2018/1002 K. 2018/946 T. 5.12.2018

VDDK., E. 2018/1002 K. 2018/946 T. 5.12.2018

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2018/1002
Karar No.: 2018/946
Karar tarihi: 05.12.2018
 

DANIŞTAY

Anahtar Kelimeler :-İlave Gümrük Vergisi,

-Bakanlar Kurulu,

-Yetki

Özeti: İthalat Rejimi Kararına ekli listede yer alan eşyaların ithalatında ilave gümrük vergisi alınmasına dair Bakanlar Kurulu Karan eki Kararda hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında.

Temyiz Eden : ... İstanbul Pazarlama ve Ticaret Limited Şirketi

Vekili :Av. ...

Karşı Taraf : 1- Cumhurbaşkanlığı (Başbakanlık)

Vekili : Av. ...

2- Ticaret (Ekonomi) Bakanlığı

Vekili :Huk. Müş...

İstemin Özeti : Dava; 95/7606 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan İthalat Rejimi Kararına ekli II sayılı listede yer alan 85.08, 8508.70, 85.09, 8509.90, 85.16, 8516.90 gümrük tarife istatistik pozisyonundaki maddelerin ithalatında ilave gümrük vergisi alınmasına dair 7.6.2015 tarih ve 29379 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 18.5.2015 tarih ve 2015/7713 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki İthalat Rejimi Kararına Ek Kararın iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Yedinci Dairesi, 26.12.2017 gün ve E:2016/6380, K:2017/6611 sayılı kararıyla; Ekonomi Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 8'inci maddesinin l'inci fıkrasının (c), (ç), (d), (e) ve (f) bentlerinde; İthalat Rejimi Kararı da dâhil olmak üzere, ithalata dair mevzuatı hazırlamak, madde politikalarım teklif etmek, uygulamak, ithalatla ilgili izinleri ve belgeleri vermek, gelişmeleri takip etmek ve ilgili kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu sağlamak, ithalatı, iç piyasa ve sanayinin ihtiyaçlarını iç ve dış ekonomik gelişmeleri dikkate alarak izlemek ve ithal mallara uygulanacak malî yüklere ilişkin hazırlıkları yürütmek ve uygulanmasını sağlamak, ithal malların dünya piyasalarına uygun olarak ithalini sağlayıcı tedbirleri almak, uygulamak ve izlemek, dampinge karşı vergi, sübvansiyona karşı telafi edici vergi ve korunma önlemi gibi ticaret politikası savunma araçları ile ilgili mevzuatı hazırlamak, uygulamak, mevzuatla verilen görevleri yerine getirmek, ticaret politikası savunma araçlarının etkisini incelemek ve ticaret politikası savunma araçlarının etkisiz kılınmasına ilişkin girişimleri araştırmak, tespit etmek ve gerekli tedbirleri almak, ithalat ile ilgili politikaları izlemek, ithalatın her aşamasında gerekli görülecek incelemeleri ve denetimleri yapmak, yaptırmak, önlemleri almak ve bu hususlarla ilgili düzenlemeler yapmak Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmış olup, 31.12.1995 tarih ve 22510 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 1995/7606 sayılı İthalat Rejim Kararının 2’nci maddesinde; ithalatın her aşamasında gerekli görülecek değişiklikleri yapmaya ve önlemleri almaya, özel ve zorunlu durumları inceleyip sonuçlandırmaya Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığının (Ekonomi Bakanlığı) yetkili olduğu, 3'üncü maddesinde; anlaşmalar ile kararlaştırılan yükümlülüklerini yerine getirmeyen ülkeler hakkında, taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalar çerçevesinde uygun görülecek gerekli önlemlerin alınacağının belirtildiği, Anayasanın 73'üncü maddesinin 3'üncü fıkrasında; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği ve kaldırılacağı hükmüne yer verilmiş olup, 25.5.1964 tarih ve 11711 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanunun 2'nci maddesinde; vergilendirme konusu temel çerçeve belirlenerek, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşma hükümleri saklı kalmak kaydı ile Bakanlar Kurulunun, bu Kanunun eki Gümrük Giriş Tarife Cetvelinde yer alan eşyaların gümrük vergisi had ve oranlarını sıfıra kadar indirmeye veya bu Cetveldeki had ve nispetleri %50'sine