2019/7132

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

YİĞİT AKSAKOĞLU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/7132)

 

Karar Tarihi: 3/12/2020

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Burhan ÜSTÜN

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

Yiğit AKSAKOĞLU

Vekilleri

:

Av. Aslı KAZAN

 

 

Av. Serkan CENGİZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tutuklama tedbirinin hukuki olmaması ve soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 28/2/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

6. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

A. Gezi Olaylarına İlişkin Genel Bilgiler

8. Türkiye İnsan Hakları Kurumu tarafından 2014 yılı Ekim ayında yayımlanan Gezi Parkı Olayları Raporu’nda yer alan bazı tespitler şöyledir:

- Gezi Parkı, İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde Taksim Meydanı yakınında bulunan bir şehir parkıdır. Gezi Parkı’nda gerçekleşen değişimler, Gezi Parkı olayları ile gündeme gelmiş; konuya ilişkin birçok açıklama yapılmış ve tartışma yürütülmüştür.

- Gezi Parkı olayları, İstanbul Taksim Meydanı’nda bulunan Gezi Parkı’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmak istenen çevre ve imar düzenlemelerine engel olmak amacıyla -düzenleme yapacak olan iş makinelerinin Gezi Parkı’na girmesi üzerine- 27/5/2013 tarihinde başlamış ve haziran-temmuz aylarında yoğunlaşarak Türkiye’nin birçok iline yayılmış toplantı ve gösteri yürüyüşleridir.

- Kamuoyunda olayların çevreci bir saikle başladığını ve bireylerin yaşadıkları çevreye ilişkin kararların kendilerine sorulması talebini ortaya koyduklarını ifade edenler olduğu gibi yerleri değiştirilen ağaçların bahane olarak kullanıldığını, hareketin iktidara karşı yurt dışı destekli bir kalkışma olduğunu belirtenler ve polisin müdahalesini Başbakanlık binasının ele geçirilmeye çalışılması, kamunun ve özel kişilerin mallarına zarar verilmesi ile ilişkilendirenler de mevcuttur.

- İçişleri Bakanlığı verilerine göre 28/5/2013 ile 6/9/2013 tarihleri arasında 80 ilde, Gezi Parkı olayları çerçevesinde 5.532 eylem/etkinlik gerçekleştirilmiş; bu eylem ve etkinliklere 3.611.208 kişi katılmış, olaylara ilişkin 104.519 emniyet personeli görevlendirilmiş, söz konusu gösterilerden 164’üne müdahalede bulunulmuş, bir komiser yüksekten düşme nedeniyle şehit olmuş, üçü silahla ve ikisi bıçakla olmak üzere 697 güvenlik görevlisi yaralanmış, olaylar sırasında yaşamını yitiren 4 sivil vatandaşın ölümüyle ilgili adli ve idari soruşturma yürütülmüş, olaylarda gözaltına alınan 5.513 kişiden 148’i tutuklanmış, görevlendirilen polislerden 127’si hakkında uygulamaları nedeniyle araştırma/soruşturma işlemleri yapılmıştır.

B. Başvurucuya İlişkin Süreç

9.Gezi olayları ile ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 2013 yılında 2013/1120 sayılı soruşturma başlatılmıştır. Bu soruşturma daha sonra 2014/40852 sayılı soruşturma dosyası üzerinden yürütülmüştür.

10. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği şüpheli ve müdafileri ile diğer soruşturma süjelerinin soruşturma dosyasını incelemeleri ve örnek almalarının soruşturmanın selametini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 153. maddesine dayanarak31/3/2017 tarihinde soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasına karar verilmiştir.

11. Mehmet Osman Kavala, Hükûmeti devirmeye yönelik bir girişim olarak değerlendirilen Gezi olaylarının azmettiricisi ve lideri olmak suçlamasıyla 1/11/2017 tarihinde tutuklanmıştır.

12. Mehmet Osman Kavala hakkındaki soruşturma devam ederken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/40852 sayılı soruşturma dosyası kapsamında başvurucunun da dâhil olduğu 20 kişi hakkında Kasım 2018 tarihinde gözaltı kararı verilmiştir. Gözaltılar ile ilgili olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklama şöyledir:

"Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Anadolu Kültür A.Ş. isimli şirketin sahibi Mehmet Osman Kavala isimli şahsın 27/5/2013 tarihinde başlayan Gezi Parkı Olaylarını Türkiye geneline yaymak ve yurt genelinde kaos ve kargaşa ortamı meydana getirmek ve bu şekilde Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeyi amaçladığı, Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. isimli vakıf ve şirketi kullanarak olayları finanse ve organize ettiği tespit edilmiştir.

Mehmet Osman Kavala ile hiyerarşik bir düzen içerisinde şüphelilerin;

-Gezi Parkı olaylarını derinleştirmek ve yaygınlaştırmak için Anadolu Kültür AŞ’ye ait DEPO isimli yerde toplantılar düzenledikleri,

- Sivil İtaatsizlik ve Şiddetsiz Eylem başlıkları altında Gezi Parkı olaylarının devamlılığını sağlamak için yurt dışından aktivizm eğiticileri, kolaylaştırıcılar ve profesyonel eylemciler getirttikleri (Duran Adam, Piyano Çalan Adam, Kırmızılı Kadın vs.),

- Yeni medya oluşturma faaliyetleri içerisine girerek Gezi Parkı sürecinin devamı ve yaşanması muhtemel Gezi benzeri olayların kendi medyaları üzerinden gündem oluşturulmasının amaçladıkları,

- Mehmet Osman Kavala’nın Avrupa’da birçok kurum ve şahısla görüşme yaparak, Gezi Parkı olaylarında gündeme gelen biber gazının Türkiye’ye ithalinin durdurularak, yasaklanması için çalışmalar yaptıkları tespit edilmiştir."

13.Başvurucu 16/11/2018 tarihinde gözaltına alınmıştır.

14. İstanbul Emniyet Müdürlüğünde 16/11/2018 tarihinde başvurucunun ifadesi alınmıştır. İfade alma işlemi sırasında başvurucunun iki müdafii de hazır bulunmuştur. Başvurucuya hakkındaki suçlamalarla ilgili ayrıntılı sorular sorulmuş, başvurucu da bu sorulara ayrıntılı cevaplar vermiştir. Başvurucuya dinleme tapeleri ve teknik takip notlarından sorular yöneltilmiştir. Bu kapsamda başvurucuya Mehmet Osman Kavala ile irtibatı olup olmadığı, Mehmet Osman Kavala’nın yönetiminde olduğu Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. ile irtibatı olup olmadığı, Gezi olaylarının derinleştirilip yaygınlaştırılması için Garaj İstanbul, Anadolu Jam, Baraka gibi forumlara katılıp katılmadığı, bu amaçla etkinlikler düzenleyip düzenlemediği, şiddetsiz eylem, sivil itaatsizlik ve kolaylaştırıcılık eğitimi verilmesi için yurt dışından eğitimci getirilmesi amacıyla toplantılar yapıp yapmadığı, bu konuda Alevilere, Süryanilere, gayrimüslimlere eğitim verip vermediği ve bu suretle Gezi olaylarını geniş kitlelere ulaştırmaya çalışıp çalışmadığı, şiddetsiz eylem adlı internet sitesini ne amaçla kurduğu, Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) ile olan bağlantısı, Marc adlı kişiyle olan bağlantısı ve bu kişiyle yaptığı etkinliklerin kapsamı, Diyalog ve Uzlaşma Derneği ve Helsinki Yurttaşlar Derneği ile olan bağlantısı, konuşmalarda geçen ''Şebeke'' adlı oluşum, Taksim Dayanışması ve Taksim Platformu ile bir bağlantısının olup olmadığı ve katıldığı birçok toplantı ve etkinliğe ilişkin sorular sorulmuştur.

