2021/1125 K. 2022/1094 T. 5.10.2022

VDDK., E. 2021/1125 K. 2022/1094 T. 5.10.2022

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2021/1125
Karar No.: 2022/1094
Karar tarihi: 05.10.2022
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2021/1125

Karar No : 2022/1094

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına

… Gümrük Müdürlüğü

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Ortağı olduğu limited şirketin vergi borçlarından dolayı 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesinin (3) numaralı bendi uyarınca davacı hakkında tesis edilen ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır.

… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Asıl amme borçlusu olmayan ortaklar ve kanuni temsilciler adına teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk gibi amme alacağının korunmasına ilişkin işlemlerin uygulanabileceğine ilişkin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da bir açıklık bulunmamaktadır.

Bu durumda ayrı bir tüzel kişiliği haiz bulunan … Yaş Sebze Meyve Gıda Ambalaj Orman Ürünleri İnşaat Turizm İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketinin vergi borçlarından dolayı şirket ortağı olan davacı hakkında tesis edilen dava konusu ihtiyati haciz işleminde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle ihtiyati haciz işlemini iptal etmiştir.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesinin 09/12/2019 tarih ve E:2015/4622, K:2019/6533 sayılı kararı:

6183 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerine göre şirketin borcu nedeniyle sorumluluğu olan ve bu Kanun hükümleri gereğince takibi mümkün bulunan ortakların amme alacaklısı idareye karşı amme borçlusu sıfatını haiz olduğu açıktır.

Anılan nedenle şirket borçlarından sermeye payları oranında sorumlu tutulabilecek olan ortaklar aynı zamanda şirket borçlarından ihtiyati haciz aşamasında da sorumlu tutulabileceklerdir.

Bu bakımdan, mahkemece ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği irdelenerek davacının şirket ortağı sıfatıyla sorumlu olduğu dönemler ve hissesi oranında sorumlu olduğu ihtiyati hacze konu olan borç tutarı da göz önünde bulundurulmak suretiyle yapılacak incelemede varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen mahkeme kararında hukuki isabet yoktur.

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.

… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Mahkeme aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının ortağı olduğu antrepo işleticisi limited şirketin gümrük mevzuatından kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediği, anılan nedenle davacı hakkında 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinin (3) numaralı bendi uyarınca tesis edilen ihtiyati haciz işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek aksi yöndeki kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Yedinci Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

Davacının ortağı olduğu … Yaş Sebze Meyve Gıda Ambalaj Orman Ürünleri İnşaat Turizm İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketinin A tipi gümrüklü antreposunda yapılan inceleme neticesinde antrepoda bulanan eşyanın bir kısmının yurda kaçak olarak sokulduğu tespit edilerek ziyaa uğratıldığı tespit edilen gümrük vergisi, katma değer vergisi ile para cezası tutarlarının 75.782.474,76 TL olduğu belirtilmiştir.

Gümrük Müdürlüğünce yazılan … tarihli ve … sayılı yazıda amme alacağının güvence altına alınması amacıyla söz konusu tutara ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinin (3) numaralı bendi gereğince davacı hakkında ihtiyati haciz işlemi tesis edilmesine vali tarafından olur verilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT :

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümlerinin tatbik olunacağı kuralına yer verilmiştir.

Anılan Kanun'un 3. maddesinde, bu kanundaki "amme alacağı" teriminin 1. ve 2. maddeler şumulüne giren alacakları; "amme borçlusu" veya "borçlu" terimlerinin ise amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu ifade edeceği belirtilmiştir. Ayrıca aynı maddede "tahsil edilemeyen amme alacağı" teriminin amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; "tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı" teriminin ise amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği açıklanmıştır.

6183 sayılı Kanun'un Birinci Kısmının "Amme Alacaklarının Korunması" başlıklı İkinci Bölümünün "İhtiyati haciz" başlıklı 13. maddesinde ise ihtiyati haciz sebepleri yedi bent halinde tek tek sayılmış olup bu hallerden herhangi birisinin mevcudiyeti takdirinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre, ihtiyati haczin derhal tatbik olunacağı belirtilmiştir.

Söz konusu maddenin (3) numaralı bendinde borçlunun kaçmış olması durumu ile borçlunun kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimalleri ihtiyati haciz sebebi olarak sayılmıştır.

Aynı Kanun'un yine aynı bölümde yer alan 35. maddesinde de limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları

kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergileri ile diğer eş etkili vergilerin ve mali yüklerin tahakkuk usulü 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nda, söz konusu mali yükümlülüklerden kaynaklanan kamu alacaklarının tahsil usulleri ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da düzenlenmiştir.