kadar arttırmaya ayrıca, tarifedeki notlarda gerekli değişiklikleri yapmaya, bu değişikliklerin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 16’ncı maddesinde; mahiyeti ve nihai kullanım şekli gerekçesiyle bazı eşyanın yararlanabileceği tercihli tarife uygulamasının Bakanlar Kurulunca belirlenen şartlara tabi olduğu; 22’nci maddesinde; ortaklık anlaşması kapsamı eşya için tercihli menşe kurallarının bu anlaşmalar ile belirleneceği, 55’inci maddesinde; aksine hüküm bulunmadıkça, niteliğine, miktarına, menşeine, yükleme veya varış ülkesine bakılmaksızın, bir eşyanın, belirlenmiş şartlar altında her zaman gümrükçe onaylanmış işlem veya kullanımlardan birine tabi tutulabileceği, Bakanlar Kurulunun; kamu ahlakı, kamu düzeni, kamu güvenliği, insan, hayvan ve bitki sağlık ve hayatlarının korunması, sanatsal, tarihi veya arkeolojik değeri olan ulusal hazinelerin korunması, fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması gerekçeleri ile eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına yasaklama veya kısıtlamalar koyabileceği, 3283 sayılı Bazı Kanunlarla Tanınmış Olan Gümrük Muafiyetlerinin Kaldırılması Hakkında Kanunun 2’nci maddesinde, l'inci maddede belirtilen, kurum, kuruluş, teşebbüs, bağlı ortaklık ve müesseseler için gümrük vergisi ile ithalde alınan diğer vergi, resim ve harçlardan muafiyet tanımaya Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu, 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun Vinci maddesinde, dış ticaretin, ülke ekonomisinin yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlüler dışında ek mali yükümlülükler konulması ve kaldırılması, bu yükümlülüklere ilişkin esasların tespit edilmesi ve oluşan fonların kullanılmasının bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği, 3'üncü maddesinde, ithalat, ihracat veya dış ticaret işlemleri üzerine konulan ek mali yükümlülüklerin nevi, miktarı, tahsili, takibi, iadesi, gerektiğinde bütçeye irat kaydedilmesi, bir fonda toplanması ve fonun kullanım esaslarının Bakanlar Kurulu kararında gösterileceğinin ifade edildiği, ithalatta uygulanacak korunma önlemleri ise; Türk Mevzuatında, 29.1.1995 tarih ve 22186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 26.1.1995 tarih ve 4067 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ve 25.2.1995 tarih ve 22213 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 3.2.1995 tarih ve 1995/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasının ekinde yer alan ve bu anlaşmanın ayrılmaz parçasını teşkil eden Korunma Tedbirleri Anlaşması ile yerini almış olup, anılan Anlaşmanın l’inci maddesinde; Anlaşmanın, GATT 1994'ün XIX. maddesinde öngörülen tedbirler olarak anlaşılacak olan korunma tedbirlerinin uygulanması için kuralların konulduğu, 2'nci maddesinde; bir Üyenin, yalnızca bir ürünün, kendi topraklarına, benzer veya doğrudan rakip ürünler üreten yerli endüstrinin ciddi zarar görmesine yol açan veya yol açabilecek şartlar altında ve yerli üretime kıyasla mutlak veya nispi olarak çok yüksek miktarlarda ithal edilmekte olduğunu tespit etmesi durumunda, o ürünü korumak için bir korunma tedbiri uygulayabileceği, 3’üncü maddesinde; bir Üyenin, ancak o Üyenin yetkili makamlarınca daha önce belirlenmiş ve GATT 1994 Madde X uyarınca ilan edilmiş prosedürlere uygun olarak bir soruşturma yapılmasını müteakip bir korunma tedbiri uygulayabileceği, yetkili makamların, ilgili bütün gerçek ve hukuki hususlar hakkında vardıkları sonuçları ve bulguları içeren bir rapor yayımlayacakları, 4’üncü maddesinde; bu Anlaşmanın amaçları bakımından “ciddi zarar”ın, bir yerli sanayi dalının durumunda belirgin bir genel bozulma anlamına geldiği “ciddi zarar tehdidi’’nin, açıkça yaklaşan ciddi bir zarar anlamına geldiği ve bir ciddi zarar tehdidinin olup olmadığının belirlenmesinin, yalnızca iddialara, varsayımlara veya uzak ihtimallere değil, gerçeklere