2017/603 K. 2017/531 T. 8.11.2017

VDDK., E. 2017/603 K. 2017/531 T. 8.11.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/603
Karar No.: 2017/531
Karar tarihi: 08.11.2017

İstemin_Özeti :Davacı adına tescilli 3.6.2009 tarih ve 49109 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında Vietnam menşeli olarak beyan edilen eşyanın Çin Halk Cumhuriyeti menşeli ve 26.7.2006 gün ve 26240 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2006/20 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ uyarınca dampinge karşı vergiye tabi olduğundan bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen dampinge karşı vergi, gümrük ve katma değer vergileri, gecikme faizi ile gümrük ve katma değer vergileri üzerinden hesaplanan para cezalarının tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İstanbul 2. Vergi Mahkemesi 30.12.2013 gün ve E:2013/2425, K:2013/3003 sayılı kararıyla; ödeme emrine konu, serbest dolaşıma giriş beyannamesi içeriği eşya nedeniyle yapılan gümrük vergisi, katma değer vergisi ve dampinge karşı vergi tahakkuklarına karşı açılan davanın reddedildiği, usulüne uygun şekilde kesinleştirilen vergilerin vadesinde ödenmemesi üzerine tahsiline yönelik olarak düzenlenen uyuşmazlık konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı, söz konusu karar temyiz edildiğinden ortada ödeme emrine konu olabilecek kesinleşmiş bir gelir eksiği bulunmadığı iddia edilmiş ise de 2577 sayılı Kanunun 28'inci maddesi gereğince idari yargı yerlerince verilen kararlar üzerine idareler gecikmeksizin işlem tesis etmeye mecbur olduklarından bu iddianın yerinde görülmediğigerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi, 14.5.2015 gün ve E:2014/869, K:2015/2806 sayılı kararıyla; dosyanın ve Dairelerinin E:2012/5484 ile E:2012/5487 esas numaralarında kayıtlı dosyaların birlikte incelenmesinden; ek olarak tahakkuk ettirilen dampinge karşı vergi ile gümrük ve katma değer vergilerine vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan dava, İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 30.5.2012 gün ve E:2011/1458, K:2012/1443 sayılı kararı ile reddedilmiş olmasına karşın, Mahkemece "İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 30.5.2012 gün ve E:2011/1460, K:2012/1448 sayılı kararı" ifadesine yer verildiği anlaşıldığından, bu yanlışlığın, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendi uyarınca, "İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 30.5.2012 gün ve E:2011/1458, K:2012/1443 sayılı kararı" olarak düzeltilmesinden sonra işin esasına geçildiği, mahkeme kararının; ödeme emrinin, dampinge karşı vergi ile gümrük ve katma değer vergilerine ilişkin kısmı yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasının, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairelerince de uygun görüldüğü, istenebilir aşamaya gelip gelmediği ve hukuka uygun olup olmadığı hususunda herhangi bir inceleme yapılmaksızın gecikme faizi hakkında hüküm kurulmasında isabet bulunmadığı, para cezası kararlarına vaki itirazın zımnen reddine dair işlemlerin iptali istemiyle açılan davayı reddeden İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 30.5.2012 gün ve E:2011/1460, K:2012/1448 sayılı kararı, Dairelerinin 14.5.2015 gün ve E:2012/5484; K:2015/2803 sayılı kararı ile bozulduğundan, bozma kararı üzerine oluşan hukuki duruma göre yeniden karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle ödeme emrinin gecikme faizi ile gümrük ve katma değer vergileri üzerinden hesaplanan para cezalarına ilişkin kısmı yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasını bozmuş, dampinge karşı vergi ile gümrük ve katma değer vergilerine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemi ile tarafların karar düzeltme istemlerinireddetmiştir.

İstanbul 2. Vergi Mahkemesi 30.5.2016 gün ve E:2016/793, K:2016/1202 sayılı kararıyla; ilk kararının ödeme emrinin dampinge karşı vergi ile gümrük ve katma değer vergilerine ilişkin kısmı yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasının onanarak kesinleştiğini saptadıktan sonra bozulan hüküm fıkrasındaısrar etmiştir.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, 30.11.2016 gün ve E:2016/1191, K:2016/1104 sayılı kararıyla; dava konusu ödeme emrine konu para cezası kararlarına vaki itirazın zımnen reddine dair işlemlerin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ısrar kararının Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 30.11.2016 gün ve E:2016/1303, K:2016/1100 sayılı kararıyla bozulduğu, bozma kararı uyarınca yeniden verilecek kararın bu davanın sonucunu etkileyeceği gerekçesiyle bu husus gözönüne alınmak suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere ısrar kararını bozmuştur.

İstanbul 2. Vergi Mahkemesi, 23.6.2017 gün ve E:2017/448, K:2017/1271 sayılı kararıyla; ilk kararının ödeme emrinin dampinge karşı vergi ile gümrük ve katma değer vergilerine ilişkin kısmı yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasının onanarak kesinleştiğini yeniden saptadıktan sonra; karara dayanak alınan ısrar kararının Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca üyelerden ikisinin ıslak veya güvenli elektronik imzası bulunmaksızın düzenlenen görüşme tutanağına dayanılarak verildiği anlaşılan kararın usulüne uygun oluşmadığı gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma kararına uyularak 20.4.2017 tarih ve E:2017/504, K:2017/793 sayılı kararla ilk kararda ısrar edildiği gerekçesiyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ısrar etmiştir.