15. Başvurucu ifadesinde Mehmet Osman Kavala'yı tanımadığını, Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. ile bir ilişkisinin olmadığını, Garaj İstanbul’daki toplantıya kolaylaştırıcı olarak ve mesleki katkıda bulunmak amacıyla katıldığını, bu toplantının düzenleyicisi olmadığını, bu toplantının o dönemde düzenlenen sayısız toplantıdan birisi olduğunu, Anadolu Jam, Baraka gibi forumlara ise katılmadığını, Alevilerle ilgili toplantıların Gezi olayları ile bir ilgisinin olmadığını, Avrupa Birliği projesi kapsamında Bilgi Üniversitesi bünyesinde yapılan toplantılar olduğunu, Helsinki Yurttaşlar Derneği kapsamındaki toplantıların ise Hükûmetin o dönem yürüttüğü çözüm sürecine destek amaçlı gerçekleştirildiğini, Diyalog ve Uzlaşma Derneğinin faaliyetlerinin de Gezi ile bir ilgisinin bulunmadığını, bu Derneğin çözüm sürecine destek olmak amacıyla kurulduğunu, TÜSEV ile ilgili toplantıların da Gezi olaylarıyla bir ilgisinin bulunmadığını, bu toplantının Yapı Kredi Bankasının desteğiyle yapılan sivil toplumda yeni yaklaşımlar adlı bir çalışma olduğunu, Marc adlı kişinin, çalıştığı Bernard Van Leer Vakfının Türkiye Temsilcisi olduğunu, bu kişiyle olan görüşmelerinin Gezi olayları ile ilgisinin olmadığını, vakıf çalışmalarına ilişkin olduğunu, Şebeke’nin kişilerden oluşan bir örgütlenme değil Bilgi Üniversitesi bünyesinde yürütülen bir Avrupa Birliği projesi olduğunu, projenin gençlerin hayata katılımını desteklediğini, şiddetsiz eylem adlı site üzerinden hiçbir paylaşımda bulunmadığını, bu sitenin alan adına sahip olduğu 2013 ile 2015 yılları arasında faaliyete geçmediğini, bu site üzerinden hiçbir yayın yapılmadığını, Gezi olaylarının derinleştirilip yaygınlaştırılması gibi bir faaliyet yürütmediğini belirtmiştir.

16. Savcılık 17/11/2018 tarihinde gözaltı kararı verilen 20 kişiden başvurucu ile birlikte bir başka şüpheliyi Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlarından tutuklanması istemiyle İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliğine sevk etmiştir. Tutuklamaya sevk yazısında şu değerlendirmelerde bulunulmuştur:

"Ayrıca bu konularla ilgili M.A.A. ile Mehmet Osman Kavala arasındaki telefon görüşmesinde Mehmet Osman Kavala’nın 'bir ara bu yani bu hadisenin önümüzdeki şeyleri ne olur hani hep Avrupalılar her gördüğüm şey soruyor iyi tamamda hani bu siyasi durumu nasıl değiştirecek diye sorup duruyor bir ara bir yani bir kaç arka.. kişi oturup bir konuşsak mı' diyerek görüşmek istediği tespit edilmiştir. Bu görüşmeden de anlaşılacağı üzere yapılan eylemlerin tamamıyle önceden hazırlanmış bir plan dahilinde gerçekleştirildiği, nihai amacın ise Arap ülkelerinde olduğu gibi kaos ve kargaşa çıkartarak bir hükümet değişikliği olduğu açıkça görülecektir.

Yapılan çalışmalar neticesinde çıkan olayların bir tertibat olduğu ve bu tertibatta Gürcistan, Sırbistan, Ukrayna ve Arap ülkelerinde meydana gelen halk ayaklanmalarında önemli bir aktör olduğu değerlendirilen George Soros tarafından kurulmuş olan Açık Toplum Enstitüsü Danışma Kurulu üyesi Mehmet Osman Kavala'nın organizatör şahıs ve finansör olduğu; M.A.A ve eşi A.P.A. ile arkadaşlarının Mehmet Osman Kavala’nın direktifleri doğrultusunda olayların örgütlenmesini gerçekleştirdikleri değerlendirilmektedir. M.A.A.nın ve birlikte hareket ettiği şahısların çıkan olayların alevlendirilmesi için Twitter üzerinde örgütlenme gerçekleştirdiği, PKK, DHKPC, MLKP gibi sol terör örgüt üye ve yandaşlarını, Oyuncular Sendikası aracılığı ile tiyatro ve sinema oyuncularını sokak eylemlerine çekmeye çalıştığı tespit edilmiştir. Amaç marjinal gruplar ve terör örgütleri vasıtasıyla şiddetin fitilini ateşleyip, kaos oluşturmaktır ve nitekim öyle de olmuştur.

İlerleyen dönem içerisinde Mehmet Osman Kavala’nın Gezi sürecinin devam etmesi, eylemlerin Anadoluya yayılarak derinleştirilmesi, bir taraftan da sözde sivil itaatsizlik olarak adlandırılan şiddet eylemlerinin yaygınlaştırılması amacıyla faaliyetlerde bulunduğu, bu faaliyetlerle ilgili finans desteğini de yöneticiliğini yaptığı Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. tarafından sağladığı anlaşılmaktadır. Bu planı yapan kişilerin yasal görünüm içerisinde hareket ediyormuş izlenimi vermek için sivil itaatsizlik söylemleri ile faaliyetlerine başladıklarını duyurmuş iseler de, Gezi Parkı olaylarında da görüldüğü üzere eylemlerin başlatılması ile birlikte terör örgütlerinin cebir ve şiddet içeren Molotof atma, mala zarar verme, güvenlik güçlerine ve kendilerine destek olmayan sivil halka saldırı şeklinde şiddet içeren eylemleri gerçekleştirdikleri görülmüştür.

Şahısların bu kapsamda Garaj İstanbul, Anadolu Jam, Baraka şeklinde oluşum ve organizasyonlar yaparak forum toplantıları, eğitim vb. faaliyetlerde bulundukları, bunun için yurt dışından da eğitimcilerin geldiği anlaşılmıştır.

Gezi olaylarıyla ilgili Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığınca 15/6/2013 tarihinde gönderilen bir yazıda; Occupy(İşgal) hareketi olarak bilinen ve teorisyenliğini Gene Sharp’ın yaptığı sözde 'Sivil Başkaldır' yönteminin kullanıldığı, söz konusu hareketin uygulayıcısının ise OTPOR/CANVAS (Direniş) adı verilen grup olduğu, Sırp asıllı İvan Maroviç tarafından kurulan OTPOR isimli örgütün, Gürcistan ve Arap dünyasında yaşanan ve sosyal medyanın etkin bir şekilde kullanıldığı, ayaklanma ve devrimlerde etkin olduğu, bu kapsamda OTPOR lideri İvan Maroviç’in, 18-21/6/2012 tarihleri arasında ülkemizde bulunduğu, daha sonraki dönemde yani 7-15/7/2012 tarihleri arasında Mısır’ın başkenti Kahire’de, Gezi Parkı Eylemlerinde ön planda bulunan bir kısım şüphelilerle görüştüğü, George Soros isimli şahıs tarafından Dünya çapında kurulmuş olan ve Türkiyede de faaliyet gösteren Açık Toplum Enstitüsü Danışma Kurulu üyesi olan Mehmet Osman Kavala’nın bu olaylarda organizatör ve finansör olduğu, bahsedilen olaylarda adı geçen şahısları yönlendirdiği, şahısların Mısır’da olduğu sırada, Mehmet Osman Kavala’nın da 11-14/7/2012 tarihleri arasında yurtdışında olduğu, Türkiye dönüşünse ise Mi Minör isimli tiyatro oyunu provalarına başladıkları, bu oyunda temsili ülkenin başkanına karşı ayaklanmanın teşvik edildiği, bu süreçte şahısların TV programlarında 'Twitterla devrim olasılığı var' '140 karakterle ülkeler devriliyor' şeklinde ifadelerde bulundukları anlaşılmıştır.

