2021/1536 K. 2022/978 T. 14.9.2022

VDDK., E. 2021/1536 K. 2022/978 T. 14.9.2022

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2021/1536
Karar No.: 2022/978
Karar tarihi: 14.09.2022
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2021/1536

Karar No : 2022/978

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı

(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacının … Mühendislik Elektrik İnşaat Gıda Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketinin muhasebecilik hizmetlerini yürütürken göstermesi gereken özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden kaynaklanmakta olup dava, davacı adına müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen 2010 yılının Aralık dönemine ait katma değer vergisi ile verginin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezasını içeren ihbarnamenin iptali istemiyle açılmıştır.

... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Davacı, serbest muhasebeci mali müşavir sıfatıyla … Mühendislik Elektrik İnşaat Gıda Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 2010 yılının Aralık dönemine ait katma değer vergisi beyannamesini vermiştir.

Anılan mükellef adına sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyerek komisyon geliri elde ettiği yolunda vergi tekniği raporu düzenlenmiştir.

Davacı adına muhasebecilik hizmetlerini yürütürken göstermesi gereken özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle müteselsil sorumlu sıfatıyla uyuşmazlık konusu ihbarname düzenlenmiştir.

Serbest muhasebeci ve serbest muhasebeci mali müşavirlere 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesi ve (4) Sıra No'lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ hükümleri ile getirilen sorumluluk, vergi ile ilgili ödevleri yerine getirmekten kaynaklanan bir işleve sahip olmayıp vergilendirmeye esas alınacak belge, kayıt nizamı ve matrah tespitinde dikkate alınması gerekli işlemlerin muhasebe usul ve esaslarına, kanunlarda belirtilen düzenlemelere uygunluğunu temin etme amacına yöneliktir.

Davacı hakkında düzenlenen sorumluluk raporunda … Mühendislik Elektrik İnşaat Gıda Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketinin sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiilinden haberdar olduğu ve beyanname verme süresi içerisinde vergi dairesini bilgilendirmediğinden bahisle davacının sorumluluğuna gidilmiştir.

Her ne kadar (4) Sıra No'lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ'de bilerek kullandıkları veya harici araştırmayı gerektirmeden sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu anlaşılabilen belgelerin meslek mensuplarının sorumluluğu kapsamında olduğu belirtilmiş ise de sorumluluğun sınırını yasama organınca öngörülenin dışında genişleten Tebliğ hükümleri dikkate alınarak davacıya sorumluluk atfedilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle vergi ve cezayı kaldırmıştır.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 03/03/2020 tarih ve E:2016/8901, K:2020/1146 sayılı kararı:

Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacının muhasebecilik hizmetlerini yürüttüğü … Mühendislik Elektrik İnşaat Gıda Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile 2004 yılında mükellefiyet tesis ettiren şirketin 01/01/2009 tarihi itibarıyla düzenlediği faturaların gerçek bir mal teslimine veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Davacı hakkında düzenlenen sorumluluk raporunda aşağıdaki tespitlere yer verilmiştir:

i. Davacı sahte fatura düzenlediği ve kullandığı tespit edilen pek çok şirketin muhasebeciliğini yapmıştır. Şöyle ki, davacının hizmet verdiği mükelleflerden 68'i hakkında düzenledikleri faturaların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu yolunda vergi tekniği raporu düzenlenmiş, 17 mükellef ise sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenledikleri veya kayıtlarına dahil ettikleri yolunda tespit bulunduğundan bahisle özel esaslara alınmışlardır.

ii. Bu mükelleflerden 23'ünün beyannameleri sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlemeye başladıkları tarih itibarıyla davacı tarafından düzenlenmiştir.

iii. Raporda, davacının anılan mükelleflerin sahte fatura düzenleyerek komisyon geliri elde ettiklerinden haberdar olduğu sonucuna varılmıştır.

Tüm bu hususlar dikkate alındığında, davacının … Elektrik İnşaat Gıda Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketinin sahte fatura düzenlediğini bildiği sonucuna varıldığından, davacının beyannamesini verdiği dönem için şirket adına tarh edilen vergi ve cezadan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmıştır.

Bu nedenle uyuşmazlık konusu cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığından aksi yönde verilen kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.

Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

Bozma kararına uyduğunu belirten ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacının muhasebecilik hizmetlerini yürüttüğü … Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda mükellefin 01/01/2009 tarihinden itibaren düzenlediği tüm faturaların mal veya hizmet teslimine dayanmayan sahte faturalar olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş olup davacının anılan mükellefin sahte belge düzenlediğini bildiği yönünde herhangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır.

