2021/543 K. 2022/1148 T. 5.10.2022

VDDK., E. 2021/543 K. 2022/1148 T. 5.10.2022

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2021/543
Karar No.: 2022/1148
Karar tarihi: 05.10.2022
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2021/543

Karar No : 2022/1148

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı

(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı adına, ... Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin amme borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 3, mükerrer 35, 54 ve 55. maddelerinde yer alan düzenlemeler dikkate alındığında limited şirket kanuni temsilcilerinin, kendilerine düşen vergisel ödevleri yerine getirmemeleri nedeniyle amme alacağının ödenmesinden sorumlu tutulabilmeleri için öncelikle şirket hakkında takibat yapılması, şirketin mal varlığının borcu karşılamadığının tespit edilmesi veya karşılayamayacağının anlaşılması gerekmektedir.

Uyuşmazlıkta, davacının ortağı ve 15/09/2005 tarihinden itibaren kanuni temsilcisi olduğu ... Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 2011 ve 2012 takvim yılları muhtelif dönemlerine ait amme borcunun vadesi geçtiği halde ödenmemesi üzerine yapılan mal varlığı araştırmasında şirkete ait gayrimenkuller üzerinde tesis edilen ipotek ve hacizler ile yine şirkete ait beş adet araç üzerinde tesis edilen hacizler nedeniyle anılan mal varlığının mevcut borçların karşılanmasına yetmeyeceğinin tespit edilmesinin akabinde dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağının şirket mal varlığından karşılanıp karşılanamayacağının tespiti amacıyla 03/07/2014 tarihinde verilen ara kararına cevaben davacı tarafından, asıl borçlu şirkete ait Manisa İli, ... Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın değerinin ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin … tarih ve E:…;K:… sayılı kararı ile 10.287.760,00 TL olarak takdir edildiği, taşınmaz üzerindeki ipotek alacaklısı ... Anonim Şirketinin, ... İcra Müdürlüğü'nün E:… sayılı dosyasında takibi yapılan alacağının 4.111.187,22 TL tutarında olduğu, E:… sayılı dosyanın işlemden kaldırıldığı, ... İcra Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında değeri 338.643,00 TL olarak tespit edilen Manisa İli, ... Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın değerinin ... İcra Müdürlüğü'nün E:… sayılı talimat dosyasına sunulan raporda 451.524,00 TL olarak belirtildiği, değerin düşük belirlendiği yönünde yapılan itiraza ilişkin davanın halen derdest olduğu, taşınmaz üzerindeki ipotek borcunun ise ödendiği, ipoteğin kaldırılması işlemlerinin başlatıldığı, şirkete ait … plakalı 2009 model …, … plakalı 2006 model arazi taşıtı, … plakalı 2006 model kamyonet, … ve … plakalı 2004 ve 1999 model iki adet otomobil bulunduğu hususları belirtilerek tüm bu mal varlığının mevcut borcu karşılamaya yeteceği iddia edilmiştir.

Anılan ara kararı üzerine davalı tarafından sunulan bilgi ve belgelere göre değeri 10.287.760,00 TL olarak belirlenen …parsel sayılı taşınmaz üzerine 21/02/2008 ve 30/10/2008 tarihlerinde %90 faizle 4.000.000,00 TL, %15 faizle 1.500.000,00 USD tutarındaki borçlar için ipotek şerhi konulmuştur. Davalı dışında Manisa Belediyesi ve Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'nün de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi ve kurum tarafından haciz şerhi işlenmiştir. Değerinin 451.524,00 TL olduğu yönünde bilirkişi raporu bulunan … parsel sayılı taşınmaz üzerine 06/07/2005 tarihinde akdi faiz oranıyla 200.000,00 EURO tutarındaki borç için ipotek şerhi konulmuştur. Davalı idare dışında Manisa Belediyesi ve Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'nün de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi ve kurum tarafından haciz şerhi işlenmiştir. Yine asıl borçlu şirkete ait …, … ve … plakalı araçlar üzerinde davalı idare ile birlikte aralarında Manisa Belediyesi, Alaybey Vergi Dairesi Müdürlüğü, Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün de bulunduğu çok sayıda kişi ve kurum adına haciz bulunmaktadır. … ve … plakalı araçların üzerindeki hacizler dışında davalının haciz işlemi öncesinde konulmuş rehinler bulunmaktadır. 18/09/2014 tarihli sorgulamada asıl borçlu şirketin toplam 219.244,11 TL vadesi geçmiş kesinleşmiş vergi borcu bulunduğu belirtilmiştir.

Bu durumda, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsili için düzenlenen ödeme emrinin şirkete tebliğ edildiği halde süresi içinde ödeme yapılmaması, şirketin mevcut menkul ve gayrimenkul malları üzerinde halen geçerli olan ipotek ve rehinler ile davalı ile birlikte rüçhan ve imtiyaz hakkı bulunan idarelere ait hacizler bulunması hususları dikkate alındığında mevcut mal varlığının şirket borcunu karşılayacak durumda olmadığı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi ve 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca kamu alacağının tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Nitekim, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 09/04/2014 tarih ve E:2013/851, K:2014/261 sayılı kararı da benzer mahiyettedir.

