2017/7883 K. 2019/372 T. 14.1.2019

11. CD., E. 2017/7883 K. 2019/372 T. 14.1.2019

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2017/7883
Karar No.: 2019/372
Karar tarihi: 14.01.2019
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet

HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanığın, suça konusu faturaları kullanan şirketin ortağı ve müdürü olduğunu, fatura işleri ile şirketin diğer ortağı .... ’un ilgilendiğini, sahte fatura kullanılması konusunda bilgisinin bulunmadığını savunması nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;

1- Suça konu faturaların asıllarının, bu faturaları düzenleyen mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden istenerek dosya içine konulması,

2- Suçlara konu olan faturaları düzenleyen şirketler hakkında düzenlenmiş vergi inceleme raporlarının ilgili vergi dairesinden getirtilmesi,

3- Aynı şirketler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,

4- Faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların verilmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,

5- Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;

a) Faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullananlara ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi,

b) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,

6- Tüzel kişilerde vergi kanunları yönünden sorumluluk 213 sayılı Kanun’un 10. ve 333. maddelerinde düzenlenmiş ve aynı Kanun’un 359. ve 360. maddelerinde öngörülen cezaların bu fiilleri işleyenler hakkında hükmolunacağı öngörülmüştür.

Tüzel kişilerin birden fazla kanuni temsilci bulunup da suç, eylem ve fikir birliği içinde işlenmemiş ise sorumluluğun, cezanın şahsiliği ilkesine bağlı olarak temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlara göre suçun şeklî sorumlusuna değil, ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciye ait olacağı dikkate alınarak, bu kapsamda araştırma yapılıp sanığın sorumluluğunun ve suça ne şekilde katıldığının belirlenmesi,

Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

7- Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 21/10/2010 tarihli ve 2010/18683 Esas sayılı iddianamesinde sevk maddesi olarak VUK'nin 359/a-2 maddesi gösterilmiş ise de, iddianame anlatımına göre vergi suçu raporu ve mütalaya uygun olarak sanık hakkında "2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak" suçundan kamu davası açıldığı; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/b-1 maddesinde düzenlenen “sahte fatura kullanmak” suçu ile 359/a-2 maddesinde düzenlenen “muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma” suçunun birbirinden farklı ve bağımsız suçlar olduğu gözetilmeden, dava konusu olmayan “muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma” suçundan hüküm kurulması,

8- Suça konu faturalarının Aralık ayı KDV beyannamesinde kullanılması nedeniyle “21.01.2007” olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “2006” şeklinde yanlış yazılması,

9- Kabule göre; uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, kasten işlenmiş suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hakka konu edilemeyen 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 14.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.