Davacı hakkında düzenlenen sorumluluk raporunda aşağıdaki tespitlere yer verilmiştir:

i. Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı … Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı'nın … tarih ve … sayılı iş emri ve ekinde yer alan belgelerde, … Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Gelir İdaresi Başkanlığınca başlatılan "Hayali ihracat ve sahte belge tanzimi suretiyle ihracatta KDV iadesi teminine yönelik soruşturmada" ele geçirilen evrak üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen vergi tekniği raporunda adı geçen bazı mükelleflerle sözleşme imzalayan serbest muhasebeci mali müşavir arasında Hasan Akyürek'in de adının geçtiği belirtilerek ilgilinin hayali ihracat/sahte belge düzenleme sistemindeki rolünün tespitinin istenilmesi üzerine bu rapor düzenlenmiştir.

ii. Mükellefe, sahte belge düzenlediği tespit edilen bazı mükelleflerin beyannamelerini elektronik ortamda yalnızca bir ya da bir kaç dönem vermesinin sebebi sorulmuş olup mükellef cevaben, bu mükelleflere hizmet vermeye başladıktan hemen sonra faaliyetlerinden şüphelendiği için hizmet vermeyi bıraktığını ifade etmiştir.

iii. Davacının hizmet verdiği mükelleflerden 68'i hakkında düzenledikleri faturaların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu yolunda vergi tekniği raporu düzenlenmiş, 17 mükellef ise sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenledikleri veya kayıtlarına dahil ettikleri yolunda tespit bulunduğundan bahisle özel esaslara alınmışlardır.

iv. Bu mükelleflerden 23'ünün beyannameleri sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlemeye başladıkları tarih itibarıyla davacı tarafından düzenlenmiştir.

v. Hizmet verilen mükelleflerden büyük bir çoğunluğunun sahte belge düzenleyicisi olması, sahte olduğu tespit edilen faturalarda belirtilen tutarların çok yüksek olması, düzenlenen Ba - Bs formlarında da alım ve satım yapılan mükellefler arasında sahte belge düzenleyicilerinin olması hususları dikkate alındığında tüm bunların muhasebe hizmeti sunan meslek mensubunun bilgisi dışında olduğu düşünülemeyecektir.

vi. Davacının hizmet verdiği mükelleflerden haklarında düzenledikleri faturaların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu yolunda vergi tekniği raporu düzenlenmiş olanlar adına takdir komisyonlarınca re'sen takdir edilecek matrahlar üzerinden tarh edilecek vergi, ceza ve gecikme faizlerinin ödenmesinden beyannamelerin verildiği dönemlere ilişkin olarak beyannameyi veren meslek mensubunun da sorumlu tutulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Davacı hakkında yapılan incelemenin Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının 08/04/2013 tarih ve 13158/9752 sayılı iş emri ve ekinde yer alan vergi tekniği raporunda adı geçen mükelleflere verilen muhasebe hizmetlerine yönelik olup davacı tarafından raporda adı geçen mükelleflerin her birine farklı dönemler için muhasebe hizmeti verildiği görülmüştür.

Davacının mesleki sorumluluk kapsamında ilgilinin muhasebe işlerini yürüttüğü mükelleflerin düzenlediği faturaların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge niteliğinde olduğunu bildiğini iddia etmek için her bir mükellefe verilen muhasebe hizmetinin süresi ve özelliklerinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.

Muhasebe hizmeti verme işinin devam eden bir faaliyet olması nedeniyle işin en başında henüz hiçbir beyanname vermeden meslek mensubunun, mükellefin sahte belge düzenlediğini bildiğini iddia etmek mükellef özelinde beyanname verme işleminin dışında bir takım somut deliller bulunmasını gerektirmektedir.

Davacının, … Mühendislik Elektrik İnşaat Gıda Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 2010 yılının Aralık dönemi katma değer vergisi beyannamesini verdikten sonra durumundan şüphelendiği için muhasebe hizmeti vermeyi bıraktığını ifade etmesi karşısında beyanname vermeden önce anılan mükellefin sahte belge düzenlediğini bildiği ve buna rağmen beyannamesini verdiği yönünde dosyada yeterli ve somut delil de bulunmadığı dikkate alındığında anılan mükellefin sahte belge düzenleme faaliyetinden haberdar olduğundan bahisle bu dönem için müteselsil sorumlu sıfatıyla ihbarname düzenlenmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle vergi ve cezayı kaldırmıştır.

