2019/2675 K. 2020/7276 T. 15.12.2020

11. CD., E. 2019/2675 K. 2020/7276 T. 15.12.2020

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2019/2675
Karar No.: 2020/7276
Karar tarihi: 15.12.2020
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Sahte fatura düzenlemek

HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet

A) 2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın, sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde:

Sanıklara yüklenen "2008 yılında sahte fatura düzenlemek" suçunun, 213 sayılı VUK’nin 359/b-1. maddesindeki cezasının üst sınırına göre 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, düzenlenen son fatura tarihi olan 31/10/2008 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık ... ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Kanun'un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,

B) 2009 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın, sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde:

Sanıklar hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; sanık ...’ın; 2008 yılından beri cezaevinde oduğunu, şirketle ilişiğini kesemediğini, aslında şirketle bir bağının da olmadığını, şirketle bağını kesemediği ve şirket sorumlusu olduğu için hakkında dava açıldığını, sonraki savunmasında da; yapılan faaliyetlerin gerçek ticari faaliyetler olduğunu, sahte fatura düzenlenmediğini, buna ilişkin tanıklarının ve belgelerinin olduğunu, ancak cezaevinde olduğu için bunlara ulaşmasının mümkün olmadığını, sanık ...’in; ... İnşaat .... Ltd. Şti. ile hiçbir alakasının olmadığını, 2005-2008 yıllarında nüfus cüzdanını kaybettiğini, bu belgeler ile kendi adına şirket kurulmuş olabileceğini, bu durumu vergi dairesine de bildirdiğini belirterek atılı suçları kabul etmemeleri, yapılan UYAP sorgusunda; sanık ...’ın 09/05/2008 tarihinden 09/12/2014 tarihine kadar kesintisiz cezaevinde olduğunun anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından;

1- Suça konu faturaların sanıklara gösterilerek kendileri tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin sorulması, kendileri tarafından düzenlenmediğini söylemeleri halinde faturalardaki yazı ve imzaların sanıkların eli ürünü olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,

2- Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olmadığının anlaşılması halinde ise;

a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,

b) Aynı şirket yetkilileri hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,

3- Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,

Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hükümler kurulması,

4- Mahkumiyet hükmü yönünden; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.