2021/629 K. 2022/1004 T. 14.9.2022

VDDK., E. 2021/629 K. 2022/1004 T. 14.9.2022

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2021/629
Karar No.: 2022/1004
Karar tarihi: 14.09.2022
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2021/629

Karar No : 2022/1004

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı - …

(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …Dış Ticaret Tekstil Sanayi Limited Şirketi

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı adına, gerçek bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmaksızın komisyon karşılığı fatura düzenleyerek elde ettiği geliri kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolundaki saptamaları içeren vergi tekniği raporunun esas alındığı takdir komisyonu kararı uyarınca 2011 yılının Ocak ilâ Mayıs, Ağustos ilâ Aralık dönemleri için re'sen salınan katma değer vergileri ile vergilerin bir katı tutarında kesilen ve 2011 yılının Ağustos ilâ Aralık dönemleri için tekerrür hükmü uygulanarak artırılan vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

…Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı:

Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin davacının düzenlediği faturaların gerçek bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayalı olmadığı hususunu kanıtlar nitelikte olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu nedenle davacının herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığı ve %2 oranında komisyon geliri elde ettiği kabul edilerek tarh edilen vergi ve kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık görülmemiştir.

Davacı adına 2010 yılının Nisan dönemi için kesilen vergi ziyaı cezası 12/07/2011 tarihinde kesinleşmiştir.

Dava konusu vergi ziyaı cezasının 2011 yılına ilişkin olduğu göz önüne alındığında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun vergi ziyaı cezasına yönelik tekerrrür hükümlerinin uygulanabilmesi için öngördüğü şartların olayda gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır. Bu sebeple, dava konusu vergi ziyaı cezasının tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılarak kesilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Mahkeme, bu hukuksal nedenler ve gerekçeye dayanarak dava konusu bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yönünden davayı reddetmiş, vergi ziyaı cezalarının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmını kaldırmıştır. Ayrıca Mahkeme, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taraflar lehine 750,00 TL vekalet ücretine hükmetmiş, diğer yargılama giderlerini haklılık durumuna göre taraflara paylaştırmıştır.

Tarafların temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 06/02/2019 tarih ve E:2015/9748, K:2019/764 sayılı kararı:

Davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyiz istemine konu kararın, 2011 yılının Ocak ve Ağustos dönemlerine ilişkin cezalı tarhiyatın, 2011 yılının Ocak ve Ağustos dönemlerine ilişkin katma değer vergisi beyannamesinde çıkan ödenecek vergileri aşan kısım ile 2011 yılının Şubat ilâ Mayıs ve Eylül ilâ Aralık dönemlerine ilişkin cezalı tarhiyat yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkralarının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.

Ticari faaliyette bulunmak üzere mükellefiyet tesis ettirdiği halde belirli tarihten sonra münhasıran sahte belge düzenleme faaliyetinde bulunduğu saptanan mükelleflerce verilen beyannameler gerçek durumu yansıtmamakla birlikte, beyan ettikleri matrah üzerinden ödenecek vergi çıkması halinde bu tutar dikkate alınarak fark matrahın hesaplanması gerekmektir.

Ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, saptanması ve sağlanmasının vergi incelemesinin temel amacı olduğuna yönelik düzenleme içeren 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 134. maddesi bu hususu doğrulamaktadır.

Davacı hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporundaki tespitlerin, davacının gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmaksızın komisyon karşılığı fatura düzenlediğini kanıtlamaya yeterli olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararında bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Ancak 2011 yılının Ocak ve Ağustos dönemlerine ilişkin katma değer vergisi beyannamelerinde ödenecek vergi olarak ortaya çıkan sırasıyla 2.823,77 TL ve 540 TL tutarındaki verginin, 2011 yılında münhasıran sahte belge düzenleme faaliyetinden elde edilen komisyon gelirine göre beyanların yeniden düzenlenmesi esnasında dikkate alınması gerekmektedir.

Bu durumda, cezalı tarhiyatın, 2011 yılının Ocak ve Ağustos dönemlerine ilişkin kısmının yukarıda belirtilen tutardaki ödenecek vergiye isabet eden kısmında hukuki isabet görülmediğinden Vergi Mahkemesi kararının bu yönden bozulması gerekmiştir.

Diğer taraftan, dava konusu 2011 yılının Ağustos ilâ Aralık dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalarının, tekerrür hükümleri uyarınca %50 oranında artırılarak kesildiği olayda, vergi/ceza ihbarnamelerinde, vergi ziyaı cezalarının, 213 sayılı Kanun'un 339. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümleri uyarınca artırılarak uygunlandığına ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmediği görülmüştür. Bu nedenle anılan dönemlere ait vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırılan kısmı sebep unsuru açısından hukuka uygun düşmediğinden, Vergi Mahkemesi kararının, tekerrüre ilişkin hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

Dairece, kararın, cezalı tarhiyatın, 2011 yılının Ocak ve Ağustos dönemlerine ilişkin kısmının, aynı dönemler için verilmiş olan katma değer vergisi beyannamelerinde ödenecek vergi olarak ortaya çıkan tutarlara isabet eden kısma yönelik davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası bozulmuş, kararın diğer hüküm fıkralarına yöneltilen tarafların temyiz istemleri reddedilmiştir. Ayrıca Daire, davalının karar düzeltme istemini de reddetmiştir.

Yargısal yetki alanının yeniden belirlenmesi üzerine dosyanın gönderildiği Şanlıurfa Vergi Mahkemesinin 28/01/2021 tarih ve E:2020/3132, K:2021/50 sayılı ısrar kararı:

Uyuşmazlık, cezalı tarhiyatın, 2011 yılının Ocak ve Ağustos dönemlerine ilişkin katma değer vergisi beyannamelerinde ödenecek vergi olarak hesaplanan tutara isabet eden kısmı yönünden değerlendirilecek olup kararın tarh edilen vergi ve kesilen vergi ziyaı cezasının diğer kısımları temyiz incelemesi sonucunda kesinleşmiştir.

Cezalı tarhiyatın, 2011 yılının Ocak ve Ağustos dönemlerine ilişkin katma değer vergisi beyannamelerinde ödenecek vergi olarak hesaplanan tutara isabet eden kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Vergi Mahkemesi bozulan hüküm fıkrası yönünden davanın reddi yolundaki kararında ısrar etmiştir. Ayrıca Mahkeme, ilk karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tahsilde mükerrerlik olmamak kaydıyla davalı aleyhine 750,00 TL vekalet ücretine hükmetmiş, ısrar kararı tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tahsilde mükerrerlik olmamak kaydıyla davacı aleyhine 2.270,00 TL vekalet ücretine hükmetmiş, diğer yargılama giderlerini haklılık durumuna göre taraflara paylaştırmıştır.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Mahkeme kararının aleyhe olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararının temyize konu hüküm fıkrası, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın değinilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,

2- …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının davalı aleyhine hükmedilen yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,

2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.