2021/766 K. 2022/1181 T. 26.10.2022

VDDK., E. 2021/766 K. 2022/1181 T. 26.10.2022

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2021/766
Karar No.: 2022/1181
Karar tarihi: 26.10.2022
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2021/766

Karar No : 2022/1181

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Kollektif Şirketi … ve Ortağı

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı adına, gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan bir kısım faturayı kayıtlarına intikal ettirerek indirim konusu yaptığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re'sen tarh edilen 2009 yılının Ocak, Şubat, Nisan, Temmuz ilâ Ekim dönemlerine ilişkin katma değer vergileri üzerinden vergilerin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezaları ile aynı yılın Ocak dönemi için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin (1) numaralı fırkası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Davacı adına re'sen tarh edilen vergiler üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezası yönünden yapılan inceleme:

Davacıya uyuşmazlık konusu dönemde fatura düzenleyen … Vergi Dairesi mükellefi … (… Petrol ve Petrol Ürünleri) hakkında tanzim olunan … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda şu tespitlere yer verilmiştir:

i. 03/05/2008 tarihinde tesis edilen mükellefiyet kaydı, bilinen adreslerinde bulunamamasından dolayı 07/07/2010 itibariyle re'sen terkin ettirilmiştir.

ii. Mükellefin faaliyetinin devam edip etmediğinin tespiti ile defter belge isteme yazısının tebliği amacıyla gidilen ikâmet adresinde yapılan 14/10/2010 tarihli yoklamada kardeşi ve apartman sakinleri tarafından, mükellefin tır şoförü olarak sürekli yurt dışına gidip gelmesinden dolayı nadiren ikâmet adresine uğradığı beyan edilmiştir.

iii. Mükellefe ulaşılamaması nedeniyle inceleme kanuni defter ve belgeler üzerinden değil, tarh dosyası ile GİBYBS sistemindeki bilgiler üzerinden gerçekleştirilmiştir.

iv. Mükellefin, .. Mah. … Sok. No:… …/… adresinde yapılan 23/05/2008 tarihli ilk yoklamada büro tipi işyerinin içerisinde demirbaş olarak 1 masa, 4 koltuk-sandalye, 1 dolap, 2 telefon bulunduğu, petrol ürünleri ticareti ile iştigal edileceği, ancak an itibariyle sözleşme yapılmış bir akaryakıt firmasının bulunmadığı beyan edilmiştir.

v. Aynı adreste yapılan 02/07/2008 tarihli yoklamada mükellefin iş yerinde bulunmadığı, iş yerinin sürekli kapalı ve kilitli olduğu, iş yerinin bulunduğu apartman sakinlerince de bu hususların doğrulandığı, kapısına görüşme mektubu bırakılmasına rağmen icabet etmeyen mükellefle irtibat kurulamadığı hususları tespit edilmiştir.

vi. 19/10/2009 tarihli yoklamada mükellefin iki adet benzin istasyonu şubesinde 9 adet sigortalı işçi çalıştırdığı, iş yeri merkez ve şubelerinin kiralık olduğu belirlenmiştir.

vii. 11/08/2010 tarihli yoklamada ise defalarca gidilmesine rağmen iş yeri sürekli kapalı olduğundan şahıs ile irtibat kurulamadığı, çevreden sorulduğundaysa tanınmadığının belirtildiği hususları tespit edilmiştir.

viii. Mükellefin … Mevkii, … Yolu Üzeri …/… adresinde 28/08/2008 tarihinde yapılan yoklamada iki yıllık kirası peşin ödenen iş yerinde 3 işçi ile akaryakıt satışı için 1 adet benzin, 1 adet LPG ve 2 adet mazot pompası bulunduğu, pompalara ödeme kaydedici cihaz bağlatıldığı, ancak henüz ayarlarının yaptırılmadığı tespit edilmiştir.

ix. … Köyü, … Sapağı, …/… adresindeki şubede yapılan 09/07/2008 tarihli yoklamada aylık 2.000,00 TL kira bedeli ödenen şubede 1 işçi ile 20/10/2008 itibariyle akaryakıt işletmeciliğine başlanacağı, büro olarak kullanılan kısımda 2 masa 2 koltuk bulunduğu, demirbaşların mülk sahibine ait olduğu iş yerinde 12 pompa ile motorin ve benzin satışı yapıldığı tespit edilmiştir.

x. Mükellefin 2008, 2009 ve 2010 yılına ait Ba formu sorgulamasında alış yaptığını bildirdiği mükelleflerin büyük bir kısmı hakkında sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu ya da olumsuz tespit bulunmaktadır. Bir kısmının ise mükellefiyeti re'sen terkin edilmiştir.