Yine M.A.A.nın gezi olayları sırasında, Twitter hesabından; 'Mesele sadece gezi parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı' şeklinde provakatif paylaşımlarda bulunmuş, adı geçen diğer şahısların da bu şekilde paylaşımlarının olduğu görülmüştür.

Gezi olaylarında en çok kullanılan hashtag ler ile ilgili yapılan araştırmalarda; #occupygezi isimli etiketi (hashtag) M.O.E.nin açtığı ve bu hashtag’in Twitter üzerinde 500 binin den fazla tweet aldığı, #DirenGeziParki isimli etiketi (hashtag) açan şahısla ilgili yapılan araştırmada, ilk açan kişinin tespit edilemediği ancak, AliEthamAbdocnMehmet isimli @lauronay twitter profil hesabının ilk paylaştığı, bu şahsın ayrıca Aylin Yılmaz Al Otoibi ismini kullandığı, bu isimle facebook hesabının da olduğu, #DirenGeziParki hashtag ile ilgili ilk gün 2.619.000 tweet atıldığı, toplamda ise 7.285.000 tweet atıldığı tespit edilmiştir.

Diğer yandan M.A.A.nın da yer aldığı 2011 tarihli, Gezi parkında çekilmiş video görüntülerinin olduğu ve görüntülerde Ayaklan İstanbul ibaresinin yer aldığı, bu nedenle 2011 yılında gündem oluşturma çabalarının başladığı ve 27 Mayıs 2013 tarihinde uygun ortam oluşturularak gezi olaylarının başlatıldığı anlaşılmaktadır.

Elde edilen tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; şahısların birbirleri ile irtibatlı oldukları, aralarında hiyerarşik bir ilişkilerinin bulunduğu, koordineli olarak hareket ettikleri, Gezi eylemlerini genişletmek, derinleştirerek Anadolu’ya ve tüm Türkiye ye yaymak için gizli ve açık toplantılar ve eğitimler yaptıkları, 2011 yılından günümüze faaliyetlerinin devam ettiği bu şekilde örgütün sürekliliği olduğu, Mehmet Osman Kavala’nın gerek M.A.A. ve gerekse diğer şüpheli şahıslarla irtibatlı olarak hareket ettiği ve örgütsel bir yapıda oldukları anlaşılmıştır. Buna göre şahısların;

I- Olayları Organize Etmek, Başlatmak ve Derinleştirerek Anadoluya yaymak

II- Yalan Haber Üretmek suretiyle Halkı Kışkırtmak (Dezenformasyon faaliyetleri)

III- Halkı Suç İşlemeye Alenen Teşvik ve Tahrik Etmek (Provokasyon Faaliyetleri)

IV- Gezi ve benzeri protestoların devam etmesi ve gündemde tutulması için, gizli toplantılar, kurslar/etkinlikler/forumlar düzenlenmek (örgüt faaliyetlerinin devamlılığı) gibi bir kısım faaliyetlerde bulundukları tespit edilmiştir.

Benzer faaliyetlerin; Gürcistan’daki 'Turuncu Devrimi' ile 2012 yılında Mısır, Tunus, Yemen gibi ülkelerde görülen ve 'Arap Baharı' olarak adlandırılan, sosyal medyanın vasıtasıyla halkın mevcut yönetimlere karşı şiddet eylemleri kullanılarak ayaklanmasını sağlayan hareketlerde de etkin olduğu gözlenmiştir.

Eylemlerin ilk başladığı tarihlerde gösteri grubunun önünde polisle tartışan bazı kişilerin taktığı kasklarda ve giydikleri tişörtlerde '#OCCUPYTURKEY' yazısı yer almaktadır. Gösterilerin temel olarak örgütlendiği alan olan Twitter'da da en çok kullanılan etiketlerden birisi '#occupyturkey' dir. Söz konusu hashtag 28 Mayıs 2013 günü başlatılmış ve hashtag’in altında toplam 500.000 civarında tvveet atılmıştır. Türkiye ve dünya gündemi twitter listesinde ise günler boyunca en üstte '#DirenGeziParkı' hashtag’i bulunmaktadır. Facebook'ta ise 'OccupyTurkey' adlı sayfa, bu eylemler hakkında en hızlı bilgilerin paylaşıldığı, güncel gelişmelerin aktarıldığı sayfa olmuştur.

Eylemlerin gidişatının yönlendirildiği sayfaya bir iki gün içerisinde on binlerce üye kaydolmuştur. 'Occupy' İngilizce'de işgal etmek anlamına gelmektedir. Bu slogan ilk kez 2011’de Amerika'da Wall Street’teki eylemler için kullanılmış, ardından tüm dünyaya yayılmıştır. Mısır, Gürcistan, Kazakistan ve daha birçok ülkede 'Occupy' protestoları düzenlemeye başlamıştır.

Dünya çapına Occupy hareketi olarak bilinen sözde 'sivil başkaldırı' yönteminin teorisyenliğini ABD'de faaliyet gösteren ve Boston Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Gene Sharp isimli şahıs yapmaktadır. Yazar kitabında bunun yöntemlerini detaylıca anlatmaktadır. Bugün dünyada olup biten pek çok toplumsal hareketin ana kaynağı da bu kitaplarda anlatılanlardır. Büyük maddi destek ile dünyaya ihraç edilen bu projenin uygulayıcıları ise Otpor/Canvas adı verilen ve Türkçesi 'direniş' anlamına gelen gruptur. İvan Maroviç isimli Sırp tarafından kurulan örgütün Gürcistan ve Arap dünyasında yaşanan devrimlerin de mimarı olduğu bilinmektedir.

...

Gezi Parkı eylemlerinin, başından itibaren en etkili bir parçası olan 'OccupyTurkey' sayfasının tam adresine bakıldığında; [url]facebook.com/DirenAnadolu[/url] ibaresi karşımıza çıkmaktadır.

Görüldüğü üzere sayfa Aralık 2012'de ilk kez kurulduğunda 'DirenAnadoIu' bağlantı adını seçerken, livestream adlı video-yayın sitesindeki hesaplarının adı da 'revoltistanbur’dur. 'Revolt' İngilizce; 'ayaklan' veya 'diren' demektir. Yani sayfa ilk kurulduğunda 'diren' sözü belirlenmiştir. Türkiye'de ve dış dünyada en çok kullanılan '#DirenGeziParkı' hashtagi de buradan çıkmıştır.

Aslında 'OccupyTurkey' facebook sayfası Aralık 2012’de kurulmadan çok önce, Wall Street eylemlerinin başladığı dönemde Ekim 2011’de 'Ayaklan İstanbul / Occupy İstanbul' adıyla başka bir sayfa daha oluşturulmuştur. Sayfa üyeleri bu tarihten itibaren çeşitli aralıklarla 'Revolt (Ayaklan) İstanbul' eylemleri düzenlemişlerdir.

