2021/787 K. 2023/27 T. 25.1.2023

VDDK., E. 2021/787 K. 2023/27 T. 25.1.2023

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2021/787
Karar No.: 2023/27
Karar tarihi: 25.01.2023
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2021/787

Karar No : 2023/27

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) ... Bakanlığı (... Bakanlığı)

VEKİLİ: Av. ...

2- (DAVACI) ... İnşaat Anonim Şirketi

VEKİLİ: Av. ...

3- (DAVACI) ... İnşaat Turizm Nakliye Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

VEKİLİ: Av. ...

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 22/02/2021 tarih ve E:2018/2100, K:2021/1142 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacılar tarafından, ... tarih ve ... sayılı vergi, resim ve harç istisnası belgesine, ek süre verilmesine yönelik başvurunun reddine ilişkin Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işlemi ile dayanağı olduğu ileri sürülen 18/05/2017 tarih ve 30070 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İhracat, Transit Ticaret, İhracat Sayılan Satış ve Teslimler ile Döviz Kazandırıcı Hizmet ve Faaliyetlerde Vergi, Resim ve Harç İstisnası Hakkında Tebliğ (İhracat: 2017/4)'in 8. maddesinin (5) numaralı fıkrasında yer alan "Firmaların bu madde kapsamındaki ek sürelerden yararlanabilmesi için belge süresi sonundan itibaren 3 (üç) ay içerisinde Bakanlığa müracaat etmeleri gerekmekte olup, belirtilen süre dışında yapılan müracaatlar değerlendirilmez." kuralının iptali istemiyle dava açılmıştır.

Danıştay Onuncu Dairesinin 14/02/2018 tarih ve E:2018/500, K:2018/553 sayılı kararıyla dosyanın gönderildiği Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 22/02/2021 tarih ve E:2018/2100, K:2021/1142 sayılı kararı:

i. Düzenleyici işlem yönünden hukuki değerlendirme:

3505 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesinde (4369 sayılı Kanun ile değişik hali uyarınca) ihracat teşvik belgesine bağlanan döviz kazandırıcı faaliyetlere ilişkin işlemlerin ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kağıtların, 31/12/2003 tarihine kadar damga vergisi ve harçtan istisna edildiği, bu maddenin uygulanması bakımından döviz kazandırıcı faaliyetlerin neler olduğunun ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Devlet Bakanı ile Maliye Bakanlığı tarafından birlikte tespit edileceği düzenlenmiştir.

3505 sayılı Kanun'da yer alan ve süresi 2003 yılı sonunda biten döviz kazandırıcı işlemlere yönelik istisna, 02/01/2004 tarih ve 25334 (mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan, 5035 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Damga Vergisi Kanunu'na ek 2. madde, Harçlar Kanunu'na ise ek 1. madde eklenerek sürekli hale getirilmiştir.

Damga Vergisi Kanunu'nun ek 2. maddesi ile Harçlar Kanunu'nun ek 1. maddesinde döviz kazandırıcı faaliyetlere ilişkin işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kâğıtların damga vergisinden ve harçlardan müstesna olduğu; aynı maddelerin son fıkralarında da, bu maddenin uygulanması bakımından döviz kazandırıcı faaliyetlerin neler olduğunun ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı tarafından birlikte tespit edileceği kuralı bulunmaktadır.

Yüksek Planlama Kurulunun ... tarihli ve ... sayılı Rapor'u üzerine 261 sayılı Kanun'un değişik 1, 933 sayılı Kanun'un 3/C, 1567 sayılı Kanun'un değişik 1, 474 sayılı Kanun'un değişik 2. maddesi ile 2976 sayılı Kanun hükümlerine göre İhracat, İhracat Sayılan Satış ve Teslimler ile Döviz Kazandırıcı Hizmet ve Faaliyetlerde Vergi, Resim ve Harç İstisnası Hakkındaki 23/12/1999 tarih ve 99/13812 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 31/12/1999 tarih ve 23923 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.