dayandırılacağı; yetkili makamların, 3’üncü madde hükümlerine uygun olarak, soruşturulan olayın ayrıntılı bir analizini incelenen faktörlerin olayla ilgili olduğu da gösterecek şekilde ivedilikle yayımlayacakları, 5’inci maddesinde; bir Üyenin, ancak ciddi zararı önlemek veya gidermek ve intibakı kolaylaştırmak için gerekli olduğu ölçüde koruyucu tedbirler uygulayabileceği, 7’nci maddesinde; bir Üyenin, sadece ciddi zararı önlemek veya gidermek ve intibakı kolaylaştırmak için gerekli olabilecek bir süre için korunma tedbirleri uygulayacağı; bu sürenin, paragraf 2 çerçevesinde uzatılmadıkça dört yılı aşamayacağı, 9’uncu maddesinde; gelişme yolundaki üye ülke menşeli bir ürüne karşı, bu ülkenin ilgili ürünün ithalatçı üye ithalatındaki payının % 3'ü ve toplu olarak % 3’ten daha az ithalat payına sahip gelişme yolundaki üye ülkelerin ilgili ürünün toplam ithalatının % 9'unu geçmediği sürece, korunma tedbirlerinin uygulanmayacağı; 12’nci maddesinde; bir üyenin; ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidi ve bunun nedenleri hakkında bir soruşturma süreci başlattığında; artan ithalatın neden olduğu bir ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidi tespit ettiğinde; bir korunma tedbiri uygulamaya veya süresini uzatmaya karar verdiğinde, derhal Korunma Tedbirleri Komitesine bildirimde bulunacağı, 14’üncü maddesinde; Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması eki “Anlaşmazlıkların Halli Mutabakat Metni”nde belirtildiği ve uygulandığı şekliyle GATT 1994’ün XXII ve XXIII. Maddeleri hükümlerinin, istişarelerde ve bu anlaşma kapsamında ortaya çıkan ihtilafların çözümlenmesinde geçerli olacağının belirtildiği, dava konusu 2015/7713 sayılı Bakanlar Kurulu Karan ile yürürlüğe konulan İthalat Rejimi Kararına Ek Kararın l'inci maddesinde; 20.12.1995 tarih ve 95/7606 sayılı Kararnamenin eki İthalat Rejimi Kararına ekli II sayılı listede yer alan ve dava konusu Karar eki Tabloda gümrük tarife istatistik pozisyonları ve isimleri belirtilen maddelerin ithalatında ilave gümrük vergisi alınacağı, 2’inci maddesinde; tahsil edilecek ilave gümrük vergisi oranlarının ekli tabloda gösterildiği, her halükarda hesaplanan toplam vergi oranının (20.12.1995 tarihli ve 95/7606 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki İthalat Rejimi Kararına ekli II sayılı listede yer alan gümrük vergisi ile bu Karar kapsamında alınacak ilave gümrük vergisi toplamı) 474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanunda gösterilen hadlerin %50 artırılmış düzeyini aşamayacağı, aşması durumunda ise 474 sayılı Kanunda gösterilen hadlerin %50 artırılmış düzeyinin uygulanacağı, ilave gümrük vergisinin gümrük idarelerince, ithalatta alınan gümrük vergileri ve diğer mali yükümlülüklerden ayrı olarak tahsil edilerek genel bütçeye irat kaydedileceği, bu karar kapsamında alınacak ilave gümrük vergisi hakkında gümrük vergisinin tabi olduğu usul ve hükümlerin uygulanacağı, 3’üncü maddesinde; ekli tabloda yer alan ve A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ithal edilen Avrupa Birliği ve Türk menşeli olmayan eşyadan "Diğer Ülkeler" sütununda belirtilen oran üzerinden ilave gümrük vergisi alınacağı, ancak, Türkiye’nin taraf olduğu Serbest Ticaret Anlaşmaları çerçevesinde bir çapraz menşe kümülasyon sistemine dahil ülkeler menşeli eşyadan tercihli menşeinin tevsiki halinde ilave gümrük vergisinin alınmayacağının karara bağlandığı, dosyanın incelenmesinden; dava konusu 2015/7713 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli tablonun ilave gümrük vergisi konulmasına ilişkin sütunlarında belirtilen ülke ve ülke gruplarının, anılan Bakanlar Kurulu Kararında tanımlanan ülke ve ülke gruplan olduğu, buna göre; 85.08, 8508.70, 85.09, 8509.90, 85.16, 8516.90 gümrük tarife istatistik pozisyonunda ve isimleri belirtilen A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ithal