'Occupy Turkey' sayfası ise ODTÜ'de 18 Aralık 2012 tarihinde başlayan ve günlerce süren öğrenci eylemleri sırasında kurulmuştur. Kamuoyunu günlerce meşgul eden ve polisin uygulamalarının Gezi Parkında olduğu gibi tartışma konusu yapıldığı o tarihteki paylaşımlara bakıldığında söz konusu grubun ODTÜ'ye destek eylemlerine de yön vermeye çalıştığı gözlenmiştir. Grubun ODTÜ olaylarına karşı gelişen tepkilerle de bir halk hareketi oluşturmayı düşündükleri ve sayfayı o dönemde açtıkları değerlendirilmiştir. Kısaca ülkemizde 2012 yılı içerisinde OTPOR/CANVAS denetiminde bir halk hareketi için defalarca nabız yoklanmıştır.

OTPOR/CANVAS’m ülkemizde uygulamayı planladığı senaryonun aktörleri genel olarak muhalif kimlikleri ile tanınan sanatçılar, reklamcılar, ajans sahipleri-çalışanları ile sosyal medya ve bilişim uzmanlarıdır. Söz konusu şahısların Otpor lideri İvan Maroviç isimli ve Sırp uyruklu şahsın öncülük ettiği bir grup tarafından eğitildiği, olaylar öncesinde farklı mecralarda çeşitli oyun, etkinlik ve eylemlerle adeta prova yaptıkları ve Gezi Parkı eyleminin ilk gününden itibaren meydanlarda ve sosyal medyada en önde oldukları görülmüştür.

Türkiye Grubunun aktörleri olan M.A.A. ve eşi A.P.A. yazar H.M.A. reklamcı M.O.E. isimli şahısların 07 Temmuz 2012 tarihinde İstanbul ilinde birlikte ayrılarak uçakla Mısır’ın başkenti Kahire'ye gittikleri ve 15 Temmuz 2012'de ülkemize döndükleri1 tespit edilmiş olup bu sırada İvan Maroviç'in de Mısır’da olduğu anlaşılmıştır.

Söz konusu şahıslar ülkemize geldikten hemen sonra 30 Temmuz 2012 tarihinde Mi Minör isimli bir tiyatro oyununun provalarına başlamışlardır. H.M.A.nın yazdığı ve M.A.A. yönetmenlik yaptığı Mi Minör, izleyiciyi sosyal medya aracılığı ile örgütleyip sergilenecek oyuna davet eden ve seyircinin de interaktif olarak katıldığı bir tiyatro oyunudur. Nisan 2013'e kadar gösterimde kalan oyunda izleyici sosyal medya aracılığı ile örgütlenip, temsili ülkenin başkanına karşı ayaklanmaya teşvik edilmektedir. Gerek oyunun içeriğine gerekse oyuncuların yaptığı açıklamalara bakıldığında oyun çerçevesinde gezi parkı eylemlerinin provasının yapıldığı tespit edilmiştir.

Mi Minör adlı tiyatro oyununun gösterimde olduğu günlerde NTV ve CNN Türk kanallarındaki programlara katılan M.A.A, A.P.A ve H.M.A.nın; 'twitterla devrim olasılığı var', '140 karakterle ülkeler devriliyor', 'Pinima çok yabancısı olduğumuz bir yer değil', 'yapılamayanların bir alıştırması olur', 'tiyatroya telefonlarınızla gelin diyoruz' vb ifadelerinin de maksatlı olduğu anlaşılmıştır.

Ayrıca internette yer alan Ayaklan İstanbul isimli video görüntüsünde 2011 Kasım ayında İstanbul-Taksim'de bir grupla beraber eylem yapan M.A.A. A.P.A ve H.M.A. isimli şahıslarla röportaj yapıldığı, bu röportajda şahısların Arap Baharının bölgesel olmadığı, küresel olduğu, eninde sonunda ülkemizde de olmasını arzu ettiklerini açıkça dile getirmişlerdir.

Elde edilen bulgular ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde Gezi Eylemleri olarak bilinen olayların Mehmet Osman Kavala önderliğinde Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş tarafından gerçekleştirilen organizasyonlar neticesinde planlı ve sistematik bir şekilde gerçekleştirildiği, nihai amacının ülkede şiddet eylemlerinin marjinal gruplar ve terör örgütlerini kanalize etmek suretiyle tüm ülke geneline yayıp kaos ve kargaşa yaratarak mevcut hükümeti işlevsiz hale getirmek, ortadan kaldırmakolduğu anlaşılmıştır.

Bu kapsamda aşağıda açık kimlik bilgileri yazılı şüpheliler;

Yiğit Aksakoğlu’nun; Gezi eylemlerinin derinleştirilmesi ve Anadolu’ya yayılmasına yönelik faaliyetler yürüttüğü, bu kapsamda eylemciler yetiştirmek ve kullanmak için projeler yürüttüğü ... [anlaşılmıştır]."