Anılan Karar'ın 8. maddesinde vergi, resim, harç istisna belgelerinin sürelerinin azami 18 ay olduğu, ancak bu Karar'a istinaden Dış Ticaret Müsteşarlığınca yayımlanacak tebliğle belirlenen özellik arz eden satış ve teslimler ile hizmet ve faaliyetlere ilişkin belgelerin süresinin, proje süresi kadar tespit edilebileceği, bu belgelere ilgili firmanın gerekçeli talebi üzerine ek süre verilebileceği, ayrıca belge süresinin uzatılması kaydıyla belge konusu işe ait hukuki ve mali işlemler sonuçlanıncaya kadar istisna uygulamasına devam edileceği, süre başlangıcının vergi, resim, harç istisnası belgesinin tarihi olduğu, belge kapsamında ilk istisnanın uygulandığı tarihe kadar azami üç ay olmak üzere vergi, resim, harç istisnası belgesi süresinin uzatılabileceği, bu Karar'a istinaden Dış Ticaret Müsteşarlığınca yayımlanacak tebliğle belirlenen mücbir sebep ve fevkalade hal durumları nedeniyle belge süresinin uzatılabileceği veya ek sürelere ilave olarak süre verilebileceği belirtilmiştir.

Hukukumuzda kanunlar, genel kurallar içerdiğinden bunların özel durumlara uygulanabilmesi için daha özel ve somut, ayrıntılı düzenleyici işlemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Kanunların uygulanabilmesi için kanunların verdiği yetki çerçevesinde idare, düzenleme yetkisini kullanmaktadır. Kanunun tanıdığı takdir yetkisinin sınırları içinde belli olasılıklar öngörerek bu olasılıkların gerçekleşmesi halinde iradesini hangi yönde kullanacağını önceden takdir edip ilan etmek de idarenin takdir yetkisi içerisinde değerlendirilecek bir durumdur.

Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak şartıyla idarenin genel ve asli bir düzenleme yetkisine sahip olduğu, bir idare hukuku ilkesi olarak kabul edilmiştir. İdarenin bu yetkisi kamu hukukunun gerektirdiği hallerde, ülke genelinde uygulama birliği sağlamak, işlemleri düzenli yürütmek, kanunların uygulanmasından ortaya çıkan tereddütleri gidermek, yasaların uygulamasını göstermek ve bu konuda açıklamalar getirmek için kullanılabilmektedir.

Doktrinde, bütün unsurları göz önünde bulundurulmak suretiyle vergi hukukunda idarenin takdir yetkisi, vergi idaresinin, üst hukuk kuralları tarafından yetkisinin bağlanmadığı, nasıl hareket edeceğinin kesin bir şekilde belirtilmediği durumlarda, mevcut çözüm yollarından kamu yararını gerçekleştirmede kendisine en elverişli görülenlerden birini, bunun kullanılış usulünü ve harekete geçeceği zamanı tayin hususunda veya kendisine tanınan söz konusu yetkiyi kullanıp kullanmama konusunda, yargı denetimi dışında kalmaksızın sahip olduğu serbest hareket edebilme ve karar alabilme yetkisi olarak tanımlanmaktadır.

Şekil unsurunun hazırlanış biçimini oluşturan usul konusunda, idarenin kural olarak takdir yetkisinin bulunduğu sonucuna ulaşılmakta olup idareye usul ve esasların belirlenmesi konusunda yetki veren hükümlerin çoğu, hukuka uygun olarak ayrıntıların düzenlenmesine yönelik verilen son derece gerekli yetkiler niteliğindedir. Ancak bazen verilen yetkinin vergilemenin esasını etkileyebilecek genişlikte olduğu durumlara da rastlanmaktadır. İstisna ve muafiyet uygulamalarına yönelik verilen yetkiler bu niteliktedir.

18/05/2017 tarih ve 30070 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İhracat, Transit Ticaret, İhracat Sayılan Satış ve Teslimler ile Döviz Kazandırıcı Hizmet ve Faaliyetlerde Vergi, Resim ve Harç İstisnası Hakkında Tebliğ (İhracat: 2017/4)'in 8. maddesinin (5) numaralı fıkrasında, firmaların, bu madde kapsamındaki ek sürelerden yararlanabilmesi için belge süresi sonundan itibaren üç ay içerisinde Bakanlığa müracaat etmeleri gerektiği, belirtilen süre dışında yapılan müracaatların değerlendirilmeyeceği düzenlemesine yer verilmiş ve bu düzenleme işbu davaya konu edilmiştir.

