2018/22011

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

H.Y. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/22011)

 

Karar Tarihi: 27/7/2022

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Ömer MENCİK

Başvurucu

:

H.Y.

Vekili

:

Av. Cengiz ALGÜL

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ziyaretçisi aracılığıyla getirilen basılı yayının ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucuya teslim edilmemesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 12/7/2018 tarihinde yapılmıştır. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, olay tarihinde terörle bağlantılı suçlardan tutuklu olarak Silivri 6 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.

6. Başvurucuya ziyaretçisi tarafından "Pİ", "Fİ" ve "Çİ" adlarını taşıyan üç adet kitap getirilmiştir. Söz konusu kitapları inceleyen Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu Başkanlığı (Eğitim Kurulu) 12/4/2018 tarihinde, kitapların müstehcen içerik barındırdığı gerekçesiyle başvurucuya verilmemesine ve emanete alınmasına karar vermiştir.

7. Başvurucu, bu karara karşı Silivri 3. İnfaz Hâkimliğine (Hâkimlik) şikâyette bulunmuştur. Hâkimlik, söz konusu şikâyetin reddine karar vermiştir.

8. Başvurucu, Hâkimliğin anılan kararına itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen Silivri Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 22/6/2018 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

9. İlgili hukuk için bkz. İbrahim Kaptan (2), B. No: 2017/30723, 12/9/2018, §§ 15-19.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

10. Anayasa Mahkemesinin 27/7/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

11. Başvurucu adli yardım talebinde bulunmuştur. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. İfade Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

12. Başvurucu; Hâkimliğin gerekçesinde dayandığı mevzuatın mektup ve faks alma ya da gönderme hakkı ile ilgili olduğunu, somut olayla bir bağlantısının bulunmadığını, idarenin ve derece mahkemesi kararlarının gerekçesiz olduğunu, kitapların hangi sayfalarının müstehcen içerik barındırdığının açıklanmadığını, derece mahkemelerinin kitaplar üzerinde hiçbir inceleme yapmadığını belirterek ifade özgürlüğünün, eğitim ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Bakanlık görüşünde; Anayasa Mahkemesinin İbrahim Kaptan (2) kararında tutuklu ve hükümlülerin beş farklı yöntemle süreli veya süresiz yayınlara erişebileceğini kabul ettiği, hükümlülere kargo yoluyla gelen ya da ziyaretçileri aracılığıyla getirilen bütün yayınları kurumun incelemesini ve incelemesinin sonucuna göre teslim etmesini kurum idarelerinden beklemenin anılan idarelerin kurum düzeni ve güvenliği ile suç işlenmesinin önlenmesi görevlerini layıkıyla yerine getirmelerine engel olacak derecede ağır bir yükümlülük oluşturabileceği kanaatine vardığı belirtilmiştir.

14. Bakanlık söz konusu karardan yola çıkıldığında Anayasa Mahkemesinin mahpuslara kargo yoluyla gelen ya da ziyaretçileri aracılığıyla getirilen süreli veya süresiz yayınların teslim edilmemesinin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığına ve orantısız olmadığına karar verdiğini ifade etmiştir. Bakanlık son olarak mevcut başvuruda, başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediği konusunda inceleme yapılırken ilgili Anayasa ve ilgili mevzuat hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi içtihadının ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.

15. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında genel olarak başvuru formundaki iddialarının tekrarı niteliğinde açıklamalarda bulunmuştur.

2. Değerlendirme

16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Anayasa Mahkemesi daha önce vermiş olduğu birçok kararında, tutuklu ve hükümlülere kargo yoluyla gelen ya da ziyaretçileri aracılığıyla getirilen veya hükümlü ve tutukluların kendi satın aldıkları süreli ya da süresiz yayınların ceza infaz kurumlarına kabul edilmemesini ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmiştir (ilgili kararlar için bkz. Recep Bekik ve diğerleri [GK], B. No: 2016/12936, 27/3/2019, § 24; İbrahim Kaptan (2), § 23; Delil Ek, B. No: 2016/14159, 17/6/2020, § 13). Söz konusu kararlar çerçevesinde bir değerlendirme yapıldığında başvurucunun şikâyetinin ifade özgürlüğü bağlamında incelenmesi gerekir.

Tutuklu ve Hükümlülerin Yayınlardan Yararlanmasına İlişkin Esaslar

17. Ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu ve hükümlülerin yayınlardan yararlanmasına ilişkin esaslar 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un ilgili hükümleri de gözetilerek Anayasa Mahkemesi tarafından İbrahim Kaptan (2) kararında şu şekilde belirlenmiştir:

i. Mahpus, ceza infaz kurumlarında bulunan emanet hesabına yatırılan paradan karşılanması koşuluyla herhangi bir yayının kurumca satın alınarak kendisine verilmesini isteyebilir.

ii. Resmî kurumlar, üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile Cumhurbaşkanı tarafından vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler tarafından çıkarılan gazete, kitap ve basılı yayınlar mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla mahpusa ücretsiz olarak ve serbestçe verilir.

iii. Mahpus, kurum kütüphanesinden serbestçe yararlanma imkânına sahiptir.

iv. Mahpus mensup olduğu dinin bayram günlerinde, yılbaşında ve nüfus kaydında belirtilen doğum günlerinde dışarıdan kargo yoluyla gönderilen ya da ziyaretçileri tarafından hediye olarak getirilen kitapları kabul etme hakkına sahiptir.

v. Eğitim ve öğretimine devam eden mahpusun ders kitapları herhangi bir engelleme olmadan kendisine verilir (İbrahim Kaptan (2), § 31).

