2017/92 K. 2017/107 T. 8.3.2017

VDDK., E. 2017/92 K. 2017/107 T. 8.3.2017

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2017/92
Karar No.: 2017/107
Karar tarihi: 08.03.2017

İstemin_Özeti : Davacı adına, 2007 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 22.10.2013 tarih ve 2013-A-1369/23 sayılı vergi tekniği raporundaki verilere göre 19.12.2012 tarihinde sevkedildiği takdir komisyonunca 6.12.2013 tarih ve 9108 sayılı kararla takdir edilen matrah farkı üzerinden, 16.12.2013 tarihinde tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamesiyle 2007 yılı Ağustos dönemi için tekerrür hükümleri dikkate alınarak salınan vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisi davaya konu yapılmıştır.

Ankara 6. Vergi Mahkemesi, 8.4.2015 gün ve E:2014/601, K:2015/695 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden; araç alım satım faaliyeti ile uğraşan davacı şirketin F1 Otomotiv İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alarak 2007 yılı içerisinde sattığı araçlara yönelik olarak 11.12.2012 tarihinde tarh dosyasının incelemeye, 19.12.2012 tarihinde de 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30'uncu maddesinin 6'ncı fıkrası uyarınca takdire sevk edildiği, takdir komisyonu kararına done olarak alınan 22.10.2013 tarih ve 2013-A-1369/23 sayılı vergi tekniği raporunda; 2007 yılı Ağustos dönemi içerisinde ithal edilerek satılan on beş araç için, alış bedelinden veya gümrük beyannamesindeki katma değer vergisi matrahından düşük tutarlı satış faturası düzenlenmek suretiyle eksik beyan edildiğinin tespiti üzerine takdir komisyonunca anılan raporda saptanan matrah farkı üzerinden davaya konu cezalı tarhiyatın yapıldığının anlaşıldığı, takdir komisyonlarınca mükelleflerin dönem matrahlarının takdirinde her türlü araştırma, inceleme yapmaları, idarece veya denetim elemanlarınca düzenlenen raporları dayanak almaları mümkün ise de mükelleflerin dönem matrahlarının takdir komisyonlarınca takdir edilebilmesi için tarh dosyasının takdir komisyonuna sevki öncesinde re'sen takdir nedeninin var olması gerektiği, olayda, davacının F1 Otomotiv İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden gerçekleştirmiş olduğu araç alımlarında tespit edilen uyumsuzluklar yönünden incelemeye sevk edilmiş olmasının tek başına defter ve verilen beyannamelerin gerçeği yansıtmadığına dair bir delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, takdir sebebinin 1.10.2013 tarihli tutanakla ortaya çıkması nedeniyle bu tarihten önce tarh dosyasının takdire sevki mümkün olmadığından 19.12.2012 tarihinde takdir komisyonuna başvurulmasında ve bu başvuru ile tarh zamanaşımının durduğunun kabul edilmesinde yasaya uygunluk bulunmadığı, bu durumda, davacı şirket hakkında 2007 yılına ilişkin olarak yapılacak bir tarhiyat için zamanaşımı süresi 31.12.2012 tarihinde dolduğundan ve takdir komisyonuna başvurulmasıyla zamanaşımı durmadığından, 6.12.2013 tarihli takdir komisyonu kararına dayanılarak tarh edilip 16.12.2013 tarihinde tebliğ edilen cezalı vergilerde zamanaşımı nedeniyle yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle cezalı tarhiyatı kaldırmıştır.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi, 31.5.2016 gün ve E:2016/1847, K:2016/4854 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesinin (B) bendi, 30'uncu maddesinin birinci fıkrası, 75'inci maddesinin birinci fıkrası, 134'üncü maddesinin birinci fıkrası ve 113 ve 114'üncü madde hükümlerine yer verdikten sonra, 213 sayılı Kanunda, haklarında re'sen tarh sebeplerinden biri bulunan mükelleflerin hangi hallerde 135'inci maddede sayılan incelemeye yetkili olanlar tarafından incelemeye tabi tutulacakları, hangi hallerde matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilecekleri hususunda herhangi bir düzenleme yapılmadığı, 213 sayılı Kanunun 30'uncu maddesi karşısında, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği tartışmasız olup, bu durumdaki bir mükellefin vergi incelemesine başlanmadan önce veya vergi incelemesi devam ederken takdire sevk edilmesine ve düzenlenen inceleme raporlarının takdir komisyonunca veri olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmadığı, zamanaşımı süresi içinde takdire sevk edilmekle işlemekte olan zamanaşımı süresinin duracağının 213 sayılı Yasanın 114'üncü maddesinin gereği olduğu, amacı, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırarak, tespit etmek ve sağlamak olan takdir komisyonunun inceleme yapma yetkisinin mevcut olması karşısında, takdire sevk üzerine duran zamanaşımı süresinin sona ermesinden önce, yine incelemeye yetkili olan vergi müfettişi tarafından yapılan inceleme üzerine düzenlenen rapordaki verilerin esas alınması suretiyle matrah takdir edilerek, zamanaşımı süresi dolmadan 16.12.2013 tarihinde tebliğ edilen ihbarnameyle duyurulan vergi ve cezanın zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Ankara 6. Vergi Mahkemesi, 12.10.2016 gün ve E:2016/1521, K:2016/1518 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare tarafından; takdir komisyonuna sevkin zamanaşımını durduracağına ilişkin Kanunun emredici hükmü karşısında aksi yöndeki yorumdan hareketle verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 8.3.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.