2019/363 K. 2021/242 T. 2.6.2021

CGK., E. 2019/363 K. 2021/242 T. 2.6.2021

T.C. Yargıtay Başkanlığı - Ceza Genel Kurulu
Esas No.: 2019/363
Karar No.: 2021/242
Karar tarihi: 02.06.2021
 

Kararı Veren

Yargıtay Dairesi : 11. Ceza Dairesi

Mahkemesi :Asliye Ceza

Sanık ... hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucu değişen suç vasfına göre Vergi Usul Kanunu'na muhalefet suçundan mükerrer açılan kamu davasının reddine ilişkin İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19.12.2013 tarihli ve 379-767 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 08.01.2019 tarih ve 6731-113 sayı ile;

"Sanık ... hakkında, Göztepe/Beşiktaş Vergi Dairesi mükellefi olan ... İnşaat Oto.Turz...Ltd.Şti'nin mükellefiyet bilgilerini kullanarak 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından açılan kamu davasında, mahkemenin 2012/577 Esas sayılı dosyasında suç tarihi, sanık ve suç türlerinin aynı olduğu bu nedenle dosyanın mükerrer olarak açıldığı gerekçesiyle CMK'nin 223/7. maddesi gereğince davanın reddine karar verildiği ancak ret kararına dayanak olarak gösterilen diğer davada sanığın İkitelli Vergi Dairesi mükellefi olan Gürkan Bulduk'un mükellefiyet bilgilerini kullanarak atılı suçu işlediğinin iddia edildiği anlaşılmakla, her iki davadaki vergi mükelleflerinin farklı olduğu, sahte fatura düzenleme suçunda mükellefler farklı ise mükellef sayısınca suç oluşacağından davalar arasında mükerrerlik bulunmadığı gözetilmeden, davanın reddine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme ise 14.03.2019 tarih ve 97-190 sayı ile bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanık hakkında mükerrer açılan kamu davasının reddine karar vermiştir.

Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.04.2019 tarihli ve 43042 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 307. maddesi uyarınca Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 19.06.2019 tarih ve 3506-5424 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 12.08.2013 tarihli ve 34057-10238 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasının mükerrer nitelikte olup olmadığı ve bu bağlamda açılan davanın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, açılan kamu davasının mükerrer nitelikte olup olmadığının tespiti yönünden eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

İncelenen dosya kapsamından;

...Anadolu Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’nın 14.11.2012 tarihli suç duyurusu üzerine sanık hakkında soruşturmanın başladığı,

Suç duyurusu ekinde yer alan 01.08.2012 tarihli vergi inceleme tutanağı, 08.08.2012 tarihli vergi tekniği raporu, 09.10.2012 tarihli vergi suçu raporlarında özetle; 24.01.2011 tarihli olay, yakalama, Cumhuriyet savcısı görüşme ve iş yeri arama, muhafaza altına alma ve serbest bırakma tutanağında yer alan hususlar başlığı altında, sanığın kullanımındaki Kavakpınar Mahallesi, Abdi İpekçi Caddesi, No:61/2 sayılı iş yerinde sahte fatura ve silah kaçakçılığı yapıldığı istihbari bilgisi ile 24.01.2011 tarihinde, saat 17.00 sıralarında belirtilen adreste yapılan kontrolde değişik şirketlere ait sipariş formu, malzeme formu ve fiyat teklifi belgelerinin yanı sıra ... İnşaat Oto Turizm Elektrik Sanayi Ticaret Limited Şirketi adına bir kısmı kullanılmış boş 1 cilt fatura, bir kısmı kullanılmış boş tahsilat makbuzu ve bir adet plastik kaşenin ele geçirildiği anlatımının yer aldığı, yine aynı raporlarda, sanığın, iş yeri adresinde yapılan aramada birçok mükellefe ait sahte belgelere rastlandığı, bu belgeler arasında mükellef kurum ... İnşaat Otomotiv Turizm Elektrik San. Tic. Ltd. Şti.nin mükellefiyet bilgileri kullanılarak düzenlenmiş ... İnşaat Oto Turizm Elektrik Sanayi Ticaret Limited Şirketi başlıklı irsaliyeli boş taklit irsaliyeli faturaların da bulunduğu, mükellef kurumun yasal defter ve belgelerinin incelenmesinde mükellef kurum bilgileri taklit edilen fatura tutarlarının 2010 takvim yılında toplam 2.839.770 TL, 2011 takvim yılında ise 1.274.025 TL olarak belirlendiği, ayrıca mükellef kurumun irsaliyeli fatura değil fatura bastırdığı, taklit irsaliyeli faturalarda bulunan mükellef unvanının gerçeğinden farklı yazı karakteri ile kısaltma yapılmadan yazıldığı, yine bu faturalardaki telefon numarasının mükellef kuruma ait olmadığı, bu belgelerin mükellef kurum tarafından düzenlenmediği, 2010 ve 2011 takvim yıllarında mükellef kuruma ait mükellefiyet bilgilerinin kullanılarak irsaliyeli fatura şeklinde düzenlendiği, ... İnşaat Otomotiv Turizm Elektrik San. Tic. Ltd. Şti.ye ait bilgiler taklit edilmek suretiyle düzenlenen irsaliyeli faturaların tamamının sahte belge mahiyetinde olduğu tespitlerine yer verildiği,

