2017/590 K. 2017/499 T. 25.10.2017

VDDK., E. 2017/590 K. 2017/499 T. 25.10.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/590
Karar No.: 2017/499
Karar tarihi: 25.10.2017

İstemin_Özeti : Davacının banka hesabına 19.11.2014 tarih ve 9259 sayılı haciz bildirisi ile uygulanan toplam 71.910,52 TL tutarlı e-haciz işleminin iptaliistemiyle dava açılmıştır.

İstanbul 8. Vergi Mahkemesi 30.6.2016 gün ve E:2016/645, K:2016/1801 sayılı kararıyla; dava dilekçesinde, davacının banka hesabına uygulanan haciz işlemi miktarının, borç sorgulama listesindeki tarh ve tahakkuk etmiş toplam tutar esas alınarak 71.910,52 TL olarak belirtildiği ancak, davalı idarenin savunma ekinde sunduğu belgelere göre, 71.910,52 TL tutarında vergi borcu bulunan davacı adına, gecikme faizi hariç 21.997,27 TL tutarlı 23.6.2014 tarih ve 59 sayılı ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiği, dava konusu haczin dayanağının ise bu ödeme emri olduğu, dolayısıyla, hacze konu miktarın gecikme faizi hariç 21.997,27 TL olduğu, bu miktarı aşan kısım hakkında herhangi bir e-haciz işlemi tesis edilmediğinden, idari davaya konu edilmesi mümkün olmayan bu kısmın iptali isteminin inceleme olanağının bulunmadığı, iş yeri adresinde 3.3.2007 tarihinde yapılan yoklamada davacının, bildirimde bulunmaksızın 1.3.2007 tarihinden itibaren market işletmeciliği işiyle iştigal ettiğinin tespit edilmesi üzerine hakkında 1.3.2007 tarihi itibarıyla gelir, geçici vergi, muhtasar ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis edildiği, takdir komisyonu kararlarına istinaden re'sen salınan cezalı vergiler ile kesilen özel usulsüzlük cezalarını içeren ihbarnamelerin 20.3.2013 tarihinde iş yeri adresi olan "A1" adresinde "K1" isimli şahsa "muhatabın daimi işçisi" sıfatıyla tebliğ edildiği, adına düzenlenen 23.6.2014 tarih ve (59) sayılı ödeme emrinin ise 20.8.2014 tarihinde ikametgah adresi olan "A2" adresinde "K2" isimli şahsa tebliğ edildiği, ödeme emrine karşı dava açılmaması, ödeme emri içeriği borcun ödenmemesi veya teminat gösterilmemesi üzerine dava konusu haczin tesis edildiği, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, davacıya bu ödeme emirlerine karşı kanuni yollarına başvurma ya da mal beyanında bulunma imkanının tanınıp tanınmadığının araştırılması gerektiği, ödeme emri tebliğ edilen K2 isimli şahsa, davacı ile irtibatı kurulmaksızın tebliğ alındısının imzalatıldığı, nüfus kayıt sorgulamasında da davacı ile herhangi bir irtibatının bulunmadığının görüldüğü, bu durumda, tebliğ alındısı 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 94 ve 102'nci maddelerine uygun olarak düzenlenmediğinden, dava konusu hacizde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, gecikme faizi hariç 21.997,27 TL olarak uygulanan haciz işlemini iptal etmiş, bu tutarı aşan kısım yönünden davayı incelenmeksizin reddetmiştir.

