2017/8365 K. 2020/1247 T. 12.2.2020

11. CD., E. 2017/8365 K. 2020/1247 T. 12.2.2020

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2017/8365
Karar No.: 2020/1247
Karar tarihi: 12.02.2020
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme

HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanığın, işyerinde bulunan Pos cihazlarını kullanarak kredi kartı sahiplerinin nakit ihtiyaçlarını karşılayıp faiz-komisyon geliri elde edip kontör satışı yapmış gibi sahte fatura düzenlediği iddia edilen olayda; Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.01.2011 tarihli ve 2011/605 Esas sayılı iddianamesi ile mütalaaya uygun olarak sanık hakkında "2008 takvim yılında muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlemek" suçundan kamu davası açıldığı halde sevk maddesinin 359/b-1 olarak gösterildiği, Mahkemece de gerekçede sanığın eyleminin muhteviyatı itibarı ile yanıltıcı belge düzenlemek suçunu oluşturduğu kabul edilmesine rağmen hükümdeki sevk maddesinde sevk maddesinin VUK'nun 359/b-1 olarak gösterildiği,

Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/a-2. maddesinde düzenlenmiş olup, "Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir." şeklinde tanımlanmıştır.

Dairemiz kararlarında da VUK'nin 359/a-2. maddesi "Gerçek bir muamelenin miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde belgeye yansıtılması belge konusunun adet, miktar, fiyat veya tutar yönlerinden eksik veya fazla gösterilmesidir." şeklinde açıklanmıştır.

Yine 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde sahte belgenin tanımı yapılmıştır. Buna göre; gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir. Satın alınmayan mal veya hizmet için alınmış gibi fatura düzenlenmesi faaliyeti sahtecilik, düzenlenen fatura da sahte belgedir.

CMK'nin 225/2. maddesi gereğince, mahkeme fiilin nitelendirmesinde sevk maddesi ve iddia ile bağlı olmadan, fiilin nitelendirmesini serbestçe yapabileceği; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 11.07.2014 tarihli 2012/11-1512 Esas ve 2014/366 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, "sahte fatura düzenlemek" ve "muhteviyatı itibarıyla sahte fatura düzenlemek" suçlarının nitelikleri farklı olsa da birbirine dönüşebileceği; nitelik değişikliğinde yeniden mütalaa alınmasına gerek olmadığı; somut olayda sahte faturaları düzenlediği iddia edilen mükellef hakkında muhteviyati itibari ile sahte fatura düzenlemek suçundan vergi suçu ve vergi tekniği raporları bulunduğu, Mahkemece sanığın eyleminin 213 sayılı Kanun'un 359/b-1. maddesinde düzenlenen sahte fatura düzenlemek suçunu oluşturduğu, bu itibarla, belgesiz yapılan alım ve hizmetlerin başka bir mükellefin belgesiyle veya sahte belgeyle belgelendirilmesi halinde belgenin gerçek bir muamele veya duruma dayanmadığından sahte olduğunun kabulü gerektiği mahkemece dönüşen suç vasfı nedeni ile sanığa ek savunma hakkı verilerek sahte belge düzenleme suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden hükmün gerekçesi ile hüküm fıkrasındaki sevk maddelerinin farklı gösterilmesi sureti ile hükmün karıştırılması ve sanığa az ceza tayin edilmesi,

Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme eyleminin zincirleme suç oluşturduğunun ve sanık hakkında TCK'nin 43. maddesi hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırı,

Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz talebi bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 12.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.