edilen ancak, Avrupa Birliği ve Türk menşeli olmayan üçüncü ülke menşeli eşyalar için "Diğer Ülkeler" sütununda belirtilen oran (%30 ve %10) üzerinden ilave gümrük vergisi alınmasının öngörüldüğü, ancak, Türkiye’nin taraf olduğu Serbest Ticaret Anlaşmaları gözetilerek bir çapraz menşe kümülasyon sistemine dahil ülkeler menşeli eşyadan tercihli menşeinin tevsiki halinde ilave gümrük vergisi alınmayacağı kuralının getirildiğinin anlaşıldığı, her ne kadar, davacı, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının; Anayasanın 73’üncü maddesinde karşılığım bulan "verginin yasallığı” ilkesine aykırı olduğu, Bakanlar Kurulunun ek mali yükümlülük koyma yetkisinin bulunmadığı, A.TR dolaşım belgesini haiz bir eşya için gümrük veya eş etkili bir verginin alınamayacağı, ileri teknoloji ürünlerine yönelik ilave gümrük vergisinin ülkemizin uluslararası taahhütlerine ve kamu yararına aykırı olduğu ileri sürülerek iptalini talep etmiş ise de yukarıda anılan mevzuat ile dava konusu karar ve eki tablonun birlikte değerlendirilmesinden; ilave gümrük vergisinin yeni bir vergi değil, 474 sayılı Gümrük Giriş ve Tarife Cetveli Hakkında Kanunun 2’inci maddesi uyarınca Bakanlar Kuruluna verilen yetkiye dayanılarak, mevcut gümrük vergisi oranlarında değişiklik yapılması niteliğinde olduğu, bu bağlamda Anayasanın 73’üncü maddesinde ifadesini bulan "verginin yasallığı" ilkesine aykırılığının bulunmadığı, anılan Kanunda Bakanlar Kurulunca yapılabilecek değişikliğin aşağı ve yukarı sınırlarının da açıkça gösterilmiş olması nedeniyle vergi hukukunun genel ilkelerinden olan "verginin belirliliği ilkesi"ne aykırılık taşımadığı; öte yandan, Bakanlar Kurulunun 474 sayılı Kanunla verilen bu yetkiyi, Kanun eki cetvelde yer alan eşyalar için Kanunla belirlenen gümrük vergisi oranının esas alınması suretiyle kullanma olanağına da sahip bulunduğu, Bakanlar Kurulu Kararına ekli tabloda yer alan maddelere ilişkin olarak öngörülen toplam vergi oranının, anılan Kanunda gösterilen hadlerin %50 artırılmış düzeyini de aşmadığı, uygulanacak ilave gümrük vergisi oranlarının serbest ticaret anlaşmaları kapsamında ikili veya çapraz kümülasyon uygulanan ülke ve ülke gruplan dikkate alınarak belirlendiği gibi, sadece mevcut gümrük vergisi oranlarında değişiklik yapılması niteliğindeki ilave gümrük vergisinin ek mali yükümlülük veya ticaret politikası savunma araçlarından biri olan korunma önlemi olarak değerlendirilmesi de mümkün olmadığından, Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması Eki Korunma Tedbirleri Anlaşması uyarınca belirlenen soruşturma kural ve prosedürlerine tabi bulunmayan Bakanlar Kurulu Kararı unsurlarının ülkemizin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ile ulusal mevzuata aykırılık taşımadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Davacı tarafından; Ekonomi Bakanlığının, dava konusu eşyalar bakımından ciddi ithalat artışı nedeniyle yerli üretimin korunması amacıyla korunma önlemi tedbirlerine başvurulduğu ve bu kapsamda ilave gümrük vergisi getirildiği yönündeki açık ikrarı karşısında ilgili mevzuat uyarınca izlenmesi gereken zorunlu usuli yol izlenmeden yapılan düzenlemenin hukuka aykırı olduğu, yine anılan ikrara rağmen kararda ilave gümrük vergisinin korunma önlemi olmadığı yolundaki değerlendirmenin hatalı olduğu, ilave gümrük vergisi mevcut gümrük vergisi hadlerinin artırılması olmayıp farklı ve yeni bir vergi yükü olduğundan verginin yasallığı ilkesine aykırılık teşkil ettiği, 474 sayılı Kanunun 2'nci maddesinde ilave gümrük vergisine ilişkin bir yetki bulunmadığı, bizzat lafzından yeni bir vergi olduğunun anlaşıldığı ileri sürülerek, kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Ticaret (Ekonomi) Bakanlığı tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş; Cumhurbaşkanlığı (Başbakanlık) tarafından savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : K1