Dava konusu Tebliğ düzenlemesi ile değişiklik öncesinde mevzuatta süre yönünden herhangi bir kısıtlama bulunmadığından, firmaların kendileri için öngörülen sorumluluk ve yaptırımlardan süresiz olarak kaçınmalarının ve bu konudaki suistimaller nedeniyle oluşabilecek vergi kaybının önlenmesi amacıyla istisna belgesi süre uzatım istemine ilişkin başvurular yönünden kısıtlama getirildiği görülmektedir.

Davacılar tarafından, dava konusu Tebliğ'deki düzenlemenin Kanun'a aykırı olduğu, konuya ilişkin olarak daha önceki düzenlemelerde süre yönünden herhangi bir kısıtlama bulunmamasına karşın söz konusu Tebliğ kuralı ile getirilen kısıtlama ile kapsamın daraltıldığı belirtilerek hukuka aykırılığın oluştuğu ileri sürülmekte ise de döviz kazandırıcı faaliyetlerin neler olduğu ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda Kanun ile yetkilendirilen davalı tarafından ihracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerde vergi, resim ve harç istisnası uygulamasına yönelik kurallar ihtiva eden dava konusu Tebliğ düzenlemesiyle bu yetkinin kullanıldığı ve düzenlemede, yetkinin dayanağı Damga Vergisi Kanunu'nun ek 2. maddesiyle Harçlar Kanunu'nun ek 1. maddesine aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

ii. Bireysel işlem yönünden hukuki değerlendirme:

Bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru, hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün dahi doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusur olup hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden Orman ve Su İşleri Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce ihale edilen ve davacıların oluşturduğu ortak girişimin uhdesinde kalan "Van Çaldıran Ovası Drenajı 1. Grup Köyler" işi nedeniyle 10/07/2017 bitiş tarihli vergi, resim, harç istisnası belgesinin verildiği, yöre halkının çalışmalara müsaade etmediği hususunun ihale makamınca 19/04/2016, 19/05/2016, 19/06/2016, 12/09/2016 ve 12/04/2017 tarihli tutanaklar ile tespit edildiği, ihale makamınca verilen, ... tarih ve ... sayılı yazıda, bitim tarihi ötelenen işe ilişkin vergi, resim ve harç istisna belgesi süresinin 15/11/2019 tarihine kadar uzatılmasının uygun olacağının belirtilmesi üzerine davacıların, 15/12/2017 tarihinde, istisna belgesinin süresinin uzatılmasına yönelik yaptıkları başvurunun, söz konusu belgenin süresinin 10/07/2017 tarihinde sona erdiği ve bu tarihten itibaren işleyen üç aylık müracaat süresi içerisinde başvurulmadığı belirtilerek, Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işlemiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.

Olayda, her ne kadar, davacılar tarafından, vergi, resim, harç istisna belgesinin süresinin uzatımı için, düzenleyici işlemde öngörüldüğü şekilde, belgenin süresinin bitim tarihinden itibaren üç ay içerisinde başvurulmamış ise de, süresinde başvuru yapılamamasının davacılara atfedilecek bir kusurdan kaynaklanmadığı anlaşıldığından, davacıların başvurusunun reddi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuki isabet görülmemiştir.

iii. Karar sonucu:

Daire, bu gerekçe ile davanın düzenleyici işlem kuralının iptaline ilişkin istem yönünden reddine, davacıların istisna belgesi süresinin uzatımına ilişkin talebinin reddine ilişkin olarak davalı tarafından tesis edilen bireysel işlemin iptaline karar vermiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından davacı hakkında tesis edilen bireysel işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyize konu kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

Davacı tarafından, istisna belgesinin alındığı tarihte yürürlükte olan İhracat:2008/6 sayılı Tebliğ'in hükümlerinin yürürlükte olduğu ve anılan Tebliğ'de istisna belgesi süresinin uzatılması için yapılacak başvurular için herhangi bir süre öngörülmediği, dava konusu düzenleyici işlemin Anayasa'ya ve hukuka aykırı düştüğü belirtilerek temyize konu kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMASI: Taraflarca temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, kararın dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, istemlerin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosya tekemmül ettiğinden davalının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin (4) numaralı fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı ancak, bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri; düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı belirtilmiştir. Kanun'un 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunması halinde birden fazla idari işlemin bir dilekçe ile idari davaya konu edilebileceği hükmüne yer verilmiştir. 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 24. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde, Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak iptal davalarının ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görüleceği kurala bağlanmıştır.

