2019/2078 K. 2020/5169 T. 29.9.2020

11. CD., E. 2019/2078 K. 2020/5169 T. 29.9.2020

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2019/2078
Karar No.: 2020/5169
Karar tarihi: 29.09.2020
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme

HÜKÜM : Beraat

1-Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359. maddesinde; "Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir" şeklinde tanımlanmıştır.

Gerçek bir muamelenin miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde belgeye yansıtılması belge konusunun adet, miktar, fiyat veya tutar yönlerinden eksik veya fazla gösterilmesidir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359. maddesinde sahte belgenin tanımı yapılmıştır. Buna göre; gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir. Satın alınmayan mal veya hizmet için alınmış gibi fatura düzenlenmesi faaliyeti sahtecilik, düzenlenen fatura da sahte belgedir.

Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 11.03.2014 tarih, 2012/11-1382 esas, 2014/124, 11.07.2014 tarih, 2012/11-1512 esas, 2014/366 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, CMK'nin 225/2. maddesi gereğince, mahkeme fiilin nitelendirmesinde iddia ile bağlı olmadığından, fiilin nitelendirmesini serbestçe yapabilecek olup, nitelendirmede mütalaa ve iddianame ile bağlı olmadığı, "sahte belge düzenleme" ve "muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme" suçlarının vasıflarının farklı olduğu, ancak mahkemenin bu suçlar yönünden vasıf değişikliğinde yeniden mütalaa alması gerekmediği, bu suçların birbirine dönüşebileceği göz önünde bulundurulduğunda, sanığın, nakit ihtiyacını karşılamak için kredi kartı ile işlem yapan kişiler adına, kontör satışı yapmamasına rağmen kontör satmış gibi fatura düzenlendiğinin iddia edildiği olayda; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359. maddesinin (a) ve (b) fıkralarında “sahte belgenin” ve “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgenin” tanımlanış şekline ve yerleşik uygulamaya göre eylemin “sahte fatura düzenleme” suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgı sonucu “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı fatura düzenleme” suçundan hüküm kurulması,

2- Sanığın suçlara konu olan POS cihazı ile yapılan harcamaların gerçek bir ticari ilişkiye dayandığını savunması nedeniyle, suçun unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;

a-Gerçek mal veya hizmet satımına dayanmadığı belirtilen fatura veya diğer belgelerin sanığın kendisinden veya ilgili vergi dairesinden araştırılarak temini halinde kontör alıcısı olarak görünen kişilerin tespiti ile kanaat verecek sayıda kişinin CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi,

b-Sanık hakkında tefecilik suçu yönünden açılmış Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/189 Esas ve 2016/540 Karar sayılı dava dosyasının getirtilerek incelenmesi, bu davayla ilgili belgelerin örneklerinin dosya içine konulması,

c-Sanığın, 2008 takvim yılında kredi kartlarını kullandığı kişilerin tespiti ile kanaat oluşturacak sayıda kişinin CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sanıktan gerçekten faturalarda yazılı emtiayı alıp almadıklarının sorulması,

d-Gerektiğinde faturaların, gerçek kontör satımına ilişkin olup olmadığının belirlenmesi yönünden, sanığın satımını yaptığını söylediği kontörlerle ilgili kayıtları getirtilerek, yeterli kontör girişi olup olmadığı, alım ve satım miktarlarının uygunluğu yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması,

e-Sanığın kontör alımı yaptığı mükelleflerle ilgili tanzim edilen vergi inceleme raporlarının ilgili vergi dairesinden getirtilmesi, aynı mükellefler hakkında ilgili takvim yılında "sahte fatura düzenleme" suçundan dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise dosyaların getirtilerek incelenmesi ve ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,

Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile beraat hükmü kurulması,

Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz talepleri bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 29.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.