2018/1166 K. 2022/14114 T. 5.7.2022

11. CD., E. 2018/1166 K. 2022/14114 T. 5.7.2022

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2018/1166
Karar No.: 2022/14114
Karar tarihi: 05.07.2022
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

Sanık ... hakkında 2007, 2008, 2009, 2010, 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan da dava açıldığı halde hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, mahallinde bir hüküm kurulması mümkün görülmüştür.

A)Sanık ... hakkında 2008, 2009, 2010, 2011, 2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;

Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,

B)Sanık ... hakkında 2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;

Sanığa yüklenen “2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının, kesen son sebep olan sanığın sorgusunun yapıldığı 28.05.2014 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağan dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,

C)1-Sanık ... hakkında 2008, 2009, 2010, 2011, 2012 takvim yıllarında sahte fatura kullanma ve 2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen beraat hükümlerine; sanık ... hakkında 2008, 2009, 2010, 2011 takvim yıllarında sahte fatura kullanma suçlarından verilen mahkumiyet ve 2012 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekili ve sanık ...’ın temyizlerinin incelenmesinde;

Sanıklar hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 24/03/2014 tarihli, 2014/13486 Esas sayılı iddianamesi ile 2007, 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura kullanma; 2007, 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kamu davası açılmış ise de; 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi uyarınca kovuşturma şartı olan mütalaanın 2007 takvim yılında sahte fatura kullanma; 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarına ilişkin olduğu; 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura kullanma ve 2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçları yönünden verilmiş bir mütalaa bulunmadığı anlaşılmakla mahkeme tarafından öncelikle 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceğinin Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması, verilmeyeceğinin anlaşılması durumunda dava şartı yokluğu nedeni ile davanın düşmesine karar verilmesi gerekeceği gözetilmeden, yargılamaya devamla mahkumiyet ve beraat hükümleri kurulması,

2) 2007 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan sanık ...'ın mahkumiyetine ve sanık ...'in beraatine dair hükümlere yönelik katılan vekilinin ve sanık ...’ın temyiz talebinin incelenmesinde;

15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 6. fıkrasında yer alan “Bu maddede düzenlenen suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanununun 43 üncü maddesi uygulanır.” hükmü uyarınca zamanaşımının dolmadığı belirlenerek yapılan incelemede;

Sanık ...’ın savunmasında; suça konu faturaları düzenleyen şirketin ortağı ve yetkili müdürü olduğunu, diğer sanık ...’in şirketin sadece %1 ortağı olduğunu iş ve işlemlerle kendisinin ilgilendiğini, sahte fatura düzenleyip kullanmadığını beyan etmesi, sanık ...’un savunmasında şirketin %1 ortaklığından 2007 yılında ayrıldığını ve sahte fatura kullanmadığını beyan etmesi, vergi tekniği raporunda şirketin alışlarının sahte olduğu, faaliyeti olmadığı, yapılan yoklamalarda adreslerinde bulunmadığının belirtildiği; buna karşılık kullanılan sahte faturaları düzenleyen şirketlere ait karşıt inceleme raporlarının dosya bulunmadığının ve eksik inceleme yapılarak karar verildiğinin anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından;

a)Faturaları düzenleyen mükellefler hakkında tanzim edilen vergi inceleme raporlarının ilgili vergi dairesinden getirtilmesi,

b)Aynı mükellefler hakkında ilgili takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise dosyaların getirtilerek incelenmesi ve ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,

c)Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; faturaları düzenleyen mükellefe ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,

Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma, inceleme ve yetersiz gerekçe ile beraat ve mahkumiyet hükümleri kurulması,

3-Hükümlerden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA, 05.07.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.