6183 sayılı Kanun'un 35. maddesinde kamu alacağının korunmasına ilişkin bir yöntem olarak asıl borçludan tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacaklarından sermaye hisseleri oranında limited şirket ortaklarının sorumluluğunun düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Eşyanın ithalat işlemlerinden kaynaklanan kamu alacakları yönünden limited şirket ortaklarının sorumluluğunun koşullarının belirlenmesi ile bu alacakların takip ve cebren tahsilatında 6183 sayılı Kanun'un ilgili maddelerinin uygulanacağı tabiidir.

Bu bağlamda asıl borçluya ait vergilendirme ilişkisinden doğan kamu alacakları yönünden limited şirket ortağının takip edilebilmesi için öncelikle asıl borçlu adına usulüne uygun olarak tahakkuk etmiş bir vergi borcunun bulunması, asıl borçlu tarafından bu borcun vadesinde ödenmemesi ve tüm takip yolları tüketilmesine rağmen söz konusu borcun asıl borçludan tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerekmektedir.

Öte yandan, yine yukarıda anılan hükümlere göre, asıl borçluya ait kamu borcu nedeniyle sorumluluğu olan ve bu Kanun hükümleri gereğince takibi mümkün bulunan limited şirket ortaklarının kamu alacaklısı idareye karşı "kamu borçlusu" sıfatını haiz olduğu açıktır.

İhtiyati haciz, kamu borçlusu hakkında kamu alacağının takip ve cebren tahsili amacıyla yürütülecek sürecin borçlu tarafından engellenmesini önlemek amacıyla düzenlenmiş bir koruma önlemidir. Başka bir ifadeyle ihtiyati haciz, kamu alacağının doğumundan tahsiline kadar geçen sürede alacağın tahsilini tehlikeye düşürecek bir durum ortaya çıkarsa kural olarak ödeme süresi beklenmeden, yani kamu alacağının vadesinden önce uygulanan bir güvenlik müessesesidir. Kesin hacizden farklı olarak ihtiyati hacizde, ihtiyati hacze konu mal varlığı satılarak paraya çevrilemez. Bu bağlamda ihtiyati haczin amme alacağını teminat altına almak amacıyla kamu borçlusu sıfatını haiz kişilerin mülkiyet hakkının sınırlanmasına ilişkin geçici bir tedbir olduğu anlaşılmaktadır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesinin (3) numaralı bendinde borçlunun kaçmış olması durumu ile borçlunun kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimalleri ihtiyati haciz sebebi olarak sayılmıştır. Anılan kuralda, belirtilen hallerden herhangi birisinin mevcudiyeti takdirinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı kamu idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre, ihtiyati haczin derhal tatbik olunacağı belirtilmiştir.

İdarenin, kamu alacağını güvence altına almak amacıyla 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinin (3) numaralı bendinde öngörülen durum ya da ihtimalin gerçekleştiğini ortaya koyması halinde asıl borçlu hakkında ve yine kanunda belirlenen sorumluluk şartları gözetilerek asıl borçluya ait kamu borcu nedeniyle takip edilebilecek olan limited şirket ortağı hakkında ihtiyati haciz işlemi tesis etmesinin önünde hukuken bir engel bulunmamaktadır.

Bu itibarla, asıl borçludan tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan kamu alacaklarına ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinin (3) numaralı bendi uyarınca limited şirket ortağı hakkında ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için öncelikle kamu alacağının asıl borçlu adına usulüne uygun olarak tahakkuk ettirilmesi, ancak alacağın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 37. maddesindeki kurallar uyarınca belirlenen vadesi içinde ödenmemesi gerekmektedir. Ayrıca asıl borçlunun anılan Kanun'un 54. maddesinde öngörülen yöntemlere göre usulüne uygun bir biçimde takip edilmesi, bu kapsamda özellikle teminatsız alacaklarda asıl borçlu adına düzenlenen ödeme emrinin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi hukuken zorunludur.

Dolayısıyla limited şirket ortaklarının ancak tahakkuk ettiği halde vadesinde ödenmeyen ve asıl borçlu tüzel kişiliğin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu borçlarından dolayı sermaye hissesi oranında sorumlu tutulabilecekleri ve haklarında şirket borçlarıyla ilgili olarak ancak bu aşamada amme alacağının korunmasına yönelik olarak sermaye hissesi oranında ihtiyati haciz işlemi tesis edilebileceği anlaşılmaktadır.

Bu nedenle Mahkemece, limited şirket ortağı hakkında Kanun'un 13. maddesinin (3) numaralı bendi uyarınca ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için belirtilen koşulların varlığı yönünde yapılacak incelemenin sonucuna göre karar verilmesi gerekirken limited şirket ortağı hakkında ihtiyati haciz işlemi tesis edilemeyeceği gerekçesiyle verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/10/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X -

KARŞI OY

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

XX -

KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.