2021/3900 K. 2021/8135 T. 11.10.2021

11. CD., E. 2021/3900 K. 2021/8135 T. 11.10.2021

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 11. Ceza Dairesi
Esas No.: 2021/3900
Karar No.: 2021/8135
Karar tarihi: 11.10.2021
 

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Sahte fatura kullanma

A) Sanıklar ... ve ... hakkında “2010 takvim yılı sahte fatura kullanma“ suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıkların temyizlerinin incelenmesinde;

UYAP kayıtlarının tetkikinde sanıkların kullandığı KDV dahil 1.620.767 TL tutarındaki faturaları düzenleyen ... Kopy. Prom. Kırt. Bas. Yay. Gıda Tem. Tic. Ltd. Şti. yetkilileri ile ilgili 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin Dairemizce 24.06.2021 tarihli 2017/8824 Esas ve 2021/5941 Karar sayı ilamı ile onanmasına karar verildiği anlaşılmakla; 5271 sayılı CMK'nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip suçun sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşan mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir

Sanıklar hakkında temel ceza belirlenirken uygulama maddesinin 213 sayılı Kanun'un 359/b yerine 359/b-1 olarak gösterilmesi Mahkemece düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiş, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesi ile 5237 sayılı Kanun'un 43. maddesi uyarınca tayin olunan 3 yıl 9 ay hapis cezasından aynı Kanun’un 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılması esnasında sonuç cezanın 3 yıl 1 ay 15 gün yerine, 2 yıl 13 ay 15 gün olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; sanıkların 2010 takvim yılında kullandığı son sahte fatura tarihinin 10.12.2010 olduğu ve KDV indiriminde kullanıldığı, buna göre gerekçeli karar başlığında "01.01.2010" şeklinde yanlış gösterilen suç tarihinin, “25.01.2011” olarak mahallinde düzeltilmesi; Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının yanlış yorumlanarak 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin uygulanmaması isabetsizliğinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanıklar tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanıkların temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin ONANMASINA,

B)Sanık ... hakkında “2010 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık ...’nun, sanıklar ... ve ... hakkında “2011 takvim yılı sahte fatura kullanma“ suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıklar ... ve ...’nın temyizlerinin incelenmesine gelince;

1) Sanık ... hakkında “2010 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunmalarında şirketin mali işleriyle ilgili yetkisi bulunmadığını sadece güvenlikle alakalı olarak yetkilendirildiğini, özel güvenlik ile ilgili temsilcisi olduğunu beyan etmesi, sanık tarafından dosyaya sunulan 18.08.2005 tarihli ortaklar kararı fotokopisi içeriğine göre; sanığın güvenlik personelinin sevk ve idaresini yürütmek üzere güvenlikten sorumlu yönetici olarak şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğunun kabul edildiği anlaşılmakla; tüzel kişilerde vergi kanunları yönünden sorumluluk 213 sayılı VUK’nin 10. ve 333. maddelerinde düzenlenerek aynı Kanun’un 359. ve 360. maddelerinde öngörülen cezaların bu fiilleri işleyenler hakkında hükmolunacağının öngörüldüğü, tüzel kişilerin birden fazla kanuni temsilci bulunup da suç, eylem ve fikir birliği içinde işlenmemiş ise sorumluluğun, cezanın şahsiliği ilkesine bağlı olarak temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlara göre suçun şeklî sorumlusuna değil, ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciye ait olacağı gözetilerek, varsa iş bölümüne dair şirket esas sözleşmesi ve iş bölümüne ait kararlar getirtilip, olay tarihinde sanığın şirketteki görev ve sorumluluklarının tespit edilmesi; suç konusu faturaları düzenleyen mükelleflerin CMK'nin 48. maddesi hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenip, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, toplanan tüm deliller değerlendirilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması,

2) Sanıklar ... ve ... hakkında “2011 takvim yılı sahte fatura kullanma suçundan açılan kamu davasında;

UYAP kayıtlarının tetkikinde sanıkların kullandığı KDV dahil 453.030 TL tutarındaki faturaları düzenleyen ... Dekr. Pvc. Pen... Ltd. Şti. yetkilisi ile ilgili 2011 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan Kayseri 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 13.03.2014 tarihli, 2012/970 Esas ve 2014/285 Karar sayılı kararıyla verilen mahkûmiyet hükmünün Dairemizce onanmasına karar verildiği anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanıkların diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;

Yapılan UYAP sorgusunda, sanıklar hakkında, Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığının 16.10.2015 tarihli ve 2015/3328 Esas sayılı iddianamesi ile 2011 takvim yılında ...... Ltd.Şti. isimli şirketten sahte fatura alarak kullandığı iddiasıyla dava açıldığı, Trabzon 5.Asliye Ceza Mahkemesinin 29.03.2016 tarihli, 2015/1310 Esas ve 2016/461 Karar sayılı beraat hükümlerinin Dairemizin 2021/4578 Esasında kayıtlı olarak incelemesinin yapıldığı ve dava dosyasının temyiz incelemesinde bozularak mahkemesine gönderildiği anlaşıldığından, aynı takvim yılında farklı beyanname dönemlerinde sahte fatura kullanılması halinde tek sahte fatura kullanma suçunun oluşacağı, faturaların farklı beyanname dönemlerinde kullanılmış olması nedeniyle de zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekeceği dikkate alınarak, temyize konu davanın aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunan Trabzon 5.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/1310 Esas, 2016/461 Karar sayılı dosyası ile birleştirilerek zincirleme şekilde işlenmiş tek sahte fatura kullanma suçunun oluşup oluşmadığının tartışılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,

3) Kabule göre de;

a) Sanıklar hakkında, 213 sayılı VUK'nin 359/b maddesi uyarınca 3 yıl hapis olarak belirlenen temel cezanın tayininden sonra TCK’nin 43. ve 62. maddelerin uygulanması sonrasında sonuç cezanın 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası olması gerekirken, hatalı olarak 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası verilmek suretiyle eksik ceza tayini,

b)Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı yanlış yorumlanarak, TCK'nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin uygulanmaması,

Yasaya aykırı, sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı itibarıyla sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 11.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.