2021/6545 K. 2023/310 T. 17.1.2023

10. CD., E. 2021/6545 K. 2023/310 T. 17.1.2023

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 10. Ceza Dairesi
Esas No.: 2021/6545
Karar No.: 2023/310
Karar tarihi: 17.01.2023
 

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma

HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKİ SÜREÇ

A. Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25/12/2020 tarihli ve 2020/263 Esas, 2020/259 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, üçüncü fıkrasının son cümlesi, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 192 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesi uyarınca 14 yıl 22 gün hapis ve 18.740,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına hak yoksunluklarına ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

B. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 09/03/2021 tarihli ve 2021/137 Esas, 2021/251 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan, sanık ve müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

C. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca ilk derece mahkemesi tararfından kurulan hükme ilişkin yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin kararı kararı hukuka uygun bulunması nedeniyle hükmün onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık ve müdafiinin temyiz sebepleri özetle;

1. Hükmün gerekçesiz olduğuna,

2. Sanığın SEGBİS ile dinlenerek adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiğine,

3. Suçun unsurlarının oluşmadığına,

4. Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Sanığın ikametinde ve civarında uyuşturucu madde ticareti yaptığı yönünde bilgiler alınarak fiziki takibe

başlandığı, fiziki takip esnasında tanık ...'in sanığın yanına gelerek para verdiği, ayrıldıktan kısa bir süre sonra sanığın tanık ... ile birlikte ikametine girdiği, tanık ...'in kısa bir süre sonra ikametten çıkarak ayrıldığı, yapılan kesintisiz fiziki takip sonucu durdurulduğunda, ...'in üzerinden net 0.01 gram ağırlığında sentetik kannabinoidler grubunda yer alan MDMB-4EN-PINACA (5CI-ADB-A)'nın ele geçirildiği olayda; sanık aşamalarda ki savunmalarında, uyuşturucu maddeyi ...'e para ile vermediğini, krizde olduğunu görmesi ve ısrarcı olması nedeniyle parasız verdiğini beyan etmiş ise de; uyuşturucu maddenin para ile satılması suçun unsuru olmayıp sanığın uyuşturucu maddeyi tanık ...'e verdiği sanık ikrarı, tanık ...'in beyanı ile sabit olduğundan bu yönü ile savunmaya itibar edilmemiş, tanık ...'in 05/10/2002 doğumlu olduğu ve 03/08/2020 suç tarihi itibarıyla 18 yaşından küçük olduğunun anlaşıldığından 5237 sayılı Kanun'un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesinin ceza tayin edilirken gözetildiği, sanığın tanık ...'in verdiği ilk ifadeden haberi olmadan, fiziki takipte uyuşturucu alışverişi görülmeden, tanık ...'e ikametin içinde uyuşturucu madde verdiğini ikrar etmek suretiyle kendi suçunun ortaya çıkmasına katkıda bulunduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun'un 192 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki etkin pişmanlık hükmünün asgari oranda uygulandığını belirterek sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince, hükümde isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Sanığın uyuşturucu maddeyi tanık ...'e verdiği sanığın ikrarı ve tanık ...'in benzer beyanı ile sabit olup, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği anlaşıldığından, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, sanık ve müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, aşağıda belirtilenler dışında hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

1. Sanıktan suç konusu uyuşturucu maddeyi satın alan tanık ...'in aile nüfus kayıt tablosu incelendiğinde; doğum tarihinin 05/10/2002, nüfusa tescil tarihinin 29.03.2004 olduğu, bu durumda tescil tarihinin 03.10.1999 doğumlu kardeşi...'ın nüfusa tescil tarihi olan 10.11.2006 tarihinden önce olduğu anlaşıldığından, tanık ...'in resmi kurumda doğduğuna ilişkin bir bilginin bulunup bulunmadığının araştırılması, nüfus kaydına dayanak oluşturan belgeler getirtilip, suç tarihi itibarıyla gerçek yaşının tespiti ile sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi yerine eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

2. Sanık hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanması yerinde ise de, kendisinde uyuşturucu madde ele geçirilmeyen sanığın, tanık ...'e uyuşturucu madde verdiğine ilişkin beyanı ile kendi suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardımda bulunduğu ve sanığın cezasında 5237 sayılı Kanun'un 192 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca dörtte birden daha fazla oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,

3. Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan hükümlülüğünün "213 sayılı Kanuna Muhalefet" suçuna ilişkin olduğu, Uyaptan yapılan incelemede; 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4, 5 ve 6 ıncı maddeleri ile 213 sayılı Kanun’un 359, 367 ve geçici 34 üncü maddelerinde yapılan değişiklikler uyarınca ek karar ile sanık hakkında infazın durdurulmasına karar verildiği anlaşıldığından, sanık hakkında belirtilen kanun maddeleri uyarınca uyarlama yapılıp yapılmadığının araştırılması, sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık ve müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Adana Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 09/03/2021 tarihli ve 2021/137 Esas, 2021/251 karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Tutukluluk süresi ve tutuklama koşullarında değişiklik bulunmaması karşısında sanık hakkındaki salıverilme talebinin REDDİNE,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,17.01.2023 tarihinde karar verildi.