17.Başvurucunun sorgusu 1/11/2017 tarihinde İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliğince yapılmıştır. Sorgu işlemi sırasında başvurucunun müdafileri de hazır bulunmuştur. Başvurucunun Hâkimlikteki ifadesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Gezi hareketlerinin yaygınlaştırılması ile ilgili herhangi bir faaliyete katılmadım, herhangi bir organizasyon düzenlemedim, sorularda sık sık tekrar edilen Osman Kavala'yı tanımıyorum, benim kendisi ile herhangi bir görüşmem olmadı, Anadolu Kültür ve Anadolu cem ile herhangi bir ilgim olmadı, Helsinki Yurttaşlar derneği üyesi değilim, Taksim Platformu üyesi değilim, ben yüksek lisansımı yurt dışında STK yönetimi üzerine yaptım, dönüşte Bilgi Üniversitesinde çalıştım, kolaylaştırıcılık kılavuzu ile ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın kılavuzunun ilk sayfasını okumak istiyorum, kolaylaştırıcı diye geçen şey toplantının katılımcılarına karar vermez, çağrı yapmaz, toplantının yürütülmesine modarötör olarak toplantıyı yürütür, ben bunu Bilgi Üniversitesi ve çeşitli kuruluşlarda profosyonel olarak yaptım halen de yapıyorum, benim bir kısım arkadaşımla kurup daha sonra kapattığım Diyalog ve Uzlaşma Merkezi derneğini hükümetin yürüttüğü çözüm süreci ile ilgili olarak kurdum çözüm süreci sona erince kapattım ama herhangi bir faaliyet yürütmedim, Helsinki Yurttaşlar Derneği ile tek bir toplantı yaptık, bu toplantıda farklı toplumsal guruplarda çözüm sürecini nasıl sürdürebilirz diye konuştuk bu toplantının Gezi eylemleri ile herhangi bir ilgisi yoktur, ayrıca bu derneğinde üyesi değilim, Açık Toplum Vakfı ve Taksim Dayanışması ile bir ilişkim yoktur, Garaj İstanbul toplantısı ile ilgili olarak burada kolaylaştırıcılık olarak katkıda bulundum, bu toplantı temel olarak bütün bu iş doğasever balışçıl bir hareketten böyle bir şiddetli harekete nasıl dönüştü onu konuşmak için yapılmıştı, ben de bu yönde mesleki katkıda bulunmak üzere katıldım, çağrıcı olmadım, düzenleyici olmadım, kararlar aldırmadım, kararlar almadım, katılanların isimleri vardır, akademisyenlerdir, olan biteni anlamlandırmaya yönelik katılımlardı, biten Gezi olaylarını yeniden canlandırmaya yönelik bir görüşme yoktur, ben Gezi eylemlerine katılmadım, ben o dönemde Cihangir 'de oturuyordum, evimin önünde bile gaz bombası atıldı, 3 yaşında küçük bir çocuğum vardı, eylemlerin nereye gittiğini gözlemlemek zorundaydım, Aleviler ile ilgili toplantıda alevi derneklerine yönelik derneklerin kendi yürüttüğü toplantılar ile ilgili olarka Bilgi Üniversitesinden destek aldılar, bende burada kolaylaştırıcı olarak görev aldım, bu toplantıların gezi ile alakası yoktur, Avrupa Birliğinin finansmanı ile Alevi derneklerinin kendi yürüttüğü toplantılardı, bende Bilgi Üniversitesinin görevlendirmesi ile kolaylaştırıcı olarak görev aldım, çözüm sürecine katkı amacı ile sorunun şiddetten arındırılması amacı ile şiddetsiz eylem sitesini satın aldım herhangi bir şey yayınlamadan bu siteyi kapattım, şiddetsiz eylem sitesini tam tarihlerini hatırlamıyorum ama Gezi olaylarından önce çözüm süreci ile ilgili olarak satın aldım, sonrasında kapattım, dediğim gibi oradan bu konuya katkıda bulunmak gibi bir isteğim vardı, herhangi bir şey yayınlamadan bu siteyi kapattım, bu dernek ve veb sitesi çözüm sürecine etki etmek amacıyla giriştiğim şeylerdi, TÜSEV ile olarak Türkiye'de vakıfların kurduğu vakıftır, bu vakıf içinde profosyonel olarak bir araştırma yürüttüm, bu çalışmayı Yapı Kredi bankası desteklemişti, TÜSEV'e bir araştırma yaptım, bunun da sonuçları yayınlandı, Şebeke diye geçen konu ile ilgili Şebeke Avrupa birliği destekli İstanbul Bilgi Üniversitesinin yürüttüğü gençlerinde katıldığı bir projedir, bu proje kapsamında ben bilgi üniversitesine Türkiye Büyük Millet Meclisinin nasıl çalıştığına dair bir veb sitesi hazırladım ve çalışmalar yaptım, son olarak Mark diye geçen şahısla ilgili tapeler Mark Bernard Van Leer vakfının o zamanlar Türkiye Temsilcisidir, bu vakıf Hollanda merkezli vakıftır, 0-6 yaş dönemi çocuklarla ilgili çalışmalara teknik ve finansal destek sağlar, o dönem Beyoğlu belediyesinin kurduğu kültür kenti vakfını destekliyordu, ben de vakfa profosyonel olarak destek veriyordum, tapelerde geçen çeşitli konuşmalar, afiş vs. gibi şeyler ya Boğaziçi Üniversitesinin yürüttüğü bir araştırma için, ya Ankara Üniversitesinin yürüttüğü bir araştırma için ya da Beyoğlu Belediyesinin yürüttüğü araştırma için yapılan konuşmalardır, Gezi hareketi ve Gezi eylemleri ile bir ilişkisi yoktur, son olarak avukat arkadaşlar nasıl farklı davalara giriyorlar, ben de o dönem farklı kuruluşlar için danışmanlık hizmetleri yapıyordum, bunların Gezi ile alakası yoktur, Gezi ile ilgili olarak sadece Garaj İstanbul toplantısı sayılabilir bu toplantıda bahsettiğim gibi nasıl derinleştirilmesi ile ilgili bir toplantı değildir, anlaşılması için bir toplantıdır, şuanda halen Bernard Van Leer vakfı için tam zamanlı olarak çalışıyorum, başka bir vakıfta çalışmıyorum, bu vakıfla Sultanbeyli, Sarıyer, Beyoğlu, Maltepe belediyelerine 0-6 yaş dönemi çocuklarına yönelik çalışmalarda danışmanlık yapıyorum."

18.İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliği, sorgusunun ardından başvurucunun Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçundan tutuklanmasına karar vermiştir. Tutuklama kararının gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Şüpheli Yiğit Aksakoğlu'nun üzerine atılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme suçunun niteliği, şüpheli hakkında yapılan iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması, fiziki takip tutanak ve tespitleri, bu tespitlerde gezi olayları bittikten sonra gerçekleştirilen çeşitli toplantıların organizasyonunda modaratör ve kolaylaştırıcı adı altında görev aldığı, her ne kadar toplantıların içeriğine ulaşılamamış ve karanlıkta kalan yönleri olsa da iletişimin tespiti tutanaklarında bu toplantıların geziden sonra tekrar sivil itaatsizlik, şiddetsiz eylem adı altında yeniden çeşitli gösteri ve eylemlerin yapılmasına yönelik bir takım eğitimler ve konuşmalar düzenlendiği kanaatine ulaşıldığı, şüphelinin çeşitli şahıslarla bu toplantıların düzenlenmesinde aktif olarak görev aldığı bu sebeplerle şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunduğu, atılı suçun CMK 100/3 katolog suçlardan olması, atılı suçun yasada öngörülen cezasının alt ve üst sınırı, bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından CMK'nın 100 ve devamı maddeleri uyarınca şüphelinin tutuklanmasına ... [karar verildi.]"

19. Başvurucu 20/11/2018 tarihinde tutuklama kararına itiraz etmiştir. Başvurucu itiraz dilekçesinde, şiddetsiz eylemler yoluyla Hükûmeti devirme suçunun oluşmasının mümkün olmadığını, FETÖ/PDY üyesi savcılarla başlatılan usulsüz dinleme ve takiplerle delil üretildiğini, toplantıların Gezi olaylarıyla ilgiliymiş gibi gösterilemeye çalışıldığını, Alevilere yönelik toplantıların Gezi olayları ile ilgisinin olmadığını, Helsinki Yurttaşlar Derneğinde gerçekleştirilen toplantının çözüm sürecine destek amaçlı yapıldığını, Marc isimli şahsın, çalıştığı vakfın yöneticisi olduğunu, bu kişiyle çocuklarla ilgili olan vakfın çalışmaları kapsamında görüştüklerini, Garaj İstanbul toplantısına kolaylaştırıcı olarak katıldığını, bu toplantının suç oluşturmadığını, Mehmet Osman Kavala'yı tanımadığını, Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. ile bir bağının bulunmadığını, 5 yıllık bir soruşturmada tüm deliller 2013 yılına ait iken neden tutuklama tedbirinin gerekli hâle geldiğinin makul bir gerekçesinin sunulmadığını, tutuklanmasının hukuksuz ve ölçüsüz olduğunu belirtmiştir.

20. İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği 29/11/2018 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:

"İstanbul 6.Sulh Ceza Hâkimliği'nin 17/11/2018 tarih ve 2018/844 Sorgu sayılı tutuklama kararının usul ve yasaya uygun olduğu, kararın gerekçesine göre yerinde olduğu, kararda değişiklik yapılmasını gerektirir herhangi bir neden bulunmadığı ve itirazın yerinde olmadığı kanaatine varıldığından itirazın reddine, şüphelinin tutukluluk halinin devamına ... [karar verildi.]"

21. Başvurucu 13/12/2018 tarihinde yapılacak tutukluluk incelemesinde tahliye edilmesi için dilekçe sunmuştur. Başvurucu bu dilekçesinde, ifade alma işlemi sırasında sorulan sorulardaki toplantıların içeriklerinin Gezi olayları ile ilgisi olmadığına ilişkin belgeler ve uzman mütalaası sunmuştur.

22. İstanbul 11. Sulh Ceza Hâkimliği dosya üzerinden yaptığı incelemede 14/12/2018 tarihinde başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir.

23. 18/12/2018 tarihinde başvurucu hakkındaki soruşturma 2014/40852 sayılı soruşturmadan tefrik edilerek 2018/211876 sayılı soruşturma dosyası üzerinden yürütülmüştür. Savcılık aynı tarihte 2018/211876 sayılı soruşturmanın 2018/210299 sayılı soruşturma ile birleştirilmesine ve soruşturmanın 2018/210299 sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar vermiştir.

