2018/4906 K. 2018/9413 T. 22.11.2018

11. CD., E. 2018/4906 K. 2018/9413 T. 22.11.2018

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2018/4906
Karar No.: 2018/9413
Karar tarihi: 22.11.2018
 

TÜRK MİLLETİ ADINA

1-Sanık hakkında 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarını işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında 2004 yılında sim kartını ve kimliğini kaybettiğini, bunu ele geçiren insanların adına sahte işlemler yaptıklarını, şirketin ortağı olmadığını belirtmesi, temyiz aşamasında sanığın dosyaya sunduğu 12.11.2018 tarihli dilekçesinde 2011 ve 2012 yılları arasında cezaevinde tutuklu kaldığını bildirerek sahte belge düzenlemesinin mümkün olmadığını beyan etmesi, UYAP üzerinden yapılan araştırmada sanığın 15.07.2011-03.11.2011 tarihleri arasında Bakırköy/Metris 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunduğunun anlaşılması, dosyada mevcut 12.09.2012 tarih 2012/A-1556/24 sayılı Vergi Tekniği Raporunda şirket müdürüne ulaşılamaması nedeniyle gerçekte faturaları kimin düzenlediğini bilmenin tam olarak mümkün olmadığının ve sahte faturaların düzenlendiği tespit edilen dönemlerde şirket ortağı olan K2 ve K1 tarafından düzenlendiğinin kabul edileceğinin belirtilmesi, 2010 ve 2011 yıllarında düzenlenen faturaların gerçek alım-satım karşılığı olmadan düzenlendiğinin anlaşılması ancak 2012 yılında düzenlenen faturalara ilişkin bu tespite imkan veren yeterli bilgi ve belgenin dosya içerisinde bulunmaması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; 2012 takvim yılında düzenlenen suça konu faturaları kullanan kişi/şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığının ilgili vergi dairesinden sorulması, yapılmış ise vergi raporlarının dosya arasına alınması, bu kişi/şirketler hakkında sahte fatura kullanmaktan dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması ile suç ve cezada şahsilik prensibi gereğince 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte olarak düzenlenen faturaların kimin tarafından düzenlendiğinin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için; suça konu faturaları kullanan kişi/şirket yetkilileri de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması ve yüzleştirme yapılması, şirketin diğer ortağı olan K1'ın açık kimlik ve adres bilgilerinin araştırılarak tanık sıfatıyla dinlenilmesi ile gerekirse imza ve yazı örneklerinin alınması, suça konu faturalar temin edilerek bu faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanığa ve K1'a ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra toplanan tüm delillere göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile dava konusu yapılmayan sahte belge kullanma ve defter ve belge gizleme suçuna ilişkin düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

2-Kabule göre de;

a-Sanık hakkında "2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek" suçlarından kamu davası açıldığı, her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturduğu gözetilmeden ve hangi takvim yılından hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin yazılı şekilde tek mahkumiyet hükmü kurulması,

b-Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait farklı tarihlerde birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle, 2011 takvim yılında sanığın cezaevinde bulunduğu tarihler dışında düzenlenen faturaların hangi tarihlerde ve kaç adet düzenlendiğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, yine 2012 takvim yılında düzenlendiği iddia olunan faturalara ait bilgilerin dosya kapsamında bulunmaması nedeniyle bu takvim yılına ilişkin düzenlenen faturaların da ilgili vergi dairesinden sorulmasından sonra sanık hakkında TCK'nin 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

c-İddianamede sanık hakkında TCK'nin 43. maddesinin uygulanması talep edilmediği halde 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan, belirtilen maddenin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,

d-Sanığın üzerine atılı suçlara ilişkin "213 sayılı Yasanın 359/b" olan yasa maddesinin hüküm fıkrasında "213 sayılı Yasanın 359/b-2" olarak yanlış yazılması,

e-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.