2018/606 K. 2019/6423 T. 18.9.2019

11. CD., E. 2018/606 K. 2019/6423 T. 18.9.2019

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2018/606
Karar No.: 2019/6423
Karar tarihi: 18.09.2019
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Sahte fatura düzenleme

HÜKÜM : Mahkumiyet

A) Sanık hakkında 2006 yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanığa yüklenen “sahte fatura düzenleme” suçunun suç tarihinde yürürlükte olan 213 sayılı VUK'nin 359/b maddesindeki cezasının üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,

B) Sanık hakkında 2007 yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:

213 sayılı VUK'nin 367. maddesi uyarınca dava şartı olan vergi dairesi başkanlığı mütalaası ve dayanağı olan vergi suçu raporu ile eklerinin "2006, 2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarına ilişkin olduğu; Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 27.12.2011 tarihli ve

2011/20988 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında “2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan" da kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında 2007 takvim yılına ilişkin sahte fatura düzenleme suçundan verilmiş bir mütalaa bulunmadığı anlaşıldığından; sanık hakkında “2007 yılında sahte fatura düzenleme suçundan mütalaa verilip verilmeyeceği sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,

C) Sanık hakkında 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 27.12.2011 tarihli ve 2011/20988 Esas sayılı iddianamesinde sanığın sevk maddelerince suç oluşturan her dönem ve eylemi için ayrı-ayrı cezalandırılması talep edildiği cihetle tebliğnamedeki 3 numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Küçükçekmece Vergi Dairesinin 335 032 5806 vergi kimlik numaralı mükellefi olan sanık hakkında 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarında sahte fatura düzenleme suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın aşamalarda alınan beyanlarında iş yerinin Vedat Yıldırım isimli kişiye ait olduğunu, kendisinin bu iş yerinde sigortalı olarak çalıştığını, 2-3 sonra işten çıkarıldığını, evrak işlerine bakmadığını, hiç bir belgeyi imzalamadığını, söz konusu faturaların kendisine ait olmadığını, imza yetkisinin bulunmadığını savunması karşısında suçun unsurlarının ve gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi bakımından;

1- Sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle getirtilip sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; Vedat Yıldırım isimli kişinin açık adres ve kimlik bilgilerinin tespitine çalışılarak, tespiti halinde CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi ve faturalar gösterilerek faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,

2- Vedat Yıldırım'ın da faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya bu kişiye ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,

3- Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya Vedat Yıldırım'a ait olmadığının anlaşılması ya da Vedat Yıldırım isimli kişinin bulunamaması halinde ise;

a) Ba-Bs formlarında tespit edilen faturaları kullanan mükellefler hakkında vergi inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,

b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,

c) Faturaları kullanan mükelleflerin, CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,

Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi,

4- Kabule göre;

a) Aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi hâlinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanıklar hakkında TCK'nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 18.09.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.