2018/12506

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ÖZKAN VAZO BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/12506)

 

Karar Tarihi: 9/6/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Ayhan KILIÇ

Başvurucu

:

Özkan VAZO

Vekili

:

Av. Diren AKBAYIR ATALAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen idari para cezasına karşı açılan davanın süre aşımı gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 20/4/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu 1987 doğumlu olup Fransa'nın Rennes şehrinde ikamet etmektedir.

8. Başvurucunun ortağı ve müdürü olduğu A. Su Meşrubat ve Sanayi Limited Şirketi 15/5/2014 tarihinde İstanbul'un Zeytinburnu ilçesi Beştelsiz Mahallesi 1. Yol Sokak No: 2 adresinde ticari faaliyete başlamıştır. Şirketin perakende alkollü içecek satma ruhsatı bulunmaktadır. Başvurucu tarafından işyerini işletmek üzere kardeşi Öc.V.ye vekâletname verilmiştir.

9. Kolluk görevlilerince 6/12/2015 tarihinde saat 00.10'da düzenlenen tutanakta, 5/12/2015 tarihinde gece saat 23.50'de S.T.nin başvurucunun işyerinden elinde siyah poşetle çıktığının görülmesi üzerine usulüne uygun olarak yapılan kontrolde poşetin içinde dört adet biranın bulunduğunun tespit edildiği notu düşülmüştür. Ancak S.T. ve başvurucunun kardeşi Öc.V. tutanağı imzalamaktan imtina etmiştir.

10. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TPDK) 14/1/2016 tarihli yazıyla perakende alkollü içecek satışının yasak olduğu bir saatte alkol satışı yaptığı hususuyla ilgili olarak savunmasını vermesini başvurucudan istemiştir. Bu yazı 22/1/2016 tarihinde işyerinde tebliğ edilmiştir. Olaya ilişkin savunmayı içeren yazı başvurucunun kardeşi Öc.V. tarafından 29/1/2016 tarihinde posta yoluyla TPDK'ya gönderilmiştir. Öc.V. savunmasında yasak saatte alkollü içecek satıldığı iddiasını inkâr etmiştir.

11. TPDK 23/3/2016 tarihli kararıyla başvurucu hakkında 8/6/1942 tarihli ve 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu'nun 6. maddesinin beşinci fıkrasının son cümlesinde yer alan "Alkollü içkiler, 22:00 ila 06:00 saatleri arasında perakende olarak satılamaz." hükmünün ihlal edildiği gerekçesiyle aynı Kanun'un 7. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca 33.532 TL idari para cezası uygulamıştır.

12. İdari para cezasına ilişkin karar 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinde belirtilen usule göre 18/6/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

13. Başvurucu 23/2/2018 tarihinde Bakırköy 5. Sulh Ceza Hâkimliğinde (Hâkimlik) idari para cezasına itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde, başvurucunun e-Devlet sistemindeki hesabına giriş yapmasıyla Davutpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğünde 33.532 TL tahakkuk etmiş vergi borcunun bulunduğunu öğrenmesi üzerine konuyu araştırdığı ve aleyhine uygulanan idari para cezasından bu şekilde haberdar olduğu belirtilmiştir. Dilekçede, tebligatın usulsüz olduğu ve ıttıla tarihi esas alınarak itirazının süresinde kabul edilmesi gerektiği savunulmuştur. Başvurucu, Davutpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından 19/1/2018 tarihinde düzenlenmiş ve 31/3/2016 tarihinde işi terk beyanı verdiğini gösteren bir adet belgeyi itiraz dilekçesine eklemiştir. Başvurucu, anılan belgeden de anlaşılacağı üzere yerleşim yeri adresinin kamu otoritelerinin bilgisi dâhilinde olduğunu belirtmiştir. Başvurucu esasa ilişkin olarak ise tutanağın usulsüz olduğunu ifade ederek yasak saatte perakende alkollü içecek satıldığı isnadını inkâr etmiştir.

14. Hâkimlik 27/2/2018 tarihli kararıyla itirazı süre aşımı gerekçesiyle usulden reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, idari para cezasının 18/6/2016 tarihinde 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesine göre başvurucuya tebliğ edildiği belirtilmiş ve itirazın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük kanuni süresi içinde yapılmadığı ifade edilmiştir.

15. Başvurucu bu karara karşı Bakırköy 6. Sulh Ceza Hâkimliğinde itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz dilekçesinde başvurucu, ilk dilekçedekilerle benzer nitelikte iddialar ileri sürmüştür. İtiraz merciince 14/3/2018 tarihinde itirazın reddine karar verilmiştir. Nihai karar 29/3/2018 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

16. Başvurucu 20/4/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

17. 4250 sayılı Kanun'un 6. maddesinin beşinci fıkrasının son cümlesi şöyledir:

" Alkollü içkiler, 22:00 ila 06:00 saatleri arasında perakende olarak satılamaz."

18. 4250 sayılı Kanun'un "Cezalar" kenar başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

" Bu Kanunun 6 ncı maddesinin;

...

e) Beşinci fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerindeki yasaklara aykırı hareket edenlere, 3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 8 inci maddesinin beşinci fıkrasının (k) bendinde öngörülen,

...

idari para cezası verilir."

