2020/1579 K. 2022/662 T. 8.6.2022

VDDK., E. 2020/1579 K. 2022/662 T. 8.6.2022

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2020/1579
Karar No.: 2022/662
Karar tarihi: 08.06.2022
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2020/1579

Karar No : 2022/662

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Holding Anonim Şirketi

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı - …

(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı tarafından, iki tam yıldan fazla süreyle aktifinde yer alan ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun geçici 25. maddesi uyarınca enflasyon düzeltmesine tabi tutulan … İletişim Hizmetleri Anonim Şirketine ait iştirak hisselerinin satışından doğan 27.993.821,83 TL tutarındaki zararın ve satış nedeniyle katlanılan giderin kurum kazancından indirilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen 2015 yılının Temmuz-Eylül dönemine ait geçici vergi beyannamesinde 27.993.821,83 TL tutarındaki zarar ve giderin kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerektiği yolundaki işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:... sayılı kararı:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "İstisnalar" başlıklı 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası ve aynı fıkranın (e) işaretli bendinin 6728 sayılı Kanun'un 56. maddesi, 7061 sayılı Kanun'un 89. maddesi, 7394 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değiştirilmeden önceki halinde,

"(1) Aşağıda belirtilen kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır:

...

e) Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75'lik kısmı ..

Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.

...

Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır." kuralına yer verilmiştir.

Aynı Kanun'un 5. maddesinin (3) numaralı fıkrasında

"(3) İştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez.

" hükmüne yer verilmiştir.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda değinilen fıkraya yönelik "... kurumlar vergisinden istisna edilen kazançların elde edilmesi sırasında zarar doğması halinde bu zararların gider fazlalığından kaynaklanmasından dolayı istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların da giderlerde olduğu gibi kurum kazancından indirilmemesi gerektiğinden..." şeklinde ifadeye yer verilmiştir.

Davacı şirket tarafından iki tam yıldan daha uzun süredir aktifinde yer alan iştirak hissesinin satışından doğan zararın ilgili dönem kurum kazancından indirilmesi gerektiğinden bahisle geçici vergi beyannamesi üzerine konulan ihtirazi kayıt dikkate alınmaksızın 27.993.821,83 TL tutarındaki zararın kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmasına yönelik işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

5520 sayılı Kanun'un (1) numaralı fıkrasının (e) işaretli bendinde yer alan kurala göre, kurumların en az iki tam yıl süreyle sahip oldukları iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançlarının %75'i istisna kapsamına alındığından, bu faaliyetler nedeniyle doğan kazancın %25'lik kısmı vergilendirilebilecektir. Bu faaliyetleri nedeniyle zarar doğması halinde ise, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, bu zararların istisna kapsamı dışındaki gelirlerden indirilmesi mümkün değildir. Bu gelirlerin elde edilmesi için yapılan giderler sadece kurumlar vergisinden istisna edilen kazançların tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

Vergilendirmenin genel sistematiği içerisinde kazancı vergilendirilemeyen bir işlemin zararının, kazancı vergilendirilen bir işlemin matrahının tespitinde gider olarak kabulü mümkün değildir.

Bu bakımdan, davacının ihtirazi kaydı kabul edilmeyerek iştirak hissesi satış zararından kaynaklanan zararın uyuşmazlık konusu dönemde matrahın tespitinde gider olarak kabul edilmemesi suretiyle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle davayı reddetmiştir.

Davacının istinaf istemini inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Vergi Dava Dairesi, istinaf istemine konu vergi mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istemi reddetmiştir.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 14/11/2019 tarih ve E:2017/4202, K:2019/6296 sayılı kararı:

Davacı şirket tarafından aktifinde iki tam yıldan daha uzun süredir kayıtlı bulunan … İletişim Hizmetleri Anonim Şirketine ait 108.546.284,86 TL defter değeri olan iştirak hisseleri 03/08/2015 tarihinde … Anonim Şirketine 37.878.148 TL bedelle satılmıştır.

Söz konusu satış işlemi nedeniyle 70.688.136,86 TL ticari zararının doğduğu, kabul edilemeyen gider tutarının 39.207.445,88 TL olması gerektiği, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) işaretli bendi ve aynı maddenin (3) numaralı fıkrası uyarınca bu zararın %25'lik kısmının değil de tamamının iştirak hissesinin satışından doğan zarar olarak ilgili dönem kurum kazancından indirilebileceği belirtilmiş ve davacı tarafından, değinilen beyananmede beyan edilen kanunen kabul edilemeyen giderinin 27.993.821,83 TL'lik kısmının kurum kazancından indirilmesi gerektiğinden bahisle ihtirazi kayıt dilekçesi verilmiştir.

