2017/62 K. 2017/164 T. 29.3.2017
VDDK., E. 2017/62 K. 2017/164 T. 29.3.2017
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/62
Karar No.: 2017/164
Karar tarihi: 29.03.2017
İstemin_Özeti : Davacı adına tescilli 12.5.2004 tarih ve 28729 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İstanbul 7. Vergi Mahkemesi, 14.5.2013 gün ve E:2012/2829, K:2013/1444 sayılı kararıyla; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 181'inci maddesinin 1 ve 2'nci fıkralarının olay tarihinde yürürlükte bulunan şekli, 197'nci maddesinin 2'nci fıkrası, 4'üncü fıkrasının olay tarihinde yürürlükte bulunan şekli ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58'inci maddesi hükümlerine değindikten sonra, dosyanın incelenmesinden; ek olarak tahakkuk ettirilen ve 2.5.2008 tarihinde davacı şirkete tebliğ edilen gümrük ve katma değer vergilerine vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddi üzerine dava konusu ödeme emrinin düzenlendiğinin anlaşıldığı, olayda; ödeme emrine konu gümrük ve katma değer vergileri ek tahakkukuna ilişkin tebligatın, beyannamenin tescil tarihinden itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra yapılmış olması ve davalı idarece de uyuşmazlığa konu beyanname nedeniyle ceza davası açıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmamış bulunması karşısında; zamanaşımına uğrayan vergilerin tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emrini iptal etmiştir.
Gümrük idaresinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi, 9.4.2015 gün ve E:2013/5702, K:2015/1967 sayılı kararıyla; temyiz istemini reddetmiş ise de karar düzeltme istemini kabul ederek önceki kararını kaldırdıktan sonra temyiz istemini yeniden inceleyerek verdiği 11.2.2016 gün ve E:2015/6133, K:2016/1679 sayılı kararıyla; doğduğu tarihten itibaren üç yıl içerisinde tebliğ edilemeyen gümrük vergilerinin zamanaşımına uğrayacağı ancak, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve suçun zamanaşımının daha uzun bulunması halinde, bu alacakların, Türk Ceza Kanunundaki dava ve zamanaşımı süreleri içerisinde kovuşturulup tahsil edilmesinin mümkün olduğu, bunun için, vergiyi doğuran olay nedeniyle ilgililer hakkında açılmış bir ceza davasının bulunup bulunmadığının, açılmışsa davanın sonucunun araştırılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, olayda, davalı idarenin kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçesinden, davacı şirket yetkilileri hakkında Bakırköy Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/141 esasına kayıtlı dosyasında ceza davası açıldığı anlaşıldığından, dava hakkında karar verilebilmesi için, söz konusu ceza davasının, ek tahakkuka dayanak alınan serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile ilgisinin araştırılması ve ilgili bulunması halinde, anılan davanın sonucunun beklenilmesi suretiyle karar verilmek üzere kararı bozmuştur.
İstanbul 7. Vergi Mahkemesi, 30.6.2016 gün ve E:2016/1640, K:2016/1691 sayılı kararıyla; davalı idarece, uyuşmazlığa konu beyanname nedeniyle ceza davası açıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığına ilişkin ilk kararındaki ifadeye yer vermeksizin aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.
Davalı idare tarafından; dava konusu beyannameye ilişkin olarak davacı firma yetkilileri hakkında kamu davası açılmış olduğundan zamanaşımının tespitinde ceza mahkemesince verilecek kararın dikkate alınması gerektiği ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : K1
Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davacı adına tescilli 12.5.2004 tarih ve 28729 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali yolunda verilen ısrar kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Danıştay Yedinci Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 29.3.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY
Davacı adına tescilli 12.5.2004 tarih ve 28729 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali yolunda verilen ısrar kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 197'nci maddesinin ikinci fıkrasında, yapılan denetlemeler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen gümrük vergilerine ilişkin tebligatın gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılacağı ancak, gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak dava açılmasının zamanaşımını durduracağı; aynı maddenin dördüncü fıkrasının olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde de gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulamasını gerektiren bir fiille ilişkin olması ve suçun zamanaşımının daha uzun bulunması halinde, bu alacakların Türk Ceza Kanunundaki dava ve zamanaşımı süreleri içerisinde kovuşturulup tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
4458 sayılı Kanunun anılan 197'nci maddesindeki "gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak dava açılmasının zamanaşımını durduracağı" yolundaki düzenleme karşısında, Türk Ceza Kanunundaki dava ve ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanabilirliği için öncelikle, beyannamenin tescil tarihinden itibaren üç yıllık süre içerisinde açılmış bir ceza davasının aranılması gerektiği; beyannamenin tescil tarihinden itibaren üç yıllık süre geçtikten sonra, ilgililer hakkında vergi tahakkuku yapılabilmesinin ise ancak ceza uygulamasını gerektiren bir fiilin varlığının saptanması halinde söz konusu olabileceği açıktır.
Bu nedenle, üç yıllık sürenin dolmasından sonra ceza davası açıldığı tartışmasız bulunan olayda, 4458 sayılı Kanunun 197'nci maddesinde yazılı zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmekte olup ödeme emrinin iptali yolundaki ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz istemin reddi gerektiği oyu ile Kurul kararına katılmıyorum.