Yine suç duyurusu ekinde sanığın 2010 ve 2011 takvim yıllarında VUK’nın 359/b maddesinde bulunan sahte belge düzenleme fiilini işlediği tespitine dayalı 17.10.2012 tarihli mütalaanın yer aldığı,

Yapılan soruşturma sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 12.08.2013 tarihli ve 34057-10238 sayılı iddianamesinde; “Tuzla-Pendik Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün 4220308385 Vergi kimlik numaralı mükellefi ...'in Göztepe/Beşiktaş Vergi Dairesi'nin 3230471992 Vergi kimlik numaralı mükellefi ... İnşaat Otomotiv Turizm Elektrik San. Tic. Ltd. Şti'nin mükellefiyet bilgilerini kullanarak 2010 ve 2011 yıllarında sahte belge düzenlediği ve bunları komisyon karşılığında yaptığı yukarıda sayılı tüm delillerden anlaşıldığından; şüphelinin üzerine atılı suçtan yargılanması yapılarak eylemine uyan yukarıda yazılı sevk maddeleri uyarında cezalandırılmasına karar verilmesi” istemiyle sanık hakkında kamu davası açıldığı, iddianamede suç tarihinin 2010 ve 2011 yılları olarak, sevk maddesinin ise TCK’nın 204/1, 43 ve 53. maddeleri olarak gösterildiği,

Açılan bu kamu davasında yapılan yargılama sonucunda ise İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesince 19.12.2013 tarih ve 379-767 sayı ile; sanığın iddianamede anlatılan eyleminin Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçunu oluşturacağı, aynı eylem nedeniyle İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/577 esas sayılı dosyasında da yargılandığı kabulüyle sanık hakkında mükerrer açılan kamu davasının CMK’nın 223/7. maddesi uyarınca reddine karar verildiği,

Bu hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 08.01.2019 tarih ve 6731-113 sayı ile; açılan kamu davaları yönünden mükerrerlik bulunmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, Yerel Mahkemenin ise önceki kararında direndiği,

Sanığın aynı eylem nedeniyle yargılandığı iddia edilen İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/577 esas sayılı dosyasının incelemeye konu dosya içerisinde yer alan evrak ve UYAP sisteminden ulaşılabilen belgelerine göre;

Sanık hakkında bu dosyada yapılan soruşturma sonucunda Pendik Cumhuriyet Başsavcılığının 12.11.2012 tarihli ve 6775-2751 sayılı iddianamesinde; “Şüphelilerin İkitelli Vergi Dairesinin 1880174917 vergi numaralı mükellefi olan ve Heskop Sanayi sitesi M-2 blok 15 - Başakşehir/İstanbul adresinde bulunan ve eşantiyon mal imalatı faaliyetinde 31.07.2011 tarihine kadar bulunan Gürkan Bulduk'un defter ve belge ve adını kullanarak sahte belge düzenledikleri ihbarı üzerine yapılan soruşturma kapsamında, şüphelilerin işlem yaptıkları iş yerine ait 2009-2010-2011 ve 2012 yıllarına ilişkin defter ve belgelerin, Marmara Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı Bürosunun yapmış olduğu inceleme sonucunda, söz konusu dönemlerde şüphelilerin komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediklerinden dolayı haklarında 03.04.2012 tarihli VDENR-2012-A-2035/24 sayılı vergi inceleme raporu ile buna dayanak teşkil eden vergi suçu raporunun düzenlenmiş bulunduğu ve buna göre şüphelilerinin 213 sayılı Yasanın 359/b-1 maddesi kapsamındaki suçu işledikleri belirlenmiş olmakla, tüm dosya kapsamındaki delillerin incelenmesi neticesinde; şüphelilerin üzerilerine atılı 213 sayılı Yasaya muhalefet suçundan dolayı, yargılanmalarının yapılarak, yukarıda yazılı sevk maddelerince cezalandırılmalarına karar verilmesi” istemiyle sanık hakkında kamu davası açıldığı, iddianamede suç tarihinin 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılları olarak, sevk maddesinin ise 213 sayılı Yasa’nın 359/b, 360, TCK’nın 43 ve 53. maddeleri olarak gösterildiği,