24. Başvurucu 21/12/2018 tarihinde tutukluluğun devamı kararına itiraz etmiştir. İstanbul 12. Sulh Ceza Hâkimliği 21/12/2018 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.

25. Başvurucu 10/1/2019 tarihinde yapılacak tutukluluk incelemesinde tahliye edilmesi talebinde bulunmuştur.

26. İstanbul 12. Sulh Ceza Hâkimliği 11/1/2019 tarihinde dosya üzerinden verdiği kararla başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir.

27. Başvurucu 21/1/2019 tarihinde bu karara itiraz etmiştir. İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliği 29/1/2019 tarihinde itirazın reddine kesin olarak karar vermiştir.

28.Başvurucu 28/2/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

29.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 19/2/2019 tarihli iddianame ile başvurucu ve diğer on altı kişi hakkında aynı yer ağır ceza mahkemesinde kamu davası açmıştır. İddianamede;

i.Gezi olaylarında Occupy Hareketi olarak bilinen ve teorisyenliğini Gene Sharp’ın (pasif direniş teorisi ve yöntemleri üzerine çalışan Amerikalı siyaset bilimci) yaptığı sivil başkaldırı yönteminin kullanıldığı, söz konusu yöntemlerin OTPOR (Sırbistan’da 1998-2004 yılları arasında faaliyet gösteren, dönemin lideri Slobodan Miloseviç’in devrilmesine neden olan sokak hareketlerinin önemli bileşenlerinden bir gençlik hareketi) ve CANVAS (Centre for Applied Nonviolent Action and Strategies/Şiddet İçermeyen Eylem ve Stratejiler Uygulama Merkezi, eski OTPOR liderlerinden Slobodan Djinoviç ve Srdja Popoviç tarafından 2004 yılında kurulan bir sivil toplum örgütü) adı verilen gruplar tarafından Arap dünyasındaki kalkışma hareketleri sırasında uygulandığı ileri sürülmüştür. George Soros’un Orta Doğu ve Baltık ülkelerinde gerçekleşen ve özgürlükçü hareket olarak nitelenen halk hareketleri kapsamında OTPOR/CANVAS’a finans desteği sağladığı belirtilmiştir. CANVAS’ın aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkede faaliyet gösterdiği, OTPOR/CANVAS denetiminde bir halk hareketi için Türkiye’de de nabız yoklandığı iddia edilmiştir.

ii. Bu kapsamda 2012 yılı Aralık ayında Orta Doğu Teknik Üniversitesinde başlayan öğrenci eylemleri sırasında Occupy/Turkey adlı hareketin kurulduğu, bu hareketin sosyal medya faaliyetleri yürüttüğü iddia edilmiştir. Occupy/Turkey’den önce 2011 yılında Ayaklan İstanbul/Occupy İstanbul adıyla bir internet sayfası oluşturulduğu, bu harekete üye olan kişilerce çeşitli aralıklarla eylemler düzenlendiği, Gezi eylemleri başlamadan önce M.A.A. gibi bir kısım şüphelinin 2011 yılı içinde Taksim Gezi Parkı’nda çekilmiş eylem video ve görüntülerinin bulunduğu, M.A.A.nın da yer aldığı bu görüntülerde "Ayaklan İstanbul" ibaresinin olduğu, Gezi Parkı’nda eylemde bulunma daveti yapıldığı, bu nedenle 2011 yılında gündem oluşturma çabalarının başladığı ve 2013 yılındaki Gezi olaylarına uygun ortam hazırlandığı ileri sürülmüştür. Gezi olayları sırasında da Occupy/Turkey hareketinin etkili olduğu, özellikle sosyal medya üzerinden eylem çağrılarında bulunduğu belirtilmiştir.

iii. Gezi olaylarında ön plana çıkan şahıslar ile OTPOR/CANVAS eğitmenleri arasında irtibat olduğu ifade edilmiştir. Bu bağlamda OTPOR yöneticilerden I.M.nin 18-21 Haziran 2012 tarihlerinde Türkiye’ye geldikten sonra 7-15 Temmuz 2012 tarihlerinde Mısır’a gittiği, aynı tarihlerde Gezi olaylarında ön planda bulunan M.A.A. ve birlikte hareket ettiği şahısların da I.M.den halk ayaklanması ile ilgili eğitim almak üzere Mısır’da bulundukları ileri sürülmüştür. Aynı zaman dilimi içinde başvurucunun da -yaklaşık yirmi beş günlük süreçte- Gezi olaylarının koordine edilmesi maksadıyla Belçika, Almanya ve ABD’ye gittiği vurgulanmıştır. Başvurucunun daha sonraki süreçte de Fransa, Belçika, Ermenistan, Macaristan ve Fas’a gittiği iddia edilmiştir.

iv. İddianameye göre yurt dışı seyahatlerinden sonra 30/7/2012 tarihinde “Mi Minör” isimli bir tiyatro oyununun provalarına başlanmıştır. Şüphelilerden H.M.A.nın yazdığı ve M.A.A.nın yönetmenliğini yaptığı oyunda izleyici sosyal medya aracılığı ile temsilî ülkenin başkanına karşı ayaklanmaya teşvik edilmektedir (Oyunda Pinima adlı bir ülke ve bu ülkenin başında zalim bir diktatör bulunmaktadır. Diktatörün itici demokrasi konuşmaları, tutuklamalar, adam öldürmeler, susturmalar, bağrışmalar halkın canını sıkar ve halk başkana karşı ayaklanır. Bu esnada seyirciler tarafından akıllı telefonlar aktif olarak kullanılır ve sosyal medyada izleyiciler başkan aleyhine mesajlar yazarak isyan ederler.). Bu oyun ile Gezi olaylarının provasının yapıldığı iddia edilmiştir.

v. Gene Sharp’ın belirlediği ve OTPOR/CANVAS hareketinin uygulandığı 198 şiddetsiz protesto ve ikna yönteminin Gezi olayları sırasındaki eylemlerle bire bir eşleştiği iddia edilmiştir. George Soros’un finanse ettiği OTPOR’un da bu olaylarda ön planda yer aldığı, başvurucunun da George Soros’un Türkiye’deki bağlantısı ve Açık Toplum Vakfı üzerinden para aktardığı kişi olduğu ifade edilmiştir.

vi. 16 şüphelinin gevşek de olsa hiyerarşik ve iş bölümüne dayanan bir ilişki içinde bulunduğu, Gezi eylemlerini toplumsal eylem ve kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirlediği ve bu doğrultuda çalıştığı ileri sürülmüştür. Profesyonel eylemci yetiştirmek amacıyla gizli ve açık toplantılar düzenledikleri, eğitim çalışmaları yürüttükleri, sosyal etkinlikler düzenledikleri, Avrupa kurumlarında görev yapan kişilerle görüşerek Gezi eylemleri lehine kamuoyu oluşturma çabasına giriştikleri iddia edilmiştir. Başvurucunun yöneticiliğini yaptığı Açık Toplum Vakfının bu faaliyetlere finans desteği sağladığı belirtilmiştir.

vii. Başvurucunun İstanbul Bilgi Üniversitesinde Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Eğitim ve Araştırma biriminde çalıştığı, toplumsal eylem ve kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirledikleri iddia edilen eylem biçimi olan sivil itaatsizlik üzerine çalışmalarının bulunduğu ileri sürülmüştür.

viii. Başvurucunun H.H.G. (Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği yöneticileri arasında iletişim koordinatörüdür.), Helsinki Yurttaşlar Derneği ve İ.E.(H.H.G. ile aynı ofisi kullandığı ileri sürülmüş.) ile irtibatlı olduğu belirtilmiştir.