Olayda, uyuşmazlığın 213 sayılı Kanun'un geçici 25. maddesinin birinci fıkrasının (l) işaretli bendi, 5520 sayılı Kanun'un 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) işaretli bendi ile (3) numaralı fıkrasının davalı idare ile davacı tarafından farklı yorumlanmasından kaynaklandığı görülmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanunu, kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar ve yine kurumlar vergisinden istisna edilen faaliyetler olarak ikili bir ayrıma giderek, istisna edilen kazançlara ilişkin giderler ile istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların istisna dışı kurum kazancından indirilemeyeceğini öngörmüştür.

Bu doğrultuda, iştirak hisselerinin satışından elde edilen kazancın %75'inin kurumlar vergisinden müstesna olduğu hükmü dikkate alındığında, iştirak hisselerinin satışından doğan kar ya da zararın "istisna edilen kazançlar" kapsamında değerlendirilebileceği, bu zararın kurumlar vergisinden istisna edilen bir faaliyet kapsamında olmadığı, istisna edilen kazançlara ilişkin giderlerin kurum kazancından indirilemeyeceği, gider olarak da kabul edilemeyecek olan satış zararının tamamının kurum kazancından indirilebileceği sonucuna ulaşılmıştır.

Aksi yöndeki gerekçeyle verilen Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.

Diğer taraftan, dava konusu işlemin 213 sayılı Kanun'un geçici 25. maddesinin birinci fıkrasının (I) işaretli bendi kapsamında enflasyon düzeltmesine tabi tutulan söz konusu iştirak hisseleri satışından doğan ve kanunen kabul edilmeyen gider olarak beyan edilen tutarın anılan kısmı hakkında inceleme ve değerlendirme yapılmayarak karar verilmesi yargılama hukukuna uygun düşmemiştir.

Re'sen araştırma ilkesi uyarınca temin edilecek bilgi ve belgeler doğrultusunda bu yönden değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerektiği açıktır.

Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Vergi Dava Dairesi, ilk kararında yer alan aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: İki tam yıldan fazla süreyle aktifinde yer alan ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun geçici 25. maddesi uyarınca enflasyon düzeltmesine tabi tutulan … İletişim Hizmetleri Anonim Şirketine ait iştirak hisselerinin satışından doğan 27.993.821,83 TL tutarındaki zararın ve satış nedeniyle katlanılan giderin kurum kazancından indirilmesi gerektiği dolayısıyla dava konusu işlemde hukuki isabet bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Davacı tarafından aynı nedenlere dayalı olarak gerek 2015 yılının Temmuz-Eylül dönemine ait geçici vergi beyannamesine gerek 2015 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesine ihtirazi kayıt konulmuştur. Her iki ihtirazi kaydın kabul edilmemesi üzerine davacı adına tesis edilen işlemin iptali istemiyle iki ayrı dava açılmıştır.

Gelir ve kurumlar vergisinden mahsup edilebilme özelliğine sahip ve peşin ödenen vergi olan geçici vergiye ait beyannameye konulan ihtirazi kaydın kabul edilmemesine yönelik dava konusu işlem yönüyle davacının menfaatinin güncelliğinin devam edip etmediğinin ortaya konulması gerekmektedir.

Uyuşmazlık konusu 2015 yılının Temmuz-Eylül dönemine ait geçici vergi beyannamesinde herhangi vergi matrahının hesaplanmaması ve tahakkuk eden bir verginin bulunmaması dolayısıyla 2015 yılına ait kurumlar vergisinden mahsup edilebilecek veya vergi iadesine konu olabilecek bir verginin mevcut olmaması, peşin vergi niteliğini haiz geçici verginin nihai bir vergilendirme vasfında olmaması, aynı sebeplere dayalı olarak aynı yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin de ihtirazi kayıtla verilmesi ve ihtirazi kaydın kabul edilmemesi üzerine tesis edilen işleme karşı dava açılması hususları birlikte dikkate alındığında korunmaya değer hukukî menfaatin nihai vergilendirme olan kurumlar vergisine konulan ihtirazi kayıt üzerine tesis edilen işlemin hukuka uygunluğu hakkında verilecek kararla ortaya konulacağı sonucuna varıldığından, davacının ısrar kararının bozulmasında korunmaya değer hukuki menfaati bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

Davacı tarafından, iki tam yıldan fazla süreyle aktifinde yer alan ve 213 sayılı Kanun'un geçici 25. maddesi uyarınca enflasyon düzeltmesine tabi tutulan … İletişim Hizmetleri Anonim Şirketine ait iştirak hisselerinin satışından doğan 27.993.821,83 TL tutarındaki zararın ve satış nedeniyle katlanılan giderin kurum kazancından indirilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla 2015 yılının Temmuz-Eylül dönemine ait geçici vergi beyannamesi verilmiştir. Davacının ihtirazi kaydının kabul edilmemesi üzerine 27.993.821,83 TL tutarındaki zarar ve giderin kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerektiği yolundaki dava konusu işlem tesis edilmiştir.

