2018/47 K. 2018/240 T. 3.5.2018
VDDK., E. 2018/47 K. 2018/240 T. 3.5.2018
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2018/47
Karar No.: 2018/240
Karar tarihi: 03.05.2018
İstemin Özeti : Davacı adına, … Özel Teşhis ve Tedavi Hizmetleri Limited Şirketinden tahsil edilemeyen kamu alacaklarından dolayı kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 1.2.2012 tarih ve 3, 4, 5, 6, 7, 8 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Van Vergi Mahkemesi, 11.7.2013 gün ve E:2013/65, K:2013/359 sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağının; amme borçlusunun haczedilen mal varlığına biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında asıl borçludan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacağı olarak tanımlandığı, şirket tüzel kişiliğinden kısmen tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının ödenmesinden, kanuni temsilcilerin şahsi malvarlıkları ile sorumluluklarının bulunduğu, kamu borçlusu şirketin haczedilen menkul mallarının tahmini değeri ile toplam vergi borcu karşılaştırıldığında ve şirket işyeri sahibi tarafından kira alacağı için kiralayanın hapis hakkına dayanılarak Tatvan İcra Dairesinde icra takibi yapılması nedeniyle davalı idare tarafından anılan malların satışının yapılamadığı dikkate alındığında, dava konusu ödeme emirleri ile takip edilen vergi borçlarının, şirketten kısmen tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarından olduğunun ortaya konulduğu, bu durumda, borçlu şirket adına 2010 yılı Nisan dönemi için ihbarname esasına göre, Şubat ilâ Haziran dönemleri için ise tarhiyat öncesi uzlaşma yoluyla tahakkuk eden ve vadesinde ödenmeyen gelir (stop aj) vergisi, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezasından oluşan kamu borçları nedeniyle, borcun doğduğu dönemlerde kanuni temsilci olan davacının, 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35'inci maddesi uyarınca takip edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 9.6.2016 gün ve E:2016/3636, K:2016/5901 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10'uncu maddesine göre kanuni temsilci sıfatıyla ilgili kişilerin takip edilebilmesi için vergi borcunun usulüne uygun bir biçimde tarh, tahakkuk ve tebliğ safhalarından geçerek borcun kesinleştirilmesi, vergi borçlusu hakkında tüm takip yollarının tüketilmesi ve amme alacağının vergi borçlusundan kısmen veya tamamen tahsil imkanının bulunmadığının somut bir biçimde ortaya konulması gerektiği, … Özel Teşhis ve Tedavi Hizmetleri Limited Şirketi adına düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emri içeriği kamu alacakları nedeniyle haczedilen şirket mallarının satışı henüz gerçekleştirilmeden, söz konusu malların değerinin, vergi borçlarını karşılamaya yeterli olmadığından söz edilerek davacı adına, 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35'inci maddesi ve 213 sayılı Kanunun 10'uncu maddesine istinaden dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiğinin anlaşıldığı, haczedilen malların satışı gerçekleştirilmeden, kamu alacağının şirketten tahsil imkanının kalmadığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle kararı bozmuş; davalı idarenin karar düzeltme istemini reddetmiştir.
Van Vergi Mahkemesi, 3.11.2017 gün ve E:2017/469, K:2017/691 sayılı kararıyla; ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı tarafından; bozma kararının gerekçesi doğrultusunda ısrar kararının bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi : K1
Düşüncesi :Temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile işin esası yönünden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Danıştay Dokuzuncu Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Van Vergi Mahkemesinin, 3.11.2017 gün ve E:2017/469, K:2017/691 sayılı kararının ısrar hükmü aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Vergi mahkemesi kararı, haczedilen malların satışı gerçekleştirilmeden, kamu alacağının şirketten tahsil imkanının kalmadığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle bozulduğundan ve uyuşmazlığın esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmadığından, bu incelemenin Kurulumuzca değil, ilk derece yargı yerince verilen kararları temyizen incelemekle görevli vergi dava dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle, temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddine, kararın, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası temyizen incelenmek üzere dosyanın Danıştay Dokuzuncu Dairesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen on beş (15) gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 3.5.2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
X- Temyiz istemine konu ısrar kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
KARŞI OY
XX- Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.