ix. Başvurucu ile H.H.G. arasında 4/2/2013-30/6/2013 tarihleri arasında toplamda 42 adet, İ.E. ile arasında 22/11/2012-10/6/2013 tarihleri arasında toplamda 8 adet, Mehmet Osman Kavala ile arasında 3/12/2012 tarihinde toplamda 1 adet iletişim kaydının mevcut olduğu, bu suretle de başvurucunun Gezi olayları başlamadan önce de diğer şüphelilerle irtibat hâlinde bulunduğu ve faaliyetler yürüttüğü ileri sürülmüştür.

x. Mehmet Osman Kavala'nın talimatıyla H.H.G. ile birlikte Gezi olaylarının derinleştirilip yaygınlaştırılması için Garaj İstanbul, Anadolu Jam, Baraka gibi forumların yapılması, toplumsal eylem ve kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirledikleri eylem biçimi olan sivil itaatsizlik ve kolaylaştırıcılık eğitimi verilmesi için yurt dışından eğitimci getirilmesi ve bu amaçla toplantılar yapılması gibi birçok faaliyette görev aldığı iddia edilmiştir.

xi. H.H.G., başvurucu, F.T., A.G.nin Gezi parkı eylemlerini derinleştirip yaygınlaştırmak amacıyla çeşitli çalışma grupları içinde yer aldıkları, Gezi eylemleri süreci sonrasında oluşan toplumsal hareketliliği kendi istekleri doğrultusunda yönlendirebilmek amacıyla İstanbul ve Türkiye genelinde yapılmakta olan forumlara katıldıkları, bu forumların Taksim Dayanışmasının çatısı altında daha derli toplu hâle getirilebilmesi için karar alındığı, Forum Koordinasyon toplantıları yapıldığı, H.H.G.nin yaptığı görüşmelerinde Gezi direnişi ile ilgili bir grup insanla sürekli toplantı hâlinde olduklarını, organizasyonla uğraştıklarını, Mehmet Osman Kavala, T.T. gibi şahıslarla bir çalışma grubu oluşturarak toplantılar yaptıklarını, bu toplantılarda Gezi hareketinin nasıl daha derinleştirilip genişletilebileceği ve Anadolu’da yaygınlaştırılacağını konuştuklarını aktararak "Gezi ile ilgili hem kişisel hem örgütsel olarak yoğun çalışıyorum…" dediği, çalışmalarla ilgili başvurucu ve H.H.G.nin Diyalog ve Uzlaşma Merkezi Derneğini kurdukları, değişik tarihlerde toplantı ve forumlar düzenledikleri, yapılacak son toplantının 27/6/2013 tarihinde olacağından bahsettikleri, toplantı için Mehmet Osman Kavala'nın sahibi olduğu Cezayir Restoran veya Garaj İstanbul isimli işyerlerinin isminin konuşulduğu ancak toplantının Garaj İstanbul'da yapılmasının kararlaştırıldığı ve 27/6/2013 günü 18-21 saatleri arasında H.H.G., başvurucu, F.T., A.G. organizesinde 31 kişinin katılımı ile toplantının gerçekleştirildiği belirtilmiştir.

xii. İddianamede H.H.G., F.T. ve başvurucunun birlikte hareket ederek birçok çalışmayı organize ettikleri, toplumsal eylem ve kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirledikleri eylem biçimi olan şiddetsiz eylem konusu ile ilgili eğitimler verdikleri, başvurucunun "siddetsizeylem.org" internet sitesinin sahibi olduğu belirtilmiştir. Bu eylem biçimleri ile ilgili yurt dışından gelen bazı eğitmenlerden "büyük grup kolaylaştırıcılığı ve konsensüs eğitimi" adı altında eğitim aldıkları, bu amaçla başvurucunun Çukurcuma'da bulunan ofisinde 26/6/2013 günü saat 19.00'da başvurucu, H.H.G., F.T., A.G. ile birlikte yaklaşık on sekiz (18) kişinin katılımı ile şiddetsiz eylemler ile ilgili eğitim verildiği belirtilmiştir. Bu kapsamdaki telefon görüşmeleri özetle şöyledir:

- 26/6/2013 tarihli görüşme:

 [H.H.G.] Saat 7’de Çukurcuma’da bir grup insan büyük grup kolaylaştırıcılığı ve konsensüs üzerine bir eğtim alacağız yurt dışından bir kolaylaştırıcı gelmiş .. F. dedi ki E. de gelsin Anadolu Jam’den yatırım olur ileriki dönem için.

- 26/6/2013 tarihinde H.H.G. ile A.G. arasında yapılan görüşme:

 [H.H.G.] Peki akşam ne yapacaksın?

 [A.G.] Belli değil yani burda kalma ihtimalim var hayırdır.

 [H.H.G.] Ya Yiğit bahsediyordu ya bu yurtdışından konsensüs şiddetsiz eylemle ilgili falan bir eğitmen gelecek toplantı yapacak diye. Onlar o toplantı yapmışlar bir tane kolaylaştırıcı eğitimi yapalım diyorlar bu akşam büyük grup kolaylaştırıcılığı ve konsensüs saat 7’de Çukurcuma’daki ofisite F. geliyor E. geliyor.

 [A.G.] Çok güzel. Ben arayım sizi o zaman çünkü daha yeni baya uzak burası daha yeni geldim giremedim bile eve girmeye çalışıyorum yani.

 [H.H.G.] Saat 7’de

 [A.G.] Tamam ben sana haber veririm o zaman son durumu.

- 26/6/2013 tarihinde F.T. ile H.H.G. ve başvurucu arasında yapılan görüşme:

 [F.T.] Forumlardan var mı insan bu akşama gelebilecek?

 [H.H.G.] Hangi forumlardan?

 [F.T.] Mahalle forumlarından.

 [H.H.G.] Buradaki insanların bir kısmı mahalle forumlarına gidiyorlar zaten forumlardan insan dediğin onları organize eden falan gibi.

 [F.T.] Yani evet böyle her forumdan birkaç kişi var çünkü yani öne çıkmış ya da baya emek veren.

 [H.H.G.] Yiğit bence gerek yok diyor çünkü burdaki ekip zaten ne biliyim F. var mesela.

 [F.T.] Anladım bi yani aklıma gelen isimler var ama hani eğer müsaitse.

 [H.H.G.] Dur vereyim ben Yiğit’i.

 [Başvurucu] Hani şey insanları dahil etmek gibi bir derdim var bir yandan da sayıyı makul ve kullanışlı birşeyde tutmak gibi de bir derdim var.

 [F.T.] Bir iki isim daha geliyor H.H.G. ile konuştuklarımız haricinde yani eğer çok sıkışıklık yaratmayacaksa.

 [Başvurucu] Bir iki isim hiç sorun değil ama hani böyle forumlara çağrı ırdan işte ne biliyim böyle … bir iki isim he ya isim üzerinden gidelim olur öyle tamam.

 [F.T.] Tamam L. diye bir arkadaşım var yaz okulu fikrini birlikte konuştuğumuz insan o da kolaylaştırıcı onu önerecektim sonra S.E. var bizim yine şey hareketlerimizden yani Permakültür falan.