Davalının temyiz isteminde bulunması üzerine dosyanın esas kaydına alındığı Danıştay Dördüncü Dairesinin 20/10/2021 tarih ve E:2021/6746, K:2021/5350 sayılı kararı:

Daire, mahkemece verilen kararın eylemli ısrar niteliğinde olduğu gerekçesiyle dosyanın Danıştay Vergi Dava Daireleri Kuruluna gönderilmesine karar vermiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Temyize konu kararın hukuka aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Davacı hakkındaki takibin ödeme emri ile yapılması gerekirken müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ihbarnamede hukuka uygunluk bulunmadığından karara yöneltilen temyiz isteminin bu nedenle reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, temyize istemine konu kararın eylemli ısrar kararı niteliğinde olduğuna oybirliğiyle karar verilmesinin ardından, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY:

Davacı, serbest muhasebeci mali müşavir sıfatıyla … Mühendislik Elektrik İnşaat Gıda Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 2010 yılının Aralık dönemine ait katma değer vergisi beyannamesini vermiştir.

Anılan mükellef adına sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyerek komisyon geliri elde ettiği yolunda düzenlenen vergi tekniği raporu esas alınarak takdir komisyonunca belirlenen matrah farkı üzerinden tarhiyat yapılmıştır.

Davacı adına da muhasebecilik hizmetlerini yürütürken göstermesi gereken özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle müteselsil sorumlu sıfatıyla uyuşmazlık konusu ihbarname düzenlenmiştir.

İLGİLİ HUKUK

A) İLGİLİ MEVZUAT:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun Vergi Beyannamelerinin İmzalanması ve Yeminli Malî Müşavir Tasdik Raporları başlıklı mükerrer 227. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan halinde aşağıdaki düzenlemeye yer verilmiştir:

"Maliye Bakanlığı:

1. Vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibariyle ayrı ayrı uygulatmaya,

2. Vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna, yeniden değerleme, zarar mahsubu ve benzeri hükümlerden yararlanılmasını Maliye Bakanlığınca belirlenen şartlara uygun olarak yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporu ibraz edilmesi şartına bağlamaya,

3. (Ek: 23/7/2010-6009/10 md.) Vergi kanunları kapsamındaki yeminli mali müşavirlik tasdik işlemlerini elektronik ortamda gerçekleştirmeye ve tasdike konu işlemleri mükellef grupları, faaliyet ve tasdik konuları itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye ve uygulatmaya,

Bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Yukarıdaki fıkra hükümlerine göre beyannameyi imzalayan veya tasdik raporunu düzenleyen meslek mensupları, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulurlar."

29/06/1997 tarih ve 23034 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren (4) Sıra No'lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ'in "V- Müşterek ve Müteselsil Sorumluluğun Tesbiti" başlıklı bölümünün "B) Vergi Dairelerince Yapılacak İşlem" başlıklı kısmında ise sorumluluğu tespit edilen muhasebeciyle ilgili takibatın vergi ve ceza tahakkukunun kesinleşmesinden sonra başlatılacağı ve tahakkuku kesinleşen vergi ve cezanın tahsiline yönelik olarak serbest muhasebecinin bağlı bulunduğu vergi dairesince yerine getirileceği kurala bağlanmıştır.

B) İLGİLİ DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU İÇTİHADI

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 23/10/2013 tarih ve E:2012/68, K:2013/28 sayılı kararının ilgili bölümü şu şekildedir:

"Meslek mensuplarının, Vergi Usul Kanununun mükerrer 227'nci maddesine dayanan sorumluluğu borçtan sorumluluktur. Beyannameleri ve işlemleri meslek mensuplarınca imzalanıp onaylanan vergi yükümlüleri tarafından ödeme yapılması, bu sorumluluğun miktarını azaltıcı veya kaldırıcı etki yaratmaktadır. Kaldı ki, bir borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlulukta müteselsil borçlular, tahakkuk etmiş ve vadesi geçmiş alacağın tahsil edilmemiş kısmından, asıl borçluya rücu olanağı bulunmak üzere sorumlu tutulduğundan, yükümlü sıfatıyla ödenmesi gereken bir borcun tarafı da olamazlar. Tüm bu nedenlerle, bir vergi yükümlüsü adına tahakkuk edip, vadesi geçmiş kamu alacağından Vergi Usul Kanununun mükerrer 227'nci maddesi uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulan meslek mensupları hakkında bu nedenle yapılan takibe ödeme emri düzenlenerek başlanması yasa gereğidir.

Meslek mensuplarının; kendileri yönünden sorumluluğun bulunmadığı ya da kalktığı yönündeki iddiaların Vergi Usul Kanununun mükerrer 227'nci maddesi ve bu konuda yürürlüğe konulmuş genel tebliğler ile sorumluluğu gerektiren hukuksal durum da gözetilerek ödeme emrine karşı açılacak davada incelenmesi gerekirken, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin, meslek mensubu adına ihbarname düzenlenmemesi nedeniyle iptaline ilişkin ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir."

