2019/253 K. 2019/781 T. 23.10.2019

VDDK., E. 2019/253 K. 2019/781 T. 23.10.2019

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2019/253
Karar No.: 2019/781
Karar tarihi: 23.10.2019

TEMYİZEDEN(DAVALI): Ticaret (Gümrük ve Ticaret) Bakanlığı adına

Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü

VEKİLİ: Av. K1

Kayışdağı Yolu Üzeri İETT Garaj Yanı - Ataşehir/İSTANBUL

KARŞITARAF(DAVACI): F1 Çakmak Sanayi Ticaret Limited Şirketi

VEKİLİ: Av. K2

A1

Beyoğlu/İSTANBUL

İSTEMİN KONUSU : İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin, 16/11/2018 tarih ve E:2018/1856, K:2018/2847sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem:Davacı adına tescilli 31/01/2007 tarih ve 6864 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin düşük beyan edildiğinden bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerine vaki itirazın reddine dair işlem davaya konu yapılmıştır.

İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 27/02/2012 tarih ve E:2011/1316, K:2012/445 sayılı ilk kararı:

Ek olarak tahakkuk ettirilen vergiler beyannamenin tescil tarihinden itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra tebliğ edilmiş olup ilgililer hakkında açılmış bir ceza davasının varlığı konusunda herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmaması karşısında zamanaşımına uğrayan vergilere vaki itirazın reddine ilişkin işlemde hukuki isabet bulunmamaktadır.

Vergi mahkemesi bu gerekçeyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesinin, 28/12/2015 tarih ve E:2012/2968, K:2015/7771 sayılı ilk kararı:

Olayda, davacı adına tescilli beyanname muhteviyatı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin tebligat gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıllık süre geçirildikten sonra yapılmıştır.

Bununla birlikte dava dosyasının ve UYAP kayıtlarının birlikte incelenmesinden, davacı şirket temsilcisi hakkında İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/10/2013 tarih ve E:2011/322; K:2013/359 sayılı kararı ile mahkumiyet kararı verildiği ve kararın halen Yargıtayda temyizen incelenmekte olduğu anlaşıldığından, işlem tesisine neden olan fiilin, aynı zamanda "suç" oluşturup oluşturmadığının, dolayısıyla, Türk Ceza Kanununda öngörülen ceza zamanaşımı sürelerinin olaya uygulanması gerekip gerekmediğinin, mahkemece, söz konusu ceza davasının ek tahakkuka dayanak alınan beyanname ile ilgisinin araştırılması ve ilgili bulunması halinde, anılan davanın sonucunun beklenmesi suretiyle ortaya konulması gerekmektedir.

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin bozma kararına uyarak verdiği 17/05/2016 tarih ve E:2016/968, K:2016/1183 sayılı kararı:

İşlem tesisine neden olan fiil nedeniyle mahkumiyet kararı verildiğinden, olayda Türk Ceza Kanununda yer alan zamanaşımı hükümlerinin uygulanacak olması nedeniyle davacının zamanaşımına dair iddiasına itibar edilmemiştir.

Davacı adına noksan kıymet beyanından ek tahakkuk yapılmış ise de faturada yer alan tutarın transfer edildiğine ilişkin banka dekontu dosyada yer almakta olup bu tutar dışında ihracatçıya döviz transferi yapıldığına dair bir bilgi ve belge de yoktur.

İdarece gerek ihraç ülkesi makamları, gerekse eşyayı ihraç eden firma nezdinde bir araştırma yapılmamıştır.

Bu itibarla beyan edilen eşya kıymetinin gerçek olmadığı somut olarak ortaya konulmadığından, tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Vergi mahkemesi bu gerekçeyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesinin, 05/04/2018 tarih ve E:2016/12521, K:2018/2383 sayılı kararı:

Mahkemece bozmaya uyulduğunun ifade edilmesine karşın, bozma kararında belirtilen hususlar dikkate alınmaksızın davanın esasının incelenmesi suretiyle işlemin iptali yönünde karar verildiği görülmektedir.

Bu bakımdan, mahkemece, bozma kararına uyulduğu belirtildikten sonra ara kararıyla getirtilen belgelerden ceza mahkemesinde verilen mahkumiyet kararına yönelik devam eden yargısal sürecin sonucunun beklenilmesi; olaya, Türk Ceza Kanununda yer alan zamanaşımı sürelerinin uygulanması gerektiği sonucunun doğması halinde, Gümrük Kanunu'ndaki zamanaşımı hükümleri uygulanamayacağından, uyuşmazlığın esasının incelenmesi icap ederken maddi olayın esasının tartışılması suretiyle verilen kararda, bozma gereklerine uygunluk bulunmamaktadır.

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 16/11/2018 tarih ve E:2018/1856; K:2018/2847 sayılı ısrar kararı:

Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle bozma üzerine verdiği kararda ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından aksi yöndeki ısrar kararının bozulması ve öncelikle yürütmenin durdurulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ K3'NIN DÜŞÜNCESİ:Temyiz istemine konu ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Danıştay Yedinci Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin, 16/11/2018 tarih ve E:2018/1856, K:2018/2847 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/10/2019tarihinde oybirliğiyle karar verildi.