2021/2190 K. 2022/19290 T. 21.11.2022

11. CD., E. 2021/2190 K. 2022/19290 T. 21.11.2022

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2021/2190
Karar No.: 2022/19290
Karar tarihi: 21.11.2022
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇLAR : Sahte belge kullanma, defter, kayıt ve belgeleri gizleme

...

...

Sanık ...’ın yokluğunda verilen hükmün, sorgusunda beyan ettiği ve aynı zamanda MERNİS adresi olan adresine, öncelikle 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliği gerekirken, doğrudan aynı Kanun'un 21/2. maddesi gereğince tebliği işlemi usulsüz olup temyiz süresini başlatmayacağından, sanık müdafisinin öğrenme üzerine verdiği 08.02.2016 tarihli tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edildikten sonra; katılan vekilinin temyiz isteminin sanık ... hakkında, “defter, kayıt ve belgeleri gizleme” suçundan verilen beraat kararına yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;

1-Sanık ... hakkında “defter, kayıt ve belgeleri gizleme“ suçundan verilen beraat kararına yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde:

Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden sonucu itibarıyla doğru olan beraat hükmünün ONANMASINA,

2-Sanıklar hakkında “2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte belge kullanma“ suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafilerinin temyizlerinin incelenmesinde:

a)5271 sayılı CMK'nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı; sanıklar hakkında tanzim edilen, 213 sayılı VUK'nin 367. maddesine göre dava şartı olan ... 1 No‘lu Rapor Değerlendirme Komisyonu‘nun 18.09.2014 tarihli ve 2014-43/688 sayılı mütalaası ile dayanağı olan 26.08.2014 tarihli ve 2014-A-3218/31 sayılı vergi suçu raporunun “2009, 2010, 2011, 2012 takvim yıllarında sahte belge düzenleme ve kullanma” suçlarına ilişkin olduğu, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2015 tarihli, 2014/37566 Soruşturma ve 2015/5748 Esas sayılı iddianamesi ile mütalaadan farklı olarak yalnızca “2009, 2010, 2011, 2012 takvim yıllarında sahte belge düzenleme” suçundan kamu davası açıldığı halde, ayrı ve bağımsız suçlar olan “sahte belge kullanma” ve “sahte belge düzenleme” suçlarının birbirine dönüşemeyeceği gözetilmeden, Mahkemece sanıklar hakkında dava konusu yapılmayan “2009, 2010, 2011, 2012 takvim yıllarında sahte belge kullanma” suçundan mahkûmiyet hükümleri kurulması,

b)Hükümlerden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

c)Kabule göre de; sanıklar hakkında 213 sayılı VUK‘nin 359/b maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 43. maddesi uyarınca tayin olunan 3 yıl 9 ay hapis cezasından, TCK‘nin 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken sonuç cezanın “3 yıl 1 ay 15 gün“ yerine, "2 yıl 13 ay 15 gün" olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,

Yasaya aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığında ceza miktarı itibarıyla sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 21.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.