2021/163 K. 2022/1502 T. 7.12.2022

VDDK., E. 2021/163 K. 2022/1502 T. 7.12.2022

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2021/163
Karar No.: 2022/1502
Karar tarihi: 07.12.2022
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2021/163

Karar No : 2022/1502

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Yapı Malzemeleri Madencilik İnşaat Taahhüt Beton Nakliye Plastik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı adına, 2011 yılına ilişkin yasal defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediğinden bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden anılan yılın Mayıs dönemi için re'sen tarh edilen katma değer vergisi ile verginin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

…Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Davacının 2011 yılı hesap ve işlemlerinin gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan fatura kullanımı yönünden incelenmesi neticesinde düzenlenen …tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporu'nda aşağıdaki hususlara yer verilmiştir:

i. Mükellefin iş yeri adresi olan "…Mah. …Sok. no:... …/Kayseri" adresine, …tarih ve …sayılı defter ve belge isteme yazısı gönderilmiş, ancak tebligat yapılamamıştır.

ii. Şirket adresinde tebligat yapılamaması üzerine şirketin kanuni temsilcisi ...'nın MERNİS kayıtlarında ikametgâh adresi olarak gözüken "…Mah. …Evleri No:……/Kayseri" adresine …tarih ve …sayılı defter ve belge isteme yazısı gönderilmiş, yazı 01/08/2016 tarihinde şirket temsilcisinin babaannesine tebliğ edilmiştir.

iii. 15 günlük yasal ibraz süresinin dolmasına rağmen mükellef tarafından incelemeye konu döneme ait yasal defter ve belgeler incelemeye ibraz edilmemiştir.

iv. Mükellef, 2011 yılı defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden, 3065 sayılı Kanun'un 29, 34 ve 54. maddelerinde yer alan hükümler uyarınca, yüklenildiği beyan edilerek indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin reddi gerekmektedir.

Yukarıda yer verilen tespitlerden hareketle davacının 2011 yılı katma değer vergisi beyanlarında indirim konusu yaptığı katma değer vergilerinin indiriminin kabul edilmemesi suretiyle beyanlarının yeniden düzenlenmesi neticesinde dava konusu cezalı tarhiyat yapılmıştır.

Defter ve belgelerin istenmesine ilişkin yazının tebliğinde, şirketin adresinde bulunamaması üzerine 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 102. maddesi uyarınca adreste bulunamama hususunun ve bu hususta beyanda bulunanın kimliği tebliğ alındısına yazılarak imzalatıldıktan sonra tebliğ evrakının tebliği çıkaran daireye iade edilmesi ve ikinci defa tebliğe çıkarılması gerekmektedir.

Uyuşmazlıkta, defter ve belge isteme yazısı bu yol denenmeden, davacı şirket müdürünün ikametgâh adresine tebliğe çıkarılmıştır.

Bu durumda, defter ve belge isteme yazısının, Kanun'da öngörülen usul ve esaslara uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle olayda re'sen tarh sebebinin varlığından söz edilemeyeceğinden, dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk görülmemiştir.

Kaldı ki, yukarıda açıklanan tebliğat usulüne ilişkin yol denenmiş olsaydı bile şirketin kanuni temsilcisinin ikametgâh adresinde yapılacak tebliğin bizzat ilgilisine yapılması gerekmektedir. Böyle bir tebliğin, o adreste bulunanı değil şirketi ilgilendirir nitelikte olduğu dikkate alındığında şirket adına yapılacak tebliğ işlemlerinde ilgilisinin o anda adreste bulunmaması halinde tebligatın şirketle ilgisi olmayan kimselere yapılamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.

Nitekim, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun E:2013/198 ve K:2014/137 sayılı kararı da bu yöndedir.

Vergi mahkemesi bu gerekçeyle dava konusu cezalı tarhiyatı kaldırmıştır.