27/06/1963 tarihli ve 261 sayılı İhracatı Geliştirmek Amacı ile Vergilerle İlgili Olarak Hükümetçe Alınacak Tedbirlere Dair Kanun'un 24/09/1979 tarihli ve 34 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesiyle değişik 1. maddesinde, ürünlere dışsatım gücü kazandırmak ve müteahhitlik hizmetlerini özendirmek amacıyla alınacak çeşitli önlemlerden bahsedilmiştir.

28/07/1967 tarihli ve 933 sayılı mülga Kalkınma Planının Uygulanması Esaslarına Dair Kanun'un 3/C maddesinde, ihracatın kalkınma planı ve yıllık programlar dairesinde geliştirilmesi ve düzenlenmesi için gerekli tedbirlerin Bakanlar Kurulu Kararnameleri ile alınacağı düzenlemesine yer verilmiştir.

20/02/1930 tarihli ve 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un 15/02/1954 tarihli ve 6258 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle değişik 1. maddesinde kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım ve satımının ve bunlar ile kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin ve ticari senetlerle tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanının (02/07/2018 tarihli ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 8. maddesiyle değiştirilmeden önce "Bakanlar Kurulu"nun) salahiyetli olduğu hükme bağlanmıştır.

14/05/1964 tarihli ve 474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanun'un 25/06/1992 tarihli ve 3824 sayılı Kanun'un 15 ve 28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Kanun'un 28. maddesiyle değişik 2. maddesinde, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşma hükümleri saklı kalmak kaydı ile Cumhurbaşkanının (02/07/2018 tarihli ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 49. maddesiyle değiştirilmeden önce "Bakanlar Kurulu"nun) bu Kanun'un eki Gümrük Giriş Tarife Cetvelinde yer alan eşyaların gümrük vergisi had ve nispetlerini 50'ye kadar yükseltebileceği ya da sıfıra kadar indirebileceği veya bu Cetveldeki had ve nispetleri %50'sine kadar arttırabileceği, Tarifedeki notlarda gerekli değişiklikleri yapmaya, bu değişikliklerin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye de yetkili olduğu ifade edilmiştir.

02/02/1984 tarihli ve 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, dış ticaretin, ülke ekonomisinin yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlüler dışında ek mali yükümlülükler konulması ve kaldırılması, bu yükümlülüklere ilişkin esasların tespit edilmesi ve oluşan fonların kullanılmasının bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği, 3. maddesinde, ithalat, ihracat veya dış ticaret işlemleri üzerine konulan ek mali yükümlülüklerin nevi, miktarı, tahsili, takibi, iadesi, gerektiğinde bütçeye irat kaydedilmesi, bir fonda toplanması ve fonun kullanım esaslarının Cumhurbaşkanı (02/07/2018 tarihli ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 88. maddesiyle değiştirilmeden önce "Bakanlar Kurulu") kararında gösterileceği belirtilmiştir.

Öte yandan 3505 sayılı Kanun'da yer alan ve süresi 31/12/2003 tarihinde biten döviz kazandırıcı işlemlere yönelik istisna, 02/01/2004 tarih ve 25334 (mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan, 5035 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Damga Vergisi Kanunu'na ek 2. madde, Harçlar Kanunu'na ise ek 1. madde eklenerek sürekli hale getirilmiştir.

488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun ek 2. maddesinin (2) numaralı fıkrası ile 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun ek 1. maddesinde; döviz kazandırıcı faaliyetlere ilişkin işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kâğıtların damga vergisinden ve harçlardan müstesna olduğu, aynı maddelerin son fıkralarında da, bu maddenin uygulanması bakımından döviz kazandırıcı faaliyetlerin neler olduğunun ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından birlikte tespit edileceği kurala bağlanmıştır. Anılan maddeler 15/07/2016 tarih ve 6728 sayılı Kanun'un 27 ve 35. maddeleri ile değiştirilmiştir. Bu değişikliğe göre 488 sayılı Kanun'un ek 2. maddesi ile 492 sayılı Kanun'un ek 1. maddesinde, anılan maddelerin uygulanması bakımından Kanun'un ilgili fıkralarında yer alan döviz kazandırıcı faaliyetlere ilave olarak döviz kazandırıcı diğer faaliyetlerini, belge kapsamında istisna uygulanacak işlem ve faaliyetlerin aşamaları ile diğer usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığı birlikte yetkili kılınmıştır.