Vergi mahkemesi bu gerekçeyle davayı reddetmiştir.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 03/12/2018 tarih ve E:2015/299, K:2018/7264 sayılı kararı:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesine göre kişilerin kanuni temsilci sıfatıyla takip edilebilmesi için vergi borcunun usulüne uygun tarh, tahakkuk ve tebliğ safhalarından geçerek kesinleştirilmesi, amme alacağının vergi borçlusundan kısmen veya tamamen tahsil edilemediğinin somut bir biçimde ortaya konulması gerekmektedir.

Uyuşmazlıkta, asıl vergi borçlusu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırması sonucu Manisa İli, ... Mahallesi, … ada, … parseldeki taşınmazının değerinin ... İcra Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile 10.287.760,00 TL olarak takdir edildiği, taşınmaz üzerindeki ipotek alacaklısı ... Anonim Şirketinin … İcra Müdürlüğü'nün E:… sayılı dosyasında takibi yapılan alacağının 4.111.187,22 TL olduğu, E:2013/223 sayılı dosyanın işlemden kaldırıldığı, ... İcra Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında değeri 338.643,00 TL olarak tespit edilen Manisa İli, ... Mahallesi, … ada, … parseldeki taşınmazının değerinin ... İcra Müdürlüğü'nün E:… sayılı talimat dosyasına sunulan raporda 451.524,00 TL olarak belirtildiği, değerin düşük belirlendiği yönünde yapılan itiraza ilişkin davanın halen derdest olduğu, taşınmaz üzerindeki ipotek borcunun ise ödendiği, ipoteğin kaldırılması işlemlerinin de başlatıldığı, öte yandan şirkete ait … plakalı 2009 model …, … plakalı 2006 model arazi taşıtı, … plakalı 2006 model kamyonet, … ve … plakalı 2004 ve 1999 model iki adet otomobil bulunduğu, söz konusu varlıkların satışına ilişkin belgelerin dosyaya sunulmadığı anlaşılmaktadır.

Davalı tarafından şirket mal varlığının vergi borcunu karşılamayacağı ileri sürülerek takibatın sonuçsuz kaldığı belirtilmiş ise de hacizli varlıkların satış işlemlerinin gerçekleştirilip vergi borcunun karşılanıp karşılanmadığının belirlenmesi ve kamu alacağının şirketten tahsil edilebilmesi için tüm takip yollarının tüketilmesi gerekirken, bu işlemler tamamlanmadan davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk görülmediğinden aksi yöndeki gerekçeyle davanın reddi yolunda verilen kararın bozulması gerekmiştir.

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş; davalının karar düzeltme istemini reddetmiştir.

… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Vergi Mahkemesi aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Yargılama süreci devam ederken davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin tüm borçlarının icradan satış yapılmaksızın ödendiği, ayrıca şirket tarafından 6736 sayılı Kanun'dan faydalanılarak borcun yapılandırıldığı, şirketin mal varlığı değerinin tahsili istenen borçların iki katından fazla olduğu, dolayısıyla borçların şirketten tahsil kabiliyetinin bulunduğu, tüm bu hususların dava konusu ödeme emrinin hukuka uygun olmadığını gösterdiği belirtilerek aksi yöndeki gerekçeyle verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ: Davacı vekili tarafından, ısrar kararına yöneltilen temyiz istemine ilişkin dilekçede, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin tüm borçlarının 6736 sayılı Kanun uyarınca yapılandırıldığı ve tamamen ödendiği belirtilmektedir.

Bu durumda, ısrar kararının, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket tarafından dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağına ilişkin olarak 6736 sayılı Kanun'dan yararlanmak amacıyla yapılan bir başvurunun bulunup bulunmadığı, başvuruda bulunulmuş ise idarece ne gibi işlemler tesis edildiği hususları araştırılarak edinilen bilgi ve belgeler değerlendirilmek suretiyle uyuşmazlık hakkında yeniden karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Davacı vekili tarafından, ısrar kararına yöneltilen temyiz istemine ilişkin dilekçede, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin tüm borçlarının 6736 sayılı Kanun uyarınca yapılandırıldığı ve tamamen ödendiği belirtilmektedir.

Bu durumda, Vergi Mahkemesince, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket tarafından dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağına ilişkin olarak 6736 sayılı Kanun'dan yararlanmak amacıyla yapılan bir başvurunun bulunup bulunmadığı, başvuruda bulunulmuş ise idarece ne gibi işlemler tesis edildiği hususları araştırılarak edinilen bilgi ve belgeler değerlendirilmek suretiyle uyuşmazlık hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.