2020/2954 K. 2022/13837 T. 29.6.2022

11. CD., E. 2020/2954 K. 2022/13837 T. 29.6.2022

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2020/2954
Karar No.: 2022/13837
Karar tarihi: 29.06.2022
 

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SUÇLAR : Sahte fatura düzenleme ve bu suça iştirak etme

HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet

I-Sanık ... hakkında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz isteminin incelenmesinde: Sanığın 30.01.2018 tarihinde usulüne uygun şekilde yüzüne karşı tefhim olunan hükümleri 5271 sayılı CMK’nin 291/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süreden sonra 16.02.2018 tarihli dilekçe ile temyiz ettiği anlaşılmakla, temyiz isteminin aynı Kanun'un 298/1. maddesi uyarınca REDDİNE,

II-Sanık ... hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin, sanıklar ... ve ... hakkında ise, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ... ve müdafisi, sanık ... ve vasisinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde:

1-Sanık ... hakkında “2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından açılan kamu davasında; ilk derece mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet hükümlerinin istinaf incelemesi sonucunda, sanığın atılı suçları işlediğinin sabit olmadığından bahisle kaldırılarak beraatine karar verilmiş ise de, sanığın savunmasında, ablasının nişanlısı olan ...'ın isteği doğrultusunda verdiği vekalete dayalı olarak adına şirket kurulduğunu ve şirket yetkilisi gösterildiğini, kendisinin şirkete devamlı gelip gitmesine gerek bulunmadığını, işlemlerin yürütülebileceği yönünde ikna edildiğini, şirketin işlerini kendisinin yürütmeyip, vekalet verdiği diğer sanıkların şirketin faaliyetlerini yürüttüğünü, yine ... isimli şahsın kendisi ve ağabeyi ...'den ...'de vekaletname aldığını beyan etmesine rağmen, mükellef şirketin muhasebeci ...'ın vergi müfettişine verdiği ifadesinde, ''... ve ...'ı bir kez şirketin kuruluş aşamasında gördüğünü, bunun haricinde tanımadığını, ...' şirket çalışanı olarak tanıdığını, evrakları da bu kişinin getirdiğini, ... ve ...'yi tanımadığını'' beyan etmesi, mükellef şirketin 09.12.2009 tahinde kurulduğu, sanık ...'ın Altındağ 3. Noterliğinin 11.12.2009 tarih ve 24120 yevmiye sayılı vekaletname ile sanıklar ..., ... ve ...'ı şirket işlerini yürütmeleri için vekil tayin ettiği, yine vekaletname tarihinden sonra 14.12.2009 tarihli açılış yoklamasını bizzat imzaladığı ve 09.03.2010 tarihinde sadece sanık ...'ı vekillikten azlettiği, akabinde ihbar dilekçesinde belirtildiği gibi sanık ...'ın yaralanması ile sonuçlanan kavga olayının yaşandığının anlaşılması karşısında; savunmada belirttiği gibi tek bir vekalet verme işlemiyle sanığın olaylara dahlinin son bulmadığı, yukarıda açıklandığı gibi sahte fatura ticareti amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği anlaşılan şirketin kuruluşunu ve açılış yoklamasında hazır bulunup tutanağı imzalamak suretiyle mükellefiyetin başlamasını sağlamak suretiyle tüm dosya kapsamından komisyon karşılığı sahte fatura düzenleme suçlarının faili olduğu gözetilmeden, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeler ile beraat kararları verilmesinin hukuka aykırı olduğu gözetilerek, sanık ...'a yönelik suçların sübutunun kabulü halinde; hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359 maddesinin 3,4,5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

2-Sanık ... ve ... hakkındaki kabule göre de; hükümlerden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafisi, sanık ... ve vasisi ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 5271 sayılı CMK'nin 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmesine, 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.