Yüksek Planlama Kurulunun ... tarihli ve ... sayılı Rapor'u üzerine 261 sayılı Kanun'un değişik 1, 933 sayılı Kanun'un 3/C, 1567 sayılı Kanun'un değişik 1, 474 sayılı Kanun'un değişik 2. maddesi ile 2976 sayılı Kanun hükümlerine göre İhracat, İhracat Sayılan Satış ve Teslimler ile Döviz Kazandırıcı Hizmet ve Faaliyetlerde Vergi, Resim ve Harç İstisnası Hakkındaki 23/12/1999 tarih ve 99/13812 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 31/12/1999 tarih ve 23923 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır. Anılan Karar'ın 8. maddesinde vergi, resim, harç istisna belgelerinin sürelerinin azami 18 ay olduğu, ancak bu Karar'a istinaden Dış Ticaret Müsteşarlığınca yayımlanacak tebliğle belirlenen özellik arz eden satış ve teslimler ile hizmet ve faaliyetlere ilişkin belgelerin süresinin, proje süresi kadar tespit edilebileceği, bu belgelere ilgili firmanın gerekçeli talebi üzerine ek süre verilebileceği, ayrıca belge süresinin uzatılması kaydıyla belge konusu işe ait hukuki ve mali işlemler sonuçlanıncaya kadar istisna uygulamasına devam edileceği, süre başlangıcının vergi, resim, harç istisnası belgesinin tarihi olduğu, belge kapsamında ilk istisnanın uygulandığı tarihe kadar azami üç ay olmak üzere vergi, resim, harç istisnası belgesi süresinin uzatılabileceği, bu Karar'a istinaden Dış Ticaret Müsteşarlığınca yayımlanacak tebliğle belirlenen mücbir sebep ve fevkalade hal durumları nedeniyle belge süresinin uzatılabileceği veya ek sürelere ilave olarak süre verilebileceği belirtilmiştir. Karar'ın 9. maddesinde belge süresi içerisinde ilgili firma tarafından yapılacak müracaata istinaden vergi, resim, harç istisnası belgesinin Müsteşarlıkça revize edilebileceği kurala bağlanmıştır. Karar'ın 17. maddesinde ise Dış Ticaret Müsteşarlığının bu karar hükümlerine istinaden vergi, resim ve harç istisnaları ile ilgili usul ve esaslara ilişkin tebliğ çıkarmaya, izin ve talimat vermeye, özel ve zorunlu durumları inceleyip sonuçlandırmaya ve uygulamada ortaya çıkacak ihtilafları idari yoldan çözümlemeye yetkili olduğu kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Usul Yönünden:

Bireysel işlem ile düzenleyici işlemin iptali isteminin birlikte ve aynı dava dilekçesinde dava konusu edilmesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 5. maddesine aykırılık teşkil etmeyeceğine oyçokluğuyla karar verilmiştir.

Kurul Üyeleri ..., ... ve ... bu görüşe aşağıdaki gerekçeyle katılmamışlardır:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin (4) numaralı fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri belirtilmiştir. Kanun'un "Aynı dilekçe ile dava açılabilecek haller" başlıklı 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunması halinde birden fazla idari işlemin bir dilekçe ile idari davaya konu edilebileceği hükmüne yer verildikten sonra "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" başlıklı 14. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (g) işaretli bendinde, dilekçelerin 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönünden inceleneceği; "İlk inceleme üzerine verilecek karar" başlıklı 15. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) işaretli bendinde de 14. maddenin (3) numaralı fıkrasının (g) işaretli bendinde yazılı halde 3 ve 5. maddelere uygun şekilde düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak suretiyle otuz gün içinde dava açılmak üzere dilekçenin reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.

2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinin yukarıda açıklanan (4) numaralı fıkrasında ilgililerin düzenleyici işlemle uygulama işleminin her ikisi aleyhine birden dava açabileceğinin belirtilmiş olması, her iki işleme karşı aynı dilekçeyle ve aynı idari yargı yerinde dava açılabileceği anlamında değildir. Aynı dilekçe ile dava açılabilecek haller, anılan Kanun'un 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasında gösterilmiş olup birden fazla işleme karşı aynı dilekçe ile dava açılabilmesi, ancak bu koşullar ile idari yargılama hukukunun gerektirdiği diğer koşulların birlikte gerçekleşmesi halinde olanaklıdır.