 [Başvurucu] Tabi tabi direkt çağır ben şimdi e mail atacağım davet gibi yani böyle ne olduğunu anlatan.

xiii. Başvurucunun toplumsal eylem ve kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirledikleri iddia edilen eylem biçimlerinin tüm ülke çapına yayılması amacıyla özellikle Alevi kökenli vatandaşlara da bueylem biçimlerinin eğitimini verdiği ileri sürülmüştür. Bu kapsamda başvurucu ve beraberindeki bazı şahıslar tarafından 13-14/7/2013 tarihlerinde Taksim'de bir otelde yaklaşık 20 kişilik bir gruba eğitim verildiği belirtilmiştir. Bunların yanı sıra başvurucunun Süryaniler ve Rumlar gibi bazı gayrimüslim vatandaşları da bu tür eğitimlerden geçirmeye çalıştığı, konuyla ilgili H.H.G., Z.M., N.E.,M.F.B., B.K.ile de görüşmeler yaptığı iddia edilmiştir.

-30/6/2013 tarihinde başvurucu ile B.K. arasında yapılan görüşme şöyledir:

 [B.K.] Eğitim iyiydi genel olarak iyi geçtiğini söyleyebilirim gayet güzel geçti yöntem şu bu ta ki son 15-20 dakikaya kadar.

 [Başvurucu] Gerçekten ne oldu?

 [B.K.] Çok sakindim hiç ihtilaf yaşamadık bilmem ne şu bu ondan sonracığıma Uğur’un araçlarını kullandım güzel çalıştılar üzerine konuştuk hazırlığımı yaptım metinler okudum yasal çerçeve zart zurt ondan sonra herşey iyi gidiyordu din ve inanç özgürlüğü sizce ne diye sordum hani neden bahsediyoruz neyi talep ediyorsunuz diye işte ibadethane işte başka derdiniz yok mu hani başka talebiniz yok mu ibadethane iyi peki tamam hani siz dillendirmiyorsanız ben hani kendi okuduğum yerden bildiğim yerden birşeyler söyleyeyim gibi bir yere girdim ve ondan sonra pişman oldum yani çünkü oraya girmeden daha bir takım insanlar işte siz biliyor musunuz ne kadar biliyorsunuz ya işte Alevi cemaatini işte siz Alevi misiniz böyle hani anlata ... bu dertleri biz yaşıyoruz mağdur olan biziz hep böyle mağdurluk şeyinden yerinden ama bunlar bir iki kişi ama yetiyor yani sinirlerini bozmaya tam böyle çekmeye çalışıyorsun onlar işte başka bir şey diyor diyorum ki hani burada sadece azınlıklar yok Rumlar var Süryaniler var başka cemaatler var onlar sizin gibi din adamı yetiştiremiyor işte hani böyle bir okula ruhban okuluna ihtiyaçları var filan hani bu bir ihtiyaç pedagojik olarak yanlış biz Eğitimsen olarak işte din eğitmesi yahu pedagojik olarak yanlış olması başka bir şey talep olarak gelmesi bununve bunu sosyal devlet olarak karşılanması başka bir şey yasaklansın filan yani yasaklanınca ne farkı kalıyor bi şey cemevinin yasaklanmasından Kur'an kursunun yani niye yasaklıyoruz arkadaş filan derken böyle bir sesler yükselince tamam dedim hani benim daha başka söyleyecek birşeyim yok … İyi oldu ve sadece hani daha böyle bireysel bir yerden konuştuk hani kendimize bakalım edelim ikinci eğitimde daha böyle örgütlülük üzerinden katılım üzerinden sivil toplum üzerinden konuşacağız deyip oralara hiç girmedim.

 [Başvurucu] Güzel çok güzel

 [B.K.] E. hoca birara yurttaşlık birşeyler konuştu E. hocanın şeyi de iyiydi konuşması da iyiydi gayet tatlı tatlı bir eğitim geçirdikson böyle bir sürtüşme oldu ama no problem o da nazarlık artık diyelim böyle özetleyebilirim sana.

 [Başvurucu] Tamam çok sevindim bunlar çok iyi haberler yaptığımız kurgular artık yapmamız gerekmiyor oluyor bunlar çok iyi haberler yani … iyi çok sevindim çok iyi olmuş biz de şeyde ne derler ona ya çok acayip şeyler oldu güzel bağlantılar oldu onu söyleyeyim böyle central fordimanti ..dais diye bir yer varmış Cenevrede o herif çok ilgi gösterdi. Katılmış yani yapılacak şeyler var diyor orda bizim Fıratlar muhtar murat falan vardı onlarla hem görüştüm hem denk getirdim gençlik bahçesinde çay içtik falan başındaki adamla bu sabah konuştum o da hani elimizden geleni yapalım falan birşeyler söyledi o da neyse yani konuşşun falan filan diye böyle ondan sonra yani çok çok acayip bağlantılar oldu çok iyi şeyler oldu güzel oldu yani hani çok para eder bir şey değildi ama iyi oldu.

 [B.K.] Evet herkes zaten o yüzden gitti muhtemelen şüreka ordaydı gibi hissetim Twiterda ben.

 [Başvurucu] Şey bir ortamdı yani güzel bir ortamdı ondan sonra.

 [B.K.] Dün burası da çok güzel yani Taksim de harika bir ortamdı çünkü hani bir saniye bekle hem Kürtçe sloganlar vardı hem de Türk bayrakları falan böyle inanılmaz bir kalabalık böyle tüyler ürperticiydi çok mutlu oldum filan.

 [Başvurucu] Orda hep bunu söyledik yani toplantıda falan bunlar hatta ben söz aldım söyledim yani şimdi … diye slogan atılıyor Beşiktaş’ta Kadıköy’de yani Gezi ruhunu küçümsemeyin falan gibi şeyler söyledim yani.

 [B.K.] İyi demişsin ve öylede olduğunu göstermek için iyi oldu gerçekten.

 [Başvurucu] Aynen aynen hadi görüşürüz.

- 8/7/2013 tarihinde H.H.G ile başvurucu arasındaki görüşme şöyledir:

 [Başvurucu] Bu hafta sonu İstanbul’da olmak gibi bir ihtimalin yok değil mi?

 [H.H.G.] Hayır 12 Temmuz'daki toplantı için mi diyorsun?

 [Başvurucu] Hayır 13-14 ünde Alevilere eğitim yapacağız ücretli mücretli iş yani onun için ilgilenirsen gel diyeceğim.

 [H.H.G.] Bakayım dönecek gibi olursam şey yaparım.

[Başvurucu] Yok öyle değil uğun söylemen lazım ki ben de ikinci eğitmen ayarlayacağım yani ya sen olacaksın ya da başkasını ayarlayacağım yani şey değil … olarak öyle not almaya falan değil.

 [H.H.G.] Bayağı da iyi bir fırsatmış ya ben Alevi olduğu için şey yaptım.

 [Başvurucu] Yaa yaa kim Alevi?

 [H.H.G.] Niye böyle zorluyorsun insanları?

 [Başvurucu] Neyi zorluyorum.

 [H.H.G.] Ya şu anda arada kaldım işte tatili yarıda bırakıp gelmek.

 [Başvurucu] Biliyorum hadi 15 dakika o zaman bir sigara içeyim sen bir düşün ondan sonra sen cevap ver bana.

 [H.H.G.] Tamam mı?

- 8/7/2013 tarihinde başvurucu ile N.E. arasında yapılan görüşme şöyledir:

 [N.E.] Ben seni şey için arayacaktım ne oldu bu eğitimler ne bitti nasıl bir süreç işliyor ne oluyor ne bitiyor diye sana genel anlamda hem bir durum değerlendirme hem gelecek projeksiyonu sormak için aramıştım.

 [Başvurucu] Eğtimler dediğin Alevilere yaptığımız mı tamam ben de onun için aradım. Gerçekten olaylar tesadüfler vesaire şimdi bu hafta sonu tekrar 13-14ünde tekrar eğitim yapıyoruz devam eğitimi yani aynı gruba