2020/1176 K. 2020/3558 T. 25.6.2020

11. CD., E. 2020/1176 K. 2020/3558 T. 25.6.2020

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2020/1176
Karar No.: 2020/3558
Karar tarihi: 25.06.2020
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Defter ve belgeleri gizleme

HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece defter ve belgeleri gizleme suçundan yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik katılan vekilinin itirazı üzerine inceleme yapan Kartal (Kapatılan) 3. Ağır Ceza Mahkemesince 12.03.2012 tarih ve 261 değişik iş no ile; CMK’nın 231. maddesindeki zararın giderilmesi koşulunun gerçekleşmemesi ve sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını isteyip istemediğinin sorulmaması gerekçesiyle itirazın kabulüne ve Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiş olup dosyanın gönderildiği Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanığın, 213 sayılı Kanun’un 359/a-2 ve TCK’nin 51. maddeleri uyarınca 18 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine karar verildiği, bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Dairemizce “...İtiraz üzerine verilen ve kesin olan merci kararı, kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay tarafından bozulup ortadan kaldırılmadığı takdirde, mahkemeyi de Yargıtayı da bağlayacağından, hukuka aykırı olduğu değerlendirilen Kartal 3. Ağır Ceza Mahkemesi kararına karşı Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceğinin takdiri için, bu durum ‘bekletici sorun’ sayılarak ‘kovuşturmanın durmasına’ karar verilip, dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi...” isabetsizliğinden oy çokluğuyla bozulduğu, bozma üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca “...sanık hakkında verilen defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun bir tehlike suçu olması ve mağdurun veya kamunun maddi bir zarara uğraması söz konusu olmadığından ve diğer objektif koşulların da uygun olması nedeniyle sanık hakkında CMK'nin 231. maddesinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği...” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurulduğu, itirazın Dairemizce yerinde görülmemesi üzerine, dosyanın gönderildiği Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.02.2020 tarih ve 2019/11-67 Esas, 2020/59 sayılı kararı ile, “Yargıtayın, 1412 sayılı CMUK’nin, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 320 ve 321. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinde ileri sürülüp sürülmediğine bakmaksızın gerek hükümdeki gerekse hükümden önce verilip de hükme tesir eden kararlardaki tüm kanuna aykırılıkları inceleyip aykırılık tespit etmesi hâlinde de bozma kararı verme hak ve yetkisine sahip olduğu, bu bağlamda itiraz merciinin yaptığı değerlendirmeyle bağlı olmadığı dikkate alındığında, tehlike suçu olan defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçu neticesinde herhangi bir kamu zararının doğmamış olması, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel mahkûmiyetinin bulunmaması, 27.06.2011 tarihli oturumda savunması alınmadan önce, yasal haklarının hatırlatılması üzerine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul ettiğini belirtmesi ve yeniden suç işlemeyeceği hususunda Yerel Mahkemece olumlu kanaate varılması karşısında, İtiraz Merci kararı sonrası Yerel Mahkemece sanık hakkında kurulan erteli hapis cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmünün, Özel Dairece, ertelemeye göre daha lehe sonuçlar doğuran hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği isabetsizliğinden bozulabileceği” gerekçesiyle Dairemizin 08.11.2018 tarihli ve 4407-8912 sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verilmekle, gereği görüşüldü:

Sanığa yüklenen "defter ve belgeleri gizleme" suçunun 213 sayılı VUK'nin 359/a-2. maddesinde belirtilen cezasının türü ve üst sınırına göre, TCK'nin 66/1-e maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan mahkûmiyet kararının verildiği 17.05.2012 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından, sanık müdafinin temyiz talebi üzerine, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun‘un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE, 25/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.