3'üncü maddesinde öngörülen yorum tekniklerine başvurmadan, ilk bakışta anlayabileceği açıklıktaki vergilendirme yanlışlıkları olduğu, olayda ise davacı şirketin de yer aldığı konsorsiyuma ihale edilen "Gebze-Haydarpaşa, Sirkeci Halkalı Banliyö Hatlarının İyileştirilmesi ve İnşaat, Elektrik, Mekanik Sistemler İşi" ne ilişkin olarak alınan ihale kararının, döviz kazandırıcı faaliyet kapsamında olup olmadığı hususunun, 488 sayılı Kanunun 1'inci, 4'üncü ve ek 2'nci maddeleri ile 1 Seri No'lu ve 4 Seri No'lu Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerde Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması Hakkında Tebliğde yer alan hükümlerin değerlendirilmesine ve yorumlanmasına bağlı olduğundan, uyuşmazlığın, düzeltme ve şikayet kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle, davayı reddetmiştir.

Davacı tarafından; Ticaret Kanunu hükümlerine göre Ticaret Sicil Memurluğuna kayıt ve tescil edilerek yerli firma statüsü kazandıkları, 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanununun milli muamele ve eşit muamele ilkeleri uyarınca yerli firma olarak kabul edilmeleri gerektiği, damga vergisi ve harç istisnasının uygulanabilmesi için, bu konuda düzenlenmiş bulunan vergi, resim, harç istisnası belgesi ibrazı şartı getirilemeyeceği, uyuşmazlığın düzeltme ve şikayet kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülerek, kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozma kararı uyarınca verilen kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 4'üncü fıkrasında, davanın incelendiği ilk derece yargı yeri kararının temyiz incelemesi sonunda bozulmasından sonra bozmaya uyulmayarak ilk kararda ısrar edilmesi halinde, bu karara karşı yapılan temyiz isteminin İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından inceleneceği ve Kurulların kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu öngörülmekle; yargılamanın bu aşamasında, ne bozulmakla kaldırılan ilk karar ve ne de ısrar edilmekle hükmüne uyulmayan bozma kararına göre temyiz incelemesi yapılamayacağı için ısrar kararı, Vergi Dava Daireleri Kurulu kararıyla bozulan vergi mahkemesi tarafından yeniden verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusunun, uyulması yasadan dolayı zorunlu olan Kurulun bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak incelenebileceğine ve bu incelemenin, uyulması zorunlu bozma kararını veren Kurulumuz tarafından yapılabileceğine; aynı nedenle temyiz isteminin Kurulumuzca incelenmesi gerektiğine; Kurul Üyeleri K2, K3, K4 ve K5'ünbu konudaki karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verilerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine vergi mahkemelerince verilen kararlar, bozma esaslarına uygunluk yönünden temyizen incelenebileceğinden, Ankara 4. Vergi Mahkemesinin 12.5.2017 gün ve E:2017/143, K:2017/837 sayılı kararının, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bozma kararındaki esaslara uygun olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine, kararın tebliğ tarihini izleyen on beş (15) gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25.10.2017gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞIOY

Vergi Mahkemesinin ısrarkararının Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca bozulması üzerine, bu karara uyularak aynı Mahkemece verilen kararın temyizen bozulması istenilmektedir.

2575 sayılı Danıştay Kanununun 38'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, Vergi Dava Daireleri Kurulunun, vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararları ile vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği hükme bağlanmıştır. Dosyada temyizen bozulması istenilen karar vergi mahkemesince verilmiş bulunduğundan, temyiz başvurusunun Kurulca incelenebilmesi için, söz konusu kararın ısrar kararı niteliğinde olması gerekmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 4'üncü fıkrasında yer alan düzenlemeden, "ısrar" kararının, Danıştayın ilgili dava dairesince kararı bozulan ilk derece mahkemesinin bu karara uymaması, ilk kararında direnmesi olduğu anlaşılmaktadır. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun görevi, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu ile ilgilidir. Anılan 4'üncü fıkrada belirtildiği üzere Kurul, bu başvuruyu inceledikten sonra, dairenin bozma kararını uygun görürse, mahkemenin ısrar kararını bozar ve söz konusu kararı ortadan kaldırır. Israr kararı ortadan kalkan Mahkeme, bozma kararına uymak zorundadır. Bozma üzerine verilen vergi mahkemesi kararının temyizi halinde ise inceleme, kararın daire kararına uygunluğu yönünden olacaktır. Bu incelemeyi yapmaya yetkili merci de Vergi Dava Daireleri Kurulu değililk bozma kararını veren dava dairesidir.

Bu nedenle, ısrar niteliğinde bulunmayan kararı temyizen incelemek üzere dosyanın ilgili dava dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile temyiz isteminin esasının incelenmesi yolundaki karara katılmıyoruz.