2021/370 K. 2022/975 T. 14.9.2022

VDDK., E. 2021/370 K. 2022/975 T. 14.9.2022

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2021/370
Karar No.: 2022/975
Karar tarihi: 14.09.2022
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2021/370

Karar No : 2022/975

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Başkanlığı - ...

(...Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...

İSTEMİN KONUSU : ...Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, ...İnşaat Taahhüt Hafriyat Nakliyat Elektrik Medikal Orman Ürünleri Tekstil İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 2010 yılının Kasım dönemine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi borçlarının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ...tarih ve ...sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

.... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı:

Davacının muhasebeciliğini yaptığı ...İnşaat Taahhüt Hafriyat Nakliyat Elektrik Medikal Orman Ürünleri Tekstil İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında 2010 takvim yılı hesaplarının incelenmesi sonucunda 25/06/2012 tarihli vergi tekniği raporu düzenlenmiştir. Bu raporda adı geçen şirketin gerçekte bir faaliyetinin bulunmadığı ve komisyon geliri elde etmek amacıyla sahte fatura düzenlediği sonucuna ulaşılmıştır. Bunun üzerine şirket adına re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ilanen tebliğ edilerek kesinleşmiştir.

Olayda, davacının ilgili döneme ait beyannamesini elektronik ortamda verdiği şirketin defter ve belgelerinin temin edilememesi nedeniyle şirket hakkındaki incelemenin tarh dosyası üzerinden yapıldığı, defter kayıt ve belgeler üzerinde herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, defter kayıtları, belgeler ile beyannamelerdeki bilgilerin birbirleriyle uyumsuz olduğu somut ve açık bir biçimde belirlenmeden, şirketin muhasebeciliğini yapan davacının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesi gereğince sorumlu tutulmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Her ne kadar, (4) Sıra No'lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ'de, bilerek kullandıkları veya harici araştırmayı gerektirmeden sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu anlaşılabilen belgelerin meslek mensuplarının sorumluluğu kapsamında olduğu belirtilmiş ise de sorumluluğun sınırının yasama organınca öngörülenin dışında genişleten Tebliğ hükümleri dikkate alınarak davacıya sorumluluk yükletilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Kaldı ki, yeminli mali müşavirlerden farklı olarak tasdik görev ve yetkisi bulunmayan serbest muhasebecilerin, tasdik yetkisinin gereği olan inceleme ve bilgi isteme yetkileri de bulunmadığından, olmayan bu yetkilerini kullanmadıklarından bahisle sorumlu tutulmaları da düşünülemez.

Açıklanan nedenlerle, davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde yasal isabet görülmemiştir.

Mahkeme bu gerekçeyle ödeme emrini iptal etmiştir.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 01/04/2019 tarih ve E:2015/4554, K:2019/2157 sayılı kararı:

...İnşaat Taahhüt Hafriyat Nakliyat Elektrik Medikal Orman Ürünleri Tekstil İmalat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 2010 yılının Ekim dönemine ait katma değer vergisi beyannamesini elektronik ortamda gönderen davacı hakkında tanzim edilen sorumluluk raporunda, adı geçen mükellefin miktar ve tutar itibarıyla iş hacmiyle mütenasip olmayan belgelerini beyannamelere dahil etmesi nedeniyle Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesi ile (4) Sıra No’lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ hükümleri uyarınca davacının ziyaa uğratılan katma değer vergisi, kesilen vergi ziyaı cezası ile gecikme faizinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Davacı ifadesinde, sözü edilen şirketin muhasebe işlerini yürütmediğini, beyanname verme süresinin son gününde kendisinin iş yerinde olmadığı bir anda şirketin beyannamesinin verilmesi istemiyle iş yerine gelindiğini, dışarıda olduğundan mükellefin durumu hakkında bilgi sahibi olmadığını, mağduriyet yaşanmaması için beyannamesini internet ortamında gönderdiğini, daha sonra yaptığı araştırmada şirket hakkındaki olumsuzlukları görmesi nedeniyle Ba-Bs formlarını vermediğini, şirketle bundan başka bir bağının olmadığını belirtmiştir.

Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesi ve (4) sıra No'lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ'de yer alan düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, mükelleflerin beyannamelerini imzalayan meslek mensuplarının sorumluluklarının, imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından kaynaklanması nedeniyle serbest muhasebeci mali müşavirler, kendilerine ibraz edilen belgelerin muhasebe kurallarına uygun olarak kanuni defterlere kaydedilmesinden ve mali tablolara aktarılmasından ve harici araştırmayı gerektirmeden sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu anlaşılabilen belgelerden sorumlu olacakları gibi, miktar ve tutar itibariyle işletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olmayan belgeler ile ticari örf ve teamüle uygun olmayan belgelerin kullanılmaması hususunun da meslek mensubunun sorumluluğu kapsamında olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Anılan şirket adına komisyon gelirini kayıt ve beyan dışı bırakması nedeniyle re'sen tarh edilen vergi ve kesilen cezaların kesinleştiği anlaşılan olayda, beyannamelerini imzaladığı mükellefin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediğini sorumluluğu gereği bilmesi gereken ve muhasebe işlemlerini yaptığı mükellefle ilgili olarak mesleki özen ve sorumluluğu göstermediği açık olan davacının ziyaa uğratılan vergi ve kesilen cezalar nedeniyle müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla ödeme emri ile takip edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini ise reddetmiştir.

.... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı ısrar kararı:

Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,

2- .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı ısrar kararının ONANMASINA,

2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X -

KARŞI OY

Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.