2018/726 K. 2018/964 T. 5.12.2018
VDDK., E. 2018/726 K. 2018/964 T. 5.12.2018
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2018/726
Karar No.: 2018/964
Karar tarihi: 05.12.2018
DANIŞTAY
Anahtar Kelimeler :-İade,
-Kanuni Faiz,
-Tecil Faizi
Özeti: 6322 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrasında iadesi gereken vergiler bakımından 3095 sayılı Kanun yerine Vergi Usul Kanununun 112. maddesinin 4. fıkrasının uygulanması ve vergilerin tecil faiziyle birlikte iadesi gerektiği hakkında.
Temyiz Eden : Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : F1 Anonim Ortaklığı
Vekili : Av. ...
T.H.Y. Genel Yönetim Binası Atatürk Havalimanı
İstemin Özeti : Davacı tarafından, yurt dışında mukim firmalardan finansal kiralama yoluyla kiraladığı uçaklar için yaptığı ödemelerden, bu ülkelerle yapılan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları uyarınca tevkifat yapılmaması gerektiği ileri sürülerek İhtirazi kayıtla verilen 2012 yılı Temmuz dönemi muhtasar beyannamesi üzerinden tahakkuk ettirilen ve ödenen kurumlar (stopaj) vergisinin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda düzenlenmiş tecil faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İstanbul 9. Vergi Mahkemesi, 26.12.2012 gün ve E:2012/2116, K:2012/3541 sayılı kararıyla; çifte vergilendirmeyi önleme ve vergi kaçakçılığına engel olma anlaşmaları uyarınca, yapılan ödemeler üzerinden tevkifat yapılmasında hukuka uyarlık görülmediği, 15.6.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6322 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 14’üncü maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112’nci maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen (4) numaralı fıkrasının; “Fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergiler, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanması halinde düzeltmeye dair müracaat tarihi, diğer hallerde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte, 120’nci madde hükümlerine göre mükellefe ret ve iade edilir.” şeklinde yeniden düzenlendiği, ayrıca, 213 sayılı Kanuna eklenen geçici 29’uncu maddede, 112’nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesinde uygulanacağının belirtildiği, bu haliyle ihtilafta, tahsili hukuka aykırı bulunan ve idarece tahsili tarihinden işbu karara göre düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre içinde kullanımından mahrum kalınan tutarın, 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte iadesi gerektiği gerekçesiyle tahakkuk eden vergiyi kaldırmış, ödenen tutarın, tecil faizi oranında hesaplanacak faiziyle birlikte iadesine karar vermiştir.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 7.12.2015 gün ve E:2013/2424, K:2015/6319 sayılı kararıyla; tahakkuk eden verginin kaldırılması ve iadesine ilişkin hüküm fıkrasına karşı ileri sürülen iddiaların, kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği, yargı kararıyla kaldırılan vergilendirmeler nedeniyle tahsil edilmiş tutarların ilgililere iadesi sırasında, tahsil tarihi ile karar tarihi arasında geçen süre için tasarrufundan yoksun bırakılmaktan dolayı iadenin hangi oranda faiz eklenerek yapılması gerektiği konusunda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı Kanunda yapılmış bir düzenleme bulunmadığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28’inci maddesinin 6’ncı fıkrasında ise vergi davalarında kararın idareye tebliğinden itibaren infazın gecikmesi sebebiyle idarece kanuni gecikme faizi ödeneceği düzenlenmek suretiyle kanuni faiz uygulamasının, kararın verilip idareye tebliğinden sonraki zaman dilimine özgülendiği, bu durumda, haksız yere alınan vergi nedeniyle yoksun kalınan tutarın, Danıştay’ın yerleşik hale gelen içtihatlarıyla kabul edilen ve bu husustaki genel hükümleri içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunda öngörülen oranda faiz uygulanarak ilgilisine ödenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın faize ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş; davalı idarenin karar düzeltme istemini reddetmiştir.
İstanbul 9. Vergi Mahkemesi, 27.2.2018 gün ve E:2018/152, K:2018/1182 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
Davalı idare tarafından, Anayasa Mahkemesinin iptal karan üzerine getirilen hükmün İhtirazi kayıtla beyan edilen ve ödenen vergilerin iadesiyle ilgili olmadığı, olayda idarece cebren tahsil edilmiş bir vergi bulunmadığı ileri sürülerek ısrar kararının bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi : K1
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin, 27.2.2018 gün ve E:2018/152, K:2018/1182 sayılı ısrar karan, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, kararın tebliğ tarihini izleyen on beş (15) gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 5.12.2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.