Açılan bu kamu davasında yapılan yargılama sonucunda ise İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesince 17.09.2013 tarih ve 577-534 sayı ile; sanık hakkında zincirleme şekilde sahte fatura düzenleme suçundan mahkûmiyet hükmü kurulduğu, kararın gerekçesinde sanığın iş yerinde yapılan aramalarda ele geçirilen... İnşaat Otomotiv Turizm Elektrik San. Tic. Ltd. Şti.nin mükellef bilgileri kullanılarak düzenlenen faturalardan da bahsedildiği ve hükme esas alındığı,

Bu hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 11.09.2018 tarih ve 6157-6688 sayı ile bozulmasına karar verildiği, bozma üzerine dosyayı yeniden ele alan İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesince 13.07.2020 tarih ve 583-314 sayı ile; sanığın aynı eylem nedeniyle Küçükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1051 esas sayılı dosyasında da yargılandığı kabulüyle sanık hakkında mükerrer açılan kamu davasının CMK’nın 223/7. maddesi uyarınca reddine karar verildiği, bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtaya gönderilen dosyanın Yargıtay 11. Ceza Dairesinde temyiz inceleme sırasını beklediği,

Küçükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1051 esas sayılı dosyasının UYAP sisteminden ulaşılabilen belgelerine göre;

Sanık hakkında bu dosyada yapılan soruşturma sonucunda Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 05.07.2012 tarihli ve 10136-5014 sayılı iddianamesinde; “Mağdur Gürkan'ın ‘Haskop sanayi sitesi M-2 Blok no:15 Başakşehir’ adresinde, İkitelli Vergi Dairesinin 1880174917 vergi sicil numaralı mükellefi olarak eşantiyon mal imalatı faaliyetini sürdürürken 31.07.2011 tarihinde bu faaliyetini sona erdirmiştir. Pendik İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin şüpheli Muhlis'in iş yerinde bir başka suç soruşturmasıyla yaptıkları aramada birçok mükellef adına oluşturulmuş boş sahte faturalar yanında; mağdur Gürkan'ın mükellefiyet bilgileri kullanılarak düzenlenmiş ‘Kayalar İnşaat Orman Ürünleri Elektrik Mlz. San. Tic.’ unvanlı işletme adına oluşturulmuş boş taklit faturalar, tahsilat makbuzu ve bir adet plastik kaşe ele geçirilmiştir. Mağdur Gürkan'da adına sahte olarak düzenlenen faturaları alan ve ticaret kayıtlarında kullanan bir kısım kişilerin araması sonucu olaydan haberdar olarak yasal mercilere ihbarda bulunmuştur. Elde edilen bu bulguların Maliye Bakanlığı veya denetmenleri kuruluna iletilmesi üzerine yapılan incelemede; mükellef Gürkan'dan mal veya hizmet aldığını beyan eden mükelleflerin verdiği Ba formları ile mağdur Gürkan'ın vergi mükellefi olarak satışlarına ilişkin verdiği Bs formlarının karşılaştırılması sonucu 2009, 2010, 2011 yıllarında Ba formu veren ve mağdur Gürkan'dan mal veya hizmet aldığını beyan eden mükelleflerin, büyük çoğunluğunun Bs formlarında yer almadığı görülmüştür.

Ba-Bs analizlerini ve VDirtra sisteminden yapılan analiz sonucu mağdur Gürkan'ın Bs formlarında yer almadığı tespit edilen Fatih Vergi Dairesinin mükellefi Erpa Özel Güvenlik ve Eğt. Hiz. Ltd.Şti.nin ticari kayıtlarında 2010 yılında gider olarak kullandığı dokuz adet ‘Gürkan İnşaat, Orm. Ürn. Hırd. Metal Nakliyat. Pazr. Tic. (GÜRKAN BULDUK)’ başlıklı toplam; 60125.00TL. tutarlı faturanın sahte olduğu tespit edilmiştir.

