2019/322 K. 2019/786 T. 23.10.2019

VDDK., E. 2019/322 K. 2019/786 T. 23.10.2019

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2019/322
Karar No.: 2019/786
Karar tarihi: 23.10.2019

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ

İSTEYEN (DAVALI): İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı-İSTANBUL

(Anadolu Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ: Av. K1-(Aynı yerde)

KARŞITARAF(DAVACI): F1 Gemi İnşa Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

VEKİLİ: Av. K2

A1

1. Blok D: 2-Ataşehir/İSTANBUL

İSTEMİN KONUSU : Davacı adına, 2008 yılı Ocak, Mart, Mayıs, Haziran, Eylül, Ekim ve Kasım dönemleri için re'sen salınan katma değer vergileri ile bir kat tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması yönünde verilen İstanbul 2. Vergi Mahkemesinin, 12/07/2018 tarih ve E:2018/1231, K:2018/2393 sayılı ısrar kararının davalı idarece temyizi üzerine temyiz isteminin reddine dair Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun, 14/11/2018 tarih ve E:2018/1035, K:2018/881 sayılı kararının düzeltilmesi istenilmektedir.

İstanbul 2.Vergi Mahkemesinin, 18/12/2014 tarih ve E:2014/1953, K:2014/2961 sayılı kararı:

Takdir komisyonlarının görevi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servetler ile vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmektir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nda öngörülen indirim mekanizması, vergilendirme tekniği açısından, matrah takdirinden farklı olup mükelleflerin; gerek sahte fatura kullanmaları gerekse defter ve belgelerini ibraz etmemeleri gibi durumlarda, matrah takdirini gerektiren bir hususun bulunmaması nedeniyle bu tür fiillerin, Kanunun 29 ve 34. maddelerinde düzenlenen indirim mekanizması içinde değerlendirilmesi suretiyle katma değer vergisi indirimleri yönünden yapılacak vergi incelemesi ile bir sonuca bağlanması gerekir.

Bu gibi hallerde, mükelleflerin matrah takdiri için takdir komisyonlarına sevk edilmesi ve kendisine matrah, servet ve kıymet takdiri görevi verilmiş olan ve katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonu kararı uyarınca tarhiyat yapılması mümkün değildir. Bu nedenle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmamıştır.

Vergi mahkemesi bu hukuksal nedenler ve gerekçeyle tarhiyatı kaldırmıştır.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyenDanıştayÜçüncü Dairesinin, 29/12/2017 tarih ve E:2016/4260, K:2017/10591sayılı kararı:

Katma Değer Vergisi Kanununun 29. ve 34. maddelerinde düzenlenen katma değer vergisi indiriminden yararlanma şartlarının yerine getirilmediği hususunun tespit edilmesi halinde tarhiyatın vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılması gerektiği yolunda herhangi bir yasal zorunluluk bulunmamaktadır.

İnceleme yetkisine haiz takdir komisyonlarınca da gerçek bir emtia teslimine veya hizmet ifasına dayanmayan faturaları kayıtlarına alan mükellefler hakkında söz konusu faturalarda yer alan katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle vergilendirme yapılabilecektir.

Re'sen tarh nedeninin varlığı halinde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği açık olup takdir komisyonunun katma değer vergisi indirim yetkisi bulunmadığı yolundaki gerekçeyi hükme esas alarak davayı sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

İstanbul 2. VergiMahkemesinin, 12/7/2018 tarih ve E:2018/1231, K:2018/2393sayılı kararı:

Mahkeme,aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyenDanıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun, 14/11/2018 tarih ve E:2018/1035, K:2018/881 sayılı kararı:

Vergi incelemesi, re'sen takdir yetkisi bulunan inceleme elemanı tarafından yürütülen bir mükellefin sırf zamanaşımını durdurmak amacıyla matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilmesi takdir komisyonunun haiz olduğu yetki uyarınca inceleme elemanından bağımsız yürütmesi gereken inceleme ve araştırmalar sonucu elde edeceği verileri değerlendirmek yerine inceleme elemanı tarafından düzenlenen raporlarda belirtilen miktarın aynısını matrah olarak takdir etmesi, 213 sayılı Kanunun zamanaşımı ile incelemeye ilişkin düzenlemelerinin öngörülen amacına aykırı düştüğü gibi takdir komisyonuna başvuru yolunun zamanaşımı hükmünü aşmak amacıyla bir yöntem olarak kullanılması, Anayasa Mahkemesi kararında da işaret edildiği üzere ''yasallık'' ve ''hukuki güvenlik'' ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır.

