2019/4586

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ANDAÇ KESKİN BAŞVURUSU (2)

(Başvuru Numarası: 2019/4586)

 

Karar Tarihi: 18/10/2022

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

Raportör

:

Olcay ÖZCAN

Başvurucu

:

Andaç KESKİN

Vekili

:

Av. Gürbüz EJDER

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tutuklu kalınan dönemde maaştan yapılan kesintilerin değer kaybına uğratılarak ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 8/2/2019 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu 1975 doğumlu olup İzmir'de ikamet etmektedir.

6. Başvurucu, Türk Silahları Kuvvetleri (TSK) bünyesinde binbaşı olarak görev yapmakta iken askerî casusluk soruşturması kapsamında 13/5/2012 tarihinde tutuklanmış ve 27/1/2014 tarihinde tahliye edilmiştir. Yargılamayı yapan İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi 26/2/2016 tarihinde başvurucunun beraatine karar vermiş ve bu karar Yargıtay 16. Ceza Dairesince 21/10/2016 tarihinde onanarak kesinleşmiştir. Başvurucunun tutuklu kaldığı dönem için maaşının 1/3'ü kesilmiştir.

7. Beraat kararı sonrasında başvurucuya tutuklu kaldığı süreye ilişkin maaş farkları Kara Kuvvetleri Komutanlığının 7/11/2016 tarihli emri gereğince 16/11/2016 tarihinde ödenmiştir.

8. Başvurucunun tutuklu kaldığı dönemde ödenmeyen maaş farklarının faizi ile birlikte ödenmesi talebiyle 13/3/2017 tarihinde yaptığı başvuru ise 17/3/2017 tarihinde reddedilmiştir.

9. Başvurucu 27/3/2017 tarihinde, maaş kesintilerinin yapıldığı aylardan itibaren ödemenin yapıldığı tarihe kadar aylık yasal faiz uygulanması istemiyle Millî Savunma Bakanlığı (Savunma Bakanlığı) aleyhine Ankara 7. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır. Başvurucu, dava dilekçesinde beraat kararı sonrası ödenen alacağına geç kavuştuğunu belirterek alım gücündeki azalmanın karşılanması gerektiğini ileri sürmüştür.

10. Mahkeme 19/2/2018 tarihinde, TSK bünyesinde görev yapanların tutuklanmaları hâlinde 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 141. maddesi uyarınca 2/3 oranında aylık alacaklarının düzenlendiği, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 65. maddesinin (f) bendinde beraat gibi nedenlerle tutukluluk hâllerinin sonlanması durumunda kısmi ödenen maaş tutarlarının ödeneceğinin belirtildiği ve ödenen tutara yasal faiz işletilmesini gerektiren bir düzenlemeye yer verilmediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

11. Başvurucunun istinaf başvurusu Ankara Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) tarafından 21/11/2018 tarihinde başvurucunun görevden uzaklaştırıldığı sürede kesilen aylıklarının beraat kararı üzerine başvurucuya gecikmeksizin ödendiği, ödeme konusunda temerrüte düşmeyen idarece başvurucudan yapılan kesintilere yasal faiz ödenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.

12. Nihai karar 21/1/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

13. 657 sayılı Kanun'un "Görevden uzaklaştırılan veya görevinden uzak kalan memurların hak ve yükümlülüğü" kenar başlıklı 141. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:

"Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir."

14. 926 sayılı Kanun'un "Açığa çıkarılan, tutuklanan veya firar ve izin tecavüzünde bulunan, cezası infaz edilmekte olan subaylar hakkında yapılacak işlem" kenar başlıklı 65. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ilgili kısmı şöyledir:

"f) Açığa alınan ya da tutuklananlar;

...

2. (Değişik birinci cümle: 18/7/2011 – KHK-647/1 md.) Açığa alınanlara ve tutuklulara (hakim subaylar dahil), bu süreler içinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 141 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi hükmüne göre aylık ödenir. Ancak, bu gibilerden haklarında kovuşturmaya yer olmadığına, muhakemenin menine, beraate, her ne sebeple olursa olsun kamu davasının düşmesine veya ortadan kaldırılmasına karar verilenlerin ödenmeyen veya noksan ödenen her türlü özlük hakları ödenir. (Ek cümle: 18/7/2011 – KHK-647/1 md.) Türk Silâhlı Kuvvetlerinin yurtdışı kadrolarında görevliyken açığa alınan veya tutuklananlara da yurtiçinde bir kadroya atanıncaya kadar, bu alt bent uyarınca yurtdışı aylığı ödenir."