Tarafların temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 16.1.2017 gün ve E:2016/21152, K:2017/401 sayılı kararıyla; davacı tarafından ileri sürülen iddiaların kararın, davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği, 213 sayılı Kanunun 93'üncü maddesi ile 94'üncü maddesinin son fıkrası hükümlerine yer verdikten sonra, ikamet adresinde yapılacak tebligatın geçerli sayılabilmesi için tebligatın, muhatabın ikametgah adresi olduğu belli olan adreste, muhatabın yokluğunda bu adreste bulunanlardan görünüşe göre 18 yaşın üstünde olan herhangi birilerine yapılmış olması gerektiği, Kanunda, muhatap yerine tebligatı alanın, muhatap ile yakınlığının bulunması ve aynı yerde ikamet etme koşuluna yer verilmeksizin, sadece ilgili adresin tebliğ işlemlerinin yapılmak istendiği tarihte muhatap mükellefe ait olmasının ve o adreste tebligatı kabul edecek kişinin yaş sınırında bulunmasının yeterli görüldüğü ve söz konusu adreste bulunanlardan birisine yapılacak tebligatın muhataba yapılmış sayılacağının öngörüldüğü, haczin dayanağı olan ödeme emrinin, tebligatın yapıldığı tarihte davacının ikametgah adresi olduğu ihtilafsız olan "A2" adresinde bulunan K2 isimli şahsa 20.8.2014 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrine karşı dava açılmaması ve ödeme emri içeriği vergi borcunun ödenmemesi üzerine davaya konu haciz işleminin tesis edildiği, ödeme emrinin tebliğ edildiği 20.8.2014 tarihinde tebligatın yapıldığı adreste ikamet edilmediğinin yasal olarak kabul edilebilir belge ve bilgiyle ispatlanamaması, dosyada bulunan ve ikamet adresini gösteren 25.3.2016 tarihli belgenin de ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten sonraki bir tarihe ait olması nedeniyle, davacı adına düzenlenen ödeme emri tebliğinin 213 sayılı Kanunun 94'üncü maddesine uygun olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davacının temyiz istemini reddetmiş, davalı idarenin temyiz istemini kabul ederek kararın iptale ilişkin hüküm fıkrasını bozmuştur.

İstanbul 8. Vergi Mahkemesi 31.5.2017 gün ve E:2017/691, K:2017/1145 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararının bozulan hüküm fıkrası yönündenısrar etmiştir.

Davalı idare tarafından; dava konusu haczin dayanağı ödeme emrinin, davacının ikametgah adresinde K2 isimli şahsa tebliğ edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, ısrar kararının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K3

Düşüncesi : Temyiz istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Davacının banka hesabına 19.11.2014 tarih ve 9259 sayılı haciz bildirisi ile gecikme faizi hariç 21.997,27 TL olarak uygulanan e- haciz işlemininin iptali yolunda verilen ısrar kararı, davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun93 ilâ 109’uncu maddelerinde tebliğ esasları, tebliğin muhatapları, posta ve ilan yoluyla tebliğler ile memur eliyle tebliğ ve tebliğ yerine geçen işlemler düzenlenmiş, tebligatın nerede, nasıl ve kimlere yapılacağı belirlenmiştir.

Kanunun “Tebliğ yapılacak kimseler” başlıklı 94’üncü maddenin 1'inci fıkrasında, tebliğin, mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı; 2365 sayılı Kanunun 18’inci maddesiyle eklenen 3'üncü fıkrasında ise kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde tebliğin, ikametgah adresinde bulunanlardan veya iş yerlerindeki memur ya da müstahdemlerden birine yapılacağı, muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerektiği belirtilmiştir.

Bu düzenlemelere göre muhatabın bulunamaması halinde onun yerine tebliğat yapılacak kişinin, muhatabın ikametgah adresinde bulunması veya muhatabın işyerinde memur veya müstahdem olması ve bariz olarak ehliyetsiz ya da 18 yaşından küçük görünmemesi yeterli olmaktadır.

Dava konusu hacizlerin dayanağı vergi ve cezaları içeren ödeme emri, davacının ikametgah adresi olan "A2" adresinde bulunan K2 isimli şahsa 20.8.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, söz konusu ödeme emrine karşı dava açılmaması üzerine kamu alacağının tahsili amacıyla davacının banka hesabına dava konusu e-haciz işlemi uygulanmıştır.

Bu durumda, ödeme emrinin, davacının ikametgah adresinde bulunan şahsa tebliğ edilmesi 213 sayılı Kanunun yukarıda yer verilen 94'üncü maddesine aykırılık oluşturmadığından, dava konusu e-haczin diğer yönlerden hukuka uygun olup olmadığı araştırılmak suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmek üzere ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 8. Vergi Mahkemesinin 31.5.2017 gün ve E:2017/691, K:2017/1145 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, kararın tebliğ tarihini izleyen on beş (15) gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25.10.2017gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.