İhtirazi kaydı kabul edilmeyen davacı tarafından verilen 2015 yılının Temmuz-Eylül dönemine ilişkin geçici vergi beyannamesinde, dönem zararı beyan edildiğinden geçici vergi matrahı hesaplanmamış, önceki dönemlerde hesaplanan geçici vergi ve mahsup edilecek tevkifat tutarları bir sonraki döneme devretmiş, herhangi bir vergi tahakkuk etmemiştir.

Davacı tarafından, ihtirazi kayıtla verilen 2015 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde 27.993.821,83 TL tutarındaki zarar ve giderin kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerektiği yolundaki işlemin iptali istemiyle dava açılmış ve bu dava ... Vergi Mahkemesinin … esasına kaydedilmiştir.

... Vergi Mahkemesinin … esasına kayıtlı dava dosyasına çeşitli bilgi ve belgeler sunulmuştur. Bunların UYAP ortamında incelenmesinden, davacı tarafından 2015 yılının Temmuz-Eylül dönemine ait geçici vergi beyannamesinde konulan ihtirazi kayda dayanak alınan maddi olgular ve sebepler 2015 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi sırasında da gözetilerek kurumlar vergisi beyannamesinin ihtirazi kayıtla verildiği anlaşılmaktadır.

2015 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesine davacı tarafından konulan ihtirazi kaydın kabul edilmemesi üzerine 921.674,93 TL tutarında kurumlar vergisi matrahı beyan edilmiş, bu matrah üzerinden 184.334,99 TL tutarında kurumlar vergisi hesaplanmış ancak mahsup edilebilecek vergilerin fazla olması nedeniyle ödenmesi gereken kurumlar vergisi çıkmamıştır.

Anılan işlemin iptali istemiyle açılan dava … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedilmiştir. Bu karara yöneltilen istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararı Danıştay Üçüncü Dairesince temyizen incelenerek 14/11/2019 tarih ve E:2019/781, K:2019/6299 sayılı kararla bozulmuştur. Bozma kararı üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla 2015 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesiyle ilintili olarak tesis edilen işlem iptal edilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT :

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) işaretli bendinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davaları olarak tanımlanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 32. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, kurumlar vergisi mükelleflerince, (dar mükellefiyete tâbi kurumlarda ticarî ve ziraî kazançlarla sınırlı olarak) câri vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere Gelir Vergisi Kanunu'nda belirtilen esaslara göre ve câri dönemin kurumlar vergisi oranında geçici vergi ödeneceği kurala bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 120. maddesinin birinci ve beşinci fıkralarının 7338 sayılı Kanun'un 9. maddesiyle değiştirilmeden önceki hali ise şu şekildedir:

"Ticari kazanç sahipleri (basit usulde vergilendirilenler hariç) ile serbest meslek erbabı cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere, bu Kanunun ticari veya mesleki kazancın tespitine ilişkin hükümlerine göre (indirim ve istisnalar ile Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri de dikkate alınarak) belirlenen ilgili hesap döneminin altışar aylık kazançları (42 nci madde kapsamına giren kazançlar ile noterlik görevini ifa ile mükellef olanların bu işlerden sağladıkları kazançlar hariç) üzerinden, 103 üncü maddede yer alan tarifenin ilk gelir dilimine uygulanan oranda geçici vergi öderler. Geçici vergi matrahının hesaplanmasında dönem sonu mal mevcutları, kayıtlar üzerinden tespit edilebilir. (Mülga son cümle: 9/4/2003-4842/37 md.)

...

Bir önceki takvim yılında altışar aylık dönemler halinde tahakkuk ettirilerek tahsil edilen geçici vergi, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilir. Mahsup edilemeyen tutar, mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilir. Bu mahsuplara rağmen kalan geçici vergi tutarı, o yılın sonuna kadar yazılı olarak talep edilmesi halinde mükellefe red ve iade edilir."