B. Uluslararası Hukuk

15. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (Sözleşme) ek 1 No.lu Protokol'ün "Mülkiyetin korunması" kenar başlıklı 1. maddesi şöyledir:

"Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.

Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez."

16. Para alacaklarının değer kaybına uğratılarak ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiaları ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları için bkz. Ferda Yeşiltepe [GK], B. No: 2014/7621, 25/7/2017, §§ 25-31; ANO İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti. [GK], B. No: 2014/2267, 21/12/2017, §§ 39-43; Vildan Utku Atalay, B. No: 2015/4812, 7/2/2019, §§ 25-28.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

17. Anayasa Mahkemesinin 18/10/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

18. Başvurucu; maaşından yapılan kesintilerin yasal faiz işletilmeden ödenmesi nedeniyle alacağının enflasyon karşısında değer kaybına uğratıldığını, istinaf mahkemesinin karar gerekçesinin doğru olmadığını ve yetersiz olduğunu belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

19. Bakanlık görüşünde; 657 sayılı Kanun ile 926 sayılı Kanun'da faiz ödenmesini gerektiren bir hükmün bulunmadığını, idarenin gecikmeksizin ödeme yaptığını, bu nedenle temerrüde düşmediğini belirten mahkeme kararları ile Savunma Bakanlığından temin edilecek bilgi ve belgelerin dikkate alınması gerektiğini ifade etmiştir.

B. Değerlendirme

20. Anayasa’nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:

 “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”

21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Somut olayda başvurucu, Bölge İdare Mahkemesinin karar gerekçesinin yetersiz olduğundan da şikâyet emekte ise de başvurucunun temel şikâyetinin alacağının değer kaybına uğratılarak ödenmesine ilişkin olduğu anlaşıldığından şikâyetlerinin mülkiyet hakkının ihlali iddiası kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

22. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

23. Başvuruya konu olayda görevinden açığa alınan başvurucunun tutuklu kaldığı dönemde maaşında kesinti yapılmış ve ceza davasında beraat etmesi üzerine söz konusu kesintiler başvurucuya 16/11/2016 tarihinde ödenmiştir. Başvurucu, kesinti tutarlarının hak ediş tarihlerinden fiilen ödemenin yapıldığı tarihe kadar işlemiş olan yasal faizlerinin de ödenmesini talep etmiştir. Başvurucunun talebi, 926 sayılı Kanun'da eksik ödenen bedele faiz işletilmesini mümkün kılan hüküm bulunmadığı ve idarenin derhal ödeme yapması nedeniyle temerrüde düşmediği gerekçesiyle reddedilmiştir. Başvurucu, alacağının değer kaybına uğratılarak ödenmesinden şikâyet etmektedir.

24. Başvurucuya ödenen maaş farklarına konu para alacağının Anayasa'nın 35. maddesi kapsamında mülk teşkil ettiği kuşkusuzdur. Başvuruya konu olayda uygulanacak ilkeler Anayasa Mahkemesinin Ferda Yeşiltepe (aynı kararda bkz. §§ 45-76) ile Vildan Utku Atalay (aynı kararda bkz. §§ 34-42) kararlarında belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesi daha önce değer kaybına ilişkin şikâyetleri mülkiyetten barışçıl yararlanmaya ilişkin birinci kural çerçevesinde incelemiştir (Ferda Yeşiltepe, § 51; ANO İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti., § 57). Somut olayda da farklı bir durum söz konusu olmadığından müdahale, belirtilen genel ilke çerçevesinde incelenmiştir.