Yine;

Mağdur Gürkan Budak tarafından verilen Bs formları ile mağdurdan alış yaptığını belirten mükelleflerin verdiği Ba formlarının analizinde;

2009 yılında 339.552.TL. mal satış beyan edilmesine rağmen 761.123 TL. mal alış beyan edildiği;

2010 yılında 217.928TL. mal satış beyanı edilmesine rağmen 7.b470.177 TL. mal alış beyan edildiği;

2011 yılında 5.250.TL. mal satış beyan edilmesine rağmen 18.950.134TL. mal alış beyan edildiği tespit edilmiştir.Bu tespitlere ilişkin bilgilerde çizelge halinde vergi tekniği raporu ekinde gösterilmiştir.

Bu şekilde de şüphelinin İkitelli Vergi Dairesi mükellefi olan mağdur Gürkan Bulduk'un mükellefiyet bilgilerini kullanarak oluşturduğu sahte ‘Kayalar İnş. Orman Ürünleri Elk. Mlz. San. Tic.’ ‘Kanatlı Petrol ve Petrol Ürünleri Yedek Parça Lastık San. Tic’ ‘Gürkan İnşaat Orman Ürünleri Hırdavat Metal Nak. Paz. Tic. ünvanlı gerçekte var olmayan işletmeler adına bastırdıkları, sahte faturalar ve tahsilat makbuzlarını komisyon karşılığı piyasaya sunarak, gerçek bir mal ve hizmet alımı olmadan bu muhteviyatı itibariyle sahte faturaları bilerek alıp, ticari kayıtlarında kullanmak suretiyle gider göstermek suretiyle vergi mahsubundan faydalanan kişi ve kuruluşlara, bu eylemlerinde kullanacakları araç niteliğindeki faturaları vermek ve kullanmalarını sağlamak suretiyle atılı suçu işlediği tüm soruşturma evrakı kapsamından anlaşılmakla;

Şüphelinin kovuşturmasının yapılarak eylemine uyan yukarıda yazılı sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, verilecek cezanın özgürlüğü bağlayıcı ceza olması halinde ayrıca TCK m. 53/1 fıkrasında düzenlenen güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verilmesi” istemiyle sanık hakkında kamu davası açıldığı, iddianamede suç tarihinin 2009, 2010 ve 2011 yılları olarak, sevk maddesinin ise üçer kez uygulanmak üzere 213 sayılı Yasa’nın 359/b, TCK’nın 39/2-b, 43/1 ve 53. maddeleri olarak gösterildiği,

Açılan bu kamu davasında yapılan yargılama sonucunda ise Küçükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesince 26.02.2015 tarih ve 1051-99 sayı ile; sanığın 2009 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme eylemleri yönünden ayrı ayrı beraatine, 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme eylemi yönünden ise mahkûmiyetine karar verildiği,

Bu hükümlerin de katılan vekili ve sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtaya gönderilen dosyanın Yargıtay 11. Ceza Dairesinde temyiz inceleme sırasını beklediği,

Anlaşılmaktadır.

Sanık, iş yerinde yapılan arama işlemi sonrasında Pendik Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/1511 sayılı soruşturma evrakında verdiği 24.01.2011 tarihli kolluk ifadesi ile Pendik 1. Sulh Ceza Mahkemesindeki 25.01.2011 tarihli sorgusunda; yaklaşık üç ay önce soy ismini bilmediği Mehmet isimli bir şahısla Kadıköy sahilinde bulunan bir çay bahçesinde tanıştığını, Mehmet isimli şahsın fatura ve kaşe getireceğini, aradığı zamanlarda da fatura kesip Mehmet isimli şahsa vermesi karşılığında 750 TL ile 1.000 TL arasında ödeme yapacağını söylediğini, Mehmet isimli şahsın bu şekilde fatura ve kaşeleri verdiğini, telefonla arayıp fatura kesmesini söylediğinde kendisinin de fatura kestiğini, bu şekilde yaklaşık 50.000 TL ile 100.000 TL arasında fatura kestiğini,

İncelemeye konu dosyada verdiği ifadesinde ise vergi mükellefi olmadığını, dekorasyon işleri ile uğraştığını, muhasebeci olduğunu bildiği Mehmet isimli şahsın dekorasyon işlerini yaptığını, Mehmet isimli şahsın kendisine “Senin dekorasyon işlerine yardımcı olacağım.” dediğini, sonrasında da “Benim birtakım şirket evraklarım var, ben muhasebeciyim, bunlar sende kalabilir mi?” diye sorduğunda, kendisinin de “Kalsın.” diyerek cevap verdiğini, bu evraklar kendisindeyken de iş yerini polisin bastığını, iş yerinde yakalanan evraklar ile bir ilgisinin olmadığını, sahte olup olmadıklarını bilmediğini, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini,

Savunmuştur.