19. 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun "Başvuru yolu" kenar başlıklı 27. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir."

20. 7201 sayılı Kanun’un "Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti" kenar başlıklı 35. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları şöyledir:

"Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.

Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.

Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

21. Anayasa Mahkemesinin 9/6/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

22. Başvurucu 31/3/2016 tarihinde yetkili otoritelere işi terk beyanında bulunmuş olması sebebiyle 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca işyeri adresinde yapılan tebligatın usulünce olmadığını ileri sürmüştür. Başvurucu, idari para cezasından e-Devlet sistemindeki borç kaydını görmesi üzerine şahsi çabasıyla yaptığı araştırmalar sonucu haberdar olduğunu iddia etmiştir. Bu koşullarda ıttıla tarihinin esas alınması gerektiğini belirten başvurucu, Hâkimliğin yeterli bir inceleme yapmadan, öne sürdüğü iddiaları karşılamadan gerekçesiz bir biçimde itirazı süre aşımından reddettiğini ve bunun adil yargılanma hakkı ile masumiyet karinesini ihlal ettiğini belirtmiştir.

B. Değerlendirme

23. Anayasa’nın iddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."

24. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddiasının özü itirazın süresinde olup olmadığı değerlendirilirken idari para cezasına ıttıla tarihinin esas alınmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğidir. Başvurucunun iddiasının mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

25. Anayasa Mahkemesi ancak temellendirilebilmiş bir bireysel başvuruyu inceler. Başvurucuların şikâyetlerini hem maddi hem hukuki olarak temellendirme zorunluluğu bulunmaktadır. Başvurucuların maddi dayanaklar yönünden yükümlülüğü şikâyetlerine konu temel olay ve olguları açıklamak, bunlara ilişkin delilleri Anayasa Mahkemesine sunmak; hukuki dayanak yönünden yükümlülüğü ise bireysel başvuruya konu temel hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini özü itibarıyla açıklamaktır (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19).

26. Bireysel başvuru incelemesinde Anayasa Mahkemesi, kamu gücü eylem ve işlemleri ile mahkeme kararlarının Anayasa'ya uygunluğunun ve müdahale gerekçelerinin denetimini kendiliğinden yapmaz. Bu sebeple başvurucunun başvurusunun esasını ve bu kapsamda kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığını Anayasa Mahkemesine inceletebilmesi için öncelikle kendisinin ihlal iddialarını gerekçelendirmesi, buna ilişkin olay ve olguları açıklaması ve delillerini sunması zorunludur (Cemal Günsel [GK], B. No: 2016/12900, 12/1/2021, § 24).

27. Somut olayda Hâkimlik, başvurucunun itirazını on beş günlük kanuni süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Hâkimlik on beş günlük itiraz süresinin başlangıcı olarak başvurucuya 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesine göre yapılan tebligatın tarihi olan 18/4/2016'yı esas almış ve 23/2/2018 tarihinde yapılan itirazın süresinde olmadığını kabul etmiştir.

28. Başvurucunun temel iddiası 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesine göre yapılan tebligatın geçersiz olduğu ve ıttıla tarihinin esas alınması gerektiğidir. Ancak başvurucu ıttıla tarihinin ne olduğunu başvuru formunda yazmadığı gibi derece mahkemelerine sunduğu dilekçelerde de bunu belirtmemiştir. Başvurucu başvuru formunda e-Devlet sistemindeki tahakkuk kaydını görmesi üzerine yaptığı araştırma sonucunda idari para cezasından haberdar olduğunu ifade etmiş ise de hangi tarihte e-Devlet sistemine girdiğini ve tam olarak ne zaman idari para cezasından haberdar olduğunu açıklamamıştır.

29. Başvurucunun başvuru formuna eklediği ve Davutpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğünden alınmış belgeye göre başvurucu, işe başlama ile işi terk tarihlerini gösterir bir belgenin verilmesi için 19/1/2018 tarihinde anılan Müdürlüğe müracaat etmiş ve aynı tarihte söz konusu belge kendisine verilmiştir. Başvurucunun itiraz dilekçesinin 23/2/2018 tarihinde Hâkimliğe verildiği gözetildiğinde bu belgenin düzenlendiği tarihe göre 15 günlük itiraz süresinin geçtiği anlaşılmaktadır. Başvurucu itiraz süresinin 15 günden daha uzun bir süre olduğunu da ileri sürmemiştir. Başvurucunun tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin iddiasını esas itibarıyla Davutpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğünden alınan bu belgeye dayandırdığı dikkate alındığında ıttıla tarihinin 19/1/2018'den sonraki bir tarih olduğunu ve neden 19/1/2018 tarihinde idari para cezasına muttali olmuş sayılamayacağını açıklaması beklenir. Ancak başvurucu bu konuda herhangi bir izahatta bulunmamıştır. Bu durumda başvurucunun ileri sürdüğü ihlal iddiasını temellendiremediği sonucuna ulaşılmıştır.

30. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 9/6/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.