Davalının istinaf istemini inceleyen …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı:

Vergi Dava Dairesi, Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğunu belirterek istinaf istemini reddetmiştir.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 10/02/2020 tarih ve E:2018/5526, K:2020/550 sayılı kararı:

213 sayılı Kanun'un 94. maddesi uyarınca ikametgâh adresinde yapılacak tebligatın geçerli sayılabilmesi için tebligatın, muhatabın yokluğunda bu adreste bulunanlardan görünüşe göre 18 yaşın üstünde olan herhangi birine yapılmış olması yeterlidir. Mezkûr madde, muhatap yerine tebligatı alanın, muhatap ile yakınlığına, ilgisine ve ikamet etme koşuluna dahi dikkat çekmeksizin, sadece ilgili adresin tebliğ işlemlerinin yapılmak istendiği tarihte muhataba ait olmasını ve o adreste tebligatı kabul edecek kişinin görünüşe göre belirlenen yaş sınırında bulunmasını öngörmüştür.

Uyuşmazlıkta, davacı şirketin "…Yolu … km. …A.Ş. …Yanı …/KAYSERİ" olan adresinin, "…Mah. … Sok. No:... …/KAYSERİ" olarak değiştiği hususu 08/01/2016 tarih ve 1053 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilân edilmiş ve ayrıca 16/03/2016 tarihli yoklamada, davacı şirketin 28/12/2015 tarihinden itibaren "…Mah. … Sok. No:... …/KAYSERİ" adresine taşındığı tespit edilmiştir.

… tarih ve … sayılı defter ve belge isteme yazısı, "…Mah. … Sok. No:...…/KAYSERİ" adresine tebliğe çıkarılmış, ancak tebliğ edilememiştir. Bunun üzerine defter ve belge isteme yazısı, 01/08/2016 tarihinde davacı şirket temsilcinin ikametgâh adresi olan "…Mah. … Evleri No:... …/Kayseri" adresinde, şirket temsilcisinin babaannesine tebliğ edilmiştir.

Tüzel kişilere yapılacak tebliğ, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılabileceğinden, davacı şirketin temsilcine yapılması yeterli bulunan defter ve belge ibrazına ilişkin tebligatın, 213 sayılı Kanun'un tebliğ yapılacak kimseleri belirleyen 94. maddesinin son fıkrasına uygun olduğu görüldüğünden, aksi yöndeki gerekçeyle verilen Mahkeme kararına yöneltilen istinaf isteminin reddine dair Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

…Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararı:

Vergi Dava Dairesi, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından 2011 yılına ilişkin her tarhiyat dönemine ayrı dava açıldığı, mahkemece birleştirme kararı verilmediğinden her dosyada ayrı vekalet ücretine hükmedildiği, bu durumun usul ekonomisi ilkesine aykırı olduğu, diğer taraftan, gerek dava dilekçesinde gerekse dosyanın tekemmülü aşamasında defter ve belgelerin mevcut olduğuna ve mahkemeye ibraz edilebileceğine dair davacının herhangi bir iddiasının bulunmadığı, dolayısıyla incelemeye ibraz edilebilecek defter ve belgelerin varlığından söz edilemeyeceği, bu nedenle cezalı tarhiyatın hukuka uygun olduğu belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ: Davacı şirket adına düzenlenmediği gibi şirketle hiçbir şekilde irtibatlandırılmayan ve şirketle ilgisi bulunmayan bir adrese tebligata çıkarılan defter ve belgelerin ibrazının istenmesine ilişkin yazının gereğinin yerine getirilmediğinden bahisle re'sen tarh nedeninin varlığından söz edilemeyeceğinden, ısrar kararına yöneltilen temyiz isteminin bu nedenle reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

Davacı adına, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bahisle cezalı tarhiyat yapılmıştır.

Davacının yasal defter ve belgelerinin incelemeye ibrazının istenmesine ilişkin 26/07/2016 tarih ve ... sayılı yazı, davacının kanuni temsilcisi olduğu belirtilen "..." isimli şahıs adına düzenlenmiş ve yazıda davacı şirketin defter ve belgelerinin ibrazının istendiği sonucunu doğuracak bir ibareye yer verilmemiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde re'sen vergi tarhı tanımlanmış; maddenin ikinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, Vergi Usul Kanunu'na göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmının tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş olması veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi re'sen tarh nedeni olarak sayılmıştır.