Ceza muhakemesi yapılabilmesi için bir takım "olmazsa olmaz" (sine qua non) şartlar aranır. Bu bağlamda muhakeme yapılabilmesinin şartlarından birisi de "Non bis in idem" olarak ifade edilen, aynı fiilden dolayı verilmiş bir hükmün veya açılmış bir davanın bulunmamasıdır.

"Non bis in idem" ilkesi evrensel hukukun temel ilkelerinden biri olup doktrinde de kabul edildiği gibi yazılı kural hâline getirilmemiş olsa bile uygulanması gereken bir kuraldır. 1412 sayılı CMUK'nın 253. maddesinin üçüncü fıkrası; "Aynı konuda, aynı sanık için evvelce verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava var ise davanın reddine karar verilir.", 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinin yedinci fıkrası ise "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir." şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, aynı fiil nedeniyle, aynı sanık hakkında önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, sonradan açılmış olan davanın reddine karar verilecektir.

"Non bis in idem" ilkesine uluslararası sözleşmelerde de yer verilmiş olup konu İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin 7 numaralı Ek Protokolünün "Aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı" başlıklı 4. maddesinin ilk fıkrasında; "Hiç kimse bir devletin ceza yargılaması usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkûm edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı aynı devletin yargısal yetkisi altındaki yargılama usulleri çerçevesinde yeniden yargılanamaz veya mahkûm edilemez." şeklinde ifade edilmiştir.

Gelinen aşamada "Adil yargılanma hakkı" ilkesi de incelenmelidir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde hüküm altına alınan "adil yargılanma hakkı" hukukun üstünlüğü ile adalete erişimi koruyan ve kişilerin ceza muhakemesinin ilk aşaması olan soruşturmanın başından itibaren açık ve adil bir şekilde yargılanmalarını teminat altına alan mutlak bir hak olup kişilerin hukuk devleti kuralları içinde makul sürede yargılanmasını öngörür. Adil yargılanma hakkı hukuk devleti ilkesinin bir gereği olup, bireyler için bir hak, devlet için ise bir görevdir. Adil yargılanma hakkının amacı, yargılamanın doğru, hakkaniyete uygun ve adil bir biçimde yerine getirilmesini sağlamaktır.

Adil yargılama, ceza muhakemesi hukukunda, sanığa ve mağdura tanınan hakların tümü ve insan hakları ihlal edilmeden yapılan yargılama olarak tanımlanmakta olup soruşturma ve kovuşturma evrelerinin tamamında geçerli olan bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha önce soruşturma veya kovuşturmaya tabi tutulmuş olan bireyin, aynı fiilden dolayı tekrar soruşturmaya veya kovuşturmaya tabi tutulması ve hatta buna tabi tutulabileceği endişesi taşıması adil yargılanma hakkı ilkesine aykırılık oluşturmaktadır. Anayasamızın 36. maddesinde güvence altına alınan bu ilkenin temelinde insan onurunun korunması yatmaktadır. Kişinin daha önce soruşturma ve kovuşturmaya tabi olduğu fiilden dolayı, önceden kanunla belirlenmiş istisnai şartlar gerçekleşmeden tekrar şüpheli veya sanık statüsüne sokulması, insan olmasından kaynaklanan varlığını yani onurunu zedeleyici niteliktedir.

Öte yandan, ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkanı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.

Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;