18. Ceza infaz kurumu idarelerinin mahpusların yararlanabilecekleri belirtilen ve yukarıda sayılan süreli veya süresiz yayınlardan ilk dört bent kapsamında kalanları, doğrudan 5275 sayılı Kanun'un 3. ve 62. maddelerinde öngörülen koşulları sağlayıp sağlamadığı yönünden bir denetime tabi tutması gerekir. Söz konusu denetimin Anayasa Mahkemesi içtihadında ortaya konulan ilkeler uyarınca yapılması ve inceleme sonucunda yayınların kuruma kabul edilmesinin uygun olup olmadığına karar verilmesi gerekmektedir (İbrahim Kaptan (2), § 32).

19. Öte yandan Anayasa Mahkemesi mahpusların yararlanabilecekleri belirtilen ve yukarıda sayılan süreli veya süresiz yayınlardan ilk dört bent kapsamında kalanların ceza infaz kurumlarına kabul edilmemesi şikâyetlerine ilişkin bir değerlendirme yaparken idarelerin ve derece mahkemelerinin gerekçelerine bakmaktadır (ilgili kararlar için diğerleri arasından bkz. Yaşar Aslan, B. No: 2015/15731, 23/5/2018; Halil Bayık (2), B. No: 2015/19539, 10/5/2018; Cengiz Nergiz, B. No: 2015/2866, 18/4/2018; Murat Kaymaz (2), B. No: 2015/12913, 21/3/2018; Ahmet Temiz ve Musa Şanak, B. No: 2015/13923, 7/3/2018; Hikmet Kale (2), B. No: 2015/2686, 7/3/2018; Küçük Hasan Çoban, B. No: 2015/17776, 7/3/2018, Mahmut Aba, B. No: 2014/5322, 27/12/2017).

Ceza İnfaz Kurumlarına Kargo Yoluyla Gelen ya da Ziyaretçiler Aracılığıyla Getirilen Yayınlar

20. Açıktır ki 5275 sayılı Kanun'da kargo yoluyla gelen ya da ziyaretçileri aracılığıyla getirilen yayınlara erişme, mahpusların süreli veya süresiz yayınlardan yararlanabilecekleri yöntemler arasında sayılmamıştır. Bahsi geçen kuralın uygulanması nedeniyle mahpusların ifade özgürlüğüne yapılan müdahaleler bireysel başvuru yoluyla Anayasa mahkemesi önüne getirilmiştir. Anayasa Mahkemesi İbrahim Kaptan (2) kararında 5275 sayılı Kanun'da tutuklu ve hükümlülere kargo yoluyla gelen ya da ziyaretçileri aracılığıyla getirilen -ders kitapları hariç- süreli ya da süresiz yayınların ceza infaz kurumlarına kabul edilmesinin düzenlenmemiş olmasını ayrıntılı olarak değerlendirmiştir. Söz konusu kararında Anayasa Mahkemesi, kargo yoluyla gelen ya da ziyaretçileri aracılığıyla getirilen yayınların ceza infaz kurumlarına kabul edilmemesinin mahpusların bilgiye ulaşmasını ve dolayısıyla ifade özgürlüğünü adil olmayan bir şekilde kısıtlamadığını, mahpusların emanet hesabına ücretinin yatırılması hâlinde infaz kurumu idaresi aracılığıyla süreli ve süresiz yayın talep etme ve infaz kurumu kütüphanelerinden yararlanma haklarının da bulunduğunu tespit etmiştir. Anayasa Mahkemesi, ceza infaz kurumlarına bu şekilde getirilen yayınların Anayasa Mahkemesince kabul edilen ilke ve kriterler ışığında incelenerek mahpuslara verilmesini istemenin idare üzerinde kurum düzeni ve güvenliği ile suç işlenmesinin önlenmesi görevlerini layıkıyla yerine getirmelerine engel olacak derecede yükümlülük oluşturmasına yol açabileceğini belirtmiş ve (İbrahim Kaptan (2), §§ 33-37) kanun ile getirilen sınırlandırmanın ifade özgürlüğüne yönelik bir ihlal oluşturmadığı sonucuna varmıştır.

21. Dolayısıyla idarelerin ve derece mahkemelerinin kargo yoluyla gelen ya da ziyaretçileri aracılığıyla getirilen yayınların ceza infaz kurumlarına alınıp alınmaması yönünde bir karar vermek için bir içerik değerlendirmesi yapmak yükümlülükleri bulunmamaktadır. Buradan hareket edildiğinde Kanun'da bulunmadığı halde idare veya mahkemelerin bu tür yayınları inceleyerek içerikleri nedeniyle infaz kurumuna alınmamasına karar vermeleri bireysel başvuru yolunda Anayasa Mahkemesini, idare ve derece mahkemelerinin ileri sürdüğü gerekçelerin ifade özgürlüğüne yapılan müdahaleyi haklı kılıp kılmadığı yönünde bir denetim yapma yükümlülüğü altına sokmaz.

22. Sonuç olarak somut olayda başvuru konusu kitapların ziyaretçi aracılığıyla getirildiği dikkate alındığında İbrahim Kaptan (2) kararında varılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. İdare ve derece mahkemelerince ortaya konan gerekçe her ne olursa olsun -başvuru konusu kitaplara mevcut yöntemlerden biri ile erişilemediği de iddia edilmediğine göre- başvuruya konu kitapların teslim edilmemesi şeklinde başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin bir ihlal teşkil etmediğinin açık olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

B. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

C. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 27/7/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.