Kanun'un 139. maddesinde vergi incelemelerinin esas itibarıyla incelemeye tabi olanın iş yerinde yapılacağı, iş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin iş yerinde yapılmasının imkânsız olması veya mükellef ve vergi sorumlularının istemesi hallerinde incelemenin dairede yapılabileceği, bu durumda incelemeye tabi olanın lüzumlu defter ve vesikalarını daireye getirmesinin kendisinden yazılı olarak isteneceği, istenen defter veya vesikaları belli edilen zamanda mazeretsiz olarak getirmeyenlerin bunları ibraz etmemiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

213 sayılı Kanun'un 93 ila 109. maddelerinde tebliğ esasları, tebliğin muhatapları, posta ve ilân yoluyla tebliğler ile memur eliyle tebliğ ve tebliğ yerine geçen işlemler düzenlenmiş, tebligatın nerede, nasıl ve kimlere yapılacağı belirlenmiştir.

Kanun'un 93. maddesinde tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların, adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak tebliğ edileceği, ilgilinin kabul etmesi şartıyla tebliğin daire veya komisyonda yapılmasının mümkün olduğu kurala bağlanmıştır.

Aynı Kanun'un “Tebliğ yapılacak kimseler” başlıklı 94. maddenin birinci fıkrasında tebliğin, mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı belirtilmiş; ikinci fıkrasında tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının yeterli olacağı ifade edilmiştir. Maddenin 2365 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle eklenen üçüncü fıkrasında ise kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde tebliğin, ikâmetgâh adresinde bulunanlardan veya iş yerlerindeki memur ya da müstahdemlerden birine yapılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Tebliğ, hukuki bir işlemden ilgili kimsenin haberdar olmasını sağlamak amacıyla yetkili makamın kanuni şekilde yazı veya ilân ile yapacağı belgelendirme işlemi olup amaç, işlemin muhatabı açısından yasal haklarını kullanabilmesine imkân tanımak, işlemi tesis eden idare açısından da hakkında işlem tesis edilen kişilerin hukuki sorumluluklarının yerine getirilip getirilmediğini tespit etmektir. Bu nedenle, Vergi Usul Kanunu'nun 94. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında sadece işlemin muhatabı olanlar ve/veya bunlar adına hukuki tasarrufta bulunabilecek kişiler adlarına tebligat yapılacaklar kapsamında sayılmış, bu kişilerin bulunmaması halinde tebliğin kimlere yapılacağı 2365 sayılı Kanun'la eklenen üçüncü fıkrada belirlenmiştir.

Değinilen düzenlemeler uyarınca hukuksal sonuç doğuracak işlemlerin öncelikle işlemin muhatabı olan gerçek veya tüzel kişi adına tesis edilmesi gerektiği açıktır.

Dava konusu edilen cezalı vergilendirmenin dayanağı olan defter ve belgelerin ibrazının istenmesine ilişkin …tarih ve …sayılı yazı, şirketle herhangi bir bağlantı kurulmaksızın şirketin kanuni temsilcisi olduğu belirtilen "…" isimli şahıs adına düzenlenmiş, adı geçen şahsın ikâmetgâh adresinde 01/08/2016 tarihinde babaannesi olduğu belirtilen şahsa tebliğ edilmiştir.

Bu durumda, davacı şirket adına düzenlenmediği gibi şirketle hiçbir şekilde irtibatlandırılmayan ve şirketle ilgisi bulunmayan bir adrese tebligata çıkarılan defter ve belgelerin ibrazının istenmesine ilişkin yazının gereğinin yerine getirilmediğinden bahisle re'sen tarh nedeninin varlığından söz edilemeyeceğinden, anılan yazının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle cezalı tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf isteminin reddi yolundaki ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararına yönelik temyiz isteminin REDDİNE,

2- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine,

07/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

X -

KARŞI OY

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.