2019/242 K. 2019/914 T. 13.11.2019
VDDK., E. 2019/242 K. 2019/914 T. 13.11.2019
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2019/242
Karar No.: 2019/914
Karar tarihi: 13.11.2019
TEMYİZEDEN(DAVALI): İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı - İSTANBUL
(Yeditepe Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. K1 - (Aynı yerde)
KARŞITARAF(DAVACI): K2
VEKİLİ: Av. K3
İSTEMİN KONUSU : İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin, 02/11/2018 tarih ve E:2018/994, K:2018/2704 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:06/11/2011 tarihinde vefat eden muristen intikal eden servet unsurlarından, murisin %80 hisse ile ortağı olduğu F1 Dış Ticaret Kollektif Şirketinden dağıtılan kâr payının ve %10 hisse ile ortağı olduğu F2 Grafik Servis Hizmetleri ve Ticaret Limited Şirketinden intikal eden özsermayenin eksik beyan edildiğinden bahisle, takdir komisyonu kararı uyarınca 2011 yılı için tarh edilen veraset ve intikal vergisi davaya konu yapılmıştır.
İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin 18/06/2013 tarih ve E:2012/1802, K:2013/1529sayılı kararı:
Kollektif şirket ortağının, şirketteki kârını çekip çekmediği hususu ancak defter ve belgeleri incelemek suretiyle tespit edilebilir. Mahkemece şirketin defter ve belgelerinin incelenmesinden murisin hissesine isabet eden 1.636.577,82 TL tutarındaki kâr payının 1.493.788,95 TL'sini ölümünden önce işletmeden çektiği, geriye kalan 142.788,87 TL'nin de davacı tarafından veraset ve intikal vergisi beyannamesinde beyan edildiği görüldüğünden F1 Dış Ticaret Kollektif Şirketi hissesi nedeniyle intikal eden mal varlığı için takdir edilen matrah kısmı yerinde değildir.
Öte yandan F2 Grafik Servis Hizmetleri ve Ticaret Limited Şirketinin murisin vefat ettiği 6/11/2011 tarihi itibarıyla çıkarılan bilançosundaki özvarlığının murisin %10 hissesine tekabül eden 22.977,92 TL ile murisin ölüm tarihi itibariyle şirketten alacağı olan 88.082,09 TLveraset ve intikal vergisine esas olmak üzere beyan edilmiş, takdir komisyonunca bu şirket bakımından 68.847,25 TL emsal bedel takdir edilmiştir.
Vergi Usul Kanunu'nun 298. maddesine göre emsal bedelin tespit yetkisi takdir komisyonunda ise de bu takdirin, ticari varlığın bütün unsurları belirtilmek suretiyle somut verilerden yararlanılarak yapılması gerekir. Olayda takdir komisyonu kararı hiçbir somut bilgi ve belgeyi içermediğinden F2 Grafik Servis Hizmetleri ve Ticaret Limited Şirketinin ticari varlığından murise isabet eden hisse için tespit edilen matrah kısmı da yerinde değildir.
Vergi mahkemesi bu gerekçeyle veraset ve intikal vergisi tarhiyatını kaldırmıştır.
Davalı İdarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesinin 21/04/2016 tarih ve E:2013/5823; K:2016/4193 sayılı kararı:
Olayda 16/11/2011 tarihinde vefat eden murisin %80 hisse ile ortağı olduğu F1 Dış Ticaret Kollektif Şirketinin, murisin vefat tarihi olan 16/11/2011 tarihli bilançosunda şirket kârının 2.045.722,27 TL ve davacının hissesine düşen tutarın da 1.636.577,82 TL olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Uyuşmazlık, murisin vefat tarihinden önceişletmeden çekildiği belirtilen 1.493.788,95 TL'nin veraset intikal beyannamesine intikal ettirilip ettirilmediğine ilişkindir.
Davacı tarafından vefat tarihinden önce çekilen tutarların murisin borçlarına ve şahsi harcamalarına sarf edildiği ve beyannameye konu edilen servet unsurlarına dönüştüğü ileri sürülmüştür. Vefat tarihinden önce işletmeden çekildiği belirtilen tutarın, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında, vefat tarihine kadar olan kısa süre içerisinde muris tarafından harcandığının kabulü, iktisadi ve ticari icaplara uymadığından, aksi durumun 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) fıkrası gereği davacı tarafından ispatlanması gerekir. Bu bağlamda, vefat tarihinden önce işletmeden çekildiği belirtilen tutarın hangi servet unsurlarına dönüştüğü ve beyannameye intikal ettirildiği hususu, ispat külfeti kendisine düşen davacı tarafından ortaya konulmadığından, mahkeme kararının, dava konusu tarhiyatın kollektif şirketten kaynaklı kısmının kaldırılmasında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Veraset ve intikal vergisinin matrahı intikal eden malların Vergi Usul Kanunu'nun servetleri değerleme ile ilgili üçüncü bölümünde yer alan ölçülere göre bulunacak değerleridir. Dolayısıyla veraset yoluyla intikal eden mallar için varislerce, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen değerleme ölçülerinden yararlanılarak bulunan değerlerin beyan edilmesi vergi dairesince de beyan edilen bu değerlerle intikal eden malların Vergi Usul Kanunu'nun servetleri değerleme ile ilgili üçüncü bölümünde yer alan ölçülere göre hesaplanacak matrah arasında fark bulunması halinde, bu farkın, aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca ikmal edilmek üzere tarhiyata konu edilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Dava konusu olayda, ihtilaf, veraset ve intikal vergisi beyannamesi üzerinden ilk tarhiyat yapıldıktan sonra beyannamede gösterilen limited şirket hisselerinin takdir komisyonunca takdir olunan emsal bedeli üzerinden yapılan tarhiyata ilişkindir. Dolayısıyla 7338 sayılı Kanun'un 10. maddesinin ikinci fıkrasının, ilk tarhiyatta uygulanması gereken (d) bendi hükmünün, yapılan bu ikinci tarhiyatta uygulama yeri bulunmamaktadır. Değerlemeye konu kıymetlerin, Vergi Usul Kanun'unun 192. maddesi uyarınca bilanço esasına göre defter tutan şirketlere ait hisse olması halinde uygulanması gereken yasa hükmü, açıklanan birinci ve dördüncü fıkralar delaletiyle öz sermaye hesabından hareketle ve ticari işletmeye dahil kıymetlerin, yine aynı Kanun'un "Servetleri Değerleme" başlıklı üçüncü bölümünde yer alan 292. maddesinin, vergilendirilecek bir servete dahil ticari sermayenin unsurlarından bulunan emtia, gemiler ve taşıtlar, tesisat ve makinalar, demirbaş eşya ve diğer menkul malların, emsal bedeliyle değerleneceğine dair hükmüdür.