25. Anayasa Mahkemesi, kamu kurum ve kuruluşlarından olan çeşitli para alacaklarının değer kaybına uğratılarak ödenmesine ilişkin şikâyetleri daha önce incelemiş; buna göre kamu makamlarının para borçlarını makul olmayan bir gecikme ile ödedikleri durumlarda para alacağında meydana gelen değer aşınmalarının başvurucular üzerinde şahsi olarak aşırı bir yük oluşturması hâlinde müdahale ölçülü olmadığından mülkiyet hakkının ihlaline karar vermiştir (kamulaştırma bedeli yönünden bkz. Mehmet Akdoğan ve diğerleri, B. No: 2013/817, 19/12/2013; Ali Şimşek ve diğerleri, B. No: 2014/2073, 6/7/2017; bir sosyal güvenlik ödemesi yönünden bkz. Ferda Yeşiltepe; ihale alacağı yönünden bkz. ANO İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti.; vergi iadesi alacağı yönünden bkz. Akel Gıda San. ve Tic. A.Ş., B. No: 2013/28, 25/2/2015; deprem nedeniyle tazminat yönünden bkz. Abdulhalim Bozboğa, B. No: 2013/6880, 23/3/2016; açığa alınan memurun maaş farklarının iadesi yönünden bkz. Vildan Utku Atalay).

26. İdare hukuku çerçevesinde hangi alacaklara faiz işletileceği, faiz oranının ne olacağı, faizin işletilme tarihinin belirlenmesi gibi hususlar derece mahkemelerinin takdirindedir. Bununla birlikte mülkiyet hakkı kapsamında görülen bir alacağın kamu makamlarınca haklı olmayan bir gerekçeyle geç ödenmesi durumunda bu alacağın enflasyon karşısında makul olmayacak bir oranda değer kaybına uğratılması mülk sahibine şahsi olarak aşırı bir külfet yükleyecektir (Vildan Utku Atalay, § 37).

27. Somut olayda başvurucunun tutuklu olduğu dönemde maaşının 1/3'ünden kesinti yapılmış, söz konusu kesintiler 16/11/2016 tarihinde başvurucuya iade edilmiştir. Bununla birlikte kesintilerin gerçekleştirildiği tarihten ödemenin yapıldığı tarihe kadar geçen süreç için başvurucuya herhangi bir faiz ödemesi yapılmamıştır. Hâlbuki Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre başvurucunun tutuklandığı 2012 yılı Mayıs ayındaki 100 TL'nin ödemenin yapıldığı 2016 yılı Kasım ayındaki karşılığı 139,30 TL olup arada geçen sürede gerçekleşen enflasyon oranı % 39,30'dur. Yine TÜİK verilerine göre başvurucunun tutukluluk hâlinin sona erdiği 2014 yılı Ocak ayındaki 100 TL'nin ödemenin yapıldığı tarihteki karşılığı 123,54 TL olup enflasyon oranı % 23,54'tür.

28. Tutukluluk hâli sona eren başvurucuya maaş kesintilerinin ödenmesi gerektiği idare tarafından kabul edilmiş bir olgudur. Bununla birlikte başvurucunun maaşından kesintilerin yapıldığı tarihlerden ödemenin yapıldığı tarihe kadar geçen süre dikkate alındığında başvurucunun mülkiyet hakkı kapsamında olan kesintiye konu tutar, enflasyon karşısında makul görülemeyecek bir oranda değer kaybına uğratılarak başvurucuya ödenmiştir. Buna karşın alacaktaki değer kaybını giderebilecek herhangi bir faiz ödemesi başvurucuya yapılmamış, faiz ödenmesi yönündeki başvurucunun talebi de idari ve yargısal makamlarca reddedilmiştir.

29. Bu durumda somut olayda alacağının enflasyon karşısında değer kaybına uğratılması, başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklemiştir. Dolayısıyla söz konusu müdahalenin kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengeyi başvurucu aleyhine bozduğu sonucuna varılmıştır.

30. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. Giderim Yönünden

31. Başvurucu; ihlalin tespitini, yeniden yargılama yapılmasını ve 10.000 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

32. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır.

33. Başvuruda tespit edilen mülkiyet hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

34. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 7. İdare Mahkemesine (E.2017/877, K.2018/267) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. 364,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.264,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 18/10/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.