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Usul Yönünden:

Yukarıda yer verilen düzenlemeler ve Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun bu konudaki müstekâr içtihadı uyarınca, meslek mensuplarının sorumluluğunun, vergi ve ceza tahakkukunun kesinleşmesinden sonra başlayacağı açık olup davacı hakkındaki takibin ödeme emri düzenlenerek yapılması gerekmekte ise de uyuşmazlık konusu olayda, serbest muhasebeci mali müşavir olan davacının muhasebecilik hizmetlerini yürütürken göstermesi gereken özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle adına müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ihbarname ile takip edilmiş olması durumu ısrar konusu olmadığından işin esasının incelenmesi gerektiğine oyçokluğuyla karar verilmiştir.

Danıştay Başkanvekili … ve Kurul Üyeleri …, …, …, …, … ve … bu görüşe aşağıdaki gerekçeyle katılmamışlardır:

Meslek mensuplarının, Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesine dayanan sorumluluğu borçtan sorumluluktur. Beyannameleri ve işlemleri meslek mensuplarınca imzalanıp onaylanan vergi yükümlüleri tarafından ödeme yapılması, bu sorumluluğun miktarını azaltıcı veya kaldırıcı etki yaratmaktadır.

Kaldı ki, bir borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlulukta müteselsil borçlular, tahakkuk etmiş ve vadesi geçmiş alacağın tahsil edilmemiş kısmından, asıl borçluya rücu olanağı bulunmak üzere sorumlu tutulduğundan, yükümlü sıfatıyla ödenmesi gereken bir borcun tarafı da olamazlar.

Vergi yükümlüsü adına tahakkuk edip vadesi geçmiş kamu alacağından Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesi uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulan meslek mensupları hakkında yapılan takibe ödeme emri düzenlenerek başlanması kanun gereğidir.

Bu nedenle davacı hakkındaki takibin ödeme emri ile yapılması gerekirken müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ihbarnamelerde hukuka uygunluk bulunmadığından karara yöneltilen temyiz isteminin bu nedenle reddi gerekmektedir.

2577 sayılı Kanun'un 22. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer verilen, 15. maddede sayılan sebeplerden biri ile veya yargılama usullerine ilişkin meselelerde azınlıkta kalanların işin esası hakkında da oylarını kullanacaklarına ilişkin kural ve Kurulumuzun usule ilişkin meselelerde azınlıkta kalanların diğer usuli meselelerde ve nihai kararda oy kullanacaklarına dair içtihadı uyarınca usuli mesele yönünden karşı oyda kalanlar esas yönünden de oylamaya katılmıştır.

Esas Yönünden:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,

2- ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,

2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin (1) fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/09/2022 tarihinde usulde ve esasta oyçokluğuyla karar verildi.

XX -

KARŞI OY

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

XXX -

KARŞI OY

213 sayılı Kanun'un mükerrer 227. maddesine göre, mükelleflerin beyannamelerini imzalayan meslek mensuplarının sorumlulukları, imzaladıkları beyannamede yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından doğmaktadır.

Serbest muhasebeci mali müşavirlerin, mükellefler tarafından kendilerine ibraz edilen belgelerin, muhasebe kurallarına uygun olarak kanuni defterlere kaydedilmesi ve mali tablolara aktarılması yanında harici araştırmayı gerektirmeden sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu anlaşılabilen belgelerden de sorumlu olacakları açıktır.

Diğer taraftan, miktar ve tutar itibarıyla işletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olmayan belgeler ile ticari örf ve teamüle uygun olmayan belgelerin kullanılmaması hususu da meslek mensubunun sorumluluğu kapsamındadır.

3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nda sayılan meslek mensuplarından olan davacının imzaladığı beyannamede yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygunluğunun sağlanmasının yukarıda belirtilen şekilde olması gerekmektedir.

Olayda, mahkemece 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak davacının beyannamelerini imzaladığı mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler uyarınca bu şirketin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlendiği hususunu sorumluluğu gereği bilmesinin gerekip gerekmediği, ilgili dönem beyannamelerini vermek suretiyle bu organizasyona olanak sağlayıp sağlamadığı, diğer bir ifadeyle muhasebe işlemlerini yaptığı mükellefle ilgili olarak mesleki özen ve sorumluluğu gösterip göstermediği yönünden inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Bu nedenle davalının temyiz isteminin kabulüyle ısrar kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.