Düşüncesi : Dava konusu düzenlemeyle, 474 sayılı Kanunun 2’nci maddesiyle verilen yetki ile Anayasanın 73'üncü maddesiyle çizilen sınırlan aşarak, ilave gümrük vergisi getirildiğinden, davanın reddi yolunda verilen Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

türk milleti adına

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Yedinci Dairesinin, 26.12.2017 gün ve E:2016/6380, K:2017/6611 sayılı karan, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, 5.12.2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

95/7606 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan İthalat Rejimi Kararına ekli II sayılı listede yer alan 85.08, 8508.70, 85.09, 8509.90, 85.16, 8516.90 gümrük tarife istatistik pozisyonundaki maddelerin ithalatında ilave gümrük vergisi alınmasına dair 7.6.2015 tarih ve 29379 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 18.5.2015 tarih ve 2015/7713 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki İthalat Rejimi Kararına Ek Kararın iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen Daire kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Anayasanın 73’üncü maddesinin 3'üncü fıkrasında, vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı düzenlenmiş; son fıkrasında, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği hükmü yer almıştır.

Anayasa Mahkemesinin birçok kararında da vurgulandığı üzere, Anayasanın, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına dair 73'üncü maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca, vergi yükümlülüğüne ilişkin düzenlemelerin konulması değiştirilmesi ve kaldırılması kanunla yapılmak zorundadır. Verginin Kanuniliği ilkesi olarak adlandırılan bu ilke uyarınca, idarenin takdir yetkisine dayalı uygulamalarının sınırlandırılması amacıyla, vergi yasalarında, vergiyi doğuran olay, matrah, oran, tarh, tahakkuk, tahsil, yaptırım, zamanaşımı, muafiyet ve istisna gibi vergilendirmenin temel öğelerinin Kanun ile belirlenmesi gereklidir. Ancak, vergilendirme ile ilgili bütün hususların kurala bağlanmasının olanaklı bulunmadığı, usule ve tekniğe ilişkin konularda, idarenin etkin ve verimli bir şekilde işlemesini sağlamak amacıyla yürütme organına açıklayıcı ve tamamlayıcı nitelikte düzenleyici işlem yapma yetkisinin verilmesi mümkündür.

Diğer taraftan, Anayasanın yukarıda anılan 73'üncü maddesinin son fıkrasında sayılan konularda; yani vergilendirmeye ilişkin muaflık, istisna, indirim ve oranlarına ilişkin hükümlerde Kanun tarafından belirlenen alt ve üst sınırları içinde kalmak şartıyla Bakanlar Kurulunca değişiklik yapılabilmesi olanaklıdır. Eylem ve işlemlerinde hukuka uygun davranan, Anayasada yer alan hak ve özgürlükleri koruyup güçlendirmeyi ilke edinen, Anayasaya aykırı tutum ve durumlardan kaçınan, her alanda adil bir hukuk sistemi kurarak bu sistemi korumayı ve geliştirmeyi benimseyen, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan Hukuk Devletinde, Yasama Organı tarafından Bakanlar Kuruluna, Anayasanın 73'üncü maddesinin son fıkrasında belirtilen sınırı aşacak şekilde bir yetki verilmesi mümkün bulunmadığı gibi Bakanlar Kurulu tarafından Anayasa ile çizilen sınırın aşılması suretiyle düzenleme yapılmasına da olanak bulunmamaktadır. Dolayısıyla, vergi kanunlarında yer alan kavramların Anayasanın 73'üncü maddesinde yer alan temel ilkelere ve bu ilkelere egemen olan hukukun temel ilkelerine uygun olarak yorumlanması gereklidir.