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen idari davalara konu edilebilecek idari işlemler, idari makamlar tarafından bir kamu hizmetini yürütmek üzere kendilerine tanınan kamu gücü kullanılarak ve idarenin tek yanlı iradesiyle tesis edilen, kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte olup ilgililerin meşru, kişisel ve güncel menfaatini etkileyen hukuksal işlemlerdir.

İlgililerin, dava açmakta olduğu gibi kanun yoluna başvurmada da hukuki yararının olması, diğer bir ifadeyle, kanun yoluna başvuranın kararın bozulmasında korunmaya değer bir menfaatinin bulunması gerekmektedir.

Geçici vergi, cari vergilendirme dönemi içinde ayrı beyannameler ile beyan edilmesi gerekip ödenen ve cari dönem sona erdikten sonra beyan üzerine tahakkuk eden kurumlar vergisi ya da gelir vergisinden mahsup edilen peşin vergi niteliğindedir. Geçici verginin, nihai vergilendirme olan kurumlar vergisi ya da gelir vergisinden mahsup edilememesi halinde geçici verginin iadesi gündeme gelmektedir.

Davacı tarafından, iki tam yıldan fazla süreyle aktifinde yer alan ve 213 sayılı Kanun'un geçici 25. maddesi uyarınca enflasyon düzeltmesine tabi tutulan … İletişim Hizmetleri Anonim Şirketine ait iştirak hisselerinin satışından doğan 27.993.821,83 TL tutarındaki zararın ve satış nedeniyle katlanılan giderin kurum kazancından indirilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla hem 2015 yılının Temmuz-Eylül dönemine ait geçici vergi beyannamesi verilmiş hem de 2015 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesi verilmiştir.

Bu olgu ve tespitler karşısında, uyuşmazlığın çözümü, ihtirazi kayıtla verilen geçici vergi beyannamesi üzerine tesis edilen işlem ile aynı maddi olgulara ve nedenlere dayalı olarak ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesi üzerine tesis edilen idari işleme karşı açılan davalardan hangisi yönünden davacının öncelikle korunmaya değer hukukî menfaate sahip olduğunun ortaya konulmasına bağlıdır. Bu kapsamda davacı tarafından kurumlar vergisi beyannamesine konulan ihtirazi kaydın kabul edilmemesi üzerine tesis edilen işleme karşı dava açılması karşısında, daha önceki bir tarihte ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine geçici vergi tahakkuk etmediği de gözetilerek geçici vergi beyannamesine konulan ihtirazi kaydın kabul edilmemesi üzerine tesis edilen işlem yönünden davacının anılan işlemin iptalini istemek hususunda menfaatinin güncelliğinin devam edip etmediğinin de incelenmesi gerekmektedir.

2015 yılının Temmuz-Eylül dönemine ait geçici vergi beyannamesinde beyan edilen herhangi bir vergi matrahının ve tahakkuk eden geçici verginin bulunmaması dolayısıyla 2015 yılının Temmuz-Eylül döneminde kurumlar vergisinden mahsup edilebilecek veya vergi iadesine konu olabilecek bir verginin mevcut olmaması, peşin vergi niteliğini haiz geçici verginin elde edilen geliri nihai olarak vergilendirmemesi, aynı yıla ait kurumlar vergisi beyannamesinin de aynı maddi olgu ve sebeplere dayalı olarak ihtirazi kayıtla verilmesi ve bunun üzerine tesis edilen işleme karşı da dava açılması hususları birlikte dikkate alındığında davacının hukukî menfaatinin nihai vergilendirmeye yönelik kurumlar vergisine konulan ihtirazi kayıt üzerine tesis edilen işlemin hukuka uygunluğunun denetlendiği davada incelemesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu bağlamda, aynı maddi olgulara dayalı ihtirazi kaydın kurumlar vergisi beyannamesine de konulduğu ve geçici vergi beyannamesi üzerine kurumlar vergisinden mahsup edilebilecek herhangi bir verginin tahakkuk etmediği dikkate alındığında davacının dava konusu işlemin iptalini isteme hususunda menfaatinin günceliğinin devam ettiğinden söz edilmesine de olanak bulunmamaktadır.

Bu nedenle davanın reddi yolunda Mahkeme kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine ilişkin ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davacının, … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararına yönelik temyiz isteminin REDDİNE,

2- Davacıdan daha önce yatırılan … TL temyiz karar harcı mahsup edilmek suretiyle 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun ilgili hükümleri ve Kanun'a ek (3) sayılı Tarife uyarınca maktu harç alınmasına,

08/06/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.