xi. Mükellefin verdiği Ba formları ile bazı karşılık Bs formları arasında uyumsuzluklar bulunmaktadır.

xii. Mükellef tarafından, 2008 yılında 2.071.828,68 TL tutarında katma değer vergisi beyan edilmişken, Ba-Bs formlarında yer alan fatura tutarları 3.178.174,00 TL'dir. 2009 yılında 20.729.195,81 TL tutarında katma değer vergisi beyan edilmişken, Ba-Bs formlarında yer alan fatura tutarları 40.582.752,00 TL, 2010 yılında ise 10.936.252,83 TL tutarında katma değer vergisi beyan edilmişken, Ba-Bs formlarında yer alan fatura tutarları 33.313.761,00 TL'dir.

xiii. Bu kadar yüksek işlem hacimlerine rağmen mükellef tarafından, 2008 yılında 33.436,65 TL, 2009 yılında ise 119.440,31 TL tutarında kurumlar vergisi matrahı beyan edilip sırasıyla 7.251,90 TL ve 35.829,11 TL ödenecek vergi hesaplanmıştır.

xiv. 86.758,52 TL tutarında toplam vergi aslı ve 28.279,93 TL gecikme zammı olmak üzere gün itibarıyla ödenmesi gereken toplam vergi borcu 115.038,45 TL tutarındadır. Bu tutarın sadece 417,06 TL' si ödenmiştir.

Vergi inceleme elemanınca yukarıdaki tespitlere bağlı olarak mükellefin, iş yerinin fiziki durumunun, çalışan işçi sayısının, sermayesinin bu kadar yüksek tutarlı iş hacmine ulaşmaya elverişli olmadığı değerlendirilmiş ve kuruluşundan itibaren düzenlediği tüm faturaların gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı belirtilmiştir.

… hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerin değerlendirilmesinden, davacının yasal defterlerine kaydederek kullandığı faturaların gerçek bir alış-veriş ilişkisine dayanmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu durumda, uyuşmazlığa yol açan faturalarda yer verilen emtia miktarının, davacının ilgili dönemdeki satışları içindeki oranının %37 gibi yüksek bir oran olması, basiretli bir tacir olarak hareket etme zorunluluğu bulunan davacının, yasayla EPDK'nın sıkı denetimine bırakılan sektörde, emtiayı nakliyeciye sipariş edip bedelini teslim sırasında nakliyeciye ödediği şeklindeki iddialarının mutat bir davranış olarak kabul edilme imkânının bulunmaması hususları dikkate alındığında, uyuşmazlık konusu faturaları bilerek kullandığı anlaşıldığından, re'sen tarh edilen katma değer vergilerinin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka aykırılık görülmemiştir.

Davacı adına 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden yapılan inceleme:

Özel usulsüzlük cezası kesilmesini öngören ve bu cezanın kesilmesine ilişkin koşulları düzenleyen yasa hükmünde belirtilen unsurların uyuşmazlık konusu olayda bir arada gerçekleşmediği görüldüğünden, davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmamıştır.

Karar sonucu:

Vergi Mahkemesi, bu gerekçeyle özel usulsüzlük cezasını kaldırmış; diğer yönlerden davayı reddetmiştir.

Tarafların temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 04/12/2019 tarih ve E:2016/17118, K:2019/6556 sayılı kararı:

Davalının temyiz istemi yönünden yapılan inceleme:

Vergi Mahkemesi kararının, özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın anılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Davacının temyiz istemi yönünden yapılan inceleme:

Uyuşmazlık konusu dönemde davacıya fatura düzenleyen … hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler değerlendirildiğinde, anılan şahsın davacıya düzenlediği faturaların gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığına ilişkin yapılmış tespit bulunmadığı, davacının akaryakıt aldığı dönemlerde yapılan yoklamalarda belli büyüklükte ve faturalarda görülen emtianın ticaretini yapabilecek kapasitede demirbaş, makina ve teçhizata sahip olduğu, davacının iştigal konusu ile alınan faturaların uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, söz konusu faturalar nedeniyle tarh edilen katma değer vergileri ile vergilerin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarında ve bu kısım yönünden davanın reddine karar veren Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Karar sonucu:

Daire, bu gerekçeyle kararın, davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm fıkrasını onamış; kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş; davalının karar düzeltme istemini reddetmiştir.

… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Vergi Mahkemesi aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: … isimli mükellef tarafından düzenlenen faturaların sahte olduğunun bilinmediği, anılan mükelleften temin edilen akaryakıtın bedelinin nakit olarak ödendiği, alımların gerçek olduğu belirtilerek mezkûr gerekçeyle verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/10/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X -

KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.