2021/1140 K. 2022/1009 T. 14.9.2022

VDDK., E. 2021/1140 K. 2022/1009 T. 14.9.2022

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2021/1140
Karar No.: 2022/1009
Karar tarihi: 14.09.2022
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2021/1140

Karar No : 2022/1009

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...Coğrafi Bilgi Sistemleri İnşaat Turizm Sanayi Pazarlama ve Ticaret Anonim Şirketi

VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı adına, Ataşehir Belediyesinin maliki olduğu İstanbul ili Ataşehir ilçesi ...Mahallesinde bulunan ...ada ...parsel numarasında yer alan taşınmazların üzerine tesis edilen intifa hakkı nedeniyle tahakkuk eden 2015 yılına ait emlak vergisi ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının 2. taksidinin tahsili amacıyla düzenlenen ...tarih ve ...sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

.... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı:

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 3. maddesinde, bina vergisini, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf edenlerin ödeyeceği; Kanun'un "Daimi muaflıklar" başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasında, maddede yazılı binaların, kiraya verilmemek (24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanun kapsamında yapılan işletme hakkı devirleri hariç) şartıyla bina vergisinden daimi olarak muaf olduğu ((a), (b), (s), (y) ve (z) fıkraları için kiraya verilmeme şartı aranmaz.) düzenlemelerine yer verilmiş; maddenin (a) işaretli bendinde ise özel bütçeli idarelere (Mazbut vakıflar dahil), il özel idarelerine, belediyelere, köy tüzel kişiliğine, kanunla kurulan üniversitelere ve Devlete ait binalar sayılmıştır.

Davalının maliki olduğu ...ada ...parsel numarasında yer alan taşınmaz üzerinde belediye evlendirme dairesi, buna bağlı yardımcı birimler ve kültür merkezi alanları ve sözleşme ekindeki dokümanlarda belirlenen alanların inşaatı ile sözleşme ekindeki dokümanlarda belirlenen alanların 30 yıl süreyle kullanım ve işletme hakkına ilişkin 28/03/2008 tarihinde imzalanan sözleşmeye istinaden Novada Alışveriş Merkezi adı ile bina inşa edilmiş, anılan sözleşme kapsamında davacı tarafından işletilen bu binanın üzerinde davacı lehine 06/12/2011 tarihinde intifa hakkı tesis edilmiştir.

Söz konusu inşaatın tamamlanması üzerine sözleşme gereği Novada Alışveriş Merkezi içinde bulunan 22 adet bağımsız bölüm davacı şirket tarafından işletilmeye başlanılmış, davalı idare tarafından ilgili döneme ilişkin olarak tahakkuk ettirilen emlak vergisi ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının ödenmediğinden bahisle dava konusu ödeme emri düzenlenmiştir.

1319 sayılı Kanun'un 4. maddesinde daimi muafiyet halleri sayılırken malik olma durumunun esas alındığı, aynı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) işaretli bendinde yer alan binalar nasıl kullanılırsa kullanılsın (kira, intifa vb.) bina vergisine tabi olmayacağı dikkate alındığında anılan taşınmazların belirtilen idare, işletme ve kuruluşlara ait olmalarının daimi muafiyet kapsamında olmaları için yeterli olduğu sonucuna varılmıştır.

Yukarıda değerlendirilen durum “borcum yoktur” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuki isabet bulunmamıştır.

Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle ödeme emrini iptal etmiştir.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 16/12/2019 tarih ve E:2016/23379, K:2019/7018 sayılı kararı:

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun "Mükellef" başlıklı 3. maddesinde, bina vergisinin, taşınmazın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa taşınmaza malik gibi tasarruf edenler tarafından ödeneceği hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümden emlak vergisini taşınmaz malikinin ödeyeceği, maliki bulunan taşınmazlarda intifa hakkı tesis edilmesi halinde emlak vergisini malik yerine intifa hakkı sahibinin ödeyeceği, ancak taşınmaz malikinin ve intifa hakkı sahibinin bulunmaması halinde taşınmaza malik gibi tasarruf edenlerin ödeyeceği sonucuna varılmaktadır.

Anılan Kanun'un "Daimi Muaflıklar" başlıklı 4/a maddesinde, özel bütçeli idarelere (mazbut vakıflar dahil), il özel idarelerine, belediyelere, köy tüzel kişiliğine kanunla kurulan üniversitelere ve Devlete ait binaların, bina vergisinden daimi olarak muaf olduğu kurala bağlanmıştır.

Bu durumda, konuya değil kişi ve kurumlara uygulanan muafiyetin, emlak vergisi uygulamasında verginin konusu olabilecek taşınmaza değil, taşınmazın malikine tanındığı, dolayısıyla verginin ödenmesinden sadece genel ve özel bütçe kapsamındaki idarelerin, belediyelerin, köy tüzel kişiliğinin, kanunla kurulan üniversitelerin ve Devletin muaf tutulacağı, davacı şirketin, özel hukuk tüzel kişisi olması nedeniyle emlak vergisinden muaf tutulamayacağı açıktır.

Dava konusu taşınmazla ilgili lehine intifa hakkı tesis edilen davacının, vergi mükellefi olarak tahakkuk eden emlak vergisi ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payını ödeme yükümlülüğünün bulunması karşısında davalı belediye adına kayıtlı bulunan taşınmazın emlak vergisinden muaf tutulduğu gerekçesiyle ödeme emrinin iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.

Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuş, davacının karar düzeltilme istemini reddetmiştir.

…. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Mahkeme, ilk kararında yer alan aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: 1319 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan muafiyet hükmünün konuya değil, kişi ve kurumlara tanındığı, anılan muafiyet kuralının intifa hakkı sahiplerine yönelik bir hüküm içermediği, 1319 sayılı Kanun'un 3. maddesinde mükellefler arasında intifa hakkı sahiplerinin de sayıldığı, bu nedenle lehine intifa hakkı tesis edilen davacının emlak vergisi ve katkı payının tahsili amacıyla adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Emlak vergisinin objektif nitelik taşıyan bir vergi olduğu, 1319 sayılı Kanun'da yer alan muafiyet kuralının verginin konusunu oluşturan taşınmazlara tanındığı dolayısıyla davalıya ait taşınmazlar daimi olarak emlak vergisinden muaf olduğundan bu taşınmazlara ilişkin vergi ve katkı payının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuki isabet bulunmadığı, diğer taraftan davalı ile akdedilen sözleşmenin kira sözleşmesi mahiyetinde olduğu, bu konuya ilişkin hukuki mütalaanın da anılan yorumu doğruladığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.