Davacı tarafından; Mahkemece karara dayanak alınan karardaki usuli eksikliğin tamamlanmasından sonra Danıştayın esas hakkında vereceği kararın baklenilmesinin yasal gereklilik olduğu ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi : Dava konusu ödeme emrine konu para cezalarının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ısrar kararı bozulduğundan ve bozma kararı uyarınca yeniden verilecek karar bu davanın sonucunu etkileyeceğinden söz konusu bozma kararı üzerine oluşan hukuki duruma göre yeniden karar verilmek üzere ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 4'üncü fıkrasında, davanın incelendiği ilk derece yargı yeri kararının temyiz incelemesi sonunda bozulmasından sonra bozmaya uyulmayarak ilk kararda ısrar edilmesi halinde, bu karara karşı yapılan temyiz isteminin İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından inceleneceği ve Kurulların kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu öngörülmekle; yargılamanın bu aşamasında, ne bozulmakla kaldırılan ilk karar ve ne de ısrar edilmekle hükmüne uyulmayan bozma kararına göre temyiz incelemesi yapılamayacağı için ısrar kararı, Vergi Dava Daireleri Kurulu kararıyla bozulan vergi mahkemesi tarafından yeniden verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusunun, uyulması yasadan dolayı zorunlu olan Kurulun bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak incelenebileceğine ve bu incelemenin, uyulması zorunlu bozma kararını veren Kurulumuz tarafından yapılabileceğine; aynı nedenle temyiz isteminin Kurulumuzca incelenmesi gerektiğine; Kurul Üyeleri K2, K3 ve K4'in bu konudaki karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verilerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Davacı adına tescilli 3.6.2009 tarih ve 49109 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında Vietnam menşeli olarak beyan edilen eşyanın Çin Halk Cumhuriyeti menşeli ve 26.7.2006 gün ve 26240 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2006/20 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ uyarınca dampinge karşı vergiye tabi olduğundan bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen dampinge karşı vergi, gümrük ve katma değer vergileri, gecikme faizi ile gümrük ve katma değer vergileri üzerinden hesaplanan para cezalarının tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrinin iptali istemiyle davanın ödeme emrinin gecikme faizi ile gümrük ve katma değer vergileri üzerinden hesaplanan para cezalarına ilişkin kısmı yönünden reddi yolundaki ısrar kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu ödeme emrine konu para cezası kararlarına vaki itirazın zımnen reddine dair işlemlerin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ısrar kararı Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 8.11.2017 gün ve E:2017/581, K:2017/526 sayılı kararıyla bozulduğundan ve bozma kararı uyarınca yeniden verilecek karar bu davanın sonucunu etkileyeceğinden, temyize konu kararın anılan hüküm fıkrasının, Mahkemece bu hususun gözönüne alınması suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.

Ayrıca; istenebilir aşamaya gelip gelmediği ve hukuka uygun olup olmadığı hususunda herhangi bir inceleme yapılmaksızın gecikme faizi hakkında hüküm kurulmasında da isabet bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, kararın tebliğ tarihini izleyen on beş (15) gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 8.11.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Vergi Mahkemesinin ısrarkararının Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca bozulması üzerine, bu karara uyularak aynı Mahkemece verilen kararın temyizen bozulması istenilmektedir.

2575 sayılı Danıştay Kanununun 38'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, Vergi Dava Daireleri Kurulunun, vergi mahkemelerinden verilen ısrar kararları ile vergi dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği hükme bağlanmıştır. Dosyada temyizen bozulması istenilen karar vergi mahkemesince verilmiş bulunduğundan, temyiz başvurusunun Kurulca incelenebilmesi için, söz konusu kararın ısrar kararı niteliğinde olması gerekmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 4'üncü fıkrasında yer alan düzenlemeden, "ısrar" kararının, Danıştayın ilgili dava dairesince kararı bozulan ilk derece mahkemesinin bu karara uymaması, ilk kararında direnmesi olduğu anlaşılmaktadır. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun görevi, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu ile ilgilidir. Anılan 4'üncü fıkrada belirtildiği üzere Kurul, bu başvuruyu inceledikten sonra, dairenin bozma kararını uygun görürse, mahkemenin ısrar kararını bozar ve söz konusu kararı ortadan kaldırır. Israr kararı ortadan kalkan Mahkeme, bozma kararına uymak zorundadır. Bozma üzerine verilen vergi mahkemesi kararının temyizi halinde ise inceleme, kararın daire kararına uygunluğu yönünden olacaktır. Bu incelemeyi yapmaya yetkili merci de Vergi Dava Daireleri Kurulu değililk bozma kararını veren dava dairesidir.

Bu nedenle, ısrar niteliğinde bulunmayan kararı temyizen incelemek üzere dosyanın ilgili dava dairesine gönderilmesi gerektiği oyu ile temyiz isteminin esasının incelenmesi yolundaki karara katılmıyoruz.