Sözü edilen fıkrada yer alan düzenlemenin amacı da aynı yargı yerinin görevine giren ve çözümleri ayrı emek gerektirmeyen idari uyuşmazlıkların aynı dava içerisinde görülmeleri sağlanarak gereksiz zaman israfı ile masrafın önlenmesi ve farklı kararların verilebilmesi riskinin ortadan kaldırılmasıdır. Aralarında maddede aranan biçimde bağlılık ya da ilişki bulunsa bile birden fazla idari işlemin aynı dilekçeyle idari davaya konu edilebilmesi için bu durumun kamu düzeni için öngörülen usul ve görev kurallarını ve bu kurallarla korunan ve Anayasa'nın 37. maddesinde öngörülen "kanuni hakim ilkesi"ni ihlâl ediyor olmaması da gereklidir. Bir başka anlatımla, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak görevine giren davaya konu edilebilecek nitelikteki bir işlemle idare veya vergi mahkemelerinin görevine giren davalara konu olması gereken bir işlem aynı dilekçe ile idari davaya konu edilemez.

Öte yandan, 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun ile ülkemizde istinaf kanun yolu uygulanmaya başlamış ve üçlü bir yargılama sistemi oluşmuş olup bireysel işlem ile düzenleyici işlemin aynı dilekçe ile dava konusu edilmesi halinin kabul edilmesinin görevli yargı yeri ile kanun yolu başvurusunun yapılacağı yargı yerleri arasında karışıklığa yol açacağı da kuşkusuzdur.

Bu bakımdan; 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 24. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, ilk derece mahkemesi olarak Danıştayın görevine giren Tebliğ'in dava konusu edilen hükmü ile 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 6. maddesi uyarınca vergi mahkemelerinin görevine giren uygulama işleminin iptali istemiyle aynı dilekçe ile Danıştayda idari dava açılmasına olanak bulunmadığından, temyiz istemine konu kararın, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (c) işaretli bendi uyarınca bozulması gerekmektedir.

2577 sayılı Kanun'un 22. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer verilen, 15. maddede sayılan sebeplerden biri ile veya yargılama usulüne ilişkin meselelerde azınlıkta kalanların işin esası hakkında da oylarını kullanacaklarına ilişkin kural ve Kurulumuzun usule ilişkin meselelerde azınlıkta kalanların diğer usuli meselelerde ve nihai kararda oy kullanacaklarına dair içtihadı uyarınca usuli mesele yönünden karşı oyda kalanlar esas yönünden de oylamaya katılmıştır.

Esas Yönünden:

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Daire kararının davacının istisna belgesi süresinin uzatımına ilişkin talebinin reddine dair bireysel işlemin iptaline ilişkin kısmı aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın anılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Öte yandan 18/05/2017 tarih ve 30070 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İhracat, Transit Ticaret, İhracat Sayılan Satış ve Teslimler ile Döviz Kazandırıcı Hizmet ve Faaliyetlerde Vergi, Resim ve Harç İstisnası Hakkında Tebliğ (İhracat: 2017/4)'in 8. maddesinin (5) numaralı fıkrasında yer alan dava konusu kuralda, söz konusu düzenlemenin dayanağı olan İhracat, İhracat Sayılan Satış ve Teslimler ile Döviz Kazandırıcı Hizmet ve Faaliyetlerde Vergi, Resim ve Harç İstisnası Hakkındaki 23/12/1999 tarih ve 99/13812 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bu Karar'ın dayanağı yatırım teşvik mevzuatına aykırılık bulunmadığından anılan düzenleyici işlem yönünden davanın reddi yolunda verilen temyize konu kararın anılan hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,

2- Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 22/02/2021 tarih ve E:2018/2100, K:2021/1142 sayılı kararının bireysel işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,

3- Temyize konu kararın düzenleyici işlem yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davacıların temyiz isteminin REDDİNE,

4- Davacılardan daha önce yatırılan ... TL temyiz karar harcı mahsup edilmek suretiyle 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun ilgili hükümleri ve Kanun'a ek (3) sayılı Tarife uyarınca maktu harç alınmasına,

25/01/2023 tarihinde usulde oyçokluğuyla, esasta oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.