Öte yandan emsal bedel, Vergi Usul Kanunu'nun 267. maddesinde, gerçek değeri belli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olarak tanımlandığından, emsal bedelin tespiti için takdir komisyonuna gidilmesi yerindedir. Ancak, uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için, takdir komisyonunca belirlenen emsal bedellerin, yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere uygun olup olmadığının saptanması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, uyuşmazlık hakkında, davacıya intikal eden limited şirket hisselerinin, ölüm tarihi itibarıyla çıkarılan bilançoda gösterilen öz sermayeyi oluşturan unsurlar yeniden değerlenerek öz sermayesinin konunun uzmanı bilirkişi marifetiyle tespiti suretiyle takdir komisyonunca takdir edilen emsal bedelin hukuka uygun olup olmadığı yönünden yapılacak incelemeyle ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken dava konusu tarhiyatın limited şirketten kaynaklı kısmının kaldırılmasında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Daire bu gerekçe ile kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin 02/11/2018 tarih ve E:2018/994, K:2018/2704 sayılı ısrar kararı:
Mahkeme aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığından mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ K4'NIN DÜŞÜNCESİ : Israr kararının F1 Dış Ticaret Kollektif Şirketinden dağıtılan kâr payına ilişkin kısmına yönelik idarenin temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının, dava konusu tarhiyatın limited şirketten intikal eden payın eksik beyan edildiğinden bahisle tesis edilen kısmının kaldırılmasına yönelik hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
06/11/2011 tarihinde vefat eden muristen intikal eden servet unsurlarından, murisin %80 hisse ile ortağı olduğu F1 Dış Ticaret Kollektif Şirketinden dağıtılan kâr payının ve %10 hisse ile ortağı olduğu F2 Grafik Servis Hizmetleri ve Ticaret Limited Şirketinden intikal eden özsermayenin eksik beyan edildiğinden bahisle takdir komisyonu kararı uyarınca veraset ve intikal vergisi tarh edilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ve bunun yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, 31. maddesinde takdir kararlarında takdirin müstenidatı ve takdir hakkında izahatın bulunması gerektiği; 75. maddesinde takdir komisyonlarının 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisine haiz oldukları kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun'un 20. maddesinde, verginin tarhı vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar olarak tespit eden muamele olarak tanımlanmış, 192. maddesinde bilançonun envanterde gösterilen kıymetlerin tasnifli ve karşılıklı olarak değerleri itibariyle tertiplenmiş hulasası olduğu, 267. maddesinde emsal bedelin, gerçek bedeli olmayan, veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olduğu, 292. maddesinde ise ticari sermayenin vergilendirilecek bir servete dahil ticari sermayenin unsurlarından bulunan emtia, gemiler ve taşıtlar, tesisat ve makinalar, demirbaş eşya ve diğer menkul malların, emsal bedelleri ile değerleneceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Israr kararının davacıya intikal eden limited şirket hisselerine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz istemi hakkındaki inceleme:
Danıştay Yedinci Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.
Israr kararının murisin vefat tarihinden önceişletmeden çektiğikollektif şirket kârpayından davacı hissesine düşen kısmına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz istemi hakkındaki inceleme:
Dosya muhteviyatındaki defter kayıtları ile mahkemece verilen tarhiyatın kaldırılması yönündeki kararın temyizen bozulması sonrasında sunulan banka kayıtlarının birlikte incelenmesinden hissesine tekabül eden kollektif şirket kârının murisin vefat tarihi olan 16/11/2011 tarihinden çok önceki bir dönemde işletmeden çekilerek ihtilaf konusu dışındaki bir başka şirkete intikal ettirildiği anlaşıldığından tarhiyatın murisin vefat tarihinden önce işletmeden çektiği kollektif şirket kâr payından davacı hissesine düşen kısmının kaldırılması yolunda verilenısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KISMENKABULÜNE,
2-İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin,02/11/2018 tarih ve E:2018/994, K:2018/2704 sayılı ısrar kararının, muristen davacıya intikal eden limited şirket hisselerine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3- Kararın, kollektif şirket kâr payından davacı hissesine düşen kısmına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemininREDDİNE,
4- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. Maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/11/2019tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararınındavacıya intikal eden limited şirket hisselerine ilişkin hüküm fıkrasınınbozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile Kurul kararının anılan hüküm fıkrasının bozulmasına ilişkin kısmına katılmıyoruz.