24.01.2011 tarihinde, sanık ...’in Kavakpınar Mahallesi, Abdi İpekçi Caddesi, No:61/2 sayılı adreste bulunan iş yerinde kolluk görevlilerince yapılan aramada rastlanan birçok mükellefe ait sahte belgeler arasında ... İnşaat Otomotiv Turizm Elektrik San. Tic. Ltd. Şti.nin mükellefiyet bilgileri kullanılarak düzenlenmiş ... İnşaat Oto Turizm Elektrik Sanayi Ticaret Limited Şirketi başlıklı boş taklit irsaliyeli faturaların da bulunduğu, dosya içerisindeki 01.08.2012 tarihli vergi inceleme tutanağı, 08.08.2012 tarihli vergi tekniği raporu ve 09.10.2012 tarihli vergi suçu raporlarında yer alan bu belgelerin mükellef ... İnşaat Otomotiv Turizm Elektrik San. Tic. Ltd. Şti tarafından düzenlenmediği, 2010 ve 2011 takvim yıllarında mükellef kuruma ait mükellefiyet bilgilerinin kullanılarak irsaliyeli fatura şeklinde düzenlendiği, ... İnşaat Otomotiv Turizm Elektrik San. Tic. Ltd. Şti.ye ait bilgiler taklit edilmek suretiyle düzenlenen irsaliyeli faturaların tamamının sahte belge mahiyetinde olduğu tespitleri doğrultusunda, sanığın, Göztepe/Beşiktaş Vergi Dairesinin 3230471992 vergi kimlik numaralı mükellefi ... İnşaat Otomotiv Turizm Elektrik San. Tic. Ltd. Şti'nin mükellefiyet bilgilerini kullanarak komisyon karşılığında 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte belge düzenlediği belirtilerek İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 12.08.2013 tarihli ve 34057-10238 sayılı iddianamesiyle sanık hakkında kamu davası açıldığı,

Açılan bu kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Yerel Mahkemece sanığın iddianamede anlatılan eylemi nedeniyle İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/577 esas sayılı dosyasında da yargılandığı kabulüyle sanık hakkında verilen mükerrer açılan kamu davasının CMK’nın 223/7. maddesi uyarınca reddine dair kararın, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince açılan kamu davaları yönünden mükerrerlik bulunmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, Yerel Mahkeme tarafından da önceki kararda direnilmiş ise de,

Yerel Mahkemece sanığın iddianamede anlatılan eylemi yönünden mükerrer dava niteliğinde olduğu iddia edilen İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/577 esas sayılı dosyasının incelemeye konu dosya içerisinde yer alan evrak ve UYAP sisteminden ulaşılabilen belgelerine göre; sanık hakkında komisyon karşılığı sahte fatura düzenlemesi eylemi nedeniyle hazırlanan ancak dosya içerisinde yer almayan 03.04.2012 tarihli VDENR-2012-A-2035/24 sayılı vergi inceleme raporu ile vergi suçu raporu dayanak gösterilerek sanığın 2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan cezalandırılması istemli Pendik Cumhuriyet Başsavcılığının 12.11.2012 tarihli ve 6775-2751 sayılı iddianamesiyle açılan kamu davasında, İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesince 17.09.2013 tarih ve 577-534 sayı ile; sanık hakkında zincirleme şekilde sahte fatura düzenleme suçundan mahkûmiyet hükmü kurulduğu, kararın gerekçesinde sanığın iş yerinde yapılan aramalarda ele geçirilen ... İnşaat Otomotiv Turizm Elektrik San. Tic. Ltd. Şti.nin mükellef bilgileri kullanılarak düzenlenen faturalardan da bahsedildiği ve bu belgelerin de hükme esas alındığı göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu kamu davasının mükerrer nitelikte olup olmadığının tespiti bakımından Pendik Cumhuriyet Başsavcılığının 12.11.2012 tarihli ve 6775-2751 sayılı iddianamesine konu edilen ve bu iddianameyle açılan kamu davasının kapsamını belirleyecek olan 03.04.2012 tarihli VDENR-2012-A-2035/24 sayılı vergi inceleme raporu ile o dosyada bulunan vergi suçu raporu ve mütalaanın birer örneği dosya içerisine getirtilip bu raporlarda incelemeye konu dosyadaki ... İnşaat Otomotiv Turizm Elektrik San. Tic. Ltd. Şti'nin faturaları yönünden de tespit ve değerlendirme yapılıp yapılmadığının belirlenmesinden sonra açılan kamu davasının mükerrer nitelikte olup olmadığının takdir edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.

Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.

Ulaşılan sonuç karşısında sanık hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 12.08.2013 tarihli ve 34057-10238 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasının mükerrer nitelikte olup olmadığı ve bu bağlamda açılan davanın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık konusu bu aşamada değerlendirilmemiştir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- İstanbul Anadolu 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.03.2019 tarihli ve 97-190 sayılı direnme kararına konu sanık hakkında mükerrer açılan kamu davasının CMK’nın 223/7. maddesi uyarınca reddine ilişkin hükmün, eksik araştırmayla hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,

2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 02.06.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.