474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanunun 2'nci maddesinin düzenlemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan şeklinde, Bakanlar Kumlunun, bu Kanunun eki Gümrük Giriş Tarife Cetvelinde yer alan eşyaların gümrük vergisi had ve nispetlerini sıfıra kadar indirebileceği veya bu Cetveldeki had ve nispetlerin %50’sine kadar artırabileceği; ayrıca, Tarifedeki notlarda gerekli değişiklikleri yapmaya, bu değişikliklerin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye de yetkili olduğu; Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşma hükümlerinin saklı tutulduğu hükmüne yer verilmiştir.

Dava konusu düzenlemenin l'inci maddesinde; 20.12.1995 tarih ve 95/7606 sayılı Kararnamenin eki İthalat Rejimi Kararına ekli II sayılı listede yer alan ve dava konusu karar eki tabloda gümrük tarife istatistik pozisyonları ve isimleri belirtilen maddelerin ithalatında ilave gümrük vergisi alınacağı, 2'nci maddesinde; tahsil edilecek ilave gümrük vergisi oranlarının ekli tabloda gösterildiği, her halükarda hesaplanan toplam vergi oranının (20.12.1995 tarih ve 95/7606 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki İthalat Rejimi Kararına ekli II sayılı listede yer alan gümrük vergisi ile bu Karar kapsamında alınacak ilave gümrük vergisi toplamı) 474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanunda gösterilen hadlerin %50 artırılmış düzeyini aşamayacağı, aşması durumunda ise 474 sayılı Kanunda gösterilen hadlerin %50 artırılmış düzeyinin uygulanacağı, ilave gümrük vergisinin gümrük idarelerince, ithalatta alınan gümrük vergileri ve diğer mali yükümlülüklerden ayrı olarak tahsil edilerek genel bütçeye irat kaydedileceği, bu karar kapsamında alınacak ilave gümrük vergisi hakkında gümrük vergisinin tabi olduğu usul ve hükümlerin uygulanacağı, 3'üncü maddesinde; ekli tabloda yer alan ve A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ithal edilen Avrupa Birliği ve Türk menşeli olmayan eşyadan "Diğer Ülkeler" sütununda belirtilen oran üzerinden ilave gümrük vergisi alınacağı, ancak, Türkiye’nin taraf olduğu Serbest Ticaret Anlaşmaları çerçevesinde bir çapraz menşe kümülasyon sistemine dahil ülkeler menşeli eşyadan tercihli menşeinin tevsiki halinde ilave gümrük vergisinin alınmayacağı karara bağlanmıştır.

474 sayılı Kanunun 2’nci maddesiyle mevcut gümrük vergisi had ve nispetlerinin %50’sine kadar artırılabilmesine ilişkin olarak yetki verilmiş olup anılan maddede yeni ya da ilave bir gümrük vergisi getirilebileceğine yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. O halde, uyuşmazlığın çözümü, getirilen ilave gümrük vergisinin niteliğinin belirlenmesine bağlıdır. Öncelikle, lafzına bakıldığında dahi düzenlemenin, mevcut ve had ve nispetlerin artırılması değil bunlara "ilave" olarak bir vergi getirilmesi şeklinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, mevcut oranların artırılması yerine bunlara ilave olarak yeni oranların belirlenmiş olması, düzenlemede geçen "ilave gümrük vergisinin gümrük idarelerince, ithalatta alınan gümrük vergileri ve diğer mali yükümlülüklerden ayrı olarak tahsil edilerek genel bütçeye irat kaydedileceği", "bu karar kapsamında alınacak ilave gümrük vergisi hakkında gümrük vergisinin tabi olduğu usul ve hükümlerin uygulanacağı" yolundaki ifadeler de düzenlemeyle mevcut gümrük vergilerinden ayrı olarak yeni/ilave bir gümrük vergisinin getirildiğini teyit eder niteliktedir.

Bu durumda, 474 sayılı Kanunun 2'nci maddesiyle verilen yetki ile Anayasanın yukarıda hükmüne yer verilen 73’üncü maddesi ile çizilen sınırların aşılması suretiyle ilave gümrük vergisi getirilmesi yolunda yapılan dava konusu düzenlemenin iptali gerekirken, davanın reddi yolunda verilen Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla Karara katılmıyoruz.