2019/40 K. 2019/695 T. 23.10.2019
VDDK., E. 2019/40 K. 2019/695 T. 23.10.2019
T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2019/40
Karar No.: 2019/695
Karar tarihi: 23.10.2019
TEMYİZEDEN(DAVALI): Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı- ANKARA
VEKİLİ: Av. K1- (Aynı yerde)
KARŞITARAF(DAVACI): F1 Grup Dış Ticaret Makina Sanayi Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : Ankara 2. Vergi Mahkemesinin, 18/10/2018 tarih ve E:2018/1114, K:2018/1400sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:Davacı adına, gerçek bir emtia teslimine dayanmaksızın düzenlenmiş faturaları kayıtlarına dahil etmesi nedeniyle 2012 yılının Şubat ilâ Ekim dönemleri için re'sen salınan katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle üç kat tutarında kesilen vergi ziyaı cezası davaya konu yapılmıştır.
Ankara 2. Vergi Mahkemesinin 15/10/2015 tarih ve E:2014/1402, K:2015/1986 sayılı kararı:
Davalı idarenin ara kararına verdiği cevapta, davacıya 2012 yılının Şubat ilâ Mayıs dönemlerinde "muhtelif hırdavat malzemesi" içerikli fatura düzenleyen Yusuf Başaranhakkında sahte fatura düzenleme nedeniyle henüz düzenlenmiş bir vergi tekniği raporunun bulunmadığı belirtilmiştir. Anılan mükellefin 31/05/2012 tarihi itibarıyla faaliyetine son vermesi, yüksek hasılatı olmasına rağmen işletme hesabına göre defer tutması, kârının hasılatına göre düşük olması, katma değer vergisi beyannamelerinde ödenecek katma değer vergisi beyan etmemesi, mal ve hizmet satın aldığını Ba formuyla bildirdiği tüm mükellefler hakkında sahte fatura düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporlarının bulunması hususları göz önüne alındığında düzenlediği faturalarda belirtilen hacimde iş yapabilecek kapasiteye sahip olmadığı, gerçek bir faaliyeti bulunmayıp sahte fatura düzenleme faaliyetinde bulunduğu sonucuna varıldığı anlaşılmıştır.
Davalı idarece verilen cevaptan davacıya fatura düzenleyen K2 hakkında da sahte fatura düzenleme nedeniyle henüz düzenlenmiş bir vergi tekniği raporunun bulunmadığı, davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda anılan mükellef hakkında bazı tespitlerin yer aldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, K2 ve K3'ın sahte fatura komisyonculuğu faaliyetinde bulunduğunu ortaya koyan bir rapor bulunmaksızın, tarh dosyasında yer alan cirosunun yüksek olmasına rağmen kârının düşük olması, katma değer vergisi beyannamelerinde ya hiç ödenecek vergi beyan etmemesi ya da çok düşük tutarda beyan etmesi gibi bilgilerden hareketle sahte fatura düzenlediği sonucuna varılması hukuken olanaklı bulunmadığından, davacının bu mükelleflerden aldığı faturalar içeriği katma değer vergisi indirimlerinin reddi yerinde bulunmamıştır.
K4 hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerden, bu mükellefin düzenlediği faturalarınsahte olduğu sonucuna varıldığından, bu faturalarda yer alan katma değer vergisi indirimlerinin reddinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan şartları olayda gerçekleştiğinden K4'nun düzenlediği faturalardan kaynaklanan vergi üzerinden kesilen cezanın tekerrür hükümlerinin uygulanması suretiyle artırılan kısmında da hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Mahkeme bu gerekçeyle cezalı tarhiyatı azaltmıştır.
Taraflarıntemyiz istemlerini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin, 21/05/2018 tarih ve E:2015/10390, K:2018/4813 sayılı kararı;
Taraflarca ileri sürülen iddialar, kararın K2 ve K4'nun düzenlediği faturalardan kaynaklanan cezalı tarhiyata ilişkin hüküm fıkralarının bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Davacı hakkında düzenlenen 11/02/2014 tarihli vergi inceleme raporunda, K3'ın (F2 İnşaat Metal) 25/07/2011 tarihinde faaliyete başladığı, 31/05/2012 tarihi itibarıyla da faaliyetinin sona erdiği belirtilmektedir. İşe başlama tarihinden itibaren yüksek tutarlı hasılat beyanına karşın işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, 25/07/2011 ilâ 31/12/2011 tarihleri arası kıst dönemde gayrisafi hasılatının 10.387.258,15 TL olmasına rağmen kârının 10.084,24 TL olduğu, 01/01/2012 ilâ 31/05/2012 tarihleri arası kıst dönem gayrisafi hasılatının ise 14.548.757,43 TL olarak beyan edildiği ve matrahın ise 14.637,43 TL olduğu saptanmıştır. Anılan mükellefin katma değer vergisi beyannamelerinde ödenecek vergi çıkmadığı, 40.763,42 TL vergi borcunun 6,27 TL gibi cüz'i bir kısmının ödendiği anlaşılmıştır. Mükellef 2011 ve 2012 yıllarında sahte belge kullanma nedeniyle beş kez özel esaslara alınmış, 2011 yılında Ba-Bs sorgulamasında sahte belge düzenlediği sonucuna varılan F3 Grup Metal Ticaret Limited Şirketi ile F4 Mimarlık Mühendislik İnşaat Ticaret Sanayi Limited Şirketi tarafından K3'a toplamda 1.565.887,00 TL mal ve hizmet satışı yapıldığı tespit edilmiştir. Bunun dışında yine mükellefe satış yaptığını beyan eden mükelleflerin tamamı hakkında sahte belge düzenleme fiili dolayısıyla vergi tekniği raporları bulunmaktadır. Mükellefin işçi çalıştırmadığı halde 2011 ve 2012 yıllarında faal olduğu toplam on ay gibi kısa bir dönemde yaklaşık 24.396.000,00 TL'lik ciro yapması ticari teamüllere uygun bulunmamıştır. Raporda ayrıca 31/12/2011 tarih ve 635 no'lu yevmiye defteri kapanış maddesinde "Satıcılar Hesabı"nın 720.473,69 TL borçlu olduğu, herhangi bir belgeye dayanmaksızın sadece "düzeltme kaydı" açıklamasıyla yüksek tutarlı düzeltme kayıtlarının bulunduğu yolundaki tespitlere yer verilmiştir.
Bu tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, K3'ın düzenlediği faturaların sahte olduğu sonucuna varılmıştır. K3 hakkındaki bu somut tespitlerin davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuyla da olsa ortaya konulmasına rağmen, yalnızca anılan şahıs hakkında vergi tekniği raporunun bulunmadığı gerekçesiyle verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Daire bu gerekçeyle kararın, K2 ve K4'nun düzenlediği faturalardan kaynaklanan cezalı tarhiyata ilişkin hüküm fıkralarını onamış, K3'ın düzenlediği faturalardan kaynaklanan katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle üç kat tutarında kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasını bozmuştur.
Ankara 2.Vergi Mahkemesinin 18/10/2018 tarih ve E:2018/1114, K:2018/1400 sayılı kararı:
Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararının bozulan hüküm fıkrasında ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :K3 tarafından davacı adına düzenlenen faturaların sahte olduğu, aksi yöndeki ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K5'İN DÜŞÜNCESİ : Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay Dördüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- Ankara 2. Vergi Mahkemesinin, 18/10/2018 tarih ve E:2018/1114, K:2018/1400 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/10/2019tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.