Olayda, 2008 vergilendirme dönemi matrahının tespiti için zamanaşımının dolmasına çok kısa süre kala 27/12/2013 tarihinde takdir komisyonuna sevk edilen davacı adına, 22/10/2013 tarihli vergi inceleme raporunu dayanak alan takdir komisyonunun 31/1/2014tarihli kararı uyarınca tarhiyat yapılmış olup cezalı tarhiyatın esas itibarıyla tanzim edilen rapora dayandığı açıktır. Matrah takdiri amacı dışında, zamanaşımını durdurma saikiyle takdir komisyonuna başvurulduğundan, ortada bir takdir komisyonu kararının bulunması, tarhiyatın, söz konusu rapora göre yapıldığı gerçeğini değiştirmemektedir.

Bu durumda, 22/10/2013 tarihli rapora dayanılarak 2008 yılı için yapılan tarhiyata ilişkin vergi ve ceza ihbarnamelerinin 12/2/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olması karşısında,tarhiyatı kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

Kurul bu gerekçeyle, temyiz istemini reddetmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI :2008 yılına ilişkin olarak 31/12/2013 tarihinde dolacak tarh zamanaşımı süresinin dolmasından önce 27/12/2013 tarihinde yapılan takdire sevk işlemi, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresini durduracağından aksi yönde verilen Kurul kararının kaldırılarak mahkeme kararının bozulması gerektiği savunulmaktadır.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K3'IN DÜŞÜNCESİ :Katma değer vergisi indiriminden yararlanma şartlarının yerine getirilmediği hususunun tespit edilmesi halinde, sadece vergi incelemesi sonucunda tarhiyat yapılabileceği yolunda herhangi bir yasal zorunluluk bulunmamaktadır. Takdir komisyonununkatma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunduğundan, Mahkemenin katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonuna sevk işleminin zamanaşımını durdurmayacağı yolundaki gerekçesinde de hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Bu nedenle Kurul kararının kaldırlarak Mahkemece, davacının kayıtlarına intikal ettirdiği faturaların sahte olup olmadığı ve indirimi reddedilen vergilerin doğruluğu hususları incelenerek karar verilmek üzere ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, karar düzeltme istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen ididalar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54'üncü maddesinin (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan kararın düzeltilmesi isteminin kabulüyle Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 14/11/2018 tarih ve E:2018/1035, K:2018/881 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra temyiz istemi yeniden incelenerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY:

Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda, davacının kayıtlarına intikal ettirdiği bazı faturaların sahte olduğu ve bu faturalar içeriği katma değer vergisi indirimlerinin reddi gerektiğibelirtilmiştir.

Bu vergi tekniği raporunu dayanak alan takdir komisyonu kararına istinaden davacı adına 2008 yılı Ocak, Mart, Mayıs, Haziran, Eylül, Ekim ve Kasım dönemleri için katma değer vergisi tarh edilmiş ve bir kat tutarında vergi ziyaı cezası kesilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde, re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmıştır. Aynı maddenin 2. fıkrasının (6) numaralı bendinde, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali re'sen tarh nedeni olarak kabul edilmiştir.

Aynı Kanun'un 74. maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak; (2) numaralı bendinde ise vergi kanunlarında yazılı fiat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek komisyonun görevleri olarak belirlenmiştir. Kanunun 75. maddesinde de takdir komisyonlarının 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisine haiz oldukları düzenlenmiştir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde, ticari faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu; 20. maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedelin katma değer vergisi matrahını oluşturduğu kurala bağlanmıştır. Aynı Kanun'un 29. maddesinde, mükelleflerin, vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak, düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri; 34. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği öngörülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yükümlülerin 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinde öngörülen vergi indirimini yapabilmeleri için vergisi indirim konusu yapılabilecek işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması ve kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen katma değer vergisinin gerçekten ödenmiş olması gerekmektedir. Anılan Kanun'un 29 ve 34. maddelerinde düzenlenen katma değer vergisi indiriminden yararlanma şartlarının yerine getirilmediği hususunun tespit edilmesi halinde, vergi dairesince, takdir komisyonu kararına dayanılarak katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle tarhiyat yapılabilecektir.Vergi inceleme raporuna dayanılarak tarhiyat yapılması gerektiği yolunda herhangi bir yasal zorunluluk bulunmadığından, inceleme yetkisine haiz takdir komisyonlarınca da yapılabilecek olan bu tespit sonucunda, sahteliği saptanmış faturalara konu indirimler reddedilebilecektir.

Takdir komisyonununkatma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunduğundan, Mahkemenin katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonuna sevk işleminin zamanaşımını durdurmayacağı yolundaki gerekçesinde de hukuka uygunluk görülmemiştir.

Bu durumda, Mahkemece, davacının kayıtlarına intikal ettirdiği faturaların sahte olup olmadığı ve indirimi reddedilen vergilerin doğruluğu hususları incelenerek karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- İstanbul 2. Vergi Mahkemesinin, 12/07/2018 tarih ve E:2018/1231, K:2018/2393 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 23/10/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY:

Kararın düzeltilmesi istemini içeren dilekçede öne sürülen hususlar, kararın düzeltilmesini sağlayacak nitelikte